04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

19%. SAYI520 11 dolu yasadığını ve yaşayacağını düşünüyor. insanları tanıyabiliyor artık. Dışccpheleriniçinesızabiliyorvebu yüzden pckçok kişiden bir aclırrı öndc göruyor kcndisini. Aşkın, seksin var olabilcceğinibiliyoramaolmamasını dadoğalkarşılıyor. Menapo/.unda da sorun yaşamadığını söylüyor Arzık, rcgl kadardoğal karşıladığını anlatıyor. Bu yüzden doğanın değil, kadınlann kcndilertne acımasızdavrandığını düşünüyor. Orta yaşa gcnçliğinde kendini hazırlayanlardan biri Semra Arzık. Gcnçliğindc clli yaşındaki insanlara baktığında onlann guzcl olduğunu görmüş olmak ona, şimdi kendinc bakışındadaaynıgü/elliğiyakalatıyor. Kapıdan yirmi yaşındaki duygulanyla çıkıyor. Kendi kendini tedavi ediyor,ağnlanna,sızılannaönemvermiyor. Birtekşeydcn,çoksevdiği insanlan bırakıp gitmcktcn korkuyor. Ama bu orta yaşına ilişkin bir korku değil, sürckli bu duyguyla yaşamış Arzık. Otuzundakiduygulanmdataşımışellisinc. Ozamanlarneyi seviyorsa, neye üzülüyorsa şimdi dc aynı tepkilcri gösteriyor. Yaşlandıkça özgürleşmek... Bırkaç gün önceydi: Sabah Gözümü açtığım anda aklıma geldi: Bugün yaşgünüm... 50 yaşımda olduğumu düşünmemeliyim. 50 yaşında olduğumu düşünmemeliyim... Yataktan fırla. Çay, sigara, gazeteler... Zırr telefon, "Yaşgünün kutlu olsun. Kaç oldun?"... "Şey... işte..." Gazete yazı bekliyor. Yazıya otur. N'olmuş yani 50 olduysam... Yaz yaz yaz... Zırr kapı. Çiçek. Kartta "50 yaşın kutlu olsun" yazıyor! Herkes, her şeyi biliyor maşallah! Sen yazmana bak, 50'yi kafaya takma... Zırr telefon. Gazete "Nerde kaldı bu yazııı!". Tamam şimdi geliyor! Bugün benim yazgünüm ağırdan alıyorum diyemem ya! Dedim ama. Cevap: "Altmış oldun mu?" Yok, deve!.. Son sürat yazıyı bitir. Bu bitince, dergininki... Sonra görülmesi gereken iki sergi, edilmesi gereken beş telefon, yanıtlanması gereken sekiz mektup, hazırlanması gereken iki konuşma, bir rapor... Ellinci yaşını düşüneceğine bunları düşün... Nasıl yetişecek bunların hepsi... Gazete yazısı bittı, Sanat Dergisi'ninkini yazıyorum. Zırr telefon: "Eh yanm yüzyılı devirmek nasıl oluyor?"... Hoppala! Tam 50 sözcüğüne alışmışken, şimdi de "yanm yüzyıl" lafı çıktı! "Yarım yüzyıl!", nedense elliden çok daha vahim ve korkunç geliyor kulağa! Abartma Zeynep! Dünya tarihinde nedir ki yarım yüzyıl: Okyanusta bir damla! Ya bir kelebeğin yaşamında? Yanlış soru! Sen kelebek değilsinl Yazmaya devam... Yaz, yaz, yaz... Madem yarım yüzyılı devirdim, kendim için bir şeyler yapmalıyım: Örneğın... sigarayı... azaltmak... Yazıya dön, hele bu yazı da bitsin, sigarayı azaltmayı sonra düşünürsün... Zırr telefon. Biri akıl veriyor: "Ben, yasamadığım, yani uykuda geçirdiğim saatleri çıkarıp yaşımı öyle hesaplıyorum. Sen de öyle yap, insanın moralı yükselıyor." Bak şimdi, moralim niye bozulsun kı 50 olduysam! Hem öyle yapamam, çünkü uyurken gördügüm düşleri yok sanmak, yaşanmamış saymak, kendime ihanet olur! . Dergi yazısı bitti. Sıra raporda. Yaz, yaz, yaz... (Sigara konusunu rapordan sonraya erteledim)... İnsan yaşgününde de bunca çalışır mı! Hele 50'sinde! Zırr telefon... "Alo, Cumhuriyet Dergi'den arıyorum... Önümüzdeki sayı, 50. yaşla ilgili, olgunluk çağıyla ilgili... Sizden de bir yazı..." Ah Cumhuriyet Dergı! Ah! Bunu bana yapmayacaktın! Hem de tam bugün! Sabahtan beri 5O.'yi, "yarım yüzyıl"ı kafamdan atmaya uğraşırken! Olacak şey mi! Dün arayamaz mıydınız, yarını bekleyemez miydiniz! 50'ydi, "Yarım yüzyıl"dı derken, şimdi de "Olgunluk!" Yaşlılığın kibarcası mı bu "olgunluk"! Elbet bunları söylemedim... "Ne zamana ıstiyorsunuz yazıyı?" .... "Yanna."... İMDAAAT! Yukandaki "Bir sabah" betimlemesınde, hiç abartma yok. Özetin özetini anlattım, çoğunu attım. Söylemek istediğim şu: Çalışma tempomda, günlük yaşama ritmimde, yaşımı duşünmeye, yaşlanıyor muyum, olgunlaşıyor muyum diye ölçüp tartmaya hiç fırsatım ve zamanım yok. (Elbet yaşgünüm değilse... Neyse ki o da yılda bir kez oluyor!) Herkes gibi ben de yaşımı unutuyorum. Kimi zaman çıkartma yaparak yaşımı bulmam gerekiyor. Kimi zaman da başkalan anımsatıyor: Örneğin, bana yaşıtımmış gibi görtinenler "Abla", "Teyze" dediklerinde... Karşımdaki kelli fellı adam "Biz Sanat Dergisi'yle büyüdük..." dedığınde (Kundakta mı okumaya başladı bunlar! Dergiyi 24 yıldır çıkanyoruz!)... Onümdeki genç kız "Annemde sizin imzalı kitaplarınız var!" deyip, büyük babasından selam getırdiğinde... Sevinçliysem, keyifliysem, yüregim pır pır ediyorsa, lyi, yararlı, güzel bir şeyler yaptığıma, yazdığıma ınanıyorsam, yakınlarımı, sevdiklerimi mutlu kılıyorsam, ülkemin geleceğinden umutluysam, 18yaşımda hissediyorum kendimi. Bunların tersi oluyorsa, 98! Bir ses, bir söz, bir bakış, bir satır, bir tavır, bir gazete haberi yaşamı bir uçtan ötekine savurabiliyor. Bu savrulmada, geçmişe değil, geleceğe 2025 yıl daha... Ve erkeklcr. Onlar nasıl karşılıyor ortayaşı.Tarihçi Halil Berktay,"Ben çalışanbirinsanım,çalışmayadevam cdiyorum"diycbaşlıyorkonuşmasına. Oturup da orta yaş üzerine düşünmüşdeğil. Umuyorki 2025 yıl daha çalışabilir. Yirmili yaşlanna görc çok daha şey bildiğini, düşündüğünü biliyor Berktay. Türkiye, dünya hakkında siyasal bağlamdadüşündüklerinin gerçekleşmediğini farkettiğindebununbizeözgü olmadığını söylüyor. Çünkü bunlar dünyaçapındasorunlar... Yirmili yaşlannda önem verdiği, bilimscl çalışma. Bugün de buna önem veriyor. O yaşlannda, cllili yaşlanndakilere baktığında gördüğü bilimscl, düşünselbinkimiolan insanlar. Bu yüzden anlıyor ki yaş ve zaman gibi kavramların ılışındayaşıyor. Birbaşkası, lîrtuğrul Şcnat içinsc orta yaş ölüme çeyrek kaldığının habcrcisi. Bazen unutuyor insan ama yaşamınzorunluluklan,çocuklan vegeleceklcri aklına gcldiğinde tchlikc çanlarının çaldığını duyuyor. Oysa gençl iğindc, bu yaşlan düşündüğündc hiçbir işle ilgilenmeyeceğini düşlüyormuş Şenat. Bu düşünccsini çürüten ischâlâçalışıyorolması vebirisi "saçlannbeyazlaşmış"dediğindeyaşını anımsaması. Artık biliyor ki eğcr bedeninde bir problcm yoksa insanın düşünccleri eskimiyor. Bundan sonraki yaşamı için stresi az olan yerlcrde, gürültüsüz, daha rahat bir yaşarn düşlüyor Şenat. Ama bazen dc kabuğuna çckilip uyumaktan, hiçbirşeyle ilgilenmemckten ya bakmaya çalışıyorum. Yaşımı unutsam da, düşünmesem de yaşla edindiğim kimi değişikliklerin farkındayım: Bunların en önde geleni seçıcilik. Yaşamın her alanını kapsayan bir seçıcilik... Okuyacağım kitabı, izleyeceğim tiyatroyu, filmi, konseri, sergiyi, kuracağım dostluğu, ilişkiyi, gideceğim yeri, katılacağım toplantıyı, yazacağım yazıyı, yaşayacağım anları daha bir tıtızlıkle, özenle seçiyorum. Yaşlanmın bana bir başka katkısı: Çoook gençken, herkes beni sevsin isterdim. Şimdi, amman, herkes beni sevmesin istiyorum... "Başkalan benim hakkımda ne düşünüyor"a da artık paydos! Kendi iç hesaplaşmam ve sorgulamam daha ağır basıyor. Bu iki nokta birleşince beraberinde özgürlüğü de getiriyor. Evet, galiba yaşlandıkça insan daha özgür oluyor... • A, evet, o "İMDAAAT!" haykırışının sonrasını merak ediyorsanız... Önce, bilgisayarımı kapadım. Sonra telefonu, telesekretere bağladım ve sokağa fırladım: 50. Yaşgünüm şerefine, doğru bir cimnastik salonuna abone olmaya...^ Zeynep Oral, gazeteci tiaha. Ihrçın Kız 'ı ise "gençlere " bıraktu.. I layır. 3035 yıl dahayaşayacağını düşünüyor. Bu,çocukluğunubiryanabırakırsakbilinçlc geçirilmiş zamanın iki katı. Kendini huzur içindchissediyorsabu yüzden. Doğanın orta yaştakadınlara daha haksızdavrandığinı da düşünmüyor Lcyla Ipeker. Belki çocukla birliktc yaşam kcsintiye uğruyor ama erkeklcr daha bir yaşlanmış, köşcleri yuvarlaklaşmış.dahaazokuyankişilerhalinegeliyor. Belki scksvcfizikteerkeklerdaha avantajlı ama kadınlar daha bjr gclişme gösteriyor. Ipeker'egöre.orta.yaşailişkinbiravantaj daha. Otuzlu yaşlargençliğe ait belki ama bir dcaptallığı var, dışgörünüşefazla önem vermekgibi.Şimdionlardayok...Onlardanda kurtuldu Ipeker ve şimdi büsbütün rahat... Dolu dolu bir yaşamdan sonra... Bir başka kadın, Scmra Arzık. O da orta yaşlannda. Yaşıni pek düşünmese de, sorulduğundaayaklarıyerebasıyor. Yinededolu na... Salih Özcn bir işadamı. Eîllili yaşlarına yaklaşırkenkaramsarbirtabloçiziyorkendisi için. Neyapılması, nasıl yapılması gcrcktiğini bilememcnin, sosyal güvcnliğin olmamasının karamsarlığı bu. "Gençken çok daha mutluyduk"diyorÖzen,"Ozamanlarçok fazladüşünmüyorduk. Gclcccklc ilgih endişclcrimiz yoktu. llcriyc yönelik yatınmlar yapmayı hesaplamaktan uzaktık. Şimdi ise bilemiyorumyannımızneolacak?" Çocukkcnbu yaşlarına gclebileccğinidüşünmeyenlcrden biri Özcn. Bugün kırlaşan saçları, mcrdiven incrken sızlayan diz kapaklarıyaşlılığıhabcr veriyor, bir de ölüme birazdahayakınlaştığını.Gençlikarkadaşlarıyla sık sık buluşmaları, o günlcri konuşmalan da belki bu yüzden... Orta yaş. Bütünyaşlaronaçıkıyor. Kadın yadaerkekfarketmiyor. Bilmek,anlamak, algılamak,dinginlikvuruyoraynalara. Aynalarisebeyniniz.de... ^ Ben diyemem Her yaşında, çocukluğunu ve ilk gençliğini yaşayan bir insanım. Benim ruhum böyle. Orta yaş diye bir olayı kabul etmiyor ve aklımdan bıle geçirmiyorum. Nedir orta yaş? Eski insanların belırlı, kalıplaşmış düşünceler içinde, çekmelenmiş bir yaşama kendilerini endekslemeleri. Sağlık kontrol edildiği sürece, orta yaş ıstasyonu rahatlıkla teğet geçilebilir. Siz şimdi Emel Sayın'a, Ajda misiniz? Ben diyemem. Aslında yaş da, zaman gibi değişik, izafi bir kavram bana göre. Yaşam, doğum, çocukluk büyük bir fırtına, limanlara uğramak ve ölüm... Aradakı durakları hiç düşünmedim. Ama acaba bu yaş olgusundan kaçış mı? Sanmıyorum. Orta yaş bir korkudur. Ben bu korkuyu hiçbir zaman duymadım. Duyacağımı da zannetmiyorum. ^ Nazlı Eray, yazar Pekkan'a, Türkan Şoray'a orta yaşlı diyebilir
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle