Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
26NİSAN . SAYI 631 lanmızvarsada,seyirciye"yanıtbudur"dcmemcliyiz. Eğerokendineaitbiryanıtbulabiliyorsa,bizedesöylesinneyiyaratabildik? Antigone'dcoyuncularınkadınolması ya da Hizmctçilcr'i erkeklerle oynamak dahiryanıtdeğilmi? Antigone'dekadınlarlayapılmasınınteknikbirncdcni vardı. Bizböylebirprojeyapmayı düşünmüyorduk. Sınava, kadın oyuncular gcldi,"Oynamak istiyorsanızoynayın" dedik. Kadınlarlaoynamanınçokiyibirijcy olduğunu da düşündük çünkü bır iktidardan söz cdiyorsak, bu erkek egemen toplumun iktidarı. Kadınlarıncrkck is.aretleriyleyaşadığıbirtoplumda/'Buişaretlerdışında.bas;ka bir yaşam olanağı var mı" yı araştırma şansı var. "Ben erkek egemen toplumdayaşamaktan bunaldım, erkek iktidarına son" dcdiniz, bu noktadan sonra kadınlar ne yapacak?Bunu çokmerakcdiyorum. Biriktidarason veriyorsun. Sonra... Nekuruyorsunya daneyapıyorsun.nasılanlaşıyorsun? Bunlar yüzlerce yılın sorusu... Siz«jimdi,eliniziçenenizedayamışoturuyorsunuz, benimlc konuşurkcn "hım hım" yapıyorsunuz. Kadınla erkek arasındaki ayrım burada nerede? Aslında herkes erkek olmuş, tümüyle erkek işaretleriyle konuşuluyorveyaşanılıyor. Bunundışındadavranan bir kadın, aklını y itirmiş, terbiyesiz, deli, fahişegibinoktalaragidebiliyor. Birkadınbir erkek gibi arzusunu,cinselliğini yaşamak istediğizamanorospudeniliyor... Buoyunda, yine de buna bir yanıt vermiş olmuyoruz. Oyun bir yanıtla değil, "Bu oyunu hep sürdürmeliyiz" diye bitiyor. Zor bir oyun... Antigone'nin prömiyerinden iki önceki finalimiz umutsuz bir finaldi. Çetin'le kara karadüşünüyorduk, kadınlar bunoktadabu kadar mı umutsuz, oyun bu kadar umutsuz mubitecekdiye... Krcon'uoynayanoyuncu oyununsonunda"Benaltındankalkamayacağım bir kaderle eziliyorum" deyip sahncyi terk ctti. Herkes s,ok oldu. Çünkü biz doğaçlamayla çalışıyoruz. O noktadan sonra kimsenin oyunu sürdürmesi mümkün değil. Tabii ki bu estetik ve rcji olarak çok güzetdi. Oyunun devamında ise tam Kreon çıkarken Donisosdavulunuvuruyorve kadınlar korosunu tekrar oyuna başlıyor. Kötü bir final olabilir ama hiçolmazsa umutsuz değil. Keklamlarda oynamanızı "fahişelik hakkınıı kullandım" diye tanımlıyorsıınuz... Nasıl? Bcnim için oy unculuk, kendimi ve hayatımı i Fade etmek demek. Televizyonda ya da herhangi bir yerde, mescla Devlct Tiyatrosu'nda hiçistemediğimbıroyundaoyunculuk yapsam da bu benim fahişelik hakkım. Kendihayatımıortayakoymadığım,kendime ait bir şey yapmadığım her şey benim için BAŞKENT GUNLERI Eve dönüş MÜŞERREF HEKİMOĞLU U Zuhal Olcay'la "Kan KardeşlerV'nde... kendimi sattığım bir şey. lnsan kendini sattığı zaman bunun adını koymalı. Ben adını koyuyorum çünkü bunu yaparak tiyatromu yapabiliyorum. Bu birazfahişelere haksızlık değil mi? Fahişcleri çok iyi tanımıyorum. Buradan onlann hayatlan üzerine ahkam kesmek istemiyorum. Bunu bir yerdc amiyane bir tabir olarakkullanıyorum. Yoksafahişcliklekendinisatmakaynışeyanlamındasöylemiyorum. Ben kendimi satmahakkını kullanıyorum demek daha doğru... Satmak, ama ne için? Şuansürdürmekzorundaolduğumuzbir tiyatromuz var. Sponsorumuz olsa, ki sponsortanıtım gidcrlerini karşılar Kültür Bakanlığı 'ndan küçük bir destek de alsak, tiyatromuzunbunlarlaayaktakalması mümkün deği 1. Beni yaşatan, bcni besleyen, varol uşumu ifadeeden tiyatro.... Bunusürdürebilmeninbazıkoşullan lazım. Bunudahazorşekildedeyapabilirim.Nebileyimkitapçıdükkânı,köftecıdükkânıaçabilirim. Amadoğrusunıı isterseniz birkaç yıl sonraki hcdcfim, tiyatronun yüksek sayıda seyirciyc ula^abilmesi,başanlıolabilmesiveherkesibcsleyecek, başka şey lere zaman ayırmamasını sağlayacakbirkonıımagelebilmesi... Bu anlamda yolunuzu açık görüyor musunuz? Görüyorum. ÇünküTürkiye'nin genç kuşagibilinçlcniyor, kültürle, sanatlailişkilerinin artacağı umudunu taşıyorum. Ama bu konudasanatçılarınve kültürle ilgilenenkişilerin daha çok çaba göstermesi ve çoğalması gerektiğini düşünüyorum. Bu anlamda, bence, Türkiye birçok ülkedcn çok daha umutlu...^ Düfiinceye Özgürlük davu.sında Kafku 'dan bir pasaj okuduğu için yargılandı... zun süredir yaşamadım böyle bir akşam. Devlet Konukevi'nde eve Transparan Galerisi'nde Gülçin Anıl'ın dönüşü kutluyor Dışişleri ailesi. sergisinde kanat çırpan martılara takıldım Korkmaz Haktanır ve eşinin zarif bir birden. Istanbul'u özledim, yıllarca bir davranışı bu. Güzel bır kavuşma, teknede, Büyükada açıklarında martıları kucaklaşma yaşanıyor, unutulan gelenekler seyrediyor, kanat seslerini dinliyor, fırçası da yeniden gündeme geliyor, sıcak rüzgâıiar martılaşıyor sonra. esiyor. Emekli büyükelçiler de göze llk anda takıldım bır tabloya, Gencay çarpıyor kalabalıkta, kimı eski bakanlar da. Kasapçı da seçimi destekledi, martılar Bir köşede Haluk Bayülken, başka bir evime gelecek yakında. Bu tabloyu köşede Hikmet Çetin, Mümtaz Soysal, almaktan geri kalamazdım, çünkü son martılar bunlar. Çevre kirlenmesini onlar da Osman Olcay. Yıllarca göruşmeyen dostlar yaşıyor. Çöplüğe dönüşen kıyılarda incecik özlemle kucaklaşıyor. Ben de gözlenmde çizgilerini yitiriyor, tüketim toplumunu yaşlarla gülümsüyorum. Dünyamızdan simgeler gibi şişmanlıyorlar! Çırkinleşiyorlar. ayrılanları düşünüyorum, dış goreve Acı ama gerçek, doğamızı ressamların giderken kalbim çarparak uğurladıklanmı. fırçasında yaşıyoruz giderek. Gidip gelmemek de var çünkü, terörist kurşunlar kaç diplomatın yaşamını soldurdu. Ancak geridekiler kurşun yağmuruna karşın gözünü kırpmadan gittı göreve, cepheye gidenler gibi. Eve dönmek güzel bir olay kuşkusuz. Kimı yeni görevler üstleniyor, örneğin Büyükelçı Faruk Looglu, Müsteşar Yardımcılığı sevinçle karşılandı bakanlık koridorlarında. Mesleginde güzel bir çizgrsi var, giderek derinleşiyor, Korkmaz Haktanır'ın seçimi umutla onaylanıyor. Dışişleri sözlüğünde "koridor" diye bir deyim var, kamuoyu koridorda oluşuyor, bakanlığın kalbi, nabzı koridorda atıyor, koridorun onayını alamayanlar da tepelerdeki görevlerine karşın yalnız kalıyor. Örneklerini biliyoruz, tanıyoruz. Vitrinde olmaktan hoşlanmıyor, ama Müsteşar Haktanır'ın koridorda güzel ve saygın konumu var. Gizemi kollarında bence, yüreğınde, tepeden eteklere dek herkesi kucaklamaya çalışıyor. Büyük desteği de eşi Handan Haktanır. O da vargücüyle çalışıyor. Bu bir övgü yazısı değil, belli gözlemlerin belirtisi ancak. Dışişleri ailesiyle büyük dostluğum, dahası akrabalığım var. Gazetecilikten önce başlıyor ilışkilerimiz, kırk sekiz yıla ulaşan mesleğimde de birlikte yaşadık olayları. Kaç bakan, kaç genel sekreter, kaç müsteşar, daha önemlisı kaç kuşak! Ne güzel anılanmız, ne derin acılanmız var. Parıltılı bir yaşamın Dififleri Bakanlığı Müsteşarı Büyükelçi Korkmaz gerisindeki karanlığı yakından gördüm, Haktanır ve e$i Handan Haktanır. dalında açmadan solan dıplomatları, 15. Müzik Festivali öncesınde başka bır gözyaşlarını içine akıtarak gülümseyen müzik şöleni yaşadı başkentliler. Cem genç dulları yakından tanıdığım için Mansur yonetimlnde güzel bir konser yüzeysel yargılara, eleştirilere acıyla dınlediler. Kimi bakanlar, Içişleri Bakanı gülümserim kımi zaman. Kuşkusuz daha Başesgioğlu, DSP'Iİ Devlet Bakanı Şükrü acısı da var, dış politikayı teknisyenler Sina Gürel, Milli Eğitim Bakanı Hikmet oluşturmuyor her zaman, ama , •, ;. Uluğbay, MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun, oluşturmadıkları politikayı savunmakla Planlama Müsteşarı Orhan Güvenen, bır görevleniyor! Kapalı kapılar arkasındaki de CHP liderı Deniz Baykal. Baykal'ın ılk direniş de kamuoyuna yansımıyor çoğu geldiği konser sanırım. Ev sahıplerınden de, kez. izleyenlerden de buyük ılgı gördü. CHP Kimi yazıyor ama, yazmayanlar da kaleme orkestrası için neler düşündü acaba? sarılıp anılarını anlatmalı bence. Bellı Bılkent Orkestrası'nı coşkuyla, alkışlarla yanlışlıklar, yargılar düzelebılir o zaman. selamladı güvenlık görevlileri. Cem Mansur Mozayik türü anılarla yılların tarıhı oluşabilir. da Bizet ve Çaykovski'den bir selamla O toplantıda Ergun Sav'ı gördüm, yanıtladı alkışları. Lizbon'dakı gorev süresi bıtmeden merkeze Hayli ilginç bir akşam bence, bir kez daha döndü. Cumhuriyet Bebeleri'ni yayımladı. hissettim müziğin gızemını, belleğımızde Beni çok duygulandıran bir kitap. Bebeleri çok acı tablolar, coplar, sopalar, saçlarından yakından tanıyorum. Kimiyle güzel sürüklenen kızlar, kulağımızda da evrensel dostluğumu7 var. Ülkemizin gündeminde müziğin güzel yapıtları. Bır barış ya da yer alan bebeler onlar. Örneğın Hikmet yumuşama sürecıne yöneldiğimiz Çetin, bebeliğı gerilerde ama hâlâ düşünülebilir mi acaba? ^ gündemde. Atilla Karaosmanoğlu, Özer Derbil, Atilla Sav, Tahsin Saraç, Rafet Erim, Ayhan Çilingiroğlu, Turgut Özakman da hâlâ gündemde. Yaşamını yitirenler de var ama soluğu yıtırmediler. Saçlarında aklara karşın bebelıği sürdürmek çabasındalar. Bebeliğin başka bir özlemi var galiba. *•*