07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Y ECE A S A M T E M E L K U R A N Ankara 'daki Yahudi Mahallesi 'nin birtekadı kalmış yadigâr, yaşayıp gidenlerse 'ElhamdüHUah Müslüman'. Çocuklar içln buraaı hayalatll blr havra. Yahudllar Anrnıll günlard* •nımsıyorlar burayı. Yortularda, bayramlarda, canaza v* dOftdnlarda... Oyaa havra onlan unutmuyor. Sasslzca dlranlyor olan bltana... Fotoğmilar. FUZA EZER Yahudi Mahallesi'nde bahar oşturan kırmızı yanaklar, sakız danteller ve kocaman memeli, neşeli kadınlarla tanımlıdır bütün kentlerın unutulmuş mahalleleri. Metalin, plastığin ve seçim gürültüsünün hâlâ ilişemediği Ankara'dakı Yahudı Mahallesi 'nde de kanaviçelere tığlar saplanır kaygısızca, bir yandan ayarsız bir zaman aktşı. Şengül Ilamamı'nda ağlayarak bir gelin yıkanır. Çocuğun biri havradaki hayaletlerı düşünür. Zaman, istenmeyen bir diktatör değil, alt edilmiş bir canavardır artık. Baharın anayasası, keyiftir Yahudi Mahallesi'nde... "ŞengüTde halay kurulacak/ Davullar çift çift çalınacak." Şanslı bir günü taş duvarlı tarihi Şengül Hamamı'nın; ge K lin gidiyor. Yıkanıp paklanmak ıçin gelinen hamamda, muhabbetin merkezi Muazzez hanım. "Soyadım Can" diyor acele, "Şarkıcı Sibel Can'ın yengesiyim." Gelsin şikâyetler: "Scn asıl beni yaz, amcasını yaz Sibel'in. Ah ah, hiç yardım etmiyor." Islak oturuyor kadınlar. Üç yorgun darbuka, dinleniyorlar kenarda. Yahudi Mahallesi'nde, düğünün en keyiflı yeri burası. Bir yandan yeğun meme ve bacak konulan, bir yandan belden aşağı kadın şarkılan. "Aman" diyorlar, "Bunları yazmayın." Yazmıyorum. Çingene kökenlerini reddcden san saçların yapıştığı buğulu bedenler, derme çatma bir sobanın önüne kuruluyorlar. Keseciler geliyor. Bir yorgunluk sigarası. Bu arada kimin poz vereceği tartışması ve namus üzerine birkaç olumlu söylev 8erapadhSara Hanım "Sara'yı götürdüler." Mahallelinin, bir zamanlar kolayından "Serap" dediği 1 "Sara Hanım' , elındekı çalı süpürgesiyle yıllarca Yahudi Mahallesi'ndeki havranın, bir tür manevi bekçiliğini yapmıştı. Çoktan Nasrettin Hoca'nın türbesine dönmüş havrayı artık Sara da beklemiyor. Bir yıl önce, lstanbul'da bir düşkünler evine yerleştirilmiş. önce, akıl hastanesine koymak istemiş ailesi, O direnmiş. En sonunda, lstanbul'daki düşkünlerevine razı olunca, yıllardır aynlmadığı havrası nı bırakıp gitmiş. Giderken pek hüzünlüymüş, öyle diyorlar. Gitmeden önce bir gece havrada kalmış. Kımse ne yaptığını anlayamamış. "Çok yalıydı" diyorlar. Hükümet ışi ciddiyetiyle dantellerini ören yaşlı kadınlar, hamarat ağızlarıyla Sara'nın öyküsünü anlatıyorlar. Bir daha gelmemiş Sara buralara. "ölmüştür" diyorlar. Gerçekten ölmüş olmalı Sara. Havranın bir tek kapısı kalmış çünkü. Birtakım adımlann gelıp "Burayı restore edeceğiz" demesinden usanmış kadınlar. Hâlâ birkaç Yahudiler geliyor havraya. Yortularda, bayramlarda, cenaze ve düğünlerde anımsıyorlar havrayı. Oysa havra onlan unutmamışa benzer, sessızce direniyor olan bıtene. "Elhamdülillah Müslümanlara" ve çocuklann kendisini hayaletli sanmasına. Taşmepdiv8flse(atı Yahudi Mahallesı'nin biryerinden sonraçocuklareleahyorişi.Daryollardangeçiriyorlar bizi. Kılavuzu çocuk olanın yoD E R G İ 3 N İ S A N 1 9 9 4 S A Y I 4 1 9 C U M H U R I Y E T
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle