04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

23KASIM 1997. SAYI 609 "Fuhuş yaptığımız için uğraştıklan gibi, sırftravestiolduğumuziçindeyakamızıbırakmıyorlar. Normalbirşekildedolaşmaya çıktığımızda ya da sinemaya giderkcn, travesti olduğumuz için bizi alıkoyuyorlar. Yani olayın, sırf fuhuş ile ilgisi yok." "Biztravestilertopluolarak.CihangirÜlkcr Sokak'ta oturuyorduk. Orası, her yönüyle, bizim için güvenli bir yerdi. Fuhuş yaptığımız için polis, o sokağı dağıttı. Bu polisin işine de yaramadı. Çünkü, travestiler, lstanbul'a dağıldı ve denetimleri imkansız hale gcldi." Sibel Can'ın dizi filminde rol almış Sibel. Travestilcrlc ilgili birbölüm olduğunda,menajerler, travesti barlarını gczerek figüran seçerlcrmiş. Böylecc Sibel dc dizidc rol almış. "Birsonrakigün.gazeteleriokuduğumda hayalkırıklığınauğradım. Dizi,saatdokuz gibi göstcrime girccekti. Yok efendim Sibel Can kötii örnek oluyormuş.Çocuklarosaatte uyumuyorlarmış. Travestileri görecekmişlcrdeonlargibiolacaklarmışmış. Şuzihniyete bakar mısınız? Şunu söylcmek istiyorum. Devletiyle,polisiyle,aydınıyla,gazetecisiylebutoplumartık bizi kanıksamalı. Bız de bu ülkede yaşıyoruz.Gidecekbaşkabiryerimizyok.Devlet bizc iş imkanı vcrse, neden çalışmayalım. Yadaailembeniböylekabuletse.neden fuhuş yapayım. Gider onların yanında otururum." l Jmursamaz bir ses tonuy la, "biz alıştık artık"diyemırıldanıyorCanan. Yüzündehoş birtebessüm,sesindcbirmuziplik...Oturduğupufminderderahat.Söylcijininbaşındaki sıkılganlığı yok artık. Anlatmayabaşlıyor: "Doğruy u söylemek gerekirsc, biz de insanlan yok saymayabaşladık. Lafatmalara, alay edici bakışlara falan aldııış etmiyoruz artık. Çok ileri giden olursada haddini bildiririz. Geçenlerde birarkadaşımla yürüyorduk. Durdukyere.arabanıntekindenoldukça ağır bir hakaret geldi. Iki kişıydiler. Hiç bozuntuya vermeden y anlarına gittim ve bay ıltıcı spreyi arabanın içiııe bosalttım. Arabanın halini görmeliydıniz, sekiz çizerek uzaklaştı." Canan, bunları anlatırken keyiflenmişti. "Biz travestilerdeyabay ıltıcı spreyyada falçata bulunur. Yani biz kadın gibi sevişir, erkek gibi dövüşürüz." Gece 11.30sulannda,evder>çıktıktansonra Beyoğlu'ndaki barlardaerotik gösterilcr yapıpmüşteribuluyorlar."Sanıldığınınaksine, bizi hiç kimse zorla çalıştırmıyor. Bu türbarlartravestilerinsayesindeparakazanıyor. Çünkü gelenmüşteriler travestiler için geliyor. Normaldebirkadehi250300bin liraya içilen içkinin fiyatı bu barlarda 23 mılyon lirayaçıkabiliyor." Ikisi de silikon taktırmış. Canan anlatmayadevamediyor: "Bu işten, çok para kazandığımız da bir gerçek. Başka bir iş imkanı verilse bile, gerekli ameliyatlarımızı yaptırmamız mümkünolmazdıherhalde. Çünkü, buameliyatlar pahalı. Ben şu anda 18 y aşındayım, sanınm23'ümekadarbuişlerihallederim. Daha sonra asıl mesleğim olan, bayan kuaforlüğü yapmayı düşünüyorum." Canan'in bu konuda örnek aldığı bir iki travesti var. "Birarkadaşımızameliyatlarınıolduktan sonra sevdiği kişiyle cvlendi. Antalya'ya yerleşerek bir market açtılar. Ikisi de marketteçalışıyor. Gayetmutlular. Bir başka arkadaşımi7,abileriylcbcraberK.apalıçarşı'daaltınişletmeciliğiyapıyor. Abileri.durumuna anlayışgöstermişler. Yani ailesidestek olan travesti şanslı.Enazından fuhuş yapmıyor." Sibel, başlanna bu kadar olay gelmesine rağmen yine de kendilerini şanslı görüyor. Anlattığınagöre, kendiailesinincinseltacizineuğrayantravcstilerbilevarmış. Birçok insaniçin,normal küçükayrıntıların.onlar içintarifsizmutlulukolduğunusöylüyorlar. "Birkaç tane ev hanımı arkadaşımız var. Bazen bize gclirler. Pastalar, börekleryaparız. Sohbet ederiz. Diğer insanlar gibi onlar da bizi merak ederler. Ama diğerleri gibi horlayarak değil. Bizi gerçekten anlamayaçalışarak... O zaman büyük mutluluk duyanz, seviniriz.Keşkebütüninsanlarınyaklaşımı, onlargibiolsa..." Travestileriniçdünyalan her ne kadar kadın dürtüleriyle doluysa da, hormonsal yapıları erkek gibi olduğundan, birtakım sorunlar eıkabiliyor. Kadınlar için üretilen birtakım hormoniğnelerindcnsözediyor Canan: "Bu iğneler, vücuttaki erkek hormonlannı öldürür. Böylccevücuttakı,istcnmeyenkasları ya da saç dökülmesi gibi sorunları ortadankaldırır. Özel bir reçetesiolmayanbuiğneleri,hereczancdenteminedebilirsiniz." Örgütlenmeningerekliliğineinansalarda, yapılançalışmalannyetersizliğindenyukınıyor ikisı dc. Sibel'e göre bu iş için, güçlü birisinin desteği gerekli. örnek olarak Bülent Ersoy'ugösteriyor: "Bülent Ersoy'un parası ve şöhreti var. Güçlü birisi. Bunun yani sıra, bizi tam olarak anlayabilccekazsayıdaki insandanbın. Fakat ,onun bu konuy la ilgili hiçbir atılımı yok. Bu gerçekten çok üzücü..." Onlar da diğer insanlar gibi yaşamak istiyorlar. En büyük hayalleri kadın gibi olabilmek. Ama öylc bir çıkmazdalar ki, yukan tükürsenbıyık,aşağıtükürsensakal. lsteseler deistemeselerde.^ BAŞKENT GUNLERİ Elçiler trafiği MÜŞERREF HKKİMOĞLU ir dıplomatın yaşamında büyükelçilik son aşama, mesleğin doruğu da denebilir. Kimi kişiler doğal tırmanışla ulaşır doruğa, kimi kişiler de hayli geç, özünden kaynaklanmayan nedenlerle soluğu kesilerek. Sevinci de, özlemi de solar nerdeyse. Dahası var, yeşermeden solanlar da, parlak sınavlar verir ama yıldızı parlayamaz. Tepedeki görevlere hak edenler gelmiyor her zaman. Mesleğin yazısız kurallarına, geleneklerine karşın yan etkiler de var. Belli kutuplar da oluşuyor kimi zaman, dahası "kapalı gruplar", her şey onların politikasıyla oluşuyor, koridorun yargısına ters düşüyor olaylar. Geçmiş yıllarda da var böyle örnekler. Ozellikle elçi atamalarında. Emekliye ayrılan orgeneraller elçi adayı olunca bellı başkentler, örneğin Bükreş ya da Vatikan'a diplomatlar değil askerler atandı yıllarca. Başka merkezlere de, örneğin Tokyo'ya meslekten bir büyükelçi değil, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'ndan emekli olan Oramiral Celal Eyiceoğlu gıtti. Üstelik meslek dışından atamalara karşı çıkan CHP'lı bir bakan döneminde. Başka ülkelerde de var bu türatamalar. 196O'lı yıllarda Endonezya'nın Ankara Elçisi Subjakta da emekli bir amiral. Başkentlilerin "orkide" adını verdiği güzel eşi, Uzakdoğu kadınlannın gızemini yansıtırdı partilerde. Süreyya'da çıplak ayakla dansederken herkes hayran izlerdi onu. Ben de "serçe kemıkli sefire" derdim. Java'nın güzellık kraliçesi seçildikten sonra Amiral Subjakta ile evleniyor. Bir süre sonra Denız Kuvvetleri'nden ayrılıp Ankara'ya elçi geliyor amiral kocası. Bir söylentiye göre güzel kadınlara rahat vermeyen Başkan Sukamo'dan kaçıyorlar! Güzel bir olay, emekli komutanlar elçi Frederic Chopin: Polonya elçiliğindeki konuklara o da katılır. atamalarında yer almıyor davranışını da kutlamak gerekir. bir süredir. özel sektörde çalışmayı Anlaması güç bir sorun daha çözüme ulaştı yeğliyorlar galiba. Kimi komutanlar son kararnamede. Gerginleşen ilişkiler mesleğinin en onurlu düzeyinde nedeniyle merkeze dönen iki elçi, Osman bulunmaktan mutluluk duyuyor ama çekici Korutürk ve Ateş Balkan da yeni göreve önerilere karşı koymayanlar da var. Emekli atandı, daha doğrusu yarıda kalan görevleri elçiler de öyle değil mi? lyi bir birikimi başka merkezlerde sürüyor. Biri Oslo'ya, çalıştığı bakanlık değerlendiremezse ne öteki Yeni Zelanda'ya gidiyor. Ankara yapsınlar? Herkes anı yazamaz değil mi? boşalmıyor ama kokteyller, veda yemekleri Pulat Tacer bir kitap daha yazıyor ama yoğunlaştı birden. Büyükelçi Hatay Savaşçı onun özel uretkenliği var. UNESCO'ya ve eşi de Bilkent tepesinde Doğramacı atanan Büyükelçi Turan Fırat'tan da güzel evinde veda ediyor dostlarına... bir üretkenlik bekliyorum ben. Meslek Geçen akşam bir de "merhaba" kokteylinde çizgisinde ilginç görevler var. Merkezde buluştu başkentliler. Polonya'nın yeni bulunduğu yıllar, TürkYunan ilişkilerindeki büyükelçisi Palasz ve eşi eskı dostlara doğruları, yanlışları, Rogers planlarını, 12 kavuşmanın sevincini kutladı. Kaç yıl önce Eylül öncesı yaşanan sancıları, Ege'de genç bir sekreterdi. Polonya elçiliğinde, dikensız gül bahçesi üretmek çabalarını şimdı büyükelçi olarak selamlıyor eski yakından izleyen bir bürokrat. Askerlerı de dostları. Bakanlar, milletvekilleri, lyı tanıyor, sivilleri de. Strasbourg'daki diplomatlarve sanatçılar. görevi döneminde de politikacıları. Arada bir de küçük konser, Polonya UNESCO'da da ilginç gözlemleri olacak Elçiliği'nin geleneği bu. Chopin de katılır elbet. Bir süre kızağa çekilerek evde konuklara. Her kuşaktan müzikseverlerin geçirdiği günlerde başladığı kitaba da ortak sevgilisi Polonyalı besteci. Chopin'i emekli olunca devam edecek galiba. Sevenler Derneği de kuruldu ama çok ses UNESCO yolcuları Aralık'ın üçüncü vermiyorl Büyükelçi Palasz bu derneği de haftasında aynlıyor Ankara'dan. canlandırır belki.^ Pınar Fırat merkezdekı dönemleri çalışarak geçirir hep. Ankara Üniversitesi'ndeki görevinden ayrıldı son günlerde. Rüzgârını yeni görevliler sürdürecek, o da yeni tırmanışlar için başka bir dal arayacak Paris'te. Belki resim çalışmalarına yönelecek. Paris'te bir de düğün kutlanacak, baba mesleğini seçen Cengiz Fırat evleniyor. Güzel gelin de bir diplomat kızı, Dışışleri ailesinin çok sevilen kışilerinden Büyükelçi Teoman Sürenkfck ün kızı Irmak. Büyükelçi Ergun Pellt ikinci kararnamedeki yerine sevindi mi acaba? Pekiy, Murat Ersavcı? Birinin ilk gittığı merkeze öteki son dönemde gidiyor! Son kararnamedeki atamalarda ilginç rastlantılar da var. Üstün Dinçmen ilk büyükelçiliğinı Katar'da kutladı vaktiyle. Şimdi de Uğur Ergun ilk elçiliğini kutluyor Katar'da. Füsun Çetintaş da Singapur'a gidiyor. Yer ilginç ama elçiliğini hayli geç kutluyor, oysa yaşamını mesleğine adayan, her görevde başarılı bir diplomat. Kolay değil gecikmenin nedenini anlamak, yeni Müsteşar Korkmaz Haktanır'ın Sibel Can 'la bir de dizidc oynamış Sibel: "Benim hayalim kadın olabilmektL Fuhuş değiL"
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle