Katalog

23 TEMMUZ 1995. SAYi 487 21 PAZARIN PENCERESINDEN Pistanbul, Pisizmir SELÇUK EREZ Nasıl arıyorsun? önce dört sıfır çeviriyorsun.. Ahıret'in kod numarası bu! Sonra 5157736631... O gece, ruh çağırmak ıçın Dr. Mustafa Karahisari'nin evinde toplanmışlardı. Yeni Gelışme Platformu'nun II Idare Heyeti'nin bütün üyeleri oradaydılar. Kendi sorunları için değil memleketlerinde süregelen aksilikler ve afetler konusunda danışmak için düzenlemişlerdi bu seansı. Uzun sure düşunüp taşındıktan sonra Osmanlı padışahlarından Delı fbrahim'ı çağırmaya karar vermişlerdi: Bir kez en büyük haksızlığa uğramış bir Türk büyügüydü: Çektiğl mıgren illetı nedeniyle "deli" olarak nıtelendırılmış, sekiz sene tahtta kaldıktan sonra da aynı nedenle tahttan indirilıp akıl hastası olduğundan, daha doğrusu sanıldığından boğdurulan ilk padışah olarak tarihe geçmişti. Aslında delı değıldı, sadece nörotikleşmışti. Sonra da çevrecıydı: Doğa ve hayvan sevgisini balıklara para atarak gösterlrdi. Yeni Gelışmecı Ayşe Hanım çevirdiği numaraya bekledığı yanıtı alamadı: Aradığınız numara kapalı ya da devre dışıdır. Lütfen bir süre sonra yeniden arayınız. Bir süre sonra yeniden aradı: Size şu anda cevap veremiyoruz. Bir mesajınız varsa lütfen "bip" sesinden sonra adınızı, soyadınızı, mesajınızı bıldırin. Sultan Deli Ibrahim'i ruh çağırma seansımıza davet edip değerli görüşlerinden yararlanmaya karar verdik. Kabul ederterse bu gece ıstedikleri yerde kendileriyle konuşmayı arzu ediyoruz... Biz Topkapı Sarayı'na yakın Yeşil Ev'i ya da Çırağan Sarayı'ndaki Kempınski'yi düşündük... Az sonra arandılar: Hünkar Hazretleri davetinize icabet edecek... Ancak Yeşil Ev ya da Çırağan gibi oteller olmaz: Zafer Toprak, llber Ortaylı gibi kimselerin oralara dinleme atetleri yerleştirip tarihi sohbetleri teybe aldıklarından şüphelenmektedlr. Bu nedenle sizle mesela bulunduğunuz yerde görüşmeyi tercih etmektedirler. Yeni Gelışmecıler bu habere pek sevindiler; Hünkar'ı hemen beklediklerinl belirttiler. Söylediklerıni kaydedecek, seçim bildirgelerini hazırlarken bunlardan yaraıianacaklardı. Biraz sonra Ayşe Hanım'ın cep telefonu çaldı: Oeli Ibrahım'ın sesi iyı duyuluyordu: "Osmanlı memalikinde yaşamakta olan iyi niyetli ınsanlara görüşlerımı aktarmak beni memnun eder.." dıye söze basladı ve ne öğrenmek istediklerıni sordu. ll Başkanı sorulan arz etti: Güneydoğu'da PKK sorunu var ama biz o konuda ne yapılacağını bıliyoruz. Ama Türkiye'deki nüfus artışı her türiü gelişmeyiönlüyor. Ne okul yetiyor, ne de hastane... Kentler altyapısız gecekondu mahallelerıyle dolup taşıyor. . Bu sözler, yaşamı boyunca felaketlerın danıskasını görmeye alışmış olan Delı Ibrahim'i bile üzdü: Nüfus böyle artarsa kurtulamazsınız. Halkınız doğum kontrolü ilaçlarını nlçin kullanmıyor?" Pahalı geliyor. öyle ise bunlardan vergi alınmasa üreticiler daha ucuza mal edip ucuza satabilir, kârı artacağından da bunları Türkıye'nin dörtbir yanında tanıtabilir. Sonra istersenız GAP suyuna filan da katın bu maddeleri. O zaman kent suyunu içen kimsenin çocuğu olmazl Peki, çocuk yapmak isteyen ne yapacak? Bir süre kent suyu içmeyecek, kokakola, şveps filan kürü yapacaklar... Yeni Gelışmecıler şu ana kadar kimsenin aklına gelmemiş bu fikirlere bayıldılar; hemen kaydedip sormaya devam ettiler: Peki, kentlere göç nasıl önlenir? Bu göçün yolaçtığı altyapı yetersizlikleri nasıl giderilir? Kolay! Bakın Atatürk zamanında Antep şehrine, Istiklal Şavaşı sırasında halkının gösterdiğı cengâverlık nedeniyle Gazi Antep adı verılmişti. Yıllar sonra bunu kıskanan, "Biz Antepliler kadar kahramanız, şanlıyız!" diyen Maraş ve Urfa milletvekillerinin teklifiyle Maraş, Kahramanmaraş, Urfa da Şanlıurfa oldu. Ardından bu kentlere doğru göç büyüdü, nüfusları çoğaldı. Eee? Siz büyük kentlerinlzi göçten kurtarmak için bunun tersinı yapın: Istanbul'u bir yasa teklifi verip Leşistanbul, Ankara'yı Tenekeankara, Izmır'ı de mesela Pisizmir yapın. Bu olumsuz adlar, adı geçen kentlere göç etmeyı düşünenleri caydıracak, göçleri de anlamlı derecede yavaşlatacaktır... Yeni Gelışmeciler sevinçten uçuyorlardı, Hünkar'a nasıl teşekkür edeceklerini bılemediler, "Partimizin mane"' danışmanı olmayı kabul edersenız, en büyük caddelere adınızı verirızl" dediler; sonra da kendilerıni iktidara taşıyacak formüllere kavuşmalarını nasıl ve nerede kutlamanın uygun olacağını tartışmaya başladılar.^ tmalatçt Pala'nın derdi yurtdışına açüamamak. Oysa bizde de dünyaya yetecek rozet var. masma rağmen hâlâ Avrupa ülSon yıllarda sadece rozet dekclerinde rozet yaptırmalannğil marka, flamagibi tutkulann dan yakınıyor. Rozet satışlanndatoplumsal kaosun vetoplumda cğilim ise futbol kulüplerine. sal güven kaybının belirtileri saÇünkü hâlâ en büyiik hastalık yılması gerektiğine işaret eden futbol. Ama, bir sand viç firmaAtabek, konuşmasını şöy le sürsı da hem çalışanlarına hem de durüyor: müşterilerinerozeti birpromos"Buradakitehlikegrupdinayon olarak sunmamerakınadümiğinin bireysel bağımsızlığa şebiliyor. üstün olmasıdır. Bu da fanatik Bir talep geldiğinde binden az eğilimlere, grup itaatine ve grup rozet yapmadıklarını vurgulaiçindeprestij kazanmayanşına yan Pala'nın en iyi müşterileri dönüşür ki, karşımıza her alankim? "Enteller" diyor, "rozetlcda birbirini anlamama, şiddet ri saatlerce inceleyen üniversitekullanmariskiortayaçıkar. Biz lilervar." şimdi buriskiyaşiyoruz." Dr. Erdal Atabek Evctinsanlar rozet kullanmaRozet imalatçısı Atilla Pala'nın "Insanlarneden rozet takıyorlar" soru yı, sözle ve yazıyla anlatamadıklan kimliklesuna yanıtı "övünme" duygusunu anımsatı rini metal parçalany la anlatmayı yeğliyorlar. Sadece Türkiye'dc değil, dünyanın herhangi yor. lnsanlarbirokuldanmezunolunca,üstclik bu okul, Kabataş ya da Galatasaray Lise bir ülkesinde de. Örneğin Çin Halk Cumhurisi'yseokulunrozeti birövüncü gösteriyor. Pa yeti'nde 196676 yılları arasında,yani kültür la,kendisinegelenaltmışyaşlanndakimüşteı devrimisırasındaüretilenMaorozetisayısı4 milyar800milyon. Burakam39.600migsarisininGüzelSanatlarAkademisi'ninrozetinin peşinc düşmesini de bu duyguya bağlıyor. vaş uçağı üretimine yetecek miktarda alüminBugüne kadar iki bin kuruluş, dernek, vakıf yum kullanımına denk düşüyor. Rozetlerin birbirinc eklenmesiyle de dünyanın çevresi ya dakulüpiçin rozet yapan Pala'nın yanında dört kişi çalışıyor. Dünyada da hâlâ en çok tu altı kezsarılabilir. tulan sistem olan mineli rozetler ürettiklerini Kısacası insanlardünyanın kaosunu yakasöyleyen Pala, bazı kulüplerin dahapahalı ol lanndataşıyor...^ Isveç'te rozetlerin bir bölümü kalıcı, bir bölümü de geçici. Bizdeki "Lions Clup" gibi örgütlerin rozetleri, her an özellikle yaşlılarda güncelliğini koruyor. Ayrıca, olgun erkeklerin özel kulübü "Old Fellows" da rozetiyle tanmıyor. Rozetlerin durumu, biraz da güncel konulara bağlı. örneğin, Kuzey Isveç'teki östersund, kış olimpıyatı için kampanyayı açtığı zaman, onların rozetleri birden görülmeye başlandı. Şu sıralar, 2002 Olimpiyatı'nı da alamadılar. Devrede, Stockholm'ün 2004 Yaz Olimpiyatı'na başvurup başvurmayacağı var. Eğer girişimde bulunurlarsa, ortalıkta hangi rozetin olacağını artık sizdüşünün... Rozet değil, ama yakaya takılan düğmeler, bana kalırsa daha ilginç. Örneğin, karısından ayrılıp, iki hafta sonunda bir çocuğuyla görüşme hakkı olan babaların bir derneğı var. Adı, "Pazar babalan". Pazardan kasıt, pazar günü. Bu babaların rozetlerini/düğmelerini, özellikle hafta sonları sık sık görebılirsiniz. Buna eklenebilecek rozet/düğme türlerinden bazıları şunlar: "Hayvanları kobay olarak kullanr.ıaya hayır", "Psikiyatrıde baskıya son", "Arkadaşıma dokunma", ırkçıların sloganı "Isveç'i Isveçli olarak koru", Stockholm'ü çevreleyip geçecek karayolu projesinin adıyla anılan "Dennis projesine hayır", "Hemşireyim ve bu yüzden maaşımdan hoşnut değilim" ve pilotların, "Ben olmadan uçamazsınız". Bu arada, başbakan Ingvar Carlsson'un yüzünün uzunca olması, kendisine "ayakkabı" lakabının takılmasına yol açtı. Şimdı bazı rozetlerde, yalnızca bir ayakkabı tabanı var, üst yarısı gözlüklü olarak. Henüz hiç kimse bu nedenle yargılanmadı...^ Kim temiz diyebilir ki bu şehre?