Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
17 Üzerine Afrika Beratı'na göre on sekiz yaşın altındaki her birey bir çocuk. Çocuk Haklan Sözleşmesi'nintanımı ise şöyle: "Ulusal hukukta reşitliğin daha erken kazanılmadığı durumlarda 18 yaşın altındaki her insan çocuktur." Çocuklukla gençlik arasındaki o belirsiz sınırı ise Beijing Kurallan olarak bilinen, 1985 yılında onaylanan Çocuk Hukuku'nun Idaresi Için BM Asgari Standart Kurallan " Yedi yaşından 18 yaş ve üstüne kadar olanlargençtir" diyerekgenişletiyor. Bazı ülkelerde de yaşlan yirmi bir, hatta yirmi dörde varan suçlular "genç" olarak tanımlanıp gençler için olan tutukevlerine yerleştiriliyor... Yaştan çok toplum içindeki konumun çocukluğu belirlediğine dikkat çekilen raporda şu bilgilere yer veriliyor: "Halen ebeveyn otoritesi altında bulunanlar yaşlanna bakılmaksızın çocuk olarak kabul edilirken yetişkin rolleri ve sorumluluklannı almış olanlara buna bağlı olarak sosyal hak ve görevler verilir. Dünyanın çoğu yerinde küçük çocuklar bile önemli ekonomik sorumluluklara sahiptir, ailelerini ya da kendilerini maddi açıdan desteklemek için çalışmak zorundadırlar, dolayısıyla okul ya da oyun için yeterli zamanlan kalmaz. Güney Afrikalı bir eğitimcinin de dediği gibi 'pek çok zorunluluktan muaf, ekonomik açıdan bağımlı, siyasete katılmayan, duygusal ve ahlaki yönlerden olgunlaşmamış ve içinde güven duyduğu bir aile tarafından temsil edilen birey' şeklindeki bir çocuk kavramı, dünyadaki pek az çocuğun yaşadıklanna uyar." Çocuğun cezai sorumluluk yaşının tayininde ise temel alınan düşünce, "çocuğun yanlışı dogrudan ayırt edebildiği, davranışlannın sonuçlannı ve sorgulamalan, duruşmalan anlayabileceği ve bunlara katılabilecek yeterli duygusal ve zihinsel olgunluğa erişmiş olduğunun kabul edilmesi"... Çezai sorumluluk yaşı da ülkelere göre değişiklik gösteriyor. Bazı ülkelerde reşitlik ve cezai sorumluluk ergenlikle bağlantılı ele alınırken bazı ülkelerde hak ve sorumluluk yaşlan çelişiyor. örneğin ABD'de 18yaşmdakileroy kullanabiliyor, 17 yaşındakilerorduya katılabiliyor, 16 yaşındakilerevlenebiliyor veya ölüm cezasına çarptınlabiliyor. Uluslararası sözleşmelerle çocuk suçlulara idam cezası verilmesi yasaklanırken bu sözleşmelere katılmayan ABD'nin 16 eyaletinde 80 mahkum 16 veya 17 yaşlannda işledikleri suçlardan dolayı cezalannın infazını bekliyor. ABD'de 12yaşındakilergünde 14saattarlada çalıştınlabilirken şarap ya da bira almasına izin verilenlerin yaşı 21. Çocuk Haklan Sözleşmesi'nin 37. maddesi ise cezaya ilişkin şu kuralı içeriyor: "18 yaşın altındakiler tarafından işlenmiş olan suçlara ne ölüm cezası ne de kurtulma imkânı olmaksızın ömür boyu hapis cezası verilebilir." Toplu cezalar da hukuk alanında ve hukukun çocukJara uygulanmasında kanşıklıklar yaratıyor. Pek çok ülke,butür sözleşmelere imza atmasına rağmen "makul bir dayak"ı meşru görüyor ve çocuklann aile içinde, okulda toplu cezalandınlmasına onay veriliyor. Uluslararası Af örgütü'nün raporunda bir çelişkiye daha dikkat çekilirken şöyle deniliyor: "Çocuklara fiziksel cezalar verilmesi kanun tarafından onaylanan tek bireylerarası şiddettir. UAÖ, hem çocuklara hem de yeti şkinlere adli ya da eğitımsel toplu cezalaruygulanmasına karşıdır. BM tnsan Haklan Komisyonu tarafından Nisan 2000'de benimsenen bir önergede' çocuklara yönelik olanlan dahil olmak üzere toplu cezalann zalimane, insanlık dışı ve alçaltıcı davranış, işkence boyutlanna ulaşabilir' denir. Nijerya, Suudi Arabistan ve Singapur gibi bazı ülkelerde •* Çocuklan küstürdük BERAT GÜNÇIKAN O nları rakamlar anlatıyor, dünyanın neresinde olurlarsa olsunlar, yüzdelerin içinde büyüyüp küçülüyorlar. Savaşlarda ölen ya da sakatkalanlar, işkencegörenler, çahşanlar, sokakta yaşayanlar, daha beş yaşına gelmeden herhangi bir hastalıktan yaşamını yitirenler... Dünyanm hangi kıtasında olursa çocukluk giderek daha ağır, daha karanlık bir haritaçiziyor. Birseyirnesnesi olmak, umut, neşc, güzellik gibi bütün dünya dilleri içinde en çok dolaşan sözcükleri üzerindc taşımak, çocukluğu kurtarmıyor. Afrika 'da açlık ve savaş, ABD'de aile içi şiddet, azgelişmiş pek çok ülkede hastalık ile hemen hemen her ülkede işkence çocukluğun üzerine yapışıp ka lıyor. Çözüm ise uluslararası sözleşmelerde, kararlarda aranıyor. Her türlü fiziksel ve duygusal şiddetten silahlı çatışmalara, cinscl sömürüden oyun oynama hakkına dair pek çok sorunu ve tavsiyeyi içeren sözleşmelere imza koyan ülkeler, bunun gereklerini yerine getirmemekte ayak diriyor. Uluslararası Af Örgütü de, tavsiyelerle yaşamlanlar arasındaki büyük çatışmadan yola çıkarak 10 Aralık'ta başlayıp birhafta sürecek olan Insan Haklan Haftası 'nı bu yıl çocuk sorunlanna ayırdı. örgütün bu kampanya kapsamında hazırladığı raporunda, çocuklann özel haklarının olması düşüncesi "Fiziksel ve duygusal olgunlaşmamışlıklan nedeniy le kendi iyiliklerini korumak ıçın aile ve topluluklanna, yetişkinlerin ekonomik ve politik güç yapılanna bağımlı olmalannm evrensel kabulüne" bağlandı. Çocuk Haklan Sözleşmesi 'nin ABD ve Somali 'nin dışında, en fazla onaylanmış tek insan haklan sözleşmesi olduğu anımsatıhrken diğer anlaşmalar şöyle sıralandı: "BM Çocuk Hakları Deklarasyonu (1959), Çocuk Yargısının Idaresi Hakkında BM Standart Minimum KurallanPekin Kurallan (1985), özgürlüklerinden Mahrum EdilmişÇocukların Korunmasına DairBM Kuralları (1990), Çocuk Suçluluğunun önlenmesi Için BM YönergesiRiyad Yönergesi (1966), Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi (1966) ve Çenevre Sözleşmesi ve Protokolleri(1949)" Sorunlan ve haklan tartışabilmek içm öncelikle sorulması gereken soru, çocuğun "kim" olduğu... Çocuk Haklan ve Refahı Firoz, Hamid, Fatma, Liu, N.C.S, Tamer, Vladimir, Tsvetalin, Didier... Onlar işkencenin tanığı çocuklar. Kıtalan farklı, yaşadıklan aynı, çünkü uluslararası sözleşmeler çiğneniyor. 100 milyon çocuk sokakta yaşıyor, 300 bin çocuk savaşıyor. Türkiye'de yoksul Faslı Hamid Muntassir işkence tamğu. çocuk sayısı 6 milyon. Bangladeşli Firoz'un parmağı ezildL,