08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

12 CUMHURİYET DERGİ POLİTİKA, KADIN HAREKETİ VE YAŞLANMAK. Politik olarak nerede duruyor? Şimdı kendımı herhangi birşey olarak nitelemiyorum. Sosyalıst olduğumu düşünmüyorum. Anarşist olduğumu da. Bu tanımlamaların içine girmiyorum. Ama bu dünyaya muhalıf olduğumu biliyorum. Çoğunluk kararlanndan hoşlanmıyorum. Bu dünyantn bir canlı olduğunu, bu canlıların bir bölümü olarak insanların varolduğunu biliyorum. Bir de dığer canlıların bir bölümüne açtığımız hunharca savaşın çok vahim olduğunu. Bu dünya düzelecek mi dersin? Hayır düzelmeyecek. Herşey daha kötü olacak diye düşünüyorum. Ne Türkiye ne dünya. Yaumut? En ufak bir umut taşımıyorum. Ama bu beni atıl kılmıyor. ölünceye kadar da ne kadar kötüye giderse gitsin ben, bunun zamanını geciktirmek için yapabileceğim her şeyi yapacağım. Hem bir ınsan hem bir kadın hem de sanatçı olarak. Bu dünyanın bir köşesindeki bir canlı olarak. Geciktirebilir misin dersen, belli olmaz, geciktirebilirim. Herkesin de böyle bir potansiyel taşıdığını düşünüyorum. Rezalet bir dünyada yaşıyoruz.Ama görece bazı şeylerde bile Türkıye'de daha yakıcı yaşıyoruz bazı acıları. Daha fazla kışkırtılıyoruz onun için. Ben herhangi bir ada kendimi yerleştiremiyorum açıkçası. Iktidar olma savaşındakı sosyalistlerle çok ciddi çelişkilerim var. Yan yana durduğum noktalar var. Siyahlarla da bir sürü nokta var ama ben siyah değilim. Sosyalistlerle de öyle yan yana durma halim zaman zaman oluyor. Benim militanlığım çeşitli anlarda olmak istediğim yere gidip orada bulunmak. Hâlâ da öyledir benim için politika. ÖDP'ye üye oldum ama çok heterojen bir yapısı olduğu için. llk defa bir partiye üye oldum. Kendimi bildim bileli yerleşik olmaktan hep nefret ettim. Yerleşik hal, devletten başlayarak, devletın bütün örgütlenmeleri küçülerek yerleşik ailede klostrofobık kılıyor beni. Anne, zevce olma hali de. Her an her kavramın sorgulanması gerektiğini düşünüyorum. 20 yıl önce öğrenilmiş bir şeye iman edip inatla bunu savunumayı, ki sosyalistlerin çoğunda bunu görüyorum, insanın zekâsını da körletiyor. Böyle bir noktada yaşıyorum. Insan serüveninin çok dışına çıkan birşey değil. Devrimci geceler ve mrUnglerdekl yeıi? Daha önce dostluk vermediğim hiç bir grup olmadı. Onayladıklarımın da varolmasını istiyorum onaylamadıklarımın da. Yokedilme anlamında yanlannda durmak zorundayım. Sol gruplardan sözediyorum. Bu gecelerden çok şey oğrendim. Nedir bunlar ne zaman değişecekler, Neden teker teker degişiyorlar da biraraya geldiklerinde değişmiyortar diye düşündüğüm çok oldu ama. Sol gruplar vefalı davranmıyorlar. Üzücü olan şu: Ben hâlâ solculara çok güvenmek eğiliminde olan bir insanım. Ama şuna sinirleniyorum. Hazır şeylerle geliyorlar, konsere, tartışmaya, sohbete. Senin bir şarkıcı olarak gitmenle, bir konuşmacı olarak gitmen arasında seyirci açısından fark yok. Duymuşlar ki Deniz Türkali 1 Mayıs'ı çok alanını ortalama yaşamak onu heyecanlandırmıyor. Dolayısıylayaptığıherişi.büyük bir rutku ve ihtirasla yapıyor. "Hayat çok kısa, 500 yıl yaşayacağımı düşünsem farklı olabi lirdi. Sahnede çeşitli rolleri oynamak yetmiyor. Hayatın içinde de çeşitli rolleri oynamak, bugün yayıncı, yann şarkıcı, öbürgün anne, kadın, aşık... Sahnede kimlik dcğiştirmek yetmiyor benim için." Deniz Türkali üç yıl aradan sonra yine şarkıcı kimliğinde'bugünlerde. Bu kez de Ayşe Tütüncü ve Grup Beş. Perküsyonu ona şarkı söylemek arzusu vermiş. Çole Porter'dan, Mick Jagger'dan, Bülent Ortaçgil ve Hüiyi söylüyor. Orada duruyorsa sadece onu dinlemek için duruyor. "Yiğidim Aslanım Burda Yatıyor", "Güneş Topla Benim İçin"... Arkasından da 1 Mayıs. Seyirci yenı birşeyi merak etmiyor. Bu özellik beni çok sinirlendiriyor. Bıktım yani. Bu şarkıları önce çok heyecanla söylüyordum. Ama sonunda ağzımdan çıkanı kulağım duymadan söylemek üzereydim ki durdum. Artık söylemiyorum. Bu şarkılann içleri boşaldı. Aile... "Çok eğleniyorum sahnede."Deniz Türkali lalimhane Suhnesi'ndedostlarma söylerken. p» di. "Bir Yurttaş Uyanıyor". Çok da ilgi gördü. Bir süre sonra da Işıl Özgentürk onun için biroyunyazdı."KüçükSevinçlerBulmalıyım". Ardından da Macit Koper'le çaIışmaya başladı. "Macit bana bütün unuttuklanmıhatırlattı." Macit Koper'in Deniz için yazdıği oyunun adı "Her Şey Satılık"ti. Seyirciyc sıcak gelmcdi bu oyun. Ötekiler seyirci açısından kolay oyunlardı. "Ama ben sey ircinin istediğine göre mi kendi istediğime göre mi oynayacaktım? Az ya da çok demeden sürdürdüm." '84'te Füsun Demirel'le tanıştı. "Kutsal Aile"yi oynayacaktı. Oyunun sponsorluğunu üstlenen firma aniden vazgeçti. Vazgeçmek fikrionuçıldırth. Intihan bile düşündü. Bir gün sabaha kadar ağladi ve karannı verdi. "Kutsal Aile"yi mutlaka oynayacaktı. Ertesi sabah, Ali Poyrazoğlu'na gidip bu oyunu oynamak istediğini söyledi. "Emrin olur" demişti Poyrazoğlu. Sorun da böy lece çözülmiiş oldu. Deniz Türkali 'nin sanat yaşamında ikişer üçeryıllıkboşluklarhepvar. "Amantiyatro yapayım, şarkı söyliyeyim de ne olursa olsun değil, çok sevdiğim, yapmak istediğim şeyi yapayım istiyorum. Vazgeçişlerim, ikiüç yıl annelik için olabi lir, yinc birkaç yıl bir aşkı yaşamak içinde. Bir oyunu oynamayacağım, diye intihar etmeyi düşünebilirim. Söyleyeceğim şarkı yoksa şarkı söylemem diye düşünebilirim. Çok oyun ve çok şarkı çok fazla seçtiğim birşey değil aynca. Şarkı vc oyunla uğraşmadığım dönemler o kadar çok beslenip o kadar çok şey ler öğreniyorum ki yeniden başladığım zaman farkediyorum kazandıklanmı." Sinema da var Deniz Türkali' nin hayatında. Ama beyazperdeyc biraz uzaktan bakıyor. "Kamera beni scvmcdi. Beni sevmeyeni ben niye seveyim" diyor. "Biraz da Yılmaz'la evli oluşumun dezavantajı" diye ckliyor.Türksinemasınınünlüyönetmeni Atıf Yılmaz'a23yılboyunca emeğivebakışaçısıylageriplandandestekolmuş.DcnizTürkali'ninönemsediği birkaç çalışması varyine de sinemada: "Mine"nin senaryosu ile "Gece, Melek ve Bizim Çocuklar" filmindeki Melek rolü. Ya AtıfYılmaz'ın yaşamında rolüneydi? "Beni heryönüyletamamlayanbirisi." diyor AtıfYılmazDenizTürkaliiçin. "Bcnimona yararımdan çok onun bana yaran oldu, tabii bendendahaakıllı olduğu için.. KJasikevliliğin dışında birdünya kurmayı becerebilen birkadm." Ortalama hcrhangi birşey olmaktan nefret cttığini söylüyor. Ne aşık olarak ne herhangi bir oyuncu ya da anne olarak hayatın hiçbir Yılmaz, Zeynep ve ben hiçbir zaman karı kocaana baba ilişkısi içinde olmadık. Bu ilişkinin 23 yıl sürmesine de bu neden oldu galiba. Ama bizim her zaman ayrı hayatlarımız oldu. Onun ayrı, benim ayrı hayatım. Ama her ikimizin hep bir dayanışması, aşkı sevgisi oldu. Dolayısıyla o 23 yılın hesabını göre göre yaşıyoruz. O zaman nıye yaşamayalım ki. Zeynep'e hiçbir zaman ciddi anlamda anne gibi olmadım. Arkadaş gibiydik. Itiştik kapıştık. Zeynep çok tepeden inme bir özgürlük kullandı.Yaşadıklarımın hiçbirini ben ona yapmadım. Kararlarını ona bıraktım. Okuldan kaçacağı zaman haberim oluyordu. Sınıfta kalmak istediği zaman benim haberim vardı. Hiçbirine itiraz etmedim. Kadın Hareketryle buluşması. Kadın hareketıne çok geç bulaştım. İKD'ye üye olmuştum. Hiçbir zaman kendilerinden saymadılar, ben de onlardan gibi yaşamadım. Eylemlere katılıp, gruplara giriyordum ama karar mekanizmalarında ya da görevli olarak çalışmadım. Benim için "feminist ve orospudur" demişler. Yılmaz'a söylediğimde "orospuyu anladım da feminist nereden çıkmış" demişti. 1984 falandı kadın çevresine falan katıldığımda. Kendimi feminist olarak ifade etmiyordum. Ama kadın olup da nasıl feminist olmayacaksın. Istersen olma. 84 85 yılında okumaya Dario Fo ve Franca Rame'nın Kutsal Ailesi'ni hazırladığım sırada başladım. Kadın olarak, politik olarak bir örgütlenmenin içinde yaşamak da bir ailenin içinde annelik ve zevcelik kimliğiyle yaşamak Ilgimi çekmiyor. Bütün bunlan sorgulayıp, hesaplaşıp kavga ederek yaşamak. Ama bu kavga, yumuşak, kendiyle banşık bir insan da yaratıyor. Yaşlanmak! Anlamıyorum yaşın ne demek olduğunu. Biraz fazla narslzim ama ben kendimi şimdi daha çok beğeniyorum. Aynaya baktığım zaman 20 yıl önce kabak birşeydim herhalde diyorum. Şimdi çok daha anlamlı, daha güzel olduğumu düşünüyorum. Kendlmin daha çok farkına vardığımı düşünüyorum. Gençken güzellik çok iki boyutlu birşey. Halbuki belli bir yaşa geldikten sonra kendi bedeninin imkanlannı, kendi güzelliklerini, nasıl daha güzel olduğunu daha çok farkediyorsun. Çok gençken, yüzüme sürdüğüm herşeyle manasız, herkes gibi birşey oluyorsun. Şimdi aynaya baktığımda gerçekten daha güzel buluyorum kendimi. Hayranlarımın yaş ortalamasının da 2530 olduğunu düşünürsen...^ meyra'dan söyleyecek Mayıs ayı boyunca. Cuma günleri Bilsak Beşinci katta piyano cşliğinde. "Çok mutlu oluyorum, çok eğleniyorum sahnede," diyor. "Zaten beni eğlcndirmeyecek hiçbir işle uğraşmam. Oyunculuk, şarkıcılık, dünyanın en eğlenceli işi."^ Not: Ailenin ilk soyadı Demırkan. Ama aile reisi bir gün biz Pirhasan sülalesinden geliyoruz deyip kütükteki soyadını değiştirtmiş. Deniz bu sırada yurtdışında ve evli olduğu için hiç Pirhasan olmamış. Vedat Türkali, ise Abdülkadir Demirkan'ın hapisten çıktıktan sonra senaryolarını yazabilmek için kullandığı ısım. Ortalama bir$ey olmaktan nefret ediyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle