08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

18 PAZARIN PENCERESINDEN CUMHURlYETDERC.t ' 'Conquistador'lardan bizim köktendincilere SELÇUKEREZ s • ikri bana veren Sn. Prof. Dr. Şara » f.4 Sayın'dır. Geçen gün "köktendinciliğin ^ nitelikleri" konusunda konuşurken ve çağımızın Islam köktendincilerinin davranış ve eylemlerinden bahsederken Şara Hanım bana, "16. yy'da Isnapya'dan gidıp Orta Amerika'yı talan edenleri, "conquistador"ları incele: din adına yabancı medeniyetlerın nasıl yokedildiklerini gör, bugün izlediğimiz koktondinci mantık, 15. ve 16. yy'da Hıristiyan köktendinci mantığa çok benzer..." dedi. Mexico'nun Cortez tarafından işgali ve Montezuma'nın Aztec Imparatoriuğu'nun yok edilmesi de, Francisco Fizzarro'nun Inca Krallığı'nı yoketmesi de "yeryüzünde sadece bizim inandığımız dinin geçerliliği vardır, farklı dinden olanlar ya bizim dinımizi ve kurallarımızı benımserler ya da kıtır kıtır kesilirlor!" mantığının ürünleridir; bu fetihler sırasında olup bitenleri sadece kıymetli madenler ve arazi olde etme sevdasıyla açıklamak olanaksızdır. Ispanyalı Francisco Pizzarro'nun orduları 1 b24'te Peru'da Cajamarca'ya ulaştıklarında Inca Kralı Atahualpa'yı esir edip muhafız alayını katliama tabi tutmuşlardı. Atahualpa işgalcilerden kendıni kurtarabilmek içın onlara bir oda dolusu altın ödemeyi önermiştı. Ispanyollar bunu kabul ettiler, vadedilen altın bölgesini elde etmiş ve medeniyetini yok etmişlerdir. Cortez kendine yardım eden, baş eğen hatta kendisıyle işbirliğinde bulunan Montezuma'yu önce zincire vurmuş, esir etmiş eninde sonunda öldürülmesine göz yummuştur. Aztecler'in modeniyetlerinin ne kadar gelişmiş olduğunu ve ziraatta, mimaride ulaştıkları düzeyin ne kadar yüce olduğunu arkeolojik araştırmalar ortaya çıkarmaktadır. Tarihte gerçekleşmiş bu katliamlar ve medeniyetlerin yok edilmelerinın gerekçesi "doğru olan bir dini tanımayan, başka dinlere inananlann katledilmelerinin vacip olduğuna inanılmasıdır." Şimdi, 15 ve 16. yy'dakı Hıristiyan köktendincıliğini bir yana bırakıp çağdaş Islam köktendinciliğine dönelim: Burada geçerli olan mantık şudur: Bütün dünyayı kaplayan bir Islam devleti ya da düzeni kurulmak istenmektedir. Bu devlette şeriat yasalan yürürlüğe konacaktır. Böyle bir düzeni gerçekleştırmek için bazı teoriler geliştirılmiştır. Humeyni'nin bugün Iran'da geçerli olan Vilayatı fakih formülü yanında Hizbül tahrirel Islamıciler'in Islam Halifeliği'nin yeniden yaratılması düşünceleri ileri sürülmüştür, AlMaududi'nin "Tann'nın tek hakim olması gerektiği" düşüncesi, izleyicilerini, insanların sadece Tanrı adına hüküm sürebilecekleri ve ancak onun kurallarını uygulamakla yükümlü oldukları sonucuna ulaştırmış, Sayyid Kutb da bu tezi, Tann'nın hakimiyetini cihad ile yani savaşarak yeryüzüne yaymanın tek amaç olması lazım geldiği şeklınde formülleştirmiştir. Islam köktendinciliğinin iktidarda olduğu Iran'da olup bitenlere bakarak ve bu akımın muhalefette bulunduğu Cezayir'e göz atarak "farklı siyasal ve dinsel görüşe sahip olanlara hayat hakkı tanınmadığı, bunlara ancak köktendinci bir iktidarın çizdiği sınırın içinde tahammül edılebileceği anlaşılmaktadır." Bu akımların temsilcileri demokrasiye ancak onlara organizasyon ve eylem fırsatı sağladığı sürece katlanmakta ancak iktidara yaklaştıklannda ya da geldiklerinde demokrasiyi yok etmektedirler.(*) Islam köktendinciliğinin ütopisi, şeriatın herkes tarafından eksiksiz kabul edileceği ve uygulayacağı bir toplum yaratmaktır. 15 ve 16. yy'da buna benzer bir şekilde . düşünen ve kendi "şeriat"larını benimsemeyenleri ateşlere atan, kesen ve biçen, değişik düşüncelere hayat hakkı tanımayan insanların yaşadıkları çağlarda, geçerli olan demokrasi yokluğu ve sosyal bilim, tarih ve felsefe birikiminin yetersizliği bu tür mantığı eleştirmeyi güçleştırmekteydi. Ona rağmen bu mantıksızlığa karşı çıkanlar, geçersızliğini haykıranlar oldu ve çağımızın demokratik, insan haklarına saygı göstermenin tartışmasız kabul edildiği düzeyine böyle varıldı. Bugün Iberik Yanmadası'ndan kalkıp Orta ve Güney Amerika'ya giden ve ordaki uygarlıkları yok edenlerin yaşadıkları çağdan bu yana dört yüzyıl geçtiği halde aynı mantık ve aynı düşünce ile kendi dininden olmayanı keserek, biçerek hizaya getirmek ya da yok etmek yolunu tutanlara karşı koymak için herhangi bir orta düzey Avrupa ülkesinin ortaokullise öğrencileri için yazılmış olan tarih kitabını okumuş olmak yeter. Kendilerine ortasağ partiler adını veren Adalet Partisi sonra Doğru Yol Partisi ve Anavatan Partisl iktidarları sırasında tarih kitaplarından yavaş yavaş Türk tarihi ile yakından ilgili olmadığı ileri sürülerek ayıklanan konulardan yoksun kılınmış tarih kitaplarını okuyarak büyüyen kuşaklar tabii ki bu sentezi yapamazlur: Ya 15 ve 16. yy Hıristiyan yobazı kafalı köktendincilerin mezbahalarına doğru yöneltilen sessiz koyunlar gibi sürüye kapılır giderler ya da biraz ImamHatip eğitimi takviyesiyle birer potansiyel köktendin askeri haline gelirler. ^ (*) Y. Chgueiri, The Political Discourse of Contemporary Islamist Movements Islamic Fundamantalism ed. A.S. Bidahmet, A.Ehteshami, Westview Press 1996. Antalya'nın dağlarında kar, sahillerinde ise güneşlenen insanlar var. Alabelen silsilesinin tepelerinden panaromayı zaptedenler ise yine dağcılar... Alabelen'e bir YAZI VE FOTOĞRAKLAR: KKMAL GÜNEŞ ntalya'nın Kayak Merkezi "Saklıkcnt", günlük güneşlik günlerindcn birini yaşıyor. Tarih 16 Mart 1997 pazar. Sabahın erken saatleri. Mehmet Aydilck, Mehtnet Serin, Fatma Hroğlu, Ahmct Selçuk ve bendcn oluşan dağcı ekibi Alabelen Dağı'na çıkmak için hazır. Hertarafimizkarlakaplı.Öyleki,bazıyerlerde yarım metrey i gcçiyor. Antalya'yi dcniz vckummemleketi olarak bilenlcrinhayrct cdcceği kadarbüyük birbcyazlığın içindcy iz. Istanbul 'dan yayın yapan bir özel radyo spikerinin, "Istanbul buz gibi, oysa şimdi Antalya'daolupdenizegirmekvardi"diyen sözlerindckigibi lıkent'in doğusunda bulunuyor. Kuş uçuşu uzaklığı birkaç kilometrc civarında. Saklıkent'e gelenler dağı,kuzeydoğugüneybatı boyunca uzanan sırtıyla görebilir. Sırtınin uzunluğu 2 kilometre civannda. Kayda dcğcr üç zirvesi var. Ilki en kuzcydcki "Kırbucak Tepesi (2266)". Diğeri ona göre güncyde kalan2360metrelik isimsizbirtcpe. Sonuncusu da en güneyde ycralan Anadoruk (2422 m.) Alabelen'in eteklerihde birçok yerlcşim birimi var. Bunlardan kuzey yamaçlanndaki "Şekcrevler" ile "Sakarpinar" yaylaları nc yazıkkihızlabetonlaşmakta. Helekuzeybatıda yer alan "Koyuncuyurdu"nun çevresi Almanlar'ınyaptırdığıdağevleriylekaplanmaküzcrc. Doğudaki"Fesliğen"ve"Karboğazı"yaylaları ilegüneyindeki "Karçukuru" Yaylası ve Antalya'nın Bahtılı, l)oyran,Çakırlar gibi köylerin yazlık kulübcleriyle kaplı.Buevler,diğerbctonyapılaragöredoğayladahauyumlu. Kısacasöylemekgerekirse ycrcl halk, elindcki olanaklarıyla doğaya uyum sağlamayı başanyor. Sonradan inşa Alabelen üzerine Bcydagları "Bakırdağlan" alt bölümü içinde ycr alan Alabelen silsilenin dördüncü büyük üyesi. 2422 metre y üksekl iğindc. sak Ayetullah Humvynl toplanıncaya kadar Inca Kralı dokuz ay süre ile gözetim altında tutuldu: Karl Atahualpa çok zeki bir kimseydi. Gözlem altında bulunduğu süre ıçinde Ispanyolca ve yazı yazmasını öğrendi, arada sırada Pizzarro ile satranç oynamaktaydı. Dokuz ay sonunda Ispanyollara vadedilen miktarda altın toplandı. Ancak Ispanyollar söz verdikleri gibi kralı serbest bırakmadılar; Atahualpa'yı Hıristiyan usullerine göre vaftız ettiler ve 24 Ağustos 1533'te idam ettiler. Oysa Inca'lar geliştirmış oldukları sulama yöntemleriyle aralarında patates ve coca da bulunan çok sayıda önemli tarım ürününü ehlileştirmiş, ekip biçmiş, lamaları binek ve taşıt hayvanı olarak kullanmayı başarmış ve geride bıraktıkları çok sayıda mimari ve gelişmiş sanat ürünleriyle belgelenen ileri düzeyde bir uygaıiığa ulaşmışlardır. Aztec'lerin başına gelenler yaklaşık olarak aynı çizgiyi izler: Cortez Mexico'ya vardığında Artec Kralı Montezuma da ona altın ve hediye vererek Ispanyollan başından savacağını düşünmüş ancak gelişmeler Montezuma'nın büyük çapta yanıldığını göstermiştir: Ispanyollar, Aztec'lerin kutsal Anahuae Şehrinde onların taptıkları tanrılara adanmış tapınakları yerle bir etmiş ve büyük bir Aztec Tapınağınırrtepesine hir Hıristiyan şapeli dikmişlerdir. Bu davranışlarına karşı çıkan ve çıkmayan Aztecliler'i kese biçe bütün Aztec Saklıkentyakınındaki Hakır dağları kar altında. Alabelen, Saklîdoruk ve Bakırtepe.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle