Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET DRRGİ 1. Sayfanın devamı ışleniyor önce, yıl 1915. Oysa yolculuğun başladığı nokta Şam: "Babam anamı sevıyor. Vermiyorlar. Boşnak makinist babam da Afyon'da trenın terkesıne atıp anamı Şam 'a kaçırıyor. Şam 'da bı güzel sevışiyorlar. Ben oluyorum " Gücünü tüketmiş Osmanlı çekilıyor Şam'dan, Hüseyın ve Şüknyede. Yük vagonundadikışmakınesıninayağındauyutuluyorMüştak. Dönüpgelınen,oğulunnüfusuçıkanlanycr Afyon. Şımdi baba işsız çünkü AnadoluBağdat dcmıryolu kapatılmış annc Şükriye ıse lohusa. Yenı doğana Makbule ısmı verılıyor. Şükriye daha lohusa yorganını sıyırmadan uzerınden, konuya komşuya dıkış dıkıyor purasınu. Yıllar sonra babası dudağının kenarından tas,an kederle anlatıyor oğluna: "Tam kapıdan çıkarken, annen 'Hüseyın gelırken bır lahana al da dolma yapalım' derdi. Bende lahananın parası yok amabılırdımkıoaldığıdıkış.parasınıbenımccbımekoymuştur..." Ikı kez ellennde bohçalar koyuluyorlar Eskışehır yoluna çünkü ıkı kez Afyon'agırıyorYunan.SavaşbıtınceönccDınar'da depo şeflığınc sonra da Konya'ya manevra makınıstlığine atanıyorbaba Hüseyın. Cephcdcn zafer haberlerının geldığı günlerden birınde sokağabırakılıyor Müştak, anncsının sancıh sesı pencercleri aşıpkulağını yalıyor Evedönüşte kollarınauzatılıyorkundağındakıLütfu. Eskışehır'deTatarMahallesrndeuzunbırsolukalıyorErenuslar. Baba yolcutrenlenndegorevlendırılıyorbu kez. Obabakıgünügclecek, MustafaKemal'ıntrenıncmakınıstolacak. Müştak ıse Dursun Fakıh llkokulu'na yazdınlıyor. Sıyah çuhadanokulonluğu,annesınınelındcgıdıpgelıyorokula. Mustafa Kemal' ın trenının hskıs,ehır'den geçtığı o ılk günlerden bırinde Müştak daıstasyondabeklıyor: "...Tren istasyonunun meydanınakoşuyorum. Kalabalıktabüyüklcnn baeakları arasından, kalpaklı, gocuklu ve bastonlu Mustafa Kemal'ı seyredıyorum. Oradan koşuyorum trenyoluna.bekliyorum.Bırgelıngıbıgeçıyorbabammtreni. El kol, zıplıyarak selametlıyorum babamı. Evegelıyorum Anamıngözlerışış.oağlamış. " O baba Hüseyın, yıllar sonra Muhsın Ertuğrul 'un yönettığı, Cahıde Sonku'nun başrolü oynadığı "Şehvet Kıırbanı" fılminedesızacaktırmakınıstolarak. Fılmınheyecanınakendını kaptıran baldızı Melek, fılmın o sahnesınde yanı Ankara Ekspresi tam Haydarpaşa'dan hareket etmek üzercy ken kendını tutamayarak bağıracaktır. Enışte, enışte. Müştak ogünl'orsuk'un kenarında, arkadaşlarıyla ayaklarınısularadaldırmış,kollarınayaslayıpçocukbedenını,güneşebırakıyoryüzünü Mahallclı bırçocuk koşarakgelıyor. Annenhasta. Yatağınbaşınatoplanmışkadınlarbırağızdan konuşuyor,ncolupnebıtıyorMüs.takanlamıyor: "Yirmi yedı yaşındakı guzel anam çocukdüijüreyım dıye ılaçiçmiş,sıcaksularüstüneotuımuş,zchırlenmi!j..." Şükriye'ningözlerıMüştak'akılıtlı Bırkomşukadındürtüklüyor: Müştak, git buradan, anan sana bakmaktan ayrılamıyor. Müştaksözdmlıyor.çıkıyorsokağa ündakıkasonra evden bırbağırtı kopuyor. "Eve girdım, baktım. Gıtmış kadıncağız. Babam yolda. Dokuz yaşımda ben, küçücük elı avucumda yırmı ıki aylık kardeşim.GiltıkmahallebakkahHalıtAğa'danveresıycakıdeşekenaldık..." Bamyatarifl... Amca makınıst Mehmet Osman' ın evı dokuz nüfusa çok fazladayanamıyor. Genç bırdulu, baba Hüseyın' ın "hayır" diyemcyeceğıetınebudunadolgunSıdıkaHanım'ıbuluyor eşdost: "... Dıkkat ettım, kadınları seven babam sohbcttekı bıraz tombulcana ıse bır konuşkan olur ve genell ıkle ona yemek tarıfı yapardı. Vehelegüzel bıryaratıksa, keyfı bırazdahaaçılmışıse,bamyatarıfınınönünegeçılmezdı Yağlıkuzukuşbaşı etın bol sosunda o zaman bu sözcük yoktu, suy unda derlcrdı.başkaldıran Amasyabamyalarınındıngıldamasını.başını hafıfçe ıkı kezgerıyeatarak, scsınc verdığı rchavetle tarıfınıtamamlardı. Babamınne zaman bamyatanfını yapansesını ışıtsem, bıhrdım kı karşısında tombulca güzel bır hanım var..." On yaşında Müştak, Sıdıka 1 lanım'ın akrabası akranı bir kızla doktorculuk oynarken yakalanıp dosta duşmana gösterıyorbabasınınoğluolduğunu Amahskışchırartıkdargelıyor. Baba Hüseyınçocuklarını Istanbul'dabüyütmcyıtakıyor aklına.tayınını ıstıyor. Haydarpaşa'nınaıkjsında, IbrahımağıiPilavcı BayırındasekızodalıC'elal Bey'ınkoşkükıralanıyortam on dört lıraya: Ben hala yangındayım