Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
16 PAZARIN PENCERESINDEN CUMHURİYET DERGİ Çocuksuzluğa çare SELÇUK EREZ Doktor Bey, beni tanıdınız mı? Evliliğimizin başında size gelmiştik; çocuk istiyorduk ve ıki yıl geçtiği halde hâlâ çocuksuzduk.. Bize çok yardım etmiş, yol gostermiştinız ama tedavıniz yarıda kalmıştı; beni Erzurum'a tayin etmişlerdi.. Erzurum'a gider gitmez bir doktor bulduk; gençtı, çalışkandı, mesleğini seven, para canlısı olmayan, iyi bir insandı.. Sizin de talebenizmiş.. her şeyi en baştan ele aldı: Eşimın rahim filminin çekilişlne yardım etti, onun hormon incelemeleri için alınan kan örneklerini üniversiteye kendi götürdü, ay boyunca değişen rahim salgılarını, adette alınan rahim iç zarı biyopsisi ürünlerini pataloglarla beraber inceledi... Tabii benim de ölçülerim, meni sayımım da yapıldı. Sonuçta meselenin eşimın yurutlamaması olduğu anlaşıldı: Ona aylarca yumurtlatıcı haplar ve pahalı iğneler vuruldu, sonra yumurtlayıp yumurtlamadığına ultrasonla bakıldı: Kâh yumurtladı ama sonuç alamadık; kâh ilaca rağmen yumurtlayamadı.. Bir defasında da yumurtladı ama ben gorevdeydim.. Orada da bu uğraşılar tam iki yıl sürdü; iki sene sonunda hem hâlâ çocuksuzduk, hem de doktora gidlş gelışler ve ilaç masrafları belimızı bükmüştü.. Doktoru seviyorduk, adamcagız elinden gelanı yapıyordu, zaman zaman bızden para bıle almıyordu ama Tanrı yu^umuzü bir türlu guldurmüyordu.. Buyuklerimiz, akrabal.ırımız her haberleşişte, yeşil defne yaprağı bulacaksın; yapraklar eksiksiz olacak, aralarında sararmışı, kurumuşu olmayacak.. Buna bir demet lavanta çiçeği katacaksın.. Sonra kuru ladin ağacı kabuğunun rendesinden üçyüz gram ve yüz gram kuru anason tohumu da katacaksın. Bunları bir tavaya koyup toprak üstünde yakacağın hafif bir ateşte yavaş yavaş ısıtacaksın; yeşil dallar giderek kurur ve sonuçta bu karışımdan hoş kokulu bir duman yükselmeye başlar.. Kadın, külotunu çıkaracak üstünde hiçbir şey olmayacak, bu dumanın üstüne çökecek ve en az onbeş dakika bu durumda bekleyecek.. Bu tedavi haftada üç kez tekrarlanacak.. Formülü veren kadın bir ay geçmeden gebe kalmıştı.. Ankara'da bu formülü oğrenen arkadaşımın eşi de aynı dumandan kısa zamanda çocuga kalmış.. Bunu uygulamayıp ta ne yapacaktık? Çözümü öğrendiğimızde mevsim kıştı ve Erzurum'da lavanta çiçeği bulamamıştık: Istanbul'dan kargoyla yolladılar; diğer malzemeyi biz oralardan sağladık. Her şey bütünlenip ateş yakılınca eşim dumanın üstüne çöktü, sıcak duman gözlerini yaşartırken de habire kuluvallahi okudu.. ve aradan bir ay ya geçmişti ya geçmemişti ki bir gün bana beklediği adetin on gün geciktiğini söyledi.. O güne kadar bin kez ümitle yaptırdığımız test, bizı görülmemiş sevınçlere boğdu. Test müsbetti: Gebelık vardı.. Inanamadık, tekrarladık, yenıden başka başka yerlerde yaptırdık.. Her defasında "pozıtıf" deyince doktora koştuk: Eşıme ultrasonda baktı: Gebelık vardı; rahmın ıçinde minık bir kese görulmekteydi.. Zamanın nasıl geçtığinı, o minık kese içinde önce bir sinek kadar sonra giderek kollanan, bacaklanan bir bebeğin nasıl gelıştığını her ay seyrederken neler hıssettiğimizı size anlatamam. Eşimin, bize kendi verdiği ilaçlarla gebe kaldığını sanan doktorumuz da çok mutluydu: Gebeliği ögrendikten sonraki ilk ziyaretimizde bize, "Gördünüz mü? Insan moralini bozmaz, doktorunun dediklerini sizin gibi aynen ve sadakatle uygularsa sonuçta istediğine kavuşur! Ama gel gör ki bir yılda sonuç alamayan, doktoru bırakıp kocakarı ilacı verenlere koşuyor." dedi. Doktorumuzu çok seviyorduk; hâlâ da minnettarız: Üzülmesin diye ona hakikati söylemedik; sadece ellerıne sarılıp bize yaptıkları için, bize göstermiş olduğu ilgi ve yakınlık ıçın çok çok teşekkür ettik.. Ooktor, eşımi gebeliği boyunca da büyük bir ilgı ve şefkatle izledi: Her arayışımızda koştu, geldi; her sorumuza uzun açıklamalarla yanıt verdi.. Arada sırada poliklinığinde bize eskiden sonuç alamadan gidip geldiğimiz günleri andıran çocuksuz hastalara eşimi örnek göstererek, "Kadrîyanım, anlat sen kaç yıl gidip geldiğini. kaç sene söylenenleri hiç sektirmeden yapıp sonuç aldığını da moralleri düzelsin!" derdi. Renk vermez, gülelim mi, üzülelim mi, bilemezdik.. Doktorumuza acıdığımızdan, onu asla hayal kırıklığına uğratmak istemediğimizden susmayı yeğlerdik. Dokuz ayı bırkaç gün geçe eşim doğum yaptı. Doktorumuz doğum boyunca yanından ayrılmadı ve doğumu da kazasız belasız atlatmamızı sağladı... Doktoru çocuksuzluğumuza çare bulamamış olmasına rağmen bize göstermiş olduğu sevgi ve ilgi nedeniyle öyle seviyorduk kı onun adını, çocuğumuza göbek adı verdik. Şimdi altı aydır Istanbul'dayız; doktorumuzla sürekli haberleşıriz... Onu önümüzdeki bayramda Istanbul'a gelip bizde kalması için ikna etmeye çahşıyoruz.. Bu arada ikinci bir bebek edinmenin zamanı da geldi; eşim Mısır Çarşısı'na gidip gelmeye başladı.. Ocakta ateşi yakıp Kasım'da sonucu alırız evelallah!^ Troya Satranç Festivaü H. SERTAÇ DALKIRAN 815 Ağustos 1998 tarihleri arasında Çanakkale'de düzenlenen Troya Satranç Festivali'ni Suat Soylu kazandı. Turnuva ile ilgili detaylıbilgilerigelecekhaftasizlereulaştırmaya çahşacağım. ilk 12 derece şu şekilde paylaşıldı. 1 5 Suat Soylu, Tolga Demirel, Armen Grigoriev, Umut Atakişi, Ali Ipek 7,5 p. 6. Selim Gürcan 7 p. 712 Elçin Esedov, Azat Silapov, Hakan Han, Turhan Yılmaz, Zeki Sayber, Arif Özyılmaz6,5p. CHP3.Adalar Açık Satranç Turnuvası Tüzüğü 1. Turnuva; 1 Eylül 1998 Salı Dünya Barış Günü kutlamaları ile başlayacak, 3 Eylül 1998 Perşembegünüsonaerecektir. 2. Organizasyon; CHP Adalar ilçe örgütü adına Satranç Geliştirme Merkezi taraf ından düzenlenmektedir. Turnuva SGM'nin veda turnuvasıdır. 3. Müsabakalar; Büyükada Deniz Kulübü "Prinkipo" Restaurant salonlarında yapılacaktır. 4. Yarışma; Isviçre sistemi 9 turlu 50. dak. Aktıf kurallaragöreyapılacaktır. 5. Turnuvada FIDEveTSFyarışmalartüzüğügeçerlidir. 6. TSF Yönetim Kurulu kararına karşı idari mahkemeye yürütmeyi durdurma kararı için müracaatedilmışvebukararalındığıtakdirde sonuçlar UKD hesaplarına gönderılecektir. 7. Oyunlara süresı ıçinde gelmeyen oyuncu hükmen kaybeder, bir sonraki tureşlendirmesine müsabakalar bitmeden önce haber vermediğı takdırde eşlendirmeye alınmaz, iki hükmen yenilgi alan turnuvayı terk etmiş sayılır. 8. Müsabakalar her gün 10.30'dabaşlayacaktır. 9. Turnuva Baş Hakemi H. Sertaç Dalkıran'dır. Yardımcıları ilk turdan önce açıklanacaktır. Baş Hakemin kararları kesindir. Itiraz edilemez. 10. Turnuva katkı payı 1.500.000.TL'dir. Başvurular SGM'ye veya CHP Adalar ilçe teşkilatına (Tel.: 0216 382 25 13) yapılabilir. 31 Ağustos 1998 Pazartesi akşamı 18.00'e kadar kayıtücretleriniyatırmamışolanlartumuvaya alınmayacaklardır. Kayıt esnasında oyuncular UKD puanlarını ve doğum tarihlerini bildirmek zorundadır. 11. Turnuvada eşitiik bozmada önce Bueholtz, sonra kademeli sisteme bakılacaktır. Ödüllerpaylaştırılmayacaktır. Kombinezon Ravınskyllivıtsky, 1952 Beyaz oynar kazanır a b c d e f g h 12. ödüller: Turnuvada ilk beşdereceye ve dörtayrıkategorininbirincilerineödülverilecektir. Bu kategoriler 12 yaş altı kızlar ve erkekler, 20 yaş altı kızlar veerkeklerödülleri şeklindedir. Birinciye: Mephisto Atlanta Computer+ Kupa Ikinciye: ChessBase6.01 Program + Kupa Üçüncüye: Frıtz 5 Program + Kupa Dördüncüye: KasparovTrainer + Kupa Beşinciye: KasparovTraveler + Kupa Kategorı birincilerine Digital Satranç Saati + Kupa Ikinci ve üçüncülere başarı belgesi. Umut AtakişiEnis Bilyap Sicilya Savunması 1.e4c52.Af3Ac63.Fb5g64.Fxc6bxc65. 00 Af6 6. Ke1 Fg7 7. e5 Ad5 8. b3 00 9. Fb2 Kb810.d3Af4 11.Ac3d512.exd6exd613. Vc1 Vf6 14. Ad1 Vf5 15. Fxg7Şxg7 16. Vb2+ Şg817. Ae3 Ah3+ 18. Şf 1 Vf419. Ac4 Ff5 20. Vc1d521.Ace5Vxc122.Kaxc1Af423.Axc6 Kb7 24. Ae7+ Şg7 25. Axf5+ gxf5 26. Ke5 Kd8 27. Kxf5Ae628. Ke1 c429.dxc4dxc430. Ka5 cxb3 31. cxb3 Kc8 32. g3 Kc2 33. Ke2 Kc3 34. Ah4 Kd7 35. Şg2 Kc1 36. Af3 Kc3 37. Kd2 Kdc7 38. Ad4 Axd439. Kxd4 Ke7 40. Kg5+ Şf6 41. Kh5 Şg6 42. Kdh4 Kc2 43. Kh6f Şf5 44. Kxh7 Kxa2 45. K7h5+ Şg6 46. Kh6+ Şg7 47. Kd6 Kb7 48. Ka4 Kb2 49. Kda6 K2xb3 50. Kxa7 Kxa7 51. Kxa7 Şg6 52. h4 Şg7 53. g4 Kc3 54. f3 Kb3 55. Şg3 Kb4 56. g5 Kb1 57. Şg4 Kb4+ 58. f4 Kb5 59. h5 Şg8 60. g6 fxg6 61. hxg6Kb162.Şg5Kb663.f5Kb164.f610 Hakan HanMetin Kayaman Fransız Savunması 1. e4 e6 2. d4 d5 3. Ac3 Fb4 4. e5 c5 5. a3 Fxc3+ 6. bxc3 Ae7 7. Af3 Abc6 8. Fd3 Va5 9. Fd2c410.Ff1Fd711.g300012.Fg2f513. exf6 gxf614.00 h515. Ke1 Af516. Ke2 Ace7 17. Vb1 Va6 18. Vb4 Şb8 19. a4 Şa8 20. Fh3 Kdg821.Ae1Ac622.Vc5Ace723.Ag2Kc8 24. Va3 Kce8 25. Af4 h4 26. Fxf5 Axf5 27. g4 Ad628.h3Ae429.Fe1Vc630.f3Ag531.Şg2 Kh6 32. a5 e5 33. Ah5 e4 34. fxe4 Axe4 35. Vc1 Kxh5 36. gxh5 Kg8+ 37. Şh1 Ve6 38. Ve3 Vxh3+ 39. Vxh3 Fxh3 40. Fxh4 Fg4 41. Ke3 Kh842. Şg2 Kxh543. Kh1 a644. Fg3 Kxh1 45. Şxh1 Fd146. Fc7 Fxc2 47. Şg2 b5 48. axb6 a5 49. b7+ Şxb7 50. Fxa5 Şc6 51. Kf3 Şd7 52. Fb4 Şe6 53 Kh3 Fd 1 54. Kh8 Fg4 55. Kd8 Fe2 56. Şh3 Ff 1 + 57. Şg4 Fe2+ 58. Şf4 Ff 1 59. Ka8 Fh3 60. Ka7 f5 61. Ka6+ Şf7 62. Şe5 Ad2 63. Ka2 Af 1 64. Şxd5 f4 65. Şe41 0 ^ Ettld E. Holm, 1931 Beyaz oynar kazanır a b c d e f g h her bayramlaşmada "Artık bir çocuk sahibi olmanın sırası geldi: Bırakın şu tembelliği de bize bir torun kazandırın!" diyorlardı; sanki biz sırf neşemizden ya da gezip dolaşmaya merakımızdan yapmıyormuşuz gibi çocuğu... Komşularımızın, bizle yaşıt meslektaşlarımızın en az bir, bazılarınınsa ıkinci bebekleri gelmişti dünyaya.. Bunları görmek içimizi burkuyordu; bir ara "Biz bu işi yapamayacağız.. artık işi oluruna bırakıp doktora, hastaneye gıtmeyelim!" dedik. Erzurum'da çocuksuzlara yardımcı olduğu soylenen yatırlar var: Hepsini kaç kez ziyaret ettık. kurban adadık ama yakarışlarımız cevapsız kaldı.. Kaplıcalar da sonuç vermedı.. O sırada yeni bir meslekdaşım atandı Frzurum'a; eşi öğretmondi ve Erzurum'a yenı geldıklerınde yedi aylık hamıleydı: Doğumunu Nıımune Hastanesı'nde yaptığında onu ziyaret ettık.. Onun da bızım gıbı yıllarca çocuk bekledığini, ancak evliliklerinin sekızınci yılında hamıla kalabıldığini öğrendik.. Ankara'dan gelmişlerdi: Bu kentte gıtmedıkleri ünlu doktor, başvurmadıkları unıversie kalmamış ve sonuçta bizim gibi umıtsizliğe düşmüşlerdı.. Karamsarlıklarının en ağır bastığı günlerden birınde bir dostları onlara yol göstermiş, kendi eşının bir formül bildiğinı, onun da bu yolla iki çocuk sahibi olduğunu söylemiş.. Ümitsizliğe duşen kanser hastaları şu ottan, ısırgan çiçeklerinden, kaplumbağa kanından velhasıl kım ne dese ondan medet umarlar:Bizimkıler de o dostlarının evine gidip eşınden çocuk yaptıran formülü öğrenmışler.. Üç dal koyu m A A ^ . ' . , . ' / • ^ •'•VıW •/ •..;.?.'• 'OV' • ' ' . ' • • 9 € CP><V İ9» Z 9P<d 9W " 9A 9 E* SÖV P Z3J ZP X S9d t ^ V Z Wx6 w " l