22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

11 HAZÎRAN 1995. SAYI 481 YAŞAM 5 BAŞKENTGUNLERİ Kolay gelsin MÜŞERREF HEKİMOĞLU , enç bir diplomat ıçin mesleğinin doruğu büyükelçılik kuşkusuz, tohumun çiçege dönüşmesıne benzer bir olay, kımi zaman açmadan da solar, baharı beklerken sonbaharda da açar, hangı ıklımde, hangi koşullarda bilınmez, örneğın aıle bölünebılir, okul durumu rtedenıyle baba yalnız gider atandığı ülkeye, eşı Ankara'da kalır, tatillerde butunleşır aıle. Telefonla ya da mektupla haberleşır. Yenı Sudan elçimiz Turgut Serdaroğlu da yalnız gitti Hartum'a. Eşi Ülker oğluyla yalnız kaldı Ankara'da. Ay sonunda okul bitince gıdecekler, ama kısa bir süre için. Küçük Serdaroğlu'nun gıdeceği okul yok Hartum'da. Turgut Serdaroğlu emeklı amıral Rüştü Serdaroğlu'nun oğlu, Büyükelçı Haluk Kura'nın yeğenı. Babası Denız Kuvvetleri'nde sevilen bir komutan, dayısı zarif, saygın bir diplomat, o da dayı mesleğını seçmiş Dışışleri'nde Fransızcayı en iyi bilen kişılerden bıri olarak tanınıyor, sade kışiliğı nedenıyle öne, ışığa çıkmaz ama çevresınde güzel bir yeri, seçkin konumu var. Büyükelçı Turan Fırat ve eşının düzenledıği yemekte bu gerçeğı çok derınden hıssettı sanınm. Güzel söyleşiler, şiırler, uzun yılların bırlıktelığı, okul sıralarından mesleğin doruğuna dek tırmanan bir dostluğun sıcaklığıyla tokuştu kadehler. Anılar tazelendi, yer yer kara mizaha da dönüşen espriler, öykülerle uzadı gece. Duyarlığını korumak güzel bir olay değil mı? Pınar Fırat, Dışışlerı ailesınin çalışan kesıminden, Sıyasal Bılgiler'de ders veriyor. Ama ötekı görevlerden gerı kalmıyor hiç. Her zaman yazıyorum. bir şeyi iyi yapan her şeyi iyi yapıyor bence. Çocuklarını iyi yetiştiriyor, iyi anne, iyi dost oluyor, konuklannı güzel agırlıyor, güzel sofralar donatıyor, güzel söyleşilere yol açıyor O akşam Afrıka'da dolaştık uzun uzun. önce Sudan'da, sonra Zaıre'de, Kenşasa'da. Bir Türk firmasının Sudan'da hastane yaptığını duydunuz mu? Yakında bitecek, Hacettepe Tıp Fakültesı'nden bir grup yönetecek. Türk doktoıiar, Türk hemşireler bakacak Sudanlı hastalara. Türkıye'de okuyan bırkaç Sudanlı genç var, tıp öğrenımı mı bılmem. W Yü 1995. Vovchik Asanov 15 yaşında. Grozni'de kaybettiği babasını arıyor. Fransızlara karşı savaşacaktı. Ne var ki Grozni saldınsı, şiddctin hiçbir zaman ycrinde olup olmayacağı sorusu, onu öyle bir düşünce zincirine sokmuştu ki, sonunda yazar Leo Tolstoy olarak, savaş denilen şeye karşı, kötülükle şiddet yoluyla uğraşılamayacağı ilkesine bağlı bir kişilik benimsedi. Tolstoy'dan Havel'e... ü giındur bugündür kendisinin kişisel olarak yaşadığı değişimin izlerini üzerimizde hissediyoruz. 1900 yılında Güney Afrika'daki genç avukat Mahatma Gandhi, Tolstoy'unyazılarınıedindi.Haksızlığa karşı pasifist eylemler yapmanm politik değişiklikleri sağlamakta yararlı olabileceğini gördü.Onunsezisi,Hindistan'ınbağımsızlığını kazanmasına yol açtı; aynı zamanda, küresel kolonyalizmin sonununbaşlangıcınada. Martin Luther King J r hem Gandhi 'den, hem dc Tolstoy'dan ders aldı: Kötü ile nasıl savaşılacağı konusunda yaptığı konuşmalardaTolstoy'u.Şam'agiderkendcğişimeuğrayan Paulus'la karşılaştırdı. Ayrıca, Doğu Avrupa'daki komünist rejimler, Andrey Sakharov, Vaclav Havel ve Adam Michnik gibi birey lcrin, "realist" olarak değıl, konuşmada ve davranışta gerçcğe uygun şekilde tavır takınarak bunun sonuçlanna katlanmayı göze almaya karar vermeleriy le sallanmayabaşladı. Tolstoy ilc Havel karşılaşsalardı, birbirlerini çokiyi anlarlardı. 1989Ekimi'ndeHavel birpolitikmahkumdu. Üçaysönra,Amcrikan Kongresi'nde Çekoslovakya Devlet Başkanı olarak konuşurken söylcdiklcrini, Tolstoy da söyleyebilirdi: "Dünyamızın kurtuluşu; insanın kcndi kalbinde, duygularını yansıtabilmesinde, insancıl alçakgönüllülükte ve sorumluluk duygusunda yatar." Rğer, bugün ya da gelccekte, Çeçenleri vurmanın haklı bir yöntem olup olmadığını kcndi kendine soran Rus askerleri olursa bunun nedeni, aynı soruyu, Grozni'ye giden aynı yoldabirzamanlargenç LeoTolstoy'un kendine sormuşolmasıdır...^ Washington Post'tan çeviren: GÜRHANUÇKAN Zaire'yi rahmetli Ismall Hakkı Batuk ve eşinden dinledim geçmış yıllarda. Dünya Bankası Temsılcisi olarak çalıştı bu zengin ülkenin Hazine'sinde. Büyükelçı Berşan Şentürker de sevgiyle söz ediyor Kenşasa'da geçen yıllardan Doğal güzelliği, zenginlıği, güzel ınsanlarıyla anımsıyor. Dinlerken Afrika'ya gitmek isteğı duydum. Yıllarca önce ben de güzel gunler geçirdım Doğu Afrıka'da. Doğaya, özgür doğanlara, beyazların cennetı kara Afrika'ya ılk açılışım mesleğimde. Elsa'nın annesi Joe Adamson'un sözleri de her zaman çınlar kulağımda: Insan en vahşi, acımasız yaratık, birbirini öldürüyor, diyordu. Aradan kaç yıl geçtı, insanlar hâlâ birbirini öldürüyor, bilımsel, teknolojık gelişmeleri birbirini öldürmek ıçin kullanıyor. Kenya'da vahşi hayvan avı yasaklanıyor, Avrupa'nın göbeğinde çocuklar, kadınlar öldürülüyor, uluslararası kuruluşlar dekor mu acaba? Bırleşmış Milletler'dekı yenı temsilcimız HüseyinÇelem'e kolay gelsin! Yeni Atina Büyükelçımız Ümit Pamir'e de kolay gelsin, TürkYunan illşkilerinde soğuk esintıler var! Ama asıl Büyükelçi Onur Öymen'e kolay gelsin. Bakanlık içi trafiği rahatlatmak ıçin yenı müsteşar hayli yorulacak. Kimi sorunlar çözüm beklerken daha çok düğümlenebilir. Büyükelçi Oktay Aksoy'a da kolay gelsin bence. Devlet protokolünun en yoğun dönemıni o yaşıyor. Ya havalarda, yabancı ülkelerde, değişik başkentler arasında uçuyor ya da Ankara'da konuk agırlıyor. Görev gereği protokol yemeklerıne katılıyor. Evine, dostlanna, çok sevdıği konseriere, sergilere ayıracak vakti yok. Oysa başkent geceleh güze! konserlerle çınlıyor hâlâ. Bilkent konser salonunda boş akşam yok nerdeyse. Koro konserlerıni çok sevıyor başkentliler. Carmina Burana konseri iki akşam da büyük ilgi gördü. Sıyasal şarkıcılann seçim korosundan sonra Cari Orff'un müzığiyle dinlendiler. Başta Gürer Aykal, tüm sanatçılar coşkuyla alkışlandı. Herkesi mutlandıran bir müzik olayı yaşandı. Gürer Aykal'ın başka, özel bir mutluluğu da var bugünlerde. Güzel oğlu Kerem Aykal viyolonsel mastırını verdi, önumuzdekı günlerde de evleniyor. Güzel gelinialıp önce ABD'ye, ardından Helsinki'ye gidıyor, müzik çalışmalarını orada sürdürecek. Güzel gelin kim derseniz, Ebru Bilge, başak gibi bir genç kız, BASO'da flüt çalıyor, orkestra yöneticısi de çok beğenıyor gelininı. Ouygu Aykal da çok severdi bence ^ Utkan, Kura, Serdaroğlu ailesi bir arada. Soldan sağa; l.ale Kura, Turgut Serdaroğlu, Nermin Kura, Haluk Kura, Tokyo Büyükelçimiz Necati Utkan, Ülker Serdaroğlu ve Fiisun Utkan.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle