Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
0 AĞUSTOS 2000. SAYI752 Vlutluluk artık bir hak değil, ödev oldu. Mutlu olmayı ırzulayıp buna ulaşamamak denli boğuntu yaratan liçbir şey yok. Mutluluk gayri meşru bir amaç mı? >ık bir yazar, Pascal Bruckner "Ömürboyu Keyif" citabında bizim mutluluk arayışlanmıza saldınyor... Mutluluk bir serap mı? üyük pahalarla barışa, refaha ulaş tığımıza, ideolojilerinsonugeldiğine ve dinsel veyasetten kurtulduğumuza göre kendimizi aslolana; ıyi yaşamaya adayabileceğimize olanca saflığımızla inanmıştık. Ola ki, mutlu birvaroluşu aramak hepimiz için, haklı bir değer haline gelebilirdi. Hayır, bu hataya düşmeyin, diyor entelektuellerimiz, bu sizi köleleştirecekyeni bir davranış biçimi haline gelebilir. Pascal Bruckner'e göre, mutluluk bir aldanış ve serap. Her günün can sıkıntısından başka bir şey getirmediği bir yaşamda, basit anhk zevkler ya da geçici keyiflerle yetinmek daha geçerli bir yol. Yeryüzündeki gelip geçiciliğimiz sırasında böyle bir vizyonu biraz hüzünlübuluyoruz, ama bu görüş yabana atılır gibi değil, Bruckner sorulan şöyle yanıtlıyor. Mutlulukla alıp veremediğiniz ne? Mutluluğa hiç itirazım yok. Tersine, mutlulukideolojisininortaklaşabirbuyurganlık haline gelmesini eleştiriyorum. Fransız devriminden bu yana bir haktı mutluluk; bugün, bir ödev, dışlanma, kişisel bitkinlik, boğuntu ile birlikte anılan bir ödev. Mutluluk aynı zamanda kaygı yaratıroldu: Nasıl sağlıklı kalmalı, yaşamda başanlı olmalı vb. Mutluluğun bütünüyle belirsiz bir nesnesi olduğu için bu sonsuz bir arayış. Hiç kimse gerçekten mutluluğun neden ibaret olduğunu bilemiyor. Yaşamda başanlı olmanm ne anlama geldiğini dc. "Mutlu olun!" Çok çekilmez birkomut,çünküiçeriğiyok. Mutluluk bir değer değil, bir durum... Insan haklannda, ABD Anayasası'nda yazıldığı andan itibaren Batılı laik toplumlarımızda, dinsel esenliğin yerini aldı ve özgürlükle aynı kertede bir değer haline geldi. Ben demokrasinin mutluluğu ve zihinsel, bedensel rahatlığı, adalet ve özgürlükle aynı kefeye koymasını zararlı buluyorum. MuseviHıristiyan geleneğe duyulan nostaljimi? Bunu ileri sürmenizi bekliyordum. Hayır, tam tersine. Ama bu mutluluk ideolojisi, suçluluk duygusunu yeniden doğurdu. însanlan, zoraki sevinç duygusuyla karşı karşıya bırakmak, onlan ruhbilimsel, cinsel, fiziksel, aşka değgin başanlar peşinde koşmaya zorladı. Buna ulaşamamak da kendiliğinden, suçluluk duygusu altında bıraktı. Eskiden sofulann Tann katında esenliğe varmak için çırpınmaları gibi, insanlarkendi mutluluklannı üretmek için hırsladidinipduruyorlar.. MuseviHıristiyan evrenden çıkmış değiliz, onun daha sinsice bir y an yolu içindeyiz. Mutluluk ile yaşama sevinci arasındaki Blair, yeni bebeğiyle mutluluğu yakalamış gibL, ayrım nedir? Yaşama sevinci, en acımasızından en hoşa gidenine değin tüm görünümleriy le varoluşu kabul etmektir. Bu serüvenin hiçbir anlamı olmasa da, mutsuzluk bizi hırpalasa da mutlu, neşeli, yaşama bağlı oluruz. Her şeye karşın yaşanz ve yaşamı her şeyden ustün sayanz. Mutsuzluğu yaşamak, mutluluğu kesintiyeuğratsabile. Yaşamın amacı mutluluk değilse ne olabilİr? Hiçbir şey. Bu dünya üzerinde nedensiz doğduk. Yaşamın amacı mutluluktur sözü, varoluşumuzaharç olsun diye, filozoflar ve din adamlan taraftndan yaratılmıştır. Kendimize sayısız yan amaçlar saptınyoruz: Meslekte, aşkta başan gibi... Ama kimse yaşama bir amaç yükleyemez. Bu bütünüyle yıpratıcı değil mi? Yupıratıcı olan, bir amaç saptamak ve ona ulaşamamaktır. Mutlu olmayı oynayan insanlarvardır.Birkaçdakikalığınabunuelde edenler vardır. öte yandan içlerinde yaşama sevinci taşıyanlar vardır. Bu dünyanın üzerinde olmaktan kıvanç duyarlar; çunkü bu sonradan katılmış değerlerin ve mutlulukla nn, trajedilerin ve tekdüzeliğin dışında emin olduklan tek şeydir. Peki ama mutluluk, trajediyi önlemiyormu? Bu ideolojinin yan etkilerinden biri de mutsuzluğu, ölümü bir kenara itmektir. Ötekinin acılanna alerji duyar hale geldik. ölümcül hastalan toplum ıskartaya çıkanyor, hastanelere kapatıyoruz. Daha iyi bir yaşam özlemini de mi eleştiriyorsunuz? Hayır, onu yüceltiyorum. Onsekizinci Yüzyıldakiler gibi, çok coşkulu, ama aynı zamandatcmkinli. Voltaire"Yeryüzücennetı, benim olduğum yerdedır" demcmiş miydi? Mutluluk, burada ve şimdi, hem dc dönemin olayları bundan sakınmayı gerektirirken.Voltaire.insanınhiçbirzamankötülükten, acıdan kurtulamayacağını biliyordu. Oysa, Yirminci Yüzyıl bir iyimserlik atılımıyla mutluluktan, hazdan, zevkten yana bir ruh halini zorunlu kıldı. Bilimsel, tıbbi, teknik araçlar bize insanlığı ezen tüm mutsuzluklann sonuna geldiğimizi vaat ediyordu: Kanser, açlık, sefalet... Çağdaş insarun Prometeci esrikliği!.. Bugün, eskisinden kuşkucu hale geldik ve bilim adamlannın söylediği gibi, insanlan kırıp geçirecek hastalıklar ve afetler hep olacak. tnsan gene de mutluluğa varabileceği koşullan yaratabilir kendine. Mümkün olan en iyi koşullar içinde bile, mutluluğa ulaşamayan ınsanlar var bol para, yeşillikler içinde malikâneler, vb. Karabasana bile dönüşebiliyor yaşamlan. Kuşkusuz hazza ulaşmak için genetik yatkınlık da önemli, bazı bireyler fizyolojik olarak acıya, hastalıklara, yaşlanmaya daha dirençliler. Mutluluk arzulanabilir bir hedef değilse yerine ne öneriyorsunuz? Mutluluğu reddetmiyorum, yalnızca bu bir aldatıcı hedeftir diyorum, onun yerine günlük tedirginlikleri uzak tutacak bir tasasızlığı yeğliyorum. Başka değerler daha ilginç benim için, örneğin, romantizm. Varoluşumuz sırasında birdenbire olagelen öngörülmemiş olaylardırbu. Yannın ne getireceğini bilememek, romantizmc bilinmezlik karakterini verir. Ben programlanmamış olanı seviyorum. Aynlıklann, kopuşlann büyülü çekiciliği bizi bilinmezlik içinde salındınr ve zaman boyunca yaranmıza bir iz kazır. Yaşam esinlenmelerle ilerler. Gizemliliğe, keşfedilmemiş olana açıkbir kapı bırakmak gerekir. Başkalığın çağnsına yanıt vermelidir insan: Bu kimileri için çöl ya da Doğu olabilir, bir diğer kişi için yeni bir cinsellik biçiminin ya da bastınlmış bir yeteneğinkeşfi olabilir. Mutluluk olanaksızsa, bilgeliği deneyebilirmi insan? Bilgelik bizi sistemliveaşın bir mutluluk arayışının doğurduğu acılardan kurtaracaktır. Ama kolektif baskımedya, kamuoyuhep insanın içten gelen sevinç tezahürlerinin yolunu gözler. "Harika görünüyorsun" ve seçkinler arasına zorla itiliriz. Mutluluğun belirtileri yeni aynmcılık haline geldi. Sorun, mutluluğun bir çaba sonucunda elde edilebilir olmayışıdır. Mutluluk salt istenç gücüyleulaşılabılir bir şey değil. Sonuç: En ağırtepki olan depresyon... Mutluluğa geldiği zaman, hoşgeldin diyebilmeli, gittiği zaman peşini koyvermeliyiz. Onu tasarruf etmek olanaksızdır. Sırasıylabilinçaltı, anhk ve tasasızlık mutluluğu getirir. Mutluluk kendisini belli eder mi? Mutluluk anlan çoğu kez insanın bilgisi dışında akar gider: İnsan mutlu anlar bittikten sonra farkma vanr mutluluğun. Prevert'in sözüdürbu: "Mutluluğumu,aynlıpgiderkençıkardığıgürültüdentanıdım."4| Psychologies Magazine 'den çeviren: EMREÇAĞATAY Fotoğraftaki gülümseyiş mutluluğun ifadesi mi? Tom Cruise, Nicole Kidman..