Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET DERGİ. 7 AGUSTOS 1994. SAYI437 DERGIDEN Merhaba, Pek çok çevreci grubun Akkuyu 'da yaşayanlarla birlikte yaptıkları antinükleer eylem bizlere, Türkiye 'nin bütün olumsuzluklara karşınyine de şanslı bir ülke olduğunu hatırlattı. Zira ülkemizin kapısından bugüne kadar tek bir nükleer enerji santrah girmedi. Sızıntısı, çöpü ve radyasyonu başımıza sorun çıkartmadı. 1994, tam lOyılöncesinden nükleer enerjinin Türkiye topraklarına adım atacağı yıl olarak ilan edilmişti. Üstelikde modern çağa ayak uydurmamn bir geregi gibi sunulmuştu. Ancak bu 10 yıl içinde pek çok şey değişti. Çok sayıda ülke özellikle Çernobil 'in ardından nükleer santrallarım kapatmaya da sınırlandırma yoluna gitti. Nükleer enerji santrah için göz konulan yerler arasında en çok adı geçen ise Silifke 'nin Akkuyu 'su. Nükleer santralyapılacakyerin, çirkin ya da güzel olması, ormanın ya da denizin kıyısında bulunması ö'nemli değil. Hepsinin de çevresinde insanlar yaşıyor. lşin doğnısu, nükleer santrala verecek bir karış toprağımız bileyok. Normal çöplerin patlayıp insan öldürdüğü bir ülkede yaşıyoruz. Ümraniye çöplüğünde yaşamlarını yitiren bedenler hâlâ çöplükte yatıyor. Başa çıkamadığımız bu kadar tehlikeli çöplüklerimiz varken bir de nükleer santral mezarları, nükleer kaza yıldönümleri yaşamak istemiyoruz. Unutmayahm, hâlâ şansımızı kaybetmedik. Ülkemizde daha tek bir nükleer santral bileyok. lyi bir hafta dileğiyle... tpek Çalışlar CUMHURİYET DERGİ İMTİYAZ ŞAHİBİ: BERİN NADİ • BASAN VE YAYAN: YENİGÜN HABER AJANSI BASIN VE YAYINCILIK A.Ş. • GENEL YAYIN KOORDİNATÖRÜ: HİKMET ÇETİNKAYA • GENEL YAYIN DANIŞMANhORHANERİNÇ B Y A Z I İŞLERİ MUDURLERİ.DİNÇTAYANÇ (SORUMLU), İBRAHİM YILDIZ • YAYIN YÖNETMENİ: İPEK ÇALIŞLAR • GÖRSEL YÖNETMEN: AYNUR ÇOLAK • H t K L A M REHAIŞITMAN KAPAK: S E M İ H P O R O Y Ray üstü yaşamlar HaydarpaşaGebze demiryolunda gidip gelirken burası îstanbul muyoksa Hindistan mı diye sormadan edemiyorsunuz. 1908 yılında hizmete giren hatta, ogünden buyana yürütülen çalışmalar çağdaş bir ulaşımı sağlamanın neyazıkki çokgerisinde. Ray üstündeki yaşam, çeteler, yankesiciler, seyyar satıcılar, biletsizler, salkım saçaksarkanlar ve ter anlamına geliyor. l.sa\fudan (lı\;nn H. PaijaGebze hattında banliyö trenlcrinin sefer aralığı, demiryolculann "pik saat" dedikleri sabah saatlcrinde 5.4 dakika. Ancak şu veya bu neden yüzünden meydana gelen "aksilik"ler rötar nedcni. Her istasyondaki yanm dakikalık gccikmc sefcr aralığını 20 dakikaya kadar çıkarabiliyor, ama yine de trenler "vızır vızır", "dolu dolu." Sorun birini yakalayıp, kapıya yüklenerek binebilmekte, içeri girebilmekte. "Neden binmiyorum" diye sorup durmanın âiemi yok, istasyondan geçen herhangi bir trene kendinizi atın, kapının kolunu bile yakalasanız yeter. Zamanla kendinizi içeriye çcker, nasılsa ayakta duracak bir yer bulursunuz. Bunu da başardığınız zaman trendesiniz demektir. Oturacak yer bulmak (Gebze ya da H.Paşa degilse) mümkün olmadığından dert etmeye değmez: "Ayakta takılacaksınız." Artık trendesiniz. Yapmanız gereken; en çok hava cereyanı, en az ter kokusu alabilecek bir yere sığınmak. Îstanbul'un "su su" diye sukuşlan gibi inlcdiği şu günlcrde vatandaşı "yıkanmıyor" diye suçlayacak değilsiniz ya! "Banliyö trenindc vakit nasıl geçer?" Bu sorunun yanıtı bincne göre değişir. Bizim gibi ukalalık edip kitap okumaya çalışanına da çenc çalanına da rastlarsınız. Ya da trcne bakar gibi bakacağınıza trenden dışan bakarsınız. Haftada, on bcşte ya da ayda bir gündelikçi çalıştıranlar dikkat; banliyölerdc konuşuluyorsunuz. Hepinizin de tek bir adı var: "Karı." Gündelikçi olarak çalışanlann büyük çoğunluğu Kadıköy vc yakınlanna Gebze'den geliyor. Akşam saatlerinde de üçü beşi aynı trende buluşup eve dönüyor. Bir kercsinde ister istemez böyle bir grubun konuşmasına vagon misafıri olduk. Sizc dc aktaralım: Bugün benim kan canımı çıkardı. Kannın işi bitmir ki. Daha geçen hafta halıları sildim karıya. Şimdi de duvarları sil diye tutturdu kan. Bcnim kan da aynı; ne farkları var karıların birbirinden? Seyyar satıcılar; biz yolcular onların "velinimet"i olduğumuzdan yöncticilerin "her türlii" tedbirine rağmen hazır ve nâzırdırlar. Yalnız bu her yerde olma hali ve hangi malın neredc satılacağını bilme hali rasgele dcğildir. Şehir hatlan vapurlarında Kadıköylüyc Çin işi bıçak, kalem, Üsküdarlıya limon sıkacağı, Kuranı Kerim satılırken, H.PaşaGebze banliyö hattında dürümlük lavaş ekmek, lzmir'in "mcşhur" balonlu sakızı ve "IstanbuPa yeni gelmişler için" cüzdan satılır. Seyyar satıcılar trcnlerin canlı müziğidir. Onlar olmazsa olmaz. Sabah saatlcrinde TCDD istasyonlanndan yalnızca banliyö trcnleri geçmez. Adapazan Ekspresi saatinde dcğil bcklenildiği saattc, Mavi Tren uykulu uykulu gelip geçer. Banliyö trenlerini kullanmayacak kadar "burunlu" iseniz, Adapazan'na binebilirsiniz. Hcm sonra salı gününe denk getirirseniz, Kadıköy Salı Pazan'na varmadan sivri biberi, fasulyeyi, patatesi taze taze alabilirsiniz. Canınız sigara çekerse her yerde rahatlıkla içebildiğiniz gibi yer sorunu olmadan herhangi bir çuvalın ya da sandığın üstüne oturabilirsiniz. "Olumsuzlukları yazmak, gördüğünüz her şeyi eleştirmek kolaydır. Zor olan çare ürctmcktir" görüşünden harcketle sadece gördüklerimizi yazmadık, yöneticilerin de görüşlerini alalım dcdik. Çünkü bir yolcuya göre banliyö tanımı; ccteler, yankesiciler, seyyar satıcılar, biletsizler, kapıpencere ne bulursa sarkanlar, pislik,