Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
C'UMHURİYf F DERGI önemlı olan konulardan bırı, doğal olaıal gazetecılenn habcr, röportaj ve fotoğrafgıb malzemelerının vaktınde ga7etc, ajans ya d; dergılcrıneyetışmesınısağlamaktı Bunlar Kore'den göndermck ıse büyük zaman kay bına neden oluyordu Bunu önlemenın tcl yolu ıse basın malzemelennı Tokyo'dan gön dcrmektı.Nevarkı,gazeteeılerınKore'der Japonya'ya geçmelerı, uçakla da olsa cr azından bcş saat, bazen hava koşullarının ıy olmaması nedenıylc bundan daha da fazk bırzamanalıyordu Gazetecılenn buyolcu luğu hergün yapmalarına ıse ımkân yoktu Bu durumu göz önünde tutan Amerıkan askerîbırlığı, gazetecılerın haber ve malzemelennı hergün öğlcdcn sonra Tokyo'ya götürmek üzere ıkı motorlu bır bombardıman uçağı ayırmıştı. Gazetecıler, haberlcrını, röportaj, fotoğraf ve fılmlergıbı malzemelennı. üzerlennde adreslennın yazıh olduğu zarflara koyuyorlar, sonra bunlan Tokyo 'ya götürüp basın bürolanna teslım etmekle görevl i Amenkalı kuryeye teslım edıyorlardı Kore ıle Japonya arasında asker ve sıvıl personel ıle gazetecılen götürüp getıren dört motorlu askerî yolcu uçaklan vardı. Bu seferlerher gün belırh saatlerde düzenlı olarak yapılıyordu. Bu uçaklar gıdış ve gelışlennde Japon denızını geçerken Japonya'run güney topraklanyla Kore Yanmadası'nın en güney ucu arasında kalan en dar yerı seçıyorlardı. Bunun nedenı, herhangı bır kaza durumunda düşen uçağın bulunduğu yere karadankısa sürede ulaşılmasını sağlamaktı Bu amaçla örneğın Seul'e gıtmek üzere Tokyo'dan kalkan bırpersonel uçağı önce Japonya'nın Batı sahılını ızleyerek güneye ınıyor, Kore ıle Japonya arasındakı Japon Denızı'nın en dar yennden karşıya gecıyor, bu kez Kore'nın Batı sahılını ızleyerek kuzcyeçıkıyorve Seul Havaalanı'na ınıyordu Doğal olarak bu uçuş en azından beş saatten az olmuyor, bu dagazetecılıkaçısındanzamankaybına neden oluyordu Oysa gazctccılenn malzemelennı götüren bombardıman uçağı Kore'den Tokyo'ya gıderken zaman kazanmak amacıyla ıkı kara arasındakı yolu, ötekı uçaklar gıbı önce güneye ınıp sonra kuzeyc çıkarak zaman yıtırmeden aşıyor, ıkı kara arasındakı uzakhğı, düz bır çızgı ızler gıbı kısa sürede geçıyorve en azından bırbuçuk, bazen ıkı saat kadar bır zaman kazanılmasını sağlıyordu. Bu da haberlerın zamanında yetıştırılmesı bakımından önemlı oluyordu Elazığlı Kemal Fırat, "düşman "a çevrUmiş makineli tüfeğinin başında... Elli yıl önce Kore'de SELAMt AKPINAR 195O'lı yıllardı. Güney ve Kuzey Kore yetkılılen arasında mütareke ıçın ön hazırhk görüşmclerı yapılmaktaydı Gazetecıler, Seurüngüneyındekıbırdüzlüktetoplanmıştı. Düzlüğün yanında asfalt bır yol, kuzey yönünde de yaklaşık 300 metre kadar yükseklıkte bır tcpc vardı. Basın ışlerıyle görevlı Amenkalı bırbınbaşı hclıkopterle mütareke hazırl ık görüşmelennın yapı ldığı tepenın ardındakı bölgeye gıdıyor, gereklı bılgıleri topladıktan sonra yıne helıkopterle gazetecılenn heyecanla bekledıklen düzlüğe ınıyordu Basın temsılcılennın, ön görüşmelerın yapıldiğı bölgeye gıtmelerı yasaktı. Gazetecıler bınbaşıya sorular soruyorlar, onun verebıldığı yanıtlan heyecan ıçınde not edıyorlardı. AssocıatedPressmuhabırınınkısasürede habermerkezıne ulaşmasını sağlayacak cıpı vardı. Cıp asfalt yolun bır kenannda duruyor verölantıdeçalışıyordu Dıreksıyon başında ısebırşoförhazırbeklıyordu Savaş alanlarında cıplerın ön camlarının yatık duruma gctırılmesı zorunluydu Bunun nedenı, herhangı bır saldırı durumunda bır sıpere yatıp korunmak ıçın hızla cıpten atlarken ayakların cama ve çerçevesıne takılmasını önlemektı. Yatık cam çerçevenın, şoförün sağ yanındakı koltuğun önüne rastlayan bölümde ıplerle sıkı sıkıya bağlanmış bırdaktılo vardı. Assocıated Press muhabırı, ötekı gazetecılcrle bırlıkte basın sözcüsü bınbaşıdan gerckl ı bılgılen aldıktan sonra hıç zaman yıtırmeden hızla cıpe koştu, şoförün yanındakı yere oturmasıy la cıp hareket ettı ve muhabır yoldaılerlerkenönündekıdaktılodahabenn ı y azmaya başladı. Yıne Kore'de savaş muhabın olarak görev yaptığım günlerdı. Çalışmalar arasında en Bombardımancının yeri... Basın malzemelennı Kore'den Tokyo'ya götürmekle görevlı bombardıman uçağı aynca üç gazctecıyı de Japonya'ya götürmek üzere uçağa alabıhyordu. Bunlardan ıkısı önde pılotun yanında yer alabıhyor, üçüncü gazetecı ıse ancak tek başına, savaşta bır bombardımancının görev yaptığı kuyruk bölümündekı yerde oturabılıyordu. Ben Güney Kore'nın lıman kentı Inçon Havaalanı'ndankalkacakbu uçağın görevlılennebaşvurarakTokyo'yadönmekıstedığımı bıldırdım. Bana, pılotun yanındakı ıkı yerden binnın daha önce başvurduklan ıçın New York Tımes muhabınne, ıkıncısının de Unıted Press Internatıonal muhabınne venldığmı, bana ancak kuyrukta bombardımancının yennın venlebıleceğını, burada tek başımaoturabıleceğımısöyledıler. Pılotun yen ıle bombardımancının yen arasında gıdiijgelış yoktu Ben bunu kabulcttığımıbıldırmcmden kısa bır süre sonra uçağın kalkacağıhabcrıverıldı. Uçağın kuyruk bolumununaltında ancak bırkışınıngeçcbılcccğıgenışlıkteyuvarlak bır kapak vardı Bana o kapağın altına gelmemısoylcdıler Oraya çıkabılmek ıçın herhangı bır merdıven yoktu Önce sırtıma bır paraşüttaktılar, sonra paraşütün gcrcktığın General Tahsin Yazıcı, Kore'deki Tiirk subaylarıyla... Selami Akpınar, Kore Savaşı'nı, savaş muhabiri olarak Vatan gazetesi adına izlemişti. Bir haberin kısa sürede basın merkezlerine, dolayısıyla okuyuculara ulaştırılması için nasıl bir uygulama yapıldığına hem tanık olmuş, hem yaşamıştı. Akpınar'ın, Tarih ve Toplum dergisinin Eylül sayısında çıkacak yazısını yayımlıyoruz.