Katalog

CUMHURİYET DERC Serkan Eroğlu on dokuz yaşında öldürüldü. Öldürülmeden bir ay önce gözaltına alınmış, muhbir olmaya zorlanmıştı. Okulun >;,, tuvaletinde asılı •j bulunduğunda önce intihardenildi. Kanında yapılan incelcmede ise kloroform bulundu. Serkan üniversiteyi bitirecek, gazeteci olacaktı. Tiyatroyla, müzikle hayata dair sorularını çoğaltacaktı. Bilgiden korkanlar oldu katilleri... Yeni Denizler'e tahammül yoktu. Serkan lisede mezuniyet töreninde... Gözü yıldızlardavdı... • küsündeyazdığıgibiydi: "...Birden kulağıma bağırtılar geliyor. Uyanmak.kurtulmak istiyorum. Amahayır, yapamıyorum. Bağırtılar! Ugultu! 'Kcs,kes, kes, kes!" diye haykıran bcyazönlüklii öğrenciler. Basamaklaracıkmışlar. Boğazları y ırtılırcasına 'kes, kes, kes!' diye teıııpo tutuyorlar. Kalabalığın içindebiı ugultuyuvarlana yuvarlana büyüyor ve görevlı doktor elindckıbaltayıağırağırkaldırıyor..." Öyküsününasıl bitirmişti Serkan? "Siz siz olun, doğru dürüst öliin kendinize sakın otopsi yaptırmayın." Baba Eroğlu"Bu ölüm kuşkuludur"dedı CumhuriyetBaşsavcılığrnaverdiğidilekçede. Başsavcı aldırış etmedi. "Otopsi raporundaasıyabağlı ölüm yazılı"dedi "kanında herhangibirmaddedeyok..." Neden "Buölümkus.kulu"ydu Aylin? "Serkan 27 Kasım 1997 cle, yanı öldürülmeden yaklaşık bir ay önce Kanjiyaka'da bir sokakta.sivilbirarabadaninensivilgiyimli makale vs... Sayılarını sayan kafaları karıştırıyordun. Omuzunda bu kadar yük varken, kıyamazdın geçip giden zamana. Aldanırdın içindekı inanışa. Ne olursa olsun deyıp giderdın insanların ıçine. Gıderdın olduğun gıbi, öyle korkusuz, öyle maskesız, içindekı ınanışın o saf telaşıyla. Farkında değildin fısıldaşmaların, ıspıyonların, izlemelerin. Farkında değildin, yüzüne gülüp de arkandan konuşanların. Farkında değildin kötülük düşünenlerin. Köşe yazarı olmaktı hayalin. İnsanlara yardım etmek de. Bir yazında "yazdıklarımla aileme 'özellikle babama' haklıymışsın" dedirteceğim dıyecek kadar idealisttın. •HAKLIYMIŞSIN SERKAN' demeyi çok ısterdım ama BİRİLERİ bunu söylememi hıç ıstemedı hem de hıç. Yıne de 'HAKLIYMIŞSIN SERKAN'ım1 dıyorum. Senı kıyanlara lanetler dılıyorum." ^ BKRATGİINÇ1KAN T elefondakiakraba "Serkan kazagcçirdi" dedi "Durumu biraz ağır..." Tıbbiycliolduolalı,telcfonlagelen kötii habcrlcrin !>itrcsini çözmii'jtii Aylin. Hafif yaralı demek komanın anlatımıydı,ağıryarali iseölümün.Ogece Ankara'dan tznıir'edoğru yolaçıktı. O yolculuk anlalılarııa/dı. Aynısaatlerdel/mır'deanncCiünizEroğlu, havayı yırtarak dolaşan sözcüklerden Serkan'ın hiç de kendisine söylendiği gibi ölmediğini anladı. "Necirkin bir ölüm" diyc söylendi. Eğer Aylin tıbbiyeli olmasaydı, eğer"kloroforrn"ıınsuçortaklığıortayaçıkmasaydı,hepöyleanımsayacaktı Serkan'ı, "çirkinbirölüm"le. Aylin "Serkan kcndiniasmış" dediklcrinde"Bunubarıanasılyaparsın"diyebağırdı, "Bunabananasılyaparsın,bunu..."Tercihtensö/edildijTiecburkalmaktanyadaonurukurtarmaktan... Anıakimden.neden? Serkan'ın ölüm haberi gazete haberlerinin arasınadüs,tü,"Ege Üniversitesi lletişim Fakültesi öğrencisi Alı Serkan Eroğlu,okulun birinci kattaki tuvaletinde asılı bulundu." Haber gerçeği anlatmıyordu. Tıbbiyeli Aykn habere değil kardeşine inandı. Hani, mutfaktageceleri sigara kaçamağıyaptıkları,masadabirbardağıyerinden oynatıp"Bunuburadanalıpşurayakoyuyorsambirnedeni vurdır.hiçbirşcyncdensizyapılma/"diycnkardcş,inc...Sonradanpiş.man olacaktı, "kes,ke" dıyecektı "katılsaydım", ama girmedı, otopsıdc bir başına kaldı Serkan... Masa, doktor, neştcr, kan... Herşey öy SEN HAKLIYMIŞSIN... Serkan Eroğlu'nun ölümünden sonra yayımlanan "Çiçeğin gözü yıldızlardaydı" isimli kitapta baba Ahmet Eroğlu'nun kaleme aldığı bir metin de yer alıyor: "... öyle çok inanırdın ki kendine. Yaşanmış herşeyi unutarak, gözünün jçindeki melekle bakardın insanlara. Tarifsiz biriydin yakından bakıldığında. öyle iyiydin ki bütün oyunlar bozuluyordu kişiliğinde. Bütün felaketlere kendinı siper ettiğin için o başı ve sonu belli olmayan kötülüğe. Içindeki ınanışın aydınlattığı sevgi yağmurunu yaşarken, kimse bu laneti ve kötülüğü görüp taşlamasın diye canını vermek isteyecek kadar. Elinde değıldi, sevgı hıç beklemedığın yerde senı buluyordu. Içınden geldığı gıbı hareket ettığın içın ıstıkrarı bozuyordun. . Farkında değildin fısıldaşmaların, seni izlemelerin. Gitar çalıyordun, tiyatro yazıyordun ve oynuyordun. Eleştıri, s.ahıslartaraf'ındanzorlaarabayabindinli| Terörle Mücadele Şubesi'ne götürülmiış tü..." Serkan, 4 Aralık 1997'de C'umhuriye Basjsavcı lığı'na suç duyurusunda bulunıııuş tu.SekizsaatgÖ7altındatutulduğunu,dayal yediğini vetehditedildiğiııiya/niüjtıdilek Vcsine,"öğrenciolaraköğreneıeylemlerını katılmamamı.eğerkatılırsambeniyine gö /.altınaalacaklarını belirtipserbcst bııaktı lar"dcmişii. hklemişti: "Eğerbaijimabirşeygelirsebunun.soıunı lusu Terörle Mücadele Şubesi'nebağlı polis lerdir..." Ondokuzundaki Serkan, Insan llaklar Derneği'nc dc aktarmıs.tı bu sckiz saatlik gö /altılığını. 1/mir'IabiblerOdası Muayenevı Rapor Komisyonu Üyesi Dr. Bülent Pi^mişoğlu'ncamuayeneedilmii),"sağlıklıdır" raporu verilmi^ti. Yani.ölüıııün İ!>i/ordu... Yinedekendince önlemler almayaba^lami!)tı. Örncğın, hava kararmadan evdcolu yordu.()rneğin,nercycgidersegitsinbirile rinin haberi oluyordu.ya ailesininya sevgil isininyadaarkadas,Iarının.ÖnıeğİM,baba.sıylayazlıkevlerinegidiptoprağınha/anbakımınıyapıyordu...()ysadahageçenya/... "Annc vc babamı? öğrctmcn emeklisi Annemhâlâözclhirokııldaçalıs,ıyor. Tek is teklcri.cocııklarınıen iyi yerde görmek. I lep gelecek i(,ııı ya^adılar, dalıa çok (,alı^alıın. cocuklarıını/m lıayulını garantı allınaalalım istedilcr. Tiyatro, sincma gibi sosyal aktiv itelcrekalılma/lardı. Bı/onları elc>tirdıgııııı/de i*ıc "bı/ böyle mutluyu/, ne yapıyorsak si/lerıçınyapıyoru/' derlerdi Tek sığınakları ya/lığımızdı, Serkan ise son biryıldır, tiyatro çalışmaları nedeniyle aııeak arasıragidebiliyordu..." Serkan o gün, 23 Aralık 1997'de, evden, sabahOS. 10'dababası Ahmet İToğlu'ylabırlikte eıktı. Okula gittı. Sevgılısı Zeynep'ı aradı,yoktu. F3irarkadaşınaokulayakıııoturansevgilisininevinegittiğinisöyledi.Sonraları Zeynep, aynı saatlerde Serkan'ı aramak icin okula geldiğinianlatacaktı. Anlajjilan okı, ayrı yollardanbirbırlerıni aramaya çıkmiijlaramabuluşamamışlardı. O akşam, hava karaııp da Serkan ortal ıkta görünıneyince anne ve baba broğlu telaijlandılar. Oğullarınınadetideğildi haber vcrıııeden geeikmek ya da geeeyi dışarda geçırmck. Ahmet l>oglu,semtkarakoluna,emniyetebaijvurdu. Brtesı gün okuldaaradı oglunu. Öğrenci ışlerine sordu, ders notlarına baktı, dcrslcri çok iyiydi. Ama Serkan okuldada yoktu... 24 Aralık 1997'de ha/ırlanan "Olay yeri keijif ve ölü muayene" tutanagında ım/aları bulunanıkitcmı/lık ışçısı.saat 17.40.sıralarında okulun birinci katındaki tuvalette biı öğrenciyi asılı bulduklarını söylediler. Tulanağagöre, polise haber veren de bu iki is.çiydi. öğrenei, sırt çantasının sapıy la su borusuna(birbas,katutanaktasuboru.sununyerınisifonalacaktı)asılmıştı. Yüzütuvaletgirişinedönüktü. Arkacebindençıkanikigözlü para cüzdanında bir öğrenci kartı,PTT tclefonkartı.otobüskimlikkartı, 3.3OO.OOOlira vebiradetprezervatifçıkmıştı.Kimlikkartından öğrcnildi, öğrenci Ali Serkan IZroğlu'ydıı. Otopsi kaçınılmazdı. Otopsi raporunda"asıya bağlıölüm"yazmasına rağmen sadece baba Eroğlu değil, dcmokratik kitlc örgütlcri dc Cumhuriyei Savcılığı'na basjvıırdu, "Bu ölüm kuşkuludur." Iki yıllık doktor Aylin, abla Aylin'in acısmaycnilmedi, Serkan'ın kanında kloroform aranmasını istedi. Istanbul Adli Tıp Kurumu, Kimyasal Tahlıllcr Ihtısas Daircsı raporunu 20 IVİart 199K'de ha/ırladı: "ölüm^cklı: ASI(Solunumyoluylabayıltarak) "''•<** ?•&** Evet, Serkan'ın kanında, kloroform bu