30 Nisan 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

10 ARALIK 2000. SAYI 768 sorununun, Ingilizce dışındaki tüm dillerde yaşandığı anlaşıhyor. Türkçe Sorunları Kılavuzu'nda Ingilizcenin Tuzaklarına Karşı adlı bir bölüm devar. Ingilizce etkisine dikkat çekmek için. "Dil kirlenmesi" denen olgu mu bu? "Kirlenme" sözcüğü çok çekici; çevre kirlenmesini anıştınyorçünkü. Ancak, "dil kirlenmesi" deyiminin içerebildiği yabancı düşmanhğı tehlikesine dikkat. Başka dilleri kir gibi görmeye varabilecek bir duygu var bu deyimde. Tıpkı "vatandaş Türkçe konuş" sloganındaki gibi. Bazı vatandaşlann farklı bir anadili olduğunu silen, üstü örtülübir şovenizm. Tek yönlü bir bakıştn ürünü. Kültür emperyalizminin tek yönlü bir işleyiş olduğu doğru tabii. Baskın çıkanın, kendini dayatanın dili, "management"ın dili Ingilizce. Oyuncaklarla birlikte önümüze konuyor: "chat", "joystick", "nintendo", "walkman", "CD", "VCD"... Tüketim alamndaki eğilim ve örüntülerin dildeki yansımaları. Buna karşılık dil olgusu bunlardan ibaret değil, çok yönlü bir olgu. Türkçeye dışandan gelen her değişikliğe karşı olunabilir mi? Dilin temel özelliklerine, eğilimlerine, ama en çok da gereksinmelerine uygun mu diye bakılmah. Dilin yenilenme gereksinmeleriistcristernezbirbölümüyledışandan karşüanacaktır. Dil bilincinin okullarda kazandırılması gerekmiyor mu? Okullarda yürürlükte olan dilbilgisi programlannın dil bilinciyle, okuma yazma edimiyle olan ilişkisi şuna benziyor: Gence, mühendislik çerçevesinde makine bilgisi vermek, sonra bir arabanın şoför koltuğuna oturtup arabayı kullanmasını istemek. Kompozisyonderslerindenüçsözcükkalıyorgeriye: Giriş, gelişme,sonuç! Dördüncüsüyok. Oysa üniversite giriş sınavındaki Türkçe sorularına bakınız; çoğu Türkçe öğretmenini zorlayacak sorular. Türkçenin iyi kullanılmadığından bu ölçüde yakınılacaksa, okuma yazma kavramının kapsamını gcnişletmek gerekir. Sözlük ve kılavuz eskitmeden öğrenci olunur mu? Birülkedemimarlıklailgiliikitanecikdergi yayımlanıyor ve o ülkede bunların hiçbirini izlemeyen mimarlara rastlanabiliyorsa o mimarlar okuma öğrenmiş sayılabilir mi? On sekiz, yirmi yaşlarındaki öğrenci, roman okumak neye yarar diye ciddi olarak soruyorsa ya da "dizin" kavramını "dizi"yle kanştırabiliyorsa, okuma biliyor sayılır mı? "De" bağlacını ya da "mi soru eki"ni yazmayı, sorunsuz cümle kurmay ı bilmeyen birkişi Türkçe yazmayı biliyor sayılmah mı? Sayıldığı içindirki şuan Türkçe bu en ilksel düzeyde bile kötü kullanılıyor. Üstelik, bazı yazarlan tarafından da. Dili bozmak, daha doğrusu dili özgürce kullanmak, yaratıcılığın gereklerinden değil mi? Benim sözünü ettiğim kötü kullanma durumunun, dili bilerek, bilincinde olarak biçimlendirmekle ilgisi yok. Yazınsal yaratıcılığın önkoşulu, dilbilgisinden çok, dil sezgisi sayılmah. Sezgi varsa dilbilgisi arkadan gelebilir. Dili yaratıcı bir biçimde bozmak ancak sezgi ve bilinçle olanakh. Zatenbozuk olanı bozmaktan söz edebilir misiniz? Dil alanında da, tıpkı diğer alanlarda olduğu gibi, seçiminize saygı duyulması için, bi lerek seçmiş olmanız beklenir. Türkçe Sorunlan Kılavuzu'nun amacı böyle bir bilincin oluşmasınakatkidabulunmak. Dil Derneği'nin Yazım Kılavuzu'nu temel alıyorsun. Eleştirel bir bakışla olmak üzere, onu temel aldım. Aksayan yerlerini yeri geldikçe belirtmeye çalıştım. Ben Yazım Kılavuzu'nun üçüncü baskısını temel almıştım. amaçla, örneğin, üç ayn noktada bilimsel alanda alışılmış olan biçimin dışına çıktım. Bunlardan birincisi, sözcüklerin çckimli biçimini göstermek için küçüktür (<) işaretini kullanmak: "hallaç <hallaca <hallacı <hallaçtan" örneğindeki gibi. Yazım kılavuzlanndaki kısaçizgili gösterim yeterli olanaklar sunmadığı için bu çözüme başvurdum. Bilindiği üzere küçüktür işareti dilbilim alanında sözcüklerin kökünden çok, kökenini göstermek içinkullanılır; diyelim, "pazartesi" sözcüğünün kökenini gösterirken "pazartesi <bâzâr ertesi" biçiminde yazabilirsiniz. Kuşkusuz, bu yerleşik kullanımı ve kendi özel amaçlı kullanımımı Türkçe Sorunlan Kılavuzu'nda ilgili yerlerde açıkladım. Böylelikle, küçüktür işaretinin kullanımalanlanna bir tane daha eklenmesini önermiş oldumaslında. Dilbilim alanından aynlıp popüler anlatımı seçtiğim ikinci gösterim, eklerin ayn olarak yazılmasında ünlü harfleri büyük yazmak kuralına ("mEk eki" örneğindeki gibi) uymayıp "mek eki" vb. biçiminde göstermek. Üçüncüsü ise tek başına gösterilecek harfleri iki eğik çizgi arasında değil, büyük harf olarak yazmak. Söylediğim gibi bu gösterimler, daha basit bir görünüm elde etmeye yönelik. Matematik formüllerine benzcyen gösterimler okur için her zaman itici oluyor. Kılavuzda, okuru rahat ettirecek başka kolaylıklara da başvurdum. Sözgelimi, bazı Türkçe sorunlannı dilbilgisinin diliy le değil de kendigündelikdiliyle ifadeeden okur, ilgili soruna ilişkin bilgiyi kolayca bulabiliyor. Diyelim, düzeltme işaretiyle ilgili birnoktayı merak ediyor, ama işaretin adından emin değil. Kılavuz'da, düzeltme işaretinin popüler adları da giriş oluşturuyor: "Şapka işareti"ne ya da "inceltme işareti"ne bakan okur, oradan "düzeltme işareti"ne ulaşıyor. Aynı biçimde, dilbilgisindeki resmi adı "sözdizimi" olan yapısal sorunlara göz atmak isteyen okur, bu kavramı bilmese ya da anımsamasa bile, yine gündelik dilden, "düşük cümle"den yola çıkabiliyor vb. Sözcüklerin Yazım Kılavuzu'na uygun yazıh'şı kadar, aykın yazılışlan da giriş olarak verildi. Kısacası, kullanışlı bir kılavuz yapmaya çalıştım. Geniş bir okur kitlesine sesleniyor diyebiüriz galiba. Seslenmesini amaçladım. Türkçe Sorunlan Kılavuzu'yla ilgili güçlüklerdenbiribu noktada yatıyordu zaten. Öyle bir okur tipi var ki, Türkçenin en incelikli noktalannda dertleniyor. Sözgelimi şu ana kadar Kılavuz' a en çok tezahürat yapan okur kategorisi olan yayımcılar böyle. Onlara, ses uyumu gibi bilgiler fazla geliyor olabilir. Ama yakındıklanna tanık olmadım: Kendileri için değilse de geniş bir okur kitlesi için böyle bilgilerin de gerekli olduğunu düşünüyorlar. Okurun yerinde olsan Türkçe Sorunları Kılavuzu'nu nasıl kullanırdın? Yanımdan ayırmadığım bir başvuru kaynağı olarak. Ama ilk fırsatta, tek satırlık da olsa açıklama içeren girişlere göz atardım, neredeyse sürekli bir metin okur gibi. Aynca, bulduğum eksikleri, katılmadığım nokta* lan vb. işaretleri, epostayla bana bildirirdim. Eposta adresi, sunuş bölümünün altında var ama yineleyeyim: nealpay@yahoo. com. Internet kullanmayanlaryayınevi adresine yazabilir. Kılavuzun yeni baskılan için (olursa)builetişim çok önemli. ^ Dil ikinci adresimdi, diyor Necmiye Alpay. Türkçe Sorunlan Kılavuzu'nun yayımlandığı tarihlerde Yazım Kılavuzu da yeni baskısını, dördüncü baskıyı yayımladı. Kapsamı genişletilmiş, aksayan yönlerden bazılan düzeltilmiş, ama önemli bir bölümü sürüyor. Yine de yürürlükteki en iyi yazım kılavuzu o. Resmi Türk Dil Kurumu ise baştan beri, neredeyse salt kendisine varlık nedeni yaratma amaçlı denebilecekbirbiçimde farklı tavırlartakınma gereğini duydu. Dilde arınmacılık anlayışı konusunda neler düşünüyorsun? Dışandan alınan ürünlere çoğu kez Türkçe ad ya da karşılık türetilmeyip radyo, video, televizyon vb. çevriyazı (transcription; bir dilden alıp aynı seslerle öteki dilin alfabcsinde yazmak) yoluna gidilmesi, türetmeçağnşım işleyişlerinde körelmeye yol açıyor. Terim ya da kavram alımında da öyle. "Çevriyazı" terimini sevmeyebilirsiniz; belki daha iyisi bulunacaktır. Ama Türkçeye "transkripsiyon" sözcüğünü buyur ertiğinizde, "çevir" ve "yaz" köklerinin sağladığı türetme ve çağnşım olanaklanndan vazgeçmiş oluyorsunuz. Bunun da dilin köklerini kuruttuğunu bilmekte yarar var: Yapısal bir etki. Osmanhcaya yakın duran anlayışın da böyle bir etkisi olabiliyor: Annmacılığa tümden karşı çıktığı ölçüdedilinüretkenliközelliğinden vazgeçmiş oluyor. Buna karşılık, annmacı anlayış da dilin tarihsel yükünü dikkate almak zorunda. Dil öylesine tarihsel bir olgu ki günümüz "milliyetçi"lerinin tümüne "ulusalcı" demenin olanağı yok. Bugünün ulusalcılan, kendi ıdeolojik atalanna "milliyetçi" değil, "millici" diyor; "millici güçler" vb. Bu ikisinin hertürüne karşı olanlarda, aynı nedenle, "Ulusalcılığın her türüne karşıy ım" derse derdini anlatamaz, "Milliyetçiliğin hertürüne karşıyım" demesi beklenir... Sen Mülkiye'den ve iktisat alanından yola çıkmıştın, dile sonradan döndün galiba. Doğru. Dil alanında "alaylı"yım. Ama dil, öyle derlerya, kendimi bildim bileli hep ücinci adresimdi. Üstelik yıllar boyu hayatınızı çevirmenlik ve benzeri, dile dayalı ugraşlarla kazanırsanız, dil alanında söz söyleme gereksinmeniz artıyor. Meslekten olmamak beraberinde güçlüklerin yanı sıra bir tür olanak da getirebiliyor. Dışardan bakmanın olanaklannı kastediyorum. Içcrdekiler için, ağaçlardan ormanı görememetehlikesi daha fazla belki. Türkçe Sorunlan Kılavuzu'nun sunuluşunda bazı özellikler var. Kullanışlı hale getirmek için. Bu Cumhuriyet k i t a p 1a r ı Üstün Akmen VEEE PERDEEE #•• 19992000 sezonunda izlenebilen tiyatro oyunlan, opera, bale, operet ve dinletilerle ilgili eleştiri ve değerlendirmelerden birdemet... Bir anlamda, izleyici koltuğuna konan sahne tozlannın birikimi Cumhurivct Çağ Pazarlama A.Ş. Türkocağı Cad. No:39/41 kitap kulübü (34334)Cağaloğlulstanbul Tel: (212)514 01 96
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle