30 Nisan 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

8 CUMHURİYET DERGİ 1974 yılındaki Af Yasası'ndan yararlananlar arasında yer alan sanatçı Halil Ergün: Bizde değişmezliği isteyenlerin, tutuculuğun bekçiliğini yapanlann ellerindeki tek silah; terörist, vatan haini kavramıdır. Bu değişmiyor. Onlar, daha güzel bir dünyayı savunanlan her zaman geniş yığınlara böyle tanımlamışlardır. "Siyasi af zorunludur" DUYGU YAZICI Sanatçı Halil Ergün 1974 affi ile özgürlüğüne kavuşanlardan. Her iki darbede de hapseatılıp 1970 'livel980 'liyıllarm hapıshaneleriniyahndan tanımış. Kendisiafla ilgıliyaşadıklanm anlattı. 1974 seçimlerinde o günlerin Cumhuriyet Halk Parlisi lideri Eccvit siyasi af vaadiyle alanlaru çıkınıştı. Ama kimi ıtıahkumlar "Af değil özgürlük istiyoruz" diyerekhapishanelerekonulansandıklara boş oy atmışlardı. Sizin oyıınuz kimeydi? Ben Eccvit'e oy vermıştim. O günlerde dışarda toplumsal muhalefet dcvam ediyordu. Bir af bu anlamda, askeri darbe sonucu ortaya çıkan tutukluluk kültürünün devamındaki gelişmc çizgisini yaralayacaktı. Af arifesinde hangi hapishanede kalıyordunuz? Mamak'ta kalıyordum, üç numaralı hapishanede. Muhabere okulunun hapishanesiydi. 4050 kişi vardı. Atila özsever, Yücel Top.Sıvas'takaybettığimizşairBehçetAysan'ı hatırlıyorum.Bcn de askeriığımi yaparken tutuklandığım için asker kışi olarak kalıyordum hapishanede. O geceden aklınızda kalanlar... Insanlar hazırlanmıştı, bavullar toplanmıştı. Sokağa çıkılacaktı. Ertesi sabahın davranışlan gözden geçiriliyordu. Dışanya yönelik sohbetlerle geçmişti gece. Bizim koğuş askerlerden oluştuğu için biraz daha kendi içinde farklı muamelegören bir gruptu. Orayla özdeş olmamızın izleri vardı duvarlarda. Mesela benim duvanmda MilliyetDergi'ninkapağındankesilmiş bir çocuk resmı vardı. Bulduğum tavuskuşu tüyünü çok renkli olduğu için bir yaşam tadı olarak asmıştım duvara. Bir dünya kurmuş tumkendime. Herkesin ranzasmın başında kendisinden izler vardı. Onlar datoplanmış, bavulakonmuştu. Görüşmeciler dışan çıkıyoruz diye daha iyi giysilergetirmişlerdi. B izim bir astsubay müdürümüz vardı. Sabah ondan duyduk affın çıkmadığını, derin bir sessizlik oldu. Tek tük konuşmalar oldu. Erkenden yatıldı ve çok sessiz geçti. O gece kimse kitap okumamıştı. Yorulmuştuk, onu anımsıyorum. Bir hafta falan sürdü yeni duruma uyum sağlamamız. Sonra Anayasa Mahkemesi'nin karannı beklemeye başladık. tkinci kez yattığımız süre bütün yattığımız süreye bedel bir sapmaydı. Resmi Gazete yayımlandı, habergelmişti. Birden dışan çıkılacağı anlaşıldı. Vedalaşma olmadı sanki. Biranevvel çıkma telasındaydı herkes. Ben iki gün daha kaldım. Dogrudan askere götürülmem olasılığı vardı. Bu benim için müthiş sarsıcı bir şey olmuştu. Herkes gitti, yapayalnız kaldım. Çok ağırgelmişti. Yeni maceraya kendimi hazırladığımı hatırlıyorum. Banayapılanbildirim,buradantertipli olarak askere götürüleceksin biçimindeydi. Dışan çıkanlar, arkada kaldığınızı fark ettilermi? lşte onu söylemeye çalışıyorum, galiba fark etmemişlerdi. Bulent diye bir arkadaşıtna bir mektupla duygulanmı yazdığımı hatırlıyorum. Af suçlan bütün sonuçlanylabirlikte ortadan kaldırmıştı. Dikımevi'ndeki askerlik şubesine götürüldüm, amcam geldi, subaydı. Yönetmeligi biliyordu. Askerken tutuklandığım için yattığım sürenin askerliğime sayılacağı anlaşıldı. Siyasileri dışlayan bir af ne anlama gelirsizce? Şu anda siyasi olarak içerde bulunan pek çok insanın antidemokratik maddelerdcn, demokratik kültüre uymayan yasa maddeleri nedeniyle içerde olduklannı biliyorum. Bu çarpık düzende, ekonomik ve siyaset anlamında bir cinnet yaşayan toplumumuzda siyasilertarafındanafbıremnıyetsupabı.bır siyasi yatınm gibi algılanıyor. Kaçakçının, çetenin, soyguncunun, kader INSAN HAKLARI 2000 915 Aralık tarihleri arasında Istanbul'da 60 sivil toplum kuruluşunun katılımıyla "Insan Haklan 2000" haftası düzenlendi. SODEV'in koordinasyonunda gerçekleştirilen projede sergiler, film gösterimleri, paneller, tiyatro etkinlikleri yer alıyor. TÜYAP Tepebaşı alt salonunda, sergilerin yanı sıra sivil toplum kuruluşlannın standlan yer alıyor. "Sinemada Insan Haklan" başlığıyla hafta boyunca gösterilecek filmler arasında Garaj Olimpo, Ülke ve özgürlük, Carla'nın Şarkısı, Karanlıkta Uyananlar, Bir Gazetecinin Ölümü de yer alıyor... Salonlar Yeşilçam Sineması, AKM Sinema Salonu, Fransız Kültür Merkezi, Bilgi Üniversitesi... AKM Konser Salonu'ndaki "Insan Hakları Gecesi" ise 11 Aralık Pazartesi gecesi... Bilgi için tel: (0212) 292 52 524 Ergün: Bugünün antidemokratik yasalanndan dolayı içerde olanların sııçlu olmadıkları inaıtcmdaytm. kurbanı diye açıklanan katilin aflfı konusunda kafam açık değıl. Bu alanda af bir siyasi yatınm olarak kullanılıyor. Ama siyasi affin zorunlu olduğunu biliyorum. Antidemokratik yasalardan içerde olan ınsanların zaten çağdaş hukuk anlayışına göre suçlu olmadığını düşünüyorum ben. Pek çok insan var içerde; bölücü, terörist olarak adlandırılan. Sizde '74 yıJında böyle tanınılantnış kişilerden biri idiniz. Bugün içerde olanlardanfarkınızneydi? Hiç farkımız yoktu. Onlann da itirazı ülkesı.ülkesı ınsanı vehayatlailgili. Daha güzel günler için... Ben de o itiraz içindeydım. Hiç farkımız yok. Bizde değişmezliği isteyenler, tutuculuğun bekçiliğini yapanların ellerindeki tek silah; terörist, vatan haıni kavramıdır. Bu değişmiyor. Daha güzel bir dünya savunanları geniş yığınlara her zaman böyle tanımlamışlardır. 74 affı bütün teröristleri saldı diyorlar. İçlerinden biri olarak ne diyorsunuz? Çok yanlış bir yaklaşım var. lçerdeki insanlar teröristtir, vatan hainidir, salarsak aynı şeyleri tekrar edeceklerdir diyorlar. Peki onlar itirazlannıniçinyapmışlardır? Gökten zembille mi inmiştir itirazlan? Türkiye'nin gerçeğıyle ilgili düşüncelerinden kaynaklanmıyor mudur? Yani özgürlüklerin kısıtlanması devam ediyorsa, yoksulluk devam ediyorsa, işkence, zulüm devam ediyorsa... Yolsuzluklann, katrilyonlann konuşulduğu, dehşetli infazlann konuşulduğu bir Türkiye'deyaşıyorsak... Siz bu şikâyetlerin ve retlerin meselesini tartışmayacaksanız, yokmuş gibi davranacaksanız, onlara kcndilennden menkul birer terörist gibi anadan doğma teröristler gibi bakacaksanız asmayalım da besleyelim mi dersiniz. Zaten işin çarpıklığı burada... Şimdi de F tipi cezaevleri dayatılıyor. insanın sessizl iğe vc kendine döndürülmesinin katliam olduğunu düşünüyorum. Ne kadar hapiste kaldınız? 12 Mart darbesinden sonra Harbiye'deki nezarethanede, sonra Davutpaşa Kışlası 'nda , ardından Ankara Mamak'ta kaldım. Davutpaşa'da daha hoşgörülü bir yönetım vardı. DevGenç'ten insanlar yatıyordu. Yan koğuşta tlhan Selçuk, Doğan Avcıoğlu, llhami Soysal vardı. Aynı korıdorupaylaşıyorduk. Saçlarımı/ıkcsmişlerdı, sonra dakelcpçelı cllerimizlc o saçları süpürrtürmüşlerdi. 12 Eylül'de dört buçuk ay yattım. Hastal, Metris (Fotoğraf: SENEM ÖZTÜRK) ve Davutpaşa'da kaldım. ^
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle