Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
28EKIM2001.SAYI814 Sermin Sherif, Ahmet Öktem, Xurban.net, Güven Incirlioğln ve Hakan Toparmçalışmalanndanoluşan; BeralMadra'nın küratörliiğünde gerçekleşen Türk pavyonunun ayrı bır özelliği ortaya çıkıyor. Guidecca Adasf ndabulunan 1993 yılında kurulan Nuovo Icona adlı galeride gösterinin ilginç bulunması sevindirici. Her ne kadar Kültür Bakanı Istemihan Talay'ın küçük bir yazısını Türk pavyonun broşüründe okusak ve Pirelli, Borusan, BM Çağdaş Sanat Merkezi, Norol Matbaacılıkgibidestekverenkuruluşlannadlarını görsek bile bu yeterli gözükmemektedir. Umanzdaha ilerki yıllardaBienalIere verilecek olan katkı artar ve dahapolitik ve finans yardımı alarak gerçekleşebilir. Szeemann daha fazla yeni ülkeninkatılmasının doğru olacağını düşünürken geçen Venedik Bienali 'nde Çinli sanatçılara verdiğiyerihatırlatırken,birde herülkenin kendi pavyonunun inşaası önemli gibi duruyor. Çünkü süreklilik ve kalıcılığın sağlanması bakımından, bir binanın çağdaş sanatla âlâkalı bırmımartarafından inşa edilmesi ne kadar heyecan verici olurdu! Ama günümüz koşullannda bu imkânlıgibidurmuyor. PavyonlarınönemiSzeemann'a göre, uluslararası ve ulusal birleştirmesi bakımından önem taşımakta ve bir Bienal modeli olarak gözükmektedır (Venedik ve San Paolo bu tip birmodelde işlemekte). bir Japon manga kahramanı olan Ann Lee'yi satın alıp kendi fılmlerinde oynatan ve Fransız pavyonunda üçlü bir mekân çalışması yaparken, video oyunlarını kullanan ve Anne Lee'yi N. Amstrong'un sesiy le aya gittiğınde konuşmasıyla canlandıran Pierre Huyghe Bienalin özel ödüllerini aldılar. Bu üç çalışmanın da minör çalışmalar olarak adlandırılabilcceğinı bır kez daha burada hatırlatmak isterim. Son lstanbul Bienali 'ndekigidişat.bu anlamda, süımekte: Küçük boyutlar, küçük manga kahramanı. Bu arada, bence, ödül almayan ama ltalyan pavyonunda Szeemann'ın kurduğu akış içinde yerini alan Eva Marisaldi'nin alçak rölyefden yapılma genelde gazetelerden, filmlerden alınmış hayaletimsi kartpostal minör çalışmalannı vede 1949 doğumlu Cristina Garcia Rodero'nun "Yeryüzü ve gökyüzü arasında" adlı Haiti 'deki dini woodoo ayinleri sırasında çekilen, çamurlara batmış zencılerin yarı ışıklı yarı gölgeli, erotik fotoğraflarını da unutmamak lazım diye düşünüyorum. Tam tersi bir enstalasyonla da Richard Serra, MerleauPonty'nin "Algının Görüngübilimi" kitabında açıkladığı gibi, yanılsamalann uzamsal görüntüsünü verdiğınde majör bir algılama işini kurmuştu ki, unutulamayanbireserolarakakıllardakalıyor. Geçen yıl kan kanserinden ölen 1955 doğumlu Chen Zhen'e bir "hommage" ise, ltalyan pavyonunun içinde, Szeemann'ın Chen Zhen'e bir elvedası olarak yorumlanabilir. Çinlı sanatçılar içinde kuvvetli çalışmalaryapan Chen Zhen, Doğu ve Batı kavramlarını karıştırmakta ve yeni sanatsal direnme yolları aramaktaydı. Eniyikatılımpavyonuyla, 49. Venedik Bienali 'nde, Alman Pavyonu Altın Aslan ödülünü Gregor Schneider i le aldı. Schneider her zamanki çaiışmalarından birini gerçekleştirdi: Daha önce Paris Musee d'Art Moderne'de gördüğüm işi, bize Kurt Schwitters'inMerzbau'larındevamıgibi duranbirçalışmayı sunuyor; Merzlergibi, Schneider de kendi evınin düzeyini yükseltiyor, tavanımn yüksekhğini indiriyor, geçitlerde sürünerek geçmeyi imkânlı kılıyor. Otist bir kapatılma durumu nihayetinde bir insanlık durumu değil mi? Burada jüri çağdaş sanatın Altın Aslanı'nı da eskilerden gelenlere vermeyi ihmal etmedi. Pentürleri ile Twombly ve Richard Serrabuprestijlı Bienalin ödüllenne layık görüldüler. Pentürün kavramsal sanata en çok yakJaştığı haliyle soyut birresmin tarihi bir temayadönüştürülmesı, yani lnebahtı Savaşı'nı temsil etmesi, 19. yiizyıl tarihi temalarının 21. yüzyılda yenıden mi güncelleşeceği sorusunu sordurtuyor. 19 ışık verdiğinde, bunlann gölgeleri duvarlarda seyircilerin gölgelerine kanşarak dönüyor. Bu çalışma Batılı kimliği ve Batı 'da oturarak çahşmalar yapan Rus sanatçılara göndermede bulunuyor. Sergei Shutov ise mekanikten yapılma mankenleri kara elbiseler içinde yüzleri de kara kukuletalı olarak dua ederken gösteriyor. Duanın sesinin yankısı birçok dilden ve birçok dinden oluşmakta ve SSCB 'nin eski yapısını hatırlatmakta bizlere. Ancak dualann ne olduğu ve ne dediği duyulmamakta. Bu çalışma Shutov'agöre totaliterliğin bütünlüğündençokHolywood'untotaliterliğine,. çağdaş tüketim kültürünün küreselleşme" sine ve kitle kültürüne gönderme yapmakta. Japon pavyonunun dışında kafalan Fransız bagetlerine sarılmış insanlar bir gösteride bulunuyorlar; içeri girildiğinde yapılan gösterinin anlamı ortaya çıkıyor: Mc Donald's tarafından sponsor edilmiş bir enstalasyonda, ışıklı neoanlarla dev Mc Donald M 'leri oluşturuluyor. Erico Osaka tarafından küratörlüğü yapılan bu Japon pavyonu sanatçılanndan M. Nakumara'nın çalışması Mc Donaldlaşan dünyaynınküreselleşmesini eleştiriyor. Adı Altın Tak; çünkü izleyiciler bu Mc Donald Tak' ının (nerdeyse bir zafer Tak' ı) etrafında dolaşıp, altından geçiyorlar. Yeni Zellandapavyonunda ise Peter Robinson Dante'nin "llahi Komedya"sı üzerine bir enstalasyon gerçekleştiriyor. Bu yıl aynı kavramla bir sergi düzenlemiş olan benim için bu özel bir sürpriz oldu. ^ * Mısır / Mustaja Ramzi El Sayed / Isis. masıyla cemaat kurulması ve bir an sonra yenıden bireyciliğe dönüşle bu cemaatin kırılıp paramparça olmasını gösteriyor. Cıplak ınsanların birbirlerine girmesiyle oluşturulan ımaj kınlarak cemaati yok ediyor. özellikle cam kınlmasını veren "ses enstalasyonu" çok etkileyici. Amerikalılar tarafından fınanse edilen Rus pavyonunda ise Leonid Sokov "20. yy'ın Heykellerinin Gölgeleri"adlıçalışmasındatümmodern heykelleri (Duchamp'ın pisuarı, Giacometti'nin anoreksik figürü ve yürüyen adamı birçok anonim sanatçının yaptığı Lenin heykellen vb.) küçük boyutlarda dönen bir platonun üzerine yerleştirip onlara Polltlkalar blzl boğuyorsa... Günümüz kapitalizminin ıçinde, Avrupa kurumlannın küratörlerinden biri olan Lisette Smits "kültürün kapitahze olduğunu ve de ekonominin de kültürleştiğini" vurgulamakta. "Bask bölgesindeki kültürelgelişimlerbununen büyük göstergeleri arasında" diye açıklık getirirken, Consonni'nin Bilbao'daki müdürü olarak Frank Larcade cevap vermekte, politik sorunlara çare aramakta. Böyle birhalde de, politikanın hepimizi boğduğu durumlarda istermegalopollerinmerkezindeistersede çevrede olsun, hep yeni durumda nasıl sanat yapmak mümkündür ve nasıl düşünebiliriz? gibi sorular Bienalin sorunlarından en önemlisi olarak durmakta: "Politiksizleşen toplurn" kavramını ortaya atan YugoslavZizek;haberin,iletişimingizliliklerin ve sanatsal ifade yollarının nasıl sosyal devlet fikri içinde üretilip, dağıtılabileceğini sormak, bugünün sanatçılannın sorularından en belli başlılarını oluşturmakta. 49. Venedik Bienali bu sorulara siyasi cevaplar arayan plastik değerleri bizlere sunarken, aynı zamanda da, bir sistemin nasıl yürüdüğünü göstermekte. Vaporettolar; organize turlar; lokantalar; dünyanın dört bir yerinden gelen küratörler, sanatçılar, müze kurumlarında çalışanlar, koleksiyonerler, sanat yazarları ve eleştirmenleri, kokteyllerde boy gösterenler, partilerde birbirlerinitanıyanlarvb;herkes Bienalin olağanüstü bir sosyallik alanı olduğunu görmekzorunda. Politikadanekonomiye, sanat pazarından uluslararası ılişkılere kadar her alan Bienalin kapsamı içinde. Bu büyük şölenin ödüllerini de alanlar Paolo Colombo 'nun düzenledıği Istanbul Bienali'ndendetanıdığımızliliputvarisinema salonuyla Janet CardifFve Georges Bures Miller; küçük bir heykel kafası ile 1925 doğumlu Marisa Merz' in çalışması; Ardında finans gücü olanlar... Bienalin ana kavramına paralel olarak çahşan ve işlerini gösteren milli pavyonlar arasından Asyalılann durumu dikkat çekici. Arkalarında büyük bir finans gücüyle duran bu sanatçılann ve ülkelerin pavyonları devasa enstalasyonlar ve yüksek teknoloji kullanımıyla kendilerini hemen fark ettiriyor. Tayvan, "Canlı Hücre" kavramıyla, kesişen kültürler arasındakı mübadele konusu ele alınmakta. Shu Min Lin'ın "Camdan Hücre" adlı yerleştırmesihologramkullanımınınyerdegösterilmesıyle yeni birperspektıfi ortaya koyuyor. Liu ShihFen ise yansıma te Türkiye / Murat Morova / Yerebatan 'da Halüsinasyon Gördüren.