Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
14 p+ Latinlertarafındanazizlikmertebesiverilmiş,birrahip. Efsaneye göreyoksulbirvatandaşınevlilik çağındakiüç kızınadrahomaverdiği için"armağan verme"geleneginibaşlatmış. Kimikaynaklarda onun yoksul çocukların pencerelerindentçeriyeoyuncaklarataniyi yüreklivecömertbirzenginolduğunusöylüyor. Daha sonra Ortodoks kilisesi bu mucizeleryaratan Nicholas'ı yiiceltmeye karar verdi. Örneğin adına Rusya'nın bugün cn eski kilisesi olan St. Nicholas Kilisesi'ni inşa ettiler. Roma Katolik Kilisesi de bununaltındakalmadı, Nicholas'ı çocukların ve dcniz yolcularının koruyucuaziziilanetti.6AralıkSt. Nicholas azizi giinü olarak belirlendi. Noel Baba şişman, neşeli bir adam. 1809'da \Vashington Irving bir yazısındaSt. Nicholasarifcsindeatmın sırtındagclen birazizdcn sözcdiyordu. Noel Baba'nınattaninip,sckizgcyiktarafından çekilenbirkızağabinmesiisel823tarihinde Clement Moore tarafından yazılmış bir şiirdeortayaçıktı.Rusların"geyiklerinçektiği bir kızakla köylcri dolaş,an"Father Frost" (Kis Baba) cfsanesine dayandırdığı "Noel Baba üeldi" (A Visit from St. Nicholas) adlı bu ş.iirirıde Moorc günüıniizdcki Santa tiplemesinin ilk temellerini attı. Harpers'inçizeriThomas Nast'a göre ise Santa Kuzcy Kutbu'nda yaşıyordu, biratölyesi vardı vebuatölycde diinyanın iyi ve yaramaz cocuklarının listesi bulunuyordu. 1931 'de Coca Cola reklam çizerleri Santa'nın yercücesi değil, insan ( boyutlarında olmasını uygun gördülcr. Santa'nın modcrn cfsancsinde yalnızca atölyesindeçalışanyardımcılarıyercüceleriydi. Orijinalde sayıları sekiz olan ren geyikleri ise 1939'da Montgomery Wart Şirketi'nin rcklamcılarıtarafındandokuzaçıkarıldı. Noel Baba 1 spanya ve Güney Amerika'da Üç Krallar olarak biliniyor. Eski Ingiltere'de Fathcr Christmas uzun bir palto giyen, uzun saçlarındahollydallan olan bir ihtiyar olarak mumlardan oluşan bir taç taşıyan pırılpırılsaclıbirmelekti. Hollanda'da Sinter Klaas olarak bilindi, Italyajda La Befanaadındaki yaşlı ama iyi yürekli bir büyücüye dönüştü. Iskandinav ülkelerinde ise çcijitli ş.ekil ve boyutlardaki cüceler olarak gözleniyor Noel Baba, bunlardan birinin adı da Julcnisse. CUMHURİYET DERGİ PAZARIN PENCERESINDEN Global kriz varken ısınma SELÇUK EREZ ğacın balkona uzanan yapraksız dallarının nisbeten ince olanlarını • kırmak kolaydı. Bunlar, ocakta bir süre > buharı bol bir duman çıkarıp tüttükten sonra, gündelık gazetelerin ateşinde tutuşup yandılar. "Işte gorselle yazılı basın arasındaki fark budur!" diye düşündü Recep, "Televizyonu böyle yakıp ısınamazsın!" Birikmiş gazetelerin çoğunu yakıp tüketmişti, ağaçların balkona varan dallarının da inceleri bitmişti; kalınlarını kesmek için ya balta ya da testere gerekirdi. "Balta, testere bulsam bile olmaz; alt katta oturan ev sahibi duyar!" Kalktı evde gazete aramaya başladı; Mutfakta, yazılarını yazdığı odada, kitaplığın altında, tepesinde, sağda solda kalmış gazeteleri, dergileri toplayıp oturma odasına getirdi; Cumhuriyetleri, Milliyetleri, Sabahları teker teker ocağa atmaya başladı "Yeryüzünde gazete kâğıdı kadar ortamı bu kadar kısa sürede ısıtan başka bir yakıt yoktur herhalde!" diye söylendi. Gazetelerden ve dergilerden güncel olanları ya da tarihi nisbeten yeni olanları "Belki bir şey kaçırmışımdır gözümden" diye düşündüğünden okuyup atıyordu şömineye: "Ecevit, 'en geçerli yol Anayolsoldur' dedi!" "Ecevit, Çiller'den 'DSP azınlık hükümeti için destek istedi!" "Ecevit, Hüsamettin Cindoruk'a Fazilet Partisi dışındaki partilerden bakan alabileceği takviyeli azınlık hükümeti önerdi!" "Ecevit, 'bir formülüm daha var!' dedi." Bunları ocağa atınca oturma odasının ısısı, bir saatte 10'dan 14'e yükseldi: Havanın ısısı, televizyondaki meteorolo|i güzellerinin tabiriyle "mevsim normallerinin çok altında"ydı, "Kar yağmayacaktı ama Balkanlar"dan gelen alçak basınç yüzünden hava birkaç gün daha böyle soğuk kalacaktı. Binanın yeni olması, duvarlarının henüz soğuk bulunması yetmezmiş gibi elektriklerin bu semtte iki gündür kesik olması, apartmanın yakıtının tükenmesi evi oturulmaz kılmıştı. Gideceği yer olsa bir saniye durmazdı ama öyle bir yer yoktu ve "Şu anda grip olduğundan, ateşi çıktığından okula yollayamadığı çocuğunu ısıtmak için ne yapacağını şaşırmış, bulduğunu ocağa atıp duruyordu. Yakıt almak için gerekli para neden sağlanamamıştı? Yakıt fiyatlarının artmasından ve piyasadaki durgunluğun apartman sakinlerini zorlamış olmasından kaynaklanıyordu bu sıkıntı.Eski gazetelerden birinde ekonomıyle ilgili bakanlardan birinin "Global kriz bizi etkilemez!" dediğini okudu. Bu laf, Nataşalardan biriyle yatıp kalktıktan sonra "AIDS bize dokunmaz abi!" diyen cahil delikanlıların lafına benzemiyor muydu? Global Kriz en az üç yıl önce başgöstermişken kumarhaneleri kapatmak, bavul ticareti yapanların kaçırılmasına seyirci kalmak, vergileri ağırlaştırmak, sonra da boykot ilan ederek, bayraklarını yakıp sefarethanelerinin "Parasız kullanılabilecek umumi hela!" olduğunu belirten afişler asarak Italyan turistlerini kaçırmak akıllıca davranışlar mıydı? Global ekonomik krizin sonu görünmediğinden tüm gelişmiş ülkeler, yurttaşlarını korumak için akıllı önlemler alırlarken, bizim yöneticilerimiz bunun tam tersini yapınca işte böyle olur insan, hasta çocuğunu üşütmemek için ne yakacağını bilmezdi.. Elinde pek az gazete kalmıştı: Biri, "Tansu Mesut'a kazık attı; Kurtköy Havaalant ihalesi konusunda onu Yüce Oivan'a yolladı!" diyordu. Başka biri, "DYP'nin eski Içişleri Bakanı Meral Akşener'in ANAP'lı bakanların ve gazetecilerin özel konuşmalarını Anayasayı çiğneyerek dinleyenlerin saptadıklarını marifetmiş gibi açıkladığını" yansıtıyordu. Telefonları dinlenmiş gazetecilerden biri açıklıyordu: "Meral Akşener ve çetesi, bakanlığı sırasında hayatıma kasteden girişimlerde bulundu.." Üşümesi yetmiyormuş gibi midesi de burkuldu, içini tiksinti kapladı, "Belkl de bunları okumadan ateşe atsam daha iyi olur!" diye düşündü. Fazilet Partisi'nin kuruluş yıldönümünde, bu partının başkanı, yaptığı açıklamalarla güya kapatılan Refah'tan ne kadar farklı olduğunu anlatır gibi yaparak yandaşlarına "biz aslında aynı şeyiz!" anlamına gelebilecek mesajlar veriyordu: Laikliği sevmediklerini belli edip iktidara geldiklerinde Mıllı Güvenlik Kurul'nu nasıl doğrultacaklarını da anlatıyordu. Evde bulunan tüm dergiler ve gazeteler tükendiğinde duvardaki derece, ısının 19 olduğunu yansıtıyordu. Gazeteler bitince ısı bir saatte yavaş yavaş 18'e, sonra 17'ye düştü.. Saat 19'da ısı 14 dereceydi.. Panikledi, gitti eski faturaların durduğu çekmeceyi çekti, iki yıldan eski tarihlileri, İSKİ ve telefon faturalarını bunlar tükenince eski telefon rehberlerini, sergi ve konser davetiyelerinin hatta henüz gidilmemişlerini bile "Şuna değdi, buna değmedi!" deyip bir bir attı ocağa.. Isı.yeniden 19'a yükseldi. Hastanelerde ameliyat sırasında elektrikler kesilince hamam tasları ya da tencere ıçinde alkol yakmanın ısıyı hızla yükselttiğini anımsadı; banyoda yanm şişe Peraja bir şişe de JohnsonJohnson bebek kolonyası vardı: Ikisini karıştırıp ortaboy bir tencereye boca edip çakmağı çaktı. Isı 21'e kadar yükseldi ama duvarlar hâlâ soğuktu.. Bir ara elektrikler geldi, televizyon işledi: Haberlerde Tansu Çiller görünüp başbakanhğın kendine verilmesini istedi.. Az sonra Mesut Yılmaz çıkıp kendi hükümetinin, Türkiye'yi ya Iran tipi molla ya da askeri yönetim ikileminden kurtardığını, bölücü terörün ve mafyanın ustune cesaretle gittiğini anlattı. Bu ara "Bir mucize olmaz, duvarların biri yarılıp içeri boynunda içki fıçısı bir Sen Bemar köpeği girmezse donacağız!" dedi telefon eden ikinci kattaki komşusuna. Televizyonda şimdi de dış haberler vardı: Avrupa Birliği'nin Viyana'daki toplantısında alınan kararda Türkiye'nin insan haklarına saygı konusunda ilerleme göstermesı, Kıbrıs konusunda uzlaşma, Güneydoğu'da sivil çözüm ve demokrasi yönünde adımlar atmasının gerektiği bildirilmişti. Recep, "Ulan," dedi, "Yunanlılar Avrupa Birliği'ne alınırken bugün ıllakı başbakan olmak isteyen Bülent Ecevit, yerimizin Avrupa Birliği değil de bağlantısız ülkeler arasında olduğu düşüncesiyle Demirel'in ve Çağlayangil'in girişimlerini geri almasaydı, bugün biz bu birliğin içinde olurduk. 970'lerde Türkiye, insan hakları ve demokrasi açılarından daha mı ileri bir konumdaydı da bizi alacaktınız?" O sırada tesadüfen biz içeri girmiş, Yunanistan da şu ya da bu nedenledışarda kalmış olsaydı, bugün bizim girişimimizle AB, bu ülkeye "Önce şu Batı Trakya'daki antidemokratik tutumunu düzelt, seçilmiş müftüyü hapisten çıkart; sonra bir plebisit yap. Bir de şu Kıbrıs sorununu ve karasuları meselesini hallet de adaylığını düşünelim mi!" diyecekti? Televizyonu bunları düşünerek izlerken araya birkaç otomobil reklamı girdi, sonra tam hava tahmini yapılacakken elektrikler yine gitti. Artık ne okunacak ve yakacak gazete kalmıştı, ne de seyredecek ekran manzarası... Işten gelen karısına kapıyı açarken "Bu haberieri okumak ve izlemektense böyle mum ışığında üşümek daha iyidir!" deyiverdi. ^ Noel Baba nerede? Kuşkusuz çocuklar bu tonton ihtiyarın nerede yaşadığını bilmek istiyorlar. Armağan dağıtmadığı zaman bu ihtiyar nerede kalıyor? Evi nerede? Noel Baba'nın Kuzey Kutbu'nda yaşadığı, çocuklara dağıttığı armağanları da buradaki atölyesinde iirettiği efsanesinde bir mantık hatası yapılmıştı, Ren geyiklerinin Kuzey Kutbu'nda otlaması mümkün değildi. Bunun üzerine 1925'te Santa'nın Finlandiya'nın Laplandbölgesindeyaş.aması uygun görüldü. 1927'de dc "Markus Amca" adıylabilinenMarkusRautio, Finradyosundaki "Çocuk Saati" programında bu sırrı ilk kez çocuklara açıkladı. Böylece yüzyıllar boyu ürctilcn efsanclertek birşcklc dönüs.tü. Sinirler düzelmiyor... Psikolojik danışmanların belirttiğine göre insanlara giizel duygulargetirınesi beklenenNoel,günümüzdc daha çok deprcsyon doğuranbirdöncm.Çünkü akraba ve dostların bir evde toplanıp birkaç giinü birliktegeeirmesizorunluluğueskidefterlerinaçılmasını da beraberinde gctiriyor. KüsJükler çözümleneceğine, yeni kırgınlıklarortayaçıkıyor. Ayrıcaheralınan ve verilen armağanda tüketim ekonomisinin kaçınılmaz sonucu olarak rekabet hali doguyor, gitgide daha çok şcy isteniyor, bcklentilerartıyor,ticarileşmeortayaçıkıyor. Büyük mağazalarda kol ve yakası beyaz kiirkle süslü kırmızı giysileri içindeki Noel Baba'nın dizineoturmuşçocuklarınhayallerinisüslemek bugün artık ayrı bir sanata dönüşmüs. durumda. Nc diyelim, Noel'iniz kutlu ol