01 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ÇOCUK 17 PAZARIN PENCERESINDEN Üniversitelerimizin sayısı 60'ı buldu SELÇUKEREZ B Yeni yılf ama.,. eni yılın anlamınin bir yaş daha büyümem olduğunu söylcdiler bana. Kim mi? Annem, babam, halam, ögretmenim, babaanncm, babamın iş arkadaşı Ahmet Amca ve arkadaşım Anıl. Bu büyümenin karşılığı ise onlann benim için seçtiği ama, benim aklımdan bilc geçirmediğim, üstelik büyük ihtimal beğenmeycceğim armağanlar. Keşkc onlara gereksinme ilc beğeni arasındaki uyumun önemini, bana ait olan şeylcrdc de benim isteğiminaciliyctini anlatabilsem. . Onlara baktıkça, büyümenin nasıl bir şey olduğunu az çok algılayabiliyorum. "Hayır"ı bir büyükler kullanabiliyor. Bana düşcn ise bütün isteklcrine vc söylediklcrine "evet" demem. Onlar istediğınde konuşmalı, onlar istcdiğinde susmalıyım. Kaşındırdığı için bir Y kazağı giymeme hakkım olmamalı. Yalan söylememeliyim, ama onları yalan söylcrken yakaladığımda susmalıyım.Çocuk gibı düşünmeli, büyük gibi davranmalıyım onlara göre. Işte yeni yılın, bir yaş daha büyümenin bütün anlamı bu. Onlar daha çok savaşacak, daha çok kan ve gözyaşı dökecek, daha çok kırletecek bu yıl da. Bense izleyeceğim. Müdahale şansım olmayacak hiç. Bu yıl da bana itaat etmeyi, söz dinlemeyi, susmayı, uymayı, çocuk rolünü eksiksiz üygulamayı öğütleyecekler. Benim adıma onlar konuşacak, onlar karar vcrecek ve onlar uygulayacaklar. Sormayacaklar, dinlcmeyecckler. Işte bu yüzdcn yeni bir yılı istemiyorum ben. Büyümeyi dc... ^ TEST YANITLARI • Hafıza tüneli '94 / sayfa 4 1c, 2c, 3a, 4b, 5c, 6b, 7d, 8c, 9b, 10c, 11c, 12b, 13hepsi, 14a, 15c, 16c, 17b, 18a, 19b. 20a, 21d, 22ad, 23d, 24b, 25c, 26d, 27c, 28b, 29d, 30d, 31c,32c,33c • tnsan haklanmn ner«*ind*yiz? /sayfa 6 1b. 2d, 3d, 4d, 5o, 6d. 7a, 8d, 9a. 10a, 11c, 12d, 13b, 14c, 15a, 16d, 17c, 18b, 19d, 20d, 21b, 22c, 23c, 24c, 25b, 26c, 27a, 28b, 29a, 30d • Hayal perdesi ve borisi/ sayfa 14 1c, 2c, 3d, 4b. 5b, 6a, 7a. 8a, 9b, 10b, 11 a, 12c, 13d, 14b, 15b. 16d, 17c. 18a. 19c. 20b, 21c, 22d, 23a, 24b, 25c, 26a, 27d, 28a. 29b, 30C. in dokuz yüz seksen üçün sonlarıydı. Helmut Becker, "Birinci Dünya Savaşı'nda Osmanlı Cephesı'nde Askeri Tebabet ve Eczacılık" konulu teziyle Istanbul Üniversitesı Tıp Fakültesi'nin Tıp Tarihi Bölümü'ne başvurmuş ve Eczacılık tarihi konusunda doktora sınavına gırmek için gerekenleri yapmıştı. Helmut Becker ilginç bir adamdı: Münich'te Stachus'daki büyük ve ünlü "MetroApotheke" eczanesinin sahibıydi; bunun yanında Münıh kentinde sosyal demokratlar arasında önemli bir yer tutmaktaydı ve gerçek bir Türk dostuydu. Bütün bu niteliklerinin ötesinde, ciddi bir araştırmacıydı; ezanesı ve çeşitlı politik, sosyal faalıyetı yanı sıra, özel arşıvlere ve kütüphanelere bile ulaşarak yaptığı yoğun çalışmalar sonucunda Birinci Dünya Harbı ile ilgıli, bilmediğimiz bazı konuları gün ışığına çıkarabilmiştı. Von der Goltz Paşa ile ilgıli şu satıriar tezinin bir bölürnünden ahnmıştır. "Türk doktoru Abdülkadir, Bağdat'dakı butün doktor ve subaylara, tifüse karşı geliştirmiş olduğu bir aşıyı uyguluyordu. Alman doktorları arasında bu aşı konusunda tartışmalar suruyordu... Von der Goltz Paşa'nın doktoru, Paşa'nın bu aşıya aşılanmasına karşı çıkmıştı. Birkaç hafta sonra, Mareşal Von der Goltz, Bağdat'ta tifüsten öldü. Bir sure sonra, doktoru da, hayatını aynı hastalıktan kaybettı. Buna karşıhk, bütün diğer aşılanmış olan subaylar salgından kurtuldular." Helmut Becker'ın doktora |unsinde ben de vardım. Bu nedenle bütun tezi büyük bir dıkkatle okumuş ve beğenrnıştım. Jüri toplandığı zaman Istanbul Üniversitesı Tıp Fakültesı Tıp Tarihi Bölümü Başkanı ılk sözü bana vermişti: Beğendığimi, gerekçelerimi madde madde sıralayarak açıklamıştım. Ana Bılım Oalı Başkanı ve bir jüri üyesi daha, olumlu izlenımlerını açıklamışlardı. Dördüncü jüri üyesi aynı kanıda değildı. Gerekçesıni tezden bir bölüm aktararak savundu: "Aralıkocak aylarında Kafkas cephesinde ısı 25 derece civarındaydı ve yakıt yoktu. Ordu uzmanlannın uyanlarına karşı çıkan Enver Paşa'nın zoriaması yüzunden, sadece dört günlük erzak alarak yola çıkmıştı. Bazı birliklere karda daha çabuk ılerleyebılmelen ıçın paltolarını bırakmalan söylenmişti." Alman subaylarından Çuhr, bin dokuz yüz on yedi ocağında Doğu Anadolu'da bir hastanedeki durumu şöyle anlatmıştı: "Tamamen ihmal edilmiş olan hastalar, açlıktan delırmış bir halde birbirlerine saldınyoriardı. Biri dığerinın kolundan ve sırtından ısırarak et parçaları kopanyor, diğeri ise 'Ekmek!' dıye bağırarak eşyaları tahrip ediyordu." Bu jüri üyesine göre Helmut Becker, Türk askenni açıkça yamyamlıkla itham ediyordu ve Türklerı küçük düşüren bu tezin kabulü ımkânsızdı. Bu üyeye Goltz Paşa örneğinde de Turklerin ne kadar ısabetsız davrandıklarını, Almanların ise yanlışlıklarını hayatlarıyla ödediklerının belirtildiğinı hatırlatarak, "Vazar kımseyı kuçük düşürmek amacını gutmemektir, sadece gerçeklen yansıtmıştır!" dıyerek, tezi kabul etmesini önerdık. Kaldı kı, bırbınni ısırdığı ıleri sürulen Türk askerieri, bunu akılları başındayken değil, açlıktan delirdiklerinde yapmaktaydılar beşinci jüri üyesi de, dördüncüye hak verdi: "Başta bulunan asker ağıriıklı yönetim, bu konudaki vurdumduymazlığımızı affetmez. Bu nedenle tezi kabul etmemız gerekir" dedi. Bir gerekce daha bulmuştu. Tezin bir yerinde Türk askerlerinin birlere acıyıp öldürmediklerini, bu yüzden bazı hastalıkların önlenemediğini soylüyordu. Bu da askerimizin cehaletinin sergilenmesi değil miydi? "Pire ıtte, bit yiğıtte bulunur!" Japon atasözü müdür, yoksa bize özgü bir özdeyış midir diye sorarak bu jüri üyesıni de ikna etmeye çalıştık; ancak kabil olmadı. Tez, üç olumlu oya karşı iki olumsuz oyla kabul edildi. Olumsuz oy kullanan üyeler bu sonuca çok üzüldüler. Hemen koşup Istanbul Üniversitesı Tıp Bilimleri Enstitüsü'nün başında bulunan kimseye "işın vehametıni" anlattılar. Enstitünün başkanı onlara hak verdi. Bu tez asla kabul edilmemeliydi! Hemen, üçü bir araya gelerek ne yapılabileceğını incelemeye koyuldular.. ve sonunda buldular Helmut Becker tezi doktora çalışmaları için gerekli sürenın bıtımınden bir gün önce sunmuştu Şu halde tez kabul edılmemeli, jüri toplanmamalı ve sınav iptal edilmelıydı! Tıp Tarihi Enstitüsü'nün başı o akşam Almanya'dan telefon edip sınavın sonucunu soran tez sahıbıne butun bu saçmalıkları anlatmayı kendine yediremedi; utandı. Ona "bir jüri üyesinin trafik kazası geçırmesı" nedeniyle jürinin toplanamadığını söyledı. önemli bir Türk dostunun degerii tezını böyle akıl almaz gerekçelerle geri çeviriyorduk. O da aklına gelen her yere başvurdu ve çözüm aradı; tezin "Türk askerlerinin birbirinı ısırdıklarını ve bitleri ezmediklerini" yansıtan sayfaları çıkarılacak ve tez bu şekliyle yeni bir jüri tarafından incelenecektı. Ikincı jüride bana yer verılmemıştı ama ıkincı jurinin bu tezi benimsediğıni ve He\mu\ Becker'm bvrtün bu olup bitenlerden bihaber, gecikmiş de olsa Istanbul Üniversıtesi'nden bir doktora sahibi olabildiğini bilıyorum. Sayıları elli yedi olan üniversitelerimize bu sene üç tane daha eklenerek, doksan beş yılında altmış üniversiteye sahip olacağımız söylendiği zaman, ben bu en eskı ve en köklü üniversitemızde olup bitenleri böyle hatırlar, sayılarının çoğaltılmasından önce, kalitelerı konusunda neterin yapılması gerektiğini düşünürüm ^
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle