Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
II NlSAN 1999. SAYI 681 kaçyıl sonra Öküz'de geıçekleşebilir. Derginin yazarları nasıl belirleniyor? Yazarları belirlemck diye bir şcy söz konusu değil. Yazar çizerlerimizi belirleyenler okurlanmız. Öküz, eli kalem tutan, derdi, meselesı olan herkese açık bir dergi. Bu dergi bir platform.yeşilalan. Insanlarburadanefesalsınlar.başkayerdesöyleyemediklcrinisöylesinlcr istiyoruz. Dikkat ettiğimiz tek nokta çeşitlilik, renklilik. Orhan Pamuk'tan genelev kadını Mehtap Kandemir'e, Murathan Mungan'dan hırsız emeklisi Mehmet Kartal'a, Cezmi Ersöz'den rahmctli Kanat Güner'e, Küçük Iskender'den Mihri Belli'ye kadarçok geniş bir yelpazeye denk düşüyor öküz. Dergide yazan insanlardan dolayı hiç eleştiri aldınız mı? Hayatınhiçbiralanıdiğerindenüstündeğildir. Biz, Öküz'de hayatın çcşitli hallerini sunuyoruz okuyucuya. Bu anlayişı yavaş yavaş geliştirdik. Böylece Öküz'ün yerleştirdiği bir bakış açısı çıktı ortaya. Bu tarz oturunca da ne okuyucudan ne de yazarlardan bir tepki geldi. öte yandan yazarlar, okuyucuya hırsızlık yapın, hayat kadını olun, uyuşturucu kullanın demiyorlar. KCendi yaşadıklanni, durumlannı, dramlannı anlatıyorlar. Bunlar hayatın içindeki ara renkler. Biredebiyat dergisinde yeralmasiyadirganacakyazilarOkuzokuyucu.sunailginçgeliyor. Yaptığımızbiraraştırmaya göre i !k ve en çok okunan yazı lar, okur mektuplanilecntercsaninsanlannmarjinalyazıları. Ayncayazarlanndabuçeşitliliktenkeyif aldıklarım düşünüyorum. Birbirlerini besliyorlar, fikirvehisalışverişıoluyor... Dergiye gelen eleştirileri nasıl değerlendiriyorsunuz? Eleştiri olarak gelen sözler aslında övgü oluyorbizimiçın. Derginizaşuregibiolmuş, yamalı bohça gibi olmuş dendiği zaman mutlu oluyoruz. Çünkü bu, bizim planladığımız dergi biçimi. Biz, Öküz'ün biçimı, içerıği,etiği,estetiğıyle hayata benzemesini istedik. Bu hayata Fransız edebiyat dergisi anlayışıyla yaklaşırsanızhayatada Fransız kalırsınız. Hayat sanatm çok önünde. Hergün çok saçma ve insanın aklının almayacağı olaylaroluyor, bir sürü ınsan çok acayıp şckıllerde ölüyor. Bunları klasik edebiyat formlarıy la anlatamazsınız. Bu hayat, varolan sanat formlannı ve sanatçıları fersah fersah aştı. Biz, sanatçılann hayata inmelerini, hayatı görmelerini istiyoruz. En genç ve dinamik okur da mizah okuru. Buokuronlarızorlarvebirgençleşme,sentez gelişirdiye işe başladık. Başladık diyorsunuz. Sizce katedilecek daha ne kadar yol var? Bu ilkdeııcyim. Mizah dergilcrininarkasında Tanzimat Dönemi'nden başlayan muazzam bırgclcnck, tcon vc pratık olarak miithiş bıryaşanmışlık var. Ama Öküz tarzı bir dergi ilk defa denenıyor. Benim bildiğim yurtdışında da bu tarzda bir dergi yok. Bu tarz utndugumdan daha kısa zamanda yerleştı. Bir sürü taklit Öküz çıkıyor ama ruhları yok. Aynca kadrosu çok genış ve tıraj ı çok yüksek bir dergi Öküz. Gelışmesi için beklemek gerekiyor. Tirajınızdan memnun musunuz? Tirajımızpiyasayagöre çok yüksck ama kafamızdaki tiraj çok daha fazla. Neden bu dergi bir mizah dergısıyleyarışmasın? Mizah dergisi okuyan ınsan ncden kültürsanat dergisi okıımasın? Bu konuda ben, diğeryazarların aksine hep kendimde suç buluyorum. tnsanlar okumuyorsa biz bir şeyi bcceremiyoruz demektir. "Insanlar neden kıtapokumuyor?" dıye pancl dü/cnlemek çok komık. Türkiye'de ınsanlar et de yemıyor ama h ıçbir kasap bunun ıçin panel yapmıyor. Kültür adaınlığı ülkcmizde lut fctmek gibi görülüyor. Ben bu kanıdadeğilım.Çünkübenaklımınveyüreğimın cscrıy ım dolay ısıy la da aklımın ve yüreğımin esırıyım. Ve asla lutietmcm sunarım. öküz'coranladiğer kültürsanat dergilerinin azokunnıasını neye baglıyorsunuz? öküz'üçıkarırkenulaşabifdiğimeskidergileri karıştırdım. Varlık'ın eskı sayılanna baktım ve çok farklı olduklannı gördüm. Puntolardaha iri, desen kullanmışlar, ebat, mizanpaj farklı... Bunu görünce mizah dergisi formatıyla kültürsanat dergisi içeriğıni birleştirmenin iyi olacağına karar verdim. Çünkü problem sunumdan da kaynaklanıyor. Dergi sunumunun daha yumuşak, rahat, neşeli olması gerekiyor. Çünkü Türk edebiyatı neşesini kaybetti bence. Ciddi, ağırba^lı, sanki edebiyatçıoluşundanacı çeken biryazartürüçıktı ortaya. Ama bu işi yapanlar zevk alıyorlar işlerinden. (En azından biz çok zevk ahyoruz.) Olkemizde ciddiyetle üretimsizlik ve snopluk kanştınlıyor. Edebiyat dergileri arasında kendinizi nereye koyuyorsunuz? Edebiyat dergileri arasındabiryerekonulmak çabasında deği liz. Biz kendimizi okuyuculann arasına koyuyoruz. öküz'ü Leman dergisi bünyesinde çıkarmanın avantaj ve dezavantajlan neler? Başlangıçta mizah dergisi formatıyla kültürsanat dergisi içeriğini birlestirmenin avantaj olduğunu düşündük. Ama bu sonradan dezavantaj halinegeldi. Insanlarsırf formatyüzünden öküz'ün bir mizah dergisi olduğunu sandılar. Hâlâdabazı insanlar öylezannediyor. Ama dergiyi görcnlermizah dergisi olmadığınıanlayıncaçokilgigösteriyor.gelipcilt alıyorlar. Hatta yurtdışından mektuplar geliyor:" Biz derginizi mizah dergisi sanıyorduk. Bizeciltgönderirmisiniz?" diye. Mizah dergisi bünyesinde olmanın en büyük avantaj ı ise en genç, dinamik, aktif ve gclcceği olan okurun mizah okuru olması ve bizi kamçılaması. Öküz okuru katılımcı bir okur mu? Katılımcı olması bir yanacevap veren hatta azarlayan bir okur. Kesinlikle"Ne güzelyapmışsınız, lutfetmişsiniz" gibi bir tavrı yok. Çoğunlukla yazar, çizerlerinden daha çok emek veriyor, sahıplenıyor. Çok ince, rafine, samimi mektuplar gönderiyorlar. Kaliteli.düzey li bir okurumuz var. Bu biraz da derginin tarzından kaynaklanıyor. Okur, Öküz'ü, kendindcn gördüğü, sahiplendiği ıçin derginin devam etmcsi gibi kaygılar taşıyor. Dergiye reklam almıyorsunuz. Neden? İlk zamanlar reklam istemek veya alınak bccerebildiğimizbirşey değildi. Sonradan bu beceriksizlikkendiliğinden,birprensıpgıbi gelişti. Şu anda da reklam almadığımız gibi bir anlayış var pıyasada. öte yandan zorla reklam vermeye çalışan insanlar da var. Ancak reklamın bir susturma aracı olabileccğini de düşünüyoruz. Kimseninyazısınakanşmıyoruz. tki ayn sayfada yazan insanlarbirbirine çatabiliyor. Biryazardiğerininçalıştığı kurumu cleştırebi liyor. Reklam aldığımızda bunlar kısıtlanabilir. Reklamın maddi açıdan rahatlatıcı bir unsur olduğu da gerçek. öküz bir kültürsanat dergisi olduğu için bu doğrultudakireklamlan, kitap, dergi reklamlannı alabiliriz. Bugüne kadar reklam almamamız hiç almayacağımız anlamına gelmiyor. İstiyoruz ama nasıl yapacağımızı bilmiyoruz. Dergiyi çıkarırken sizi en çok yoran ne? Dergiyi çok eğlenerek çıkardığımrz için yorulmuyoruz. Ama yazarçizerlerin ürünlerini dergi tarzına uygun hale getirmek için döktü Bukowski: Siz dünyayı kurtarm, b«n d© nasıl kurtardıiınızı yazayım. Oldu mu? ğümüz dil bizi çok yoruyor. Insanlar başka bir şey için, mesela kitap ıçin hazırladıklanuzun yazılan, şıirlen dergiye sokmaya çalışıyorlar. Türkiye'deki kültürsanat dergilerinin az okunmasınınnedenlerindenbiridebu. Yazılan, şiirleri dergi tarzına uygun hale getırıp okuyucuya rahat bir sunumlaulaştırmak gerekiyor. Yazarçizerler dergi içinüretimyapmasını bilmıyorlar. Klasik sanat formları dışında yeni.eğlenceliformlargeliştiremiyorlar. Diğer sanat alanlannda uygulanan pratiklerı kendi sanatlannauygulayamıyorlar. Ben mizah dergilenndekı Bezgın Bekır, Kıllanan Adam gibi tıplerin edebiyat karşılıklannı bularak daha rahat bir sunum yaratınaya çahşıyorum. Çünkü Oğuz Aral' ın Gırgır ekibindcn çıktım ve oradabirpratik gördüm. Bu pratikte hayata özgü, "damardan" bir şey var. Daha önce Ruhi Su'nun müzige, YılmazGüncy ve Ertem Eğilmez'in sinemaya uyarladığı pratiği edebiyata uygulamak istedim. Zaten bunu hayata geçirdiğimiz zaman edebiyat geyik muhabbeti olmaktan çıkacak. Türkiye'nin bütün sorunlan gazetelerde, dergilerde, televizyonlarda konuşuluyor ama hiçbir şey değişmiyor. Bundan sonra gereken, çözümlcri hayata geçirmek. öküz'ün dertlerinden biri de bunu insanlara anlatmak. Bunun için bir zihniyet, algı lama biçimi geliştirmek, kafadaki edebiyatçı tipini kınp yeni bir şey yaratmak gerekiyor. Benim görüşümc göre sanatçı yakınmamalı. Çünkü herolumsuzluk aslında bir avantajdır. Onu işleyıp başka bir forma sokarakyeni biroluşumyaratılabilir. öküz bir edebiyat dergisi olduğu halde yazılarda birçokimla yanlışı var... Küçümsemek için söy lemiyorum fakat bazıyazarlanmızimlakurallannıbilmiyor. öğrenseler iyi olur ama öküz yazan olmak için imla kural lannı bilmek gibi bir şart yok. " Balkondan düşen bir çocuk veya inşaattan düşcn birişçi imla kurallanna göre bağiramaz." Bizim yazarlarımızın feryatlan da öyle bir şey. Yanlışlık bu insanların dilinde değil, hayatın kendisinde. Bu hatalan düzeltirsen hayatı yanlış anlatmış olursun. tnsanlar yazılannı Hakkı Devrim, Şiar Yalçın ya da YasufÇotuksökenokusun diye değil, kendileriniitadeetmek için yazıyorlar. Sokaktan, varoştan, hayatın "damanndan" geliyorlar. Imlakuralları bu durumda biraz lüksoluyor. İmla öğrenilcbilır ama ruh asla. Yavardıryayoktur. Öküz'ün yönctmeni olarak edebiyat dünyasıyla ilişkileriniz nasıl? Biryazarlardünyasıvaramabençoğunutanımıyorum, çağrıldığım davetlere gitmiyorum. Bir ilişki içine girdiğim zaman onu kollamam gerekecek. Bunu yaptığım zaman da derginin ruhuna halel gelir diye düşünüyorum. Çünkü Öküz'de yerleştirdiğimizpratiğin bozulmasını istemiyorum. Ulaşılması zorbıri de değilim. Telefonla, mektupla, dergiye gelerek ınsanlar banakolaylıklaulaşabilirler. Öküz nasıl bir dergi? Okumanın da hava gibi, su gibi yemek, içmek, sevişmek gibi bir zaruret olduğunu göstermeye, biraz tiryakilikyaratmayaçalışan bir dergi. Okuldakilerin değil deokulukıranlann, işi asanlann, hayatı tı'ye alanların dergisi olmak yolunda. Yüksek not almak için çalışan ineklerin değil deöküzlerin dergisi.^ öküzcüler eğlenerek çalışıyorlar. "Insanlar okumuyor. Türkiye 'de insanlar et de yemiyor ama hiçbir kasap bunun için panel yapmıyor."