Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
24BKİM . SAYI709 VVıll Smith idi. Hayck, "Scnaryoya ilk göz gezdirdigimde rol bana pek ilginç gelmedi. Aına biitçe ve oyuncu kadrosu açısından iyi bir filmdi. • Ajansım böylcsi bir olanağı değerlendirmem gerektiğini, filmin büyük bir yanki uyandıracağını söylüyordu," diyor. canlandınyor. Linda Horentino'nun Isa'nın son torununu, Alanis Moriscinselliğiyle öne çıktı. sette'in Tann'yı canlanÇünkü bir Meksikalının dırdığı filmde Hayek dünyanın en biiyük sanatçılarına csin kaynağı olan, gioynayacağı rollcr çok şe rekorları kiran 2ü filmönceden belirlenmişti. den 19'unda ("Evde Tek Başına"yı sahiplenmiyor) Oysa iyi bir eğitim etkili olan ve artık filmlcre kendi imzasını atmayi almıştı ve derdini dört hedefleyen esin perisi Serendipity'yi oynuyor. yüz kelimeyle Bu filmde Latin bir kaHayek "Vahşi Baanlatabilecek kadar dını canlandırmadığı için tı" filminde, dev bir "Dogma" Hayek için bir mekanik örümcek yetkindi. Asıl düşü, dönüm noktası oldu. Yıliçinde yolculuk eden dız filmin yapımını üstleve niyeti Başkan'ı Kahlo'yu oynamaktı. ncn Miramax ile ilişkileriöldürmck olan kötü ni sürdürüyor ve oldum olası düşlediği adam Kenneth Branagh'a karsşı savaşan Frida Kahlo filminin çevrilmesine desdevlet ajanı Smith ve Kevin Kline'a eştek veriyor. lik eden Rita Escobar karakterini canYıldız bunun dişında Sony ile bir dilandınyor. "Önceleri bir iki sahnede zi televizyon programında oynamak görüneeektim, ama sonradan bu rolü üzere dc sözleşme imzaladı. Ne var ki, tümden degiştirdiler. Bu harika oyunllollyvvood'da bile kimi yapımcılar Hacularla birliktc çalışmak benim için buyek'in cinsellik kokan Meksikalı kimlilunmaz bir fırsattı." ğinin ardında yatan özcllikleri kavra"Daha çok güldürü filminde oynamakta geciktiler. "Bana sürekli olarak mak isterdinı, ama güzel kızlara asla Meksikalı kız rolünü önerip duruyorbu tiir roller verilmiyor. Günün birinde lardı" diyor. "Bu önerilerini geri çeviyaşlanıp çirkinleştiğimdc baijka bir scrince şaijkına döndüler. Onlara, 'Hayır, çenekleri olmayacak ve ben de istediartık büyük bir yıldızım. Vahşi Batııla ğime kavuşacağım." oynadım ve bundan sonra daha ciddi Hayek "Dogma" filminde eşsiz bir roller istiyorum,' deyinceye dek benim kadroyla birlikte oynuyor. Ben Affleck gerçek dcgerimi anlayamadılar. Şimdi ve Matt Damon eennetten kovulan, anise bunu biliyorlar." ^ cak geri dönmeye çalışan iki meleği Holîywöod'da önce PAZARIN PENCERESINDEN Eşek cenneti SELÇUKEREZ E Salma lluyek, Meksikalı kızı oynuma önerUerine artık burıın kıvınyor. şek, insanlara en fazla hizmet etmış, onların kahrını en çok çekmiş yaratıkların başında gelir; buna rağmen, ata göre kuçük kalışı, alçakgönüllü olması, az ile yetinmesi yüzünden hor görülür ve küçümsenir... Küçümsenmek ne söz? Adı, sövülürken, birini aşağılamak istenirken bazen yalın, bazen de münasip kafiyelerle zenginleştirilerek kullanılır... Mesela, Kıbns'ın eski Cumhurbaşkanı Makaryos, Kıbns'ın yerlisinin olmadığını ileri sürerken Kıbns Milletinin varlığını savunanları aşağılamak için "Kıbrıslı tek vaıiık, Kıbns eşekleridir!" demişti. Bu demecinden sonra Denktaş tabii ki onun ağzının payını vermiş; ayrıca araştırıcılarda, bu eşeklerin aslında Afrika kökenli olduklarını, Kıbrıs'a yük taşıtmak için getirildikten sonra Afrika'da tükendiklerinden Kıbrıslı sanıldıklarını yani Makaryos'un yanıldığını ortaya koymuşlardı. En eskiler bile eşeği küçük duşuren öyküler anlatmışlardır. Işte Esop'un "katır" öyküsü: Katırın biri arpayı yemiş, semirmiş; başlamış zıplamaya. Bir yandan da, "Ben at dayıma çekmişim, her şeyim ona benziyor!" der dururmuş. Ama bir gün böyle koştuğunda birden aklına, babasının bir eşek olduğu gelmiş, keyfi kaçmış suratı asılmış... Esop'a göre bu masal bir insanın işleri yolunda gidip yükseldiğinde, ne oldum delisi olmaması, aslını unutmaması gerektiğini hatırlatır; zira bu dünyada işlerin hep tıkırında gideceğinin hiçbir güvencesi yoktur! Incil'i kaleme alanlar bile Isa'nın ne kadar alçakgönüllü olduğunu belirtmek için onun Kudüs'e bir eşek sıpasına binip gittiğini söylemişlerdir. 15. yüzyılda, ünü bütün Anadolu'ya yayılmış şair Şeyhi'nin 2'nci Murad'a sunmuş olduğu "Harname" adlı küçük mesneviyi çoğumuz, lise edebiyat derslerinden biliriz: "Bir eşek var idi zaifü nizar Yük elinde katı şikeste vü zar" diye başlar ve bu sonra bu eşeğin, çektiği yükün altında nasıl ezilip perişan olduğunu anlatır. Bugün özellikle Üçüncü Dünya ülkelerinin at, eşek, sığı gibi nayvanların, bu ülkelerin enerji tasarruflarına çok anlamlı katkıda bulundukları nihayet kavranmış ve bu konuda daha fazla randıman alabilmek için yük çeken eşeklerin, Şeyhi'nin mesnevisinde tanımlandığı gıbı, "dudağı sarmışu düşmüş enek yorulur arkasına konsa sinek!" durumundan, mandaların, boyunlarını sıkıştıran boyunduruklardan kurtarılması, daha kolay çekilen ve çekilirken hayvanı yıpratmayan arabaların geliştirilmesi için nelerin yapılması gerektiği düşünülmeye başlanmıştır. Insanların ulaşımda gerçekleştirdikleri ilk reformun yük hayvanlarını kullanmak olduğu bilinir; bu önemli gelişmeyi bu hayvanlara tekerlekli arabalar çektirme aşaması izlemiştir. İlk yük ya da binek hayvanına Isa'dan sekiz bin yıl önce binildiği, ilk tekerleğin de Isa'dan 5000 yıl önce geliştirildiğine inanılır. O yıllardan ben yüklü araba çeken hayvan olarak develer, köpekler, sığırlar, atlar ve eşekler kullanılmaktadır. Elverişsiz, engebelı köy ve dağ patikalarının kahramanı eşekler ve onlardan türemiş katırlardır. Bu koşullarda sırtladıkları yuku ya da insanı, diğer binek hayvanlarının ulaştıramayacagı yerlere iletebilmektedirler. Eşeklerin sadece insan ve yük taşıdıklarını, başka işe yaramadıklarını sananlar vardır; ancak, bu yaratıklar bambaşka işlere de yararlar: Mesela koyunları korurlar, yani çoban köpekliği yaparlar... Genellikle dişi eşekler kısa bir alışma evresinden sonra baglandıkları koyun sürüsünü, tilkilerden, kurtlardan korurlar: Böyle bir hayvanın yaklaştığını sezer ve çıkardığı seslerle sürüyü uyanr; sonra da kurdu, çakalı kovalar, çifte atıp paralarlar. Bitmedi: Çift sürecek, araba çekecek genç atlar ve öküzler, bu görevlerine, boylanna uyan eşeklerle yan yana boyunduruğa vurulup bir süre eşek güdümünde dolaştınlarak alıştırılırlar. Memeden kesilecek taylara bir süre, bir eşekle koşup oynama fırsatı verilirse, eşeğin tay üstünde yatıştıncı bir etkisinin olacagına ve memeden ayrıldığında yanında bu eşek bulunursa tayın anasından aynlmasının kolaylaşacağına inanılır. Eşeklerin, bulunduruldukları ahııiardaki sinirli atlar üzerinde de böyle bir yatıştıncı etkileri vardır. Eşekler, atlaria çiftleştirilerek kendilerinden daha dirençli ve güçlü katırların üretiminde de kullanılırlar. Öyleyse? Çilekeş eşekleri hor görmeyelim ve birbirimize kızdığımızda, bu yaratıkların adları geçen aşağılatıcı sözleri kullanmayahm. Sıra şiir okumaya gelince de eşeği yeren değil yüceltenleri yeğleyelim. Işte "Cennete eşeklerle gitmek için dua" eden Fransız şairi Francis Jammes'in iyi bir şiirinin kötü bir çevirisi: Sana doğru yürümem gerektiğinde Tanrım bu köyde bir bayram zamanı olsun gün boyunca ışıldayan yıldızlı bir yol seçmek isterim.. Sopamı elime alacak ve anayoldan gidip ahbaplarım eşeklere, "Ben trancıs Jammes'im ve Cennete gitmekteyım.." dıyeceğim, "çünkü Tanrının ülkesinde Cehennem yoktur!" Ve sonra onlara, sinekleri, darbeleri ve arıları ani bir kulak seyırmesiyle gideriveren bu zavallı, sevgıli yaratıklara, "Benle gelin ey mavi göğün uysal dostları.." diye sesleneceğim. Başlarını incelikle eğdiklerinde ve durabilmek için küçücük ayaklarını yumuşak bir devinimle bitiştirdiklerinde insanda bir acıma duygusu yaratan bu hayvanlarla bir arada varacağım huzurunuza.. Ardımda binlerce dik kulak olacak; bazıları sırtlarında sepet taşıyarak, bazıları cambazların arabalarını çekerek ya da peşlerınde tüylerle bezenmiş, tenekelerle, çarpılmış bıdonlarla dolu arabalar sürükleyerek gelecekler. Kırık adımlarla yürüyen dişı eşekler de olacak; sonra, sızıntılı, mavı yaralarını sineklerden sakınmak için örtülmüşler de.. Tanrım, size bu eşeklerle geleyim.. Melekler bızi, sulh ve sükun içinde, kız gülücükleri gibi yumuşak kabuklu kiraz yapraklarının titreştiği korülar ve derelere doğru götürerek sana ulaştırsınlar.. Ve ebedi sevginin şeffafhğında, bu hayvanların alçak gönüllü ve tatlı fakirliklerini yansıtan kutsal sularında ben de sana onlar gibi goruneyım. ^