Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
12 Güller, karanfiller ve fulya. Her çiçek bir renk, her renk bir koku ulaştırır insana. Hanife, llatice ve Dilek... Onlur, bu rengin ve kokunun tacirleri. Çiçekleri tanımak yetmiyor; tacir, insandan da anlamalı. Eğer bir erkek tek gul alıyorsu, iistclik kırmızı, bilinmeli ki sevgilısine götürecek. Ama, istediği bir demelse evde onu karısı bekhyor demektir. Ya kucak dolusu çiçek alanlar? Ya bir lokantacıdır ya da... Bununyanıtını ancak aşk uzntanlan verebilir. Çiçekçiler değil... Her $ey vazılabilir, söylenebilir onlar için. Ama, "Çingene" dememeli. t}te böyle bir tanım çileden çıkarıverir Hanife, Hatice ve Dilek 'i... CUMHURİYETDERGİ Tüketim kokan, sist her şey onlara yabaı belki bir ritimde ya« Çiçek onlar: BERATGÜNÇIKAN stanbul'unortayenndclcr Içıne kapanmii}, rcngını yıtırmış kcntlcr onlara gorcdeğıl Borsa oyunları, yukselcn değerk masa saatlcrı, goruntulu kapı zılle ları, Akmerkez ve Capıtol'de hafta so yabırakılansıpanşlıstclcrı,hıpermaı lerı, Fransiz gupurunden tul pcrdclc taşımıyor Tukctım kokan, sıstemle atba^ı gıd bağlayan her ^cy onlara yabancı Onl< olabılmclıler Dokuz sckızlık bir rıtırt lulmui) bir atcşın başında ve bir gulur herşcyc ı^lcnmii} vc ı^lenecek olan ht tutulmaya, dıllerı vc renklcrıvlc mı/ mava rağmcn Istanbul'un ortayerındı. Ya Taksım, neresıncdu^cr Istanbul Orlasına Şımdılerdc kadın ıçın hayalın ıkınc lcn yaşta, kırkında, kasımpatıların, gu cervclyelcrın arkasında, orada, Taksır gun Buonun ı^ı.bırçıfl yadahalı val ayak uydurduğu her halınden bcllı bir Icnecck, "Mıs kokulu gullcrım var" t nu kesccck, "Buyrun, buyrun, şu ful va bakın" Konuşmaya yanaijmavan, bı makul bırncdcnolarak, "Kocamkızar çıçekcilerın yan gozle ışarel ettıklcrı, dıklcrı kadın o Çıçckçılerın, konuşmamalarına, fo melerınc "kocam kızar"dan sonrakı "Kendı bıldığınızı yazacak, bızc Çın nız" Iştc bu yu/den Hanife Yorgun d. naşmıyoroncc Satlığı çıçcklcrın ısm kazandığı, kaç çocuğu, kac da torunu o latacağı bu ışte Ama, bir başlayınca ıkıkelımeylekalmıyorkı Demirci kızı Hanife Bın vırmı ıkı ya^ında uç çocuktan sonra Hanife Yorgun'u çiçek satmaya fından bırıyle evlenmcmış olması Onu sır'ın Balya ılçesının varsıl sayılmasa kısmına sokulmayacak bir dcmırcı u l yaşindayken kalkıp Istanbul'a gelmek bıraz daha kazanma ıslcgı Anncsının ( evıne hızmctlıyazılmasıdabuıstckvu/ Hanife on altısında gonderıldığı ter7 gclırken tanı^ıyor Ahnıct lc Bırısı dcr buru çıçekçının oğlu Aralarındakı tarl gıbı gorunmuyor Bılıvorkı, ıstcsc vcrı met'eonu Kaçıyor llkçocuğudoganal ılesıyle kuskunluğu Sonra bari!>ıyorlar