27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

!7 AGUSTOS 2000. SAYI 753 ) kadar Türk, gecenin ilerlemiş saatine dek •üren şenlikte, devasa meydanın çevresinle doyasıya eğlenip, pek uzaklarda olma/an gerçek banşın ve örtüşmenin adeta şıklarını saçtılar. Gökçeada'da üç yıldır yinelenen film "estivali ise tam anlamıyla nostaljikbir fesival. Gerçi gösterilen filmlerin yapılış tariıi o denli eski değildi ama, gösterildikleri nekân oldukça ilginçti. Çünkü festivalin üm etkinlikleri beş bin kişiyi alacak biçimie düzenlenmiş bir açıkhava sinemasında *österiliyordu.Tümfilmlerailecek,üçkuiaktarafından izleniyordu. Adahalkı, filmerin başlama saatinden çok önce gelip du/ardaki beyazperdenin önünde saatlerce jtunnaktanbıkrnıyordu. Yitirdikleri, belki Je birdaha sahip olmaolanağını bulamaya;aklan bahçe sinemasının keyfini yaşamak stiyorlardı. Filmden önce ya da sonra sahıeye çıkan sanatçılara ilgi ise olağanüstü soyutlardaydı. Kışın yalnızlığını bu sanat;ılarla doyasıya paylaştılar.Ayncafilmlerle ilgili her bir etkinliği (söyleşi, açıkotuum) geç saatlere kadar da yerlerinden calkmadan izlediler. örncğin bu yılki festivalin ilk gününde yitirdiğimiz değerli sanatçı Kemal Sunal üzerine yapılan açıkoturum, gece 24'ten sonra başlamasına rağmen, büyük bir ilgi gördü. Bu yılki festivalin büyük sürprizlerinden biri Biket tlhan' ın, gösterildiği yıllarda çogu sinema yazan tarafından es geçilen Kayıkçı filmiydi. Film, çok yıllar önce günümüzdeki iki kardeş ulusun ban şa uzanacak yolunu bir zeytin dalıyla değil de, bir sevda öyküsüyle muştulayacak bir naifliğe sahipti. Alçak günüllüama içten, gösterişsiz ama etkileyici bir sevda öyküsü çevresinde iki ulusun politik gaflanndan çekingen tutumlarına, bürokrasinin o bilinen katılığından insancıl yaklaşımlara dek her şeyi harmanlayıp düz bir çizgide anlatmanın üstesinden gelebiliyordu. Filmin tüm kadrosu ise (Mehmet Ali Alabora, Katerina Moutsatsos, Metin Belgin, Panos Papahadjis ve yönetmeni Biket Ilhan) sanki Türk Yunan dostluğunu pekiştirircesine sahnede yerini ahyordu. Daha güzeli ise bu filmi izleyenler arasında çok sayıda Türk ve Yunanlı belediye başkanlannın bulunmasıydı. Şenliğin ilk günü Kemal Sunal anısına gösterilen Ertem Eğilmez'in Hababam Sınıfı ise, TV'de defalarca izlenmesine rağmen, yaklaşık beş bin seyircinin katılımıyla bahçe sinemasının büyüsü altmda büyük bir ilgiyle izlendi. Tunca Yönder'in güncelliğinden hiç bir yitirmeyen, günümüz için de geçerli öğeleri içeren Ağn'ya Dönüş, Kadir Inanır'ın Ah Gardaşım, Yavuz özkan'ın Bir Sonbahar Hikâyesi filmleri de ada halkı tarafından ilgi gören fılmler arasındaydı. İlk ikisinde yönetmen Korhan Yurtsever'in, sonuncusunda ise Biket tlhan ile Metin Belgin'in yöneticiliğini yaptığı Film Festivali, Gökçeada Belediyesinin ana sponsorluğunda Gökçeada Kaymakamlığı ile KültürBakanlığı'nındestekleriyledüzenleniyor. Gerek yöneticiler, gerekse sponsorlarbu şenliğin gelipgeçici değil, aksine uzun ömürlü, geleneksel bir festival olması için ileriye dönükprojelerüretiyorlar. Gökçeada Belediyesi ile sanatçılararasındaki önerilerde adada kurulacak bir sanatçılar köyü, kapalı bir sinema salonunun yapımı ve yöre özelliklerini taşıyanbiretnografyamüzesiyeralıyor. Kimbilir, belki bir gün, bu ada, sanatın ve kültürün katkısıyla Ege'nin iki yakasını zeytin ağaçlan altındabirleştirip, uzun yıllar önce terk edilenDereköy'ünyıkıntılan arasında birçok banş ışığının yanmasına neden olabilir. Sanırım yöneticilerin de, sanatçılann da, şenliklerin de amacı bu... ^ Girit'te bir yüzyılhk hasret giderildi. Muammer Ketencoğlu Rebetiko Topluluğu, yaklaşık bir milyon kişinin izlediği üç konserinde iki yakanın şarkılannı yorumladı. Mübadelede Alaçatı'dan giden kadınlann oluşturduğu koroya eşlik etti... Yeniden nnizik yeniden Girit.. ÖZGÜR ÇtLEK R embetiko ve Balkan müziği araştırmacısı Muammer Ketencoğlu, geçen günlerde Rebetiko Topluluğu'yla (Kompania Ketencoğlu) bir haftalık Girit turnesi gerçekleştirdi. Sanatçıyla turne ve yaptığı çalışmalarla ilgili olarak söyleştik. Girit insanı ve kültürüyle ilgili bilgi verebilir misiniz? Girit insanının, hem çevresindeki adalardan hem de kara Yunanistanı'ndan çok farklı karakteri var. Öncelikle son derece başına buyruk birmizaca sahipler. Yüzyıllardan beri yaşadıklan günlük pratiği ve doğrulannı sürekli savunuyorlar. Bir yanıyla içine kapanık ve utangaç, diğer yanıyla da inatçı ve dik başlılar. öte yandan Akdeniz'de bir uğrak noktası olması nedeniyle turizme ve Yunanistan' a yaptığı olumlu ekonomik katkı, Girit'i en zengin Yunan adası haline getirmiş. Mesela şarkıcı Nikos Xiluris'in köyü Anoya'da hâlâ şehir yüzü görmeyen insanlar var. Bu köy, polis vejandarma kabul etmiyor, seçimlerde oy kullanmıyor. Yani bildikleri gibi yaşamak istiyorlar. Hatta ellerinde 2. Dünya Savaşı 'ndan kalma bir tank olduğunu bile duydum. dik. Konserlerde geleneksel Türk, Rum ve Girit ezgileri ile Rebetiko klasiklerini çaldık. Bu konserlerde Çeşme Alaçatı'dan göçen Rumlann HerakJion 'da kurduğu derneğin kadın korosuna da iki türküyle eşlik ettik. Konserde, Yunanistan'ınenönemlişarkı sözü yazarlanndan Manolis Rasulis, bizi çok gururlandıran bir konuşma yaptı. t nsanların ve medyanın size bakışı nasıldı? Genel olarak son derece sıcak karşılandık. Yunan ulusal televizyonu ERT1 'e konuk olarak çağnldık. Eleftrero Htipia gazetesi, bize geniş bir yer ayırdı. Kısacası yoğun bir medya ilgisiyle karşılaştık. Yaptığımız müziğin gereği olarak konserlerimizde de sıcacık bir dinleyici ilgisi ve katılımıyla görkemli anlar yaşadık. Üç konseri toplam 800900 kışi ızledi. Turneyle ilgili bir anınız var mı? Günlük bir Girit turu için adaya yanaşmış bir Türk gemisinden kalabalık bir grup çıktı ve alışveriş yapmaya başladı. Biz de sokaklardagelişigüzel dolaşırken içimizdengeldi, bir Türk ailesine'Merhaba'demek istedik. Yanlanna yaklaşarak 'merhaba' dediğimizde, 'AhyoksaEşberYağmurderelimi?' diyebirsoruylakarşılaştık. Arkadaşlardan biri de, "O değil ama onun arkadaşı" şeklinde cevap verdi. Aile tuhafbir şekilde yanımızdan koşarak uzaklaştı. Artık yorumunu okuyucuya bırakıyorum. Bu konseri birkaç yıl önce verseydiniz yine bu şekilde sıcak karşılanır mıydınız? Pekzannetmiyorum. Sonbiryıldıryaşananlar, medyanın ve politikacılann zaten bildiğimiz iki yüzlülüğünü açıkça ortaya çıkardı. Demek ki bu iki güç isterse iki halkı (düşmanı diyorlardı yıllardır) her platformda buluşturabilir. Depremden sonra halkın birbirine bu iki güç sayesinde nasıl yakınlaştığını gördük. Bugün bile Girit'e gittiğimizde, bazı belediye encümen üyelerinden bizim oraya neden gittiğimizi soran çatlak sesler de duyduk. Yine da sivil düzeyde artan yakınlaşmanın geri dönülemeyecek bir noktaya doğru hızla ilerlediğini düşünüyorum. Yakın gelecekteki proj eleriniz neler? Bugünlerde Almanya'da ünlü Klezmer Grubu Brave Old World'le ben ve buzukici arkadaşım Orhan Osman, TürkYunan ve Klezmer müzikleri arasındaki ilişkiyi araştıran bir haftalık bir atelye çalışması ve ardından bir konser gerçekleştirdik. Bunun dışında, çalışmalan biryılı aşkın bir süredir devam eden "Karanfilin MorunaAnadolu Zeybekleri" adJı albüm çalışmam çok yakın bir zamandadinleyicisiylebuluşacak. Aynca yıllardan beri birlikte çalıştığımız Sumru Ağıryürüyen, Brenna Mac Crimmon ve Cevdet Erek'le olan Balkan müzikleri kayıtlarımız bitme aşamasında. Sonuç olarak tutkuyla araştınp ürettiklerimizi dinleyiciy le paylaşmaya devam edeceğiz.^ Ya müzik gelenekleri?.. Yüzyıllar öncesine uzanan köklübir müzik geleneğine sahip Girit. Genel olarak halk müziği yalınl ığından daha karmaşık, Doğu ülkelerindeki gelişmiş kent müziğiyle eşdeğer sayılabilecek oturmuş bir sıstematik bu. Girit kemençesi (Kritiki Lira) ve lautoyla icra edilen halk türküleri ve dans melodileri, zamanzaman Karadenizmelodilerini andıran karmaşık ritmik yapıda. Kullanılan ses dizgilerine baktığımızda da Doğu toplumlannda rastladığımız yarım sesleri sıkçagörebiliyoruz. Eski Giritli müzisyenlerden Theanisis Skordelos, Nikis Xiluris ve günümüz sanatçılanndan Vasılis Stavrakakis'i anmak gerekir. Girit'te verdiğiniz konserlere değinelim isterseniz? Bu hikâyenin başlangıcı, Lozan Mübadeleleri Vakfı 'nın geçen şubat ayında yaptığı toplantıya kadar gidiyor. Orada tanıştığımız Korina Niliaranikis, bu konserleri organize eden üç belediyeyle bağlantımızı sağladı. Konsere Kompania Ketencoğlu grubu olarak beş müzisyen gittik. Orhan Osman, Ivi Dermancı, Stelyo Berber, Alpay Dinletir ve ben. Üç konser gerçekleştir Muammer Ketencoğlu konser afişlerinin önünde...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle