23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

18ŞUBAT 1996. SAYI 517 Kültür veya Turizm Bakanlığı'mn yapması gereken bir işi yaparak Kemeraltı Rehberi hazırlayan Nelson çiftinin haritasında çarşının tarihi binaları, alışveriş : merkezleri, eczaneler, doktorlar ve telefonlar var. Yıten tarihe ASUMAN ABAC1OĞLU tanıklık <L zmir'dcyaşayan Ingiliz Dilbılimci RicB hardNclson,tarihi Kemeraltf ndasıksık I kaybolunca buranın bır haritasmı çıkar* maya karar verdı. Sekiz ay süreyle her gün çarşının labirentgibi sokaklarındadolaşan dilbilimci, sonunda bugünc kadarrcsmi kuruluşlannyapmadığı işibaşardı. Buarada, Kempraltı'nın tarihi nitcliğinin nasıl hızla kaybolduğunadatanıkoldu. Kemeraltrnda alışvcriş cdcnler genelde ana cadde boyunca insan, mağaza ve tabela kalabalığı arasında önünden geçip gittikleri tarihi kcrvansarayların, havraların.kiliselerin farkınabilevarmazlar. Alışveriijinyorgunluğunu çıkarmak için oturup, çay içtikleri Hisarönü'ncbirzamanlarkayıklarınbağlandığını,yürüdükleridarsokaklardankervansaraylara baharat, ipek, halı ve kahve taşıyan develerin geçtiğini bilmezler. Hele, Kemeraltı'nın eski bir kapı ardinda ya da girmeye değerbulmadıklan daracık biraralığın sonunda karşılaşabilecekleri sürprizlerdcn haberleri bile yoktur. Kemeraltı, onlar için tarihi özelliklerinden siynlmış, aradıklan malın ucuzunubulabilecekleridükkanlarbütünüdüryalnızca. Oysa tarihi çarşı, onca bozulmuş,luğuna göndermeler yaparak anlatıyor ömer Uluç'u. Daha sonra Dışişleri'nden Serfi (Serfinaz'ı böyle çağırıyor dostları) ve Uğur Ergun'un evindekı "selam partisi"nde buluştu sanatseverler. İki selam bir arada, Ivet Kandetti ve Ömer Uluç'a sergisi nedeniyle teşekkürle kalktı kadehler, Ahmet Tan'a da yasama görevinde başarı dıleklerıyle. Diplomatlar, gazeteciler, mımarlar ve sanatçılarla güzel bır başkent karması. Bir koltuğa oturdum, yanımı da boş bıraktım, ama boş kalmadı elbet, sırayla oturdular, başbaşa söyleşıler yaptık dostlarla. Profesör Tosun Terzioglu ile TÜBlTAK'tan söz ettık. Bilim Kurulu'nun yeni üyelerınden, Atilla Karaosmanoğlu ve Erdal Inönü'den. Kurul toplantılarındaki güzel tırmanışları anlattı gözleri parlayarak, geleceğe umutla bakarak. Nuran Terzioglu da "Günce" sergısını anlatıyor coşkuyla Ankara'dakı Urart Galerısı kapandı ama onun sergıcılığı noktalanmadı. Bırçok sanatçımız "Günce" konulu yapıtlanyla katılıyor bu sergıye. Örneğın Fertian Erder çıçeklerın guncesıyle. Neden günce, derseniz, tarıh öğrenımı yapan kızından esınlenıyor Nuran Terzioglu. Masterına Gülsen konu seçtığı Mısri'nin Güncesi'nden. Günce sergısını ılgıyle beklıyor başkentliler. Çağrıyı da bır başka "Günce" ile, dört saytalık bır gazeteyle yapıyor Nuran Terzioglu. Katılan sanatçıların ozyaşamı yer alacak gazetede, bir de başkent guncesı, onu benim yazmamı onerıyor. Aslında ben de bır başkent guncesiyim değil mi? Günce konusu giderek derınleşti, Fransa'dakı Günce Vakfı gündeme geldı derken. O vakıftan bır yöneticinin Kemeraltı haritası hazırlayan Ingiliz Dilbilimci Richard Nelson ve Türk e$i Aycan Dalgeç. Ankara'ya gelip konuşması bekleniyor şımdı. karşın geçmişten kalan tatlann yaşanabileceği,nereyeçıkacağıkcstirilemeyen labirentgibi sokakları sürprizlerle dolu bir mekandır hâlâ. Ingiliz Dilbilimci Richard Nelson da Kemeraltı'nınbubüyüsünckapıldığındanolsa gerek, ara sokaklara gire çıka sık sık kaybolunca çarşının birharitasını çıkarmaya karar veriyor. Dişhckimi olanTürk eşi Aycan Dalgeç Nelson ile birlikte, işlerinden arta kalan zamanlarda sekiz ay boyunca Kemeraltı'nın bütünsokaklarınıtektckdolaşryorlar. Belediyeden aldıkları paflalar üzerinde eksik sokak numaralarını tamamltyorlar. Kıyıda köşede sıkışmış tarihi binalann.sokaklanndialarını, fotoğraflarını çekiyorlar. Bu işler için hiç bir kurumdan maddi yada başkaca birdestek almıyorlar. Başlangıçta, karmakarışık sokaklarında kimsenin tarifle bilc yerbulamadığı Kemeraltı için turistlereyönelik bir rchbcrhazırlamakınış amaçları. Ancak gczdikçe, tarihi özelliklcrinikeşfettikçc buranın korunması, belgelenmesi gcrektiği düşünccsi daha da ağır basmış. Çünkü esnafın bile yanındaki havradan haberi olmadığını farketmişler. Bir ilkokulun bahçesinde sıkışıp kalmış, kimsenin bilmediği Aya TeologosKilisesi'ninkalıntılarını, hâlâduran eski güzel kapısını bulmuşlar. Kalıntılannüzerinebirbinainşaedildığini üzüntüyle görmüşlcr. Kemeraltı'nın yalnızca belirli ana sokaklarının kullanıldığını,yan sokaklara pek girilmediğini farkederekinsanlarındikkatiniçekmcyiistemişler. Sekiz aylık çalışmaları sırasında Nelson çifti, ilginç olaylara da tanıkoluyor. Türk eşi alışmış olsa da, Richard Nelson, tarihi binalannyıkılmayaterkedilmelerinıanlayamıyor. "Bubirpolitika,korumaaltınaalınan,yikılması yasak olan bınalardan kurtulmak için bir yol" diyeçok doğru birsaptamada bulunuyor. Birkezgeçtiğisokağın,birdahakigeçişinde"çıkmazsokağa"dönüşmcsişaşkınlığını daha da arttırıyor. Sokağı, ortasına yenı birbinadikerekkapatıvermek,Türkiye'den başkahiçbirycrdegörülmeyecekbiruygulama olsa gerck. Ilaritalarında da sonu olmayan çok sayıda sokak, bu uygulamanın ne kadarsıkyapıldığınıbelliediyor. Richard Nelson'un bir başka gözlemi de, tcmel inşaatı sırasında ortaya çıkan tarihi eserlerin üzerlerinin çarçabuk kapatılı vcrmesi."Oysaoradaarkeolojikbiraraştırmayapılabilir, çünkü eskidcnorası denizmiş,belkı lımanın bir parçası yada başkaeserler bulunabilirdi"gibinafileitirazlardabulunuyor. Kültür veyaTurizm Bakanlığı'mn gerçekleştirmesı gereken bir işi yaparak Kemeraltı Rehberi hazırlayan Nelson çiftinin haritasında çarşının tarihi binalannın yanısıra, alış veriş merkezleri, eczaneler, doktorlar, telefonlar, otoparklar, hatta tuvaletlerin yeri bile gösteriliyor Baştaturistlerolmaküzerearadığını bulmak isteyen pek çok kişjnin işine yarayacağı kesin. Ama, Kemeraltı'nda dolaşmanın asıl zevki "kaybolmaktadır" diyorsanız BAŞKENTGUNLERİ Başkent güncesi Işte böyle, Meclis koridorlarında, siyasal parti merkezlerinde hıçbır şey üretemeyenlere karşın başkentin yaşamında üreyen güzellikler var *ni Igilendiren hız ve parlaklık, dıyor Yarış yok ama herkes saygıyla, bzenle yer ömer Uluç. Parlayana doğru yönelen alıyor ev partılerınde. Genç kadınlar pantolon bir kuş gibiyim. Carole Boulbes de ve mini etek arasında seçım yapamıyor. Ikarus'u düşünüyor ve soruyor: Parlayan Upuzun bacaklarıyla kolay değil doğrusu 1 sonra yanar mı? Evet, parlar ve O güzelliğı göstermemek ayıp olur sonunda yanar, diye yanıtlıyor Tesettür modasına tepkı diye sanatçımız. Galeri Nev'de açılan yorumlayanlar da var! Renk sergisini izleyenler de o parlamayı seçiminde siyahta uzlaşıyor ve yanmayı hissettı sanıyorum. kadınlar, hepsi güzel taşıyor Başkentin en güzel galerısinden sıyahı. Bıri Oya Buluç, yılın en güzel sergilerinden bırı, sadeliğiyle göze çarpan bır renk renk adamlar, renk renk kadın, her zaman şık ve güzel. hortaklar, kuşlar, anneler ve Bır başkası Zeynep Akıncı, çocuklar, köpekler, kadınlar, tepeden tımağa zarif bir kadın. mevsimler. Yok, Vıvaldi'nın Neşesı, kahkahası, konuşması, tartışmasıyla aydın müzığine gönderme değil, kışıliğini de yansıtıyor başkent güneşe, rüzgâra, ağaçlara, partılerınde. Sadeliğin çiçeklere, kuşlara sarılarak güzelliğıni sergiliyor. Serfi döner, sonsuzluğa doğru Ergun da özel kadınlardan bıri yuvarlanır gibi, müzığe değil bence. Dünyayı kucaklayan uzun fırçaya takılıyor, dönüyor, kolları, kocaman yüreği var. Kapısı, yumaklanıyor ınsan. sofrası her zaman açık, sevgi dolu, Hep aynı şeyi yapıyor, diye eleştiriyor coşku dolu, gülümser ve iyimser bir kışı. biri. Bır başkası karşı çıkıyor, aynı şey değil, kimlığıni, kışılığini vurguluyor ömer Uluç Sözlüğunde yorgunluk yok. ömer Uluç ve Ahmet Tan onuruna düzenlediği giderek... Alev Ebüzziya'nın çanakları da partide çok yorulduğunu düşünenler yanılıyor. oyle değil mi? O gece, bir kulüpte şarkı söyleyerek uzadı, iki Yüzlerce tablo içinde ömer'ın fırçasını gazeteci de gitar ve şarkılarla neşelendirdi tanırsınız değil mı? Alev'ın çanaklarını da. dostlarını. Bıri Sedat Ergin, ötekı Ufuk Mimar Ragıp Buluç ile konuşuyoruz bir Güldemir. Gazetede köşeler, ekranda tablonun karşısında. Orhan Peker'e MÜŞERREF HEKİMOĞLU Litvanya 'nın ilk cumhurbaşkanı Landsbergis elçiliğimizde.... tartışmalar, ama gitar çalmak, şarkı söylemek de güzel bir olay. Merkezdeki dönemlerinde Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde öğretim görevlisi olarak çalışan Gülsen Gezer, Litvanya'da da sürdürüyor çalışmasını. Vilnius Ünıversıtesı'nde diplomatik yazışma derslerı veriyor, bilgisini, birikımini değerlendirmekten gerı kalmıyor. önce liselerde Türkçe dersleriyle, TürkiyeLitvanya arasında bir köprü kuruyor, derslere ilgi artınca Türkiye'den bir öğretmen yollanıyor Litvanya başkentine. Türkiye Sefiresi üniversttede görev alıyor bu kez. Gönüllü bir çalışma, Baltık kıyısında sıcak esintilere yol açıyor. Arada karlı dağlar var ama dağlar kavuşmasa da insanlar kavuşuyor, Litvanya'nın ilk Cumhurbaşkanı Landsbergis ile Büyükelçı Erkan Gezer ve eşi çok yakın dost oluyorlar. Bir gün Erkan Gezer de anılarını yazar mı bilmem. Ama Gülsen Gezer'in izlenimlerini yazmasını dılıyorum ben. Gözlemleri, dınledikleri roman ötesi. Dınlerken ürperdinı, hüzünlendim, Sibirya'nın soğuğunu hıssettım yüreğimde. Sonra da düşündüm, neler yaşıyor insanlar, nelere direniyor, ancak umudu yitirmıyorlar! Yıllarca önce Litvanya öykülerı diye bır Gezer kitap çevirdim dılımıze, Hermann Südermann ile gezdım Baltık kıyılarında. Gülsen Gezer ile konuşurken o kıtabın sayfalarına döndüm yenıden. Rahmetlı Hayrullah Örs'ü, Oğuz Gökmen'ı, Milli Eğitim Bakanlığı Çevırı Burosu'nu düşündüm. Sonra Büyükelçi Settar Iksel'i anımsadım. Dünyanın en güzel kadınlarının Baltık kıyılarında yaşadığını söyledi bır gün. Gülsen Gezer'in kişiliğinde Lıtvanyalılar da güzel bir Türk sefiresi, bir Atatürk kızı tanıyor b e n c e . ^
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle