Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
önümüzdeki hafta izleycceğiz. Meksftaslnenıası Gene bu hafta, Meksika sinemasının önemli adlanndan birine, Artura Ripstein'a aynlan bölümdeki üç filmi izleyeceğiz; "Aşk Yalanları", "Başlangıç ve Son" ile "Yazgının Krallığı". Babası bir film yapımcısı olduğu için stüdyolarda büyüyen, yönetmen olmaya Bunuel'i tanıyınca karar veren Ripstein (ona asistanlık da etmiş), senaryosunu Gabriel Garcia Marquez ile Carlos Fuentes'in yazdıkları ilk filminden bu yana, yirmiyi aşkın fılm yaptı. Bu yakınlarda Münih ve Ontario'da da birer retrospektifle onurlandınlan Ripstein, tstanbul'da gösterilecek üç filminin de senaryosunu yazan Paz Alicia Garciadiego ile birlikte yaşıyor. Haftanın geri kalan iki ustası ise, dar bütçeli korku filmlerinin genç ustası Kanadalı David Cronenberg'in ilk piyasa filmlennden "Kudurmuşlar" (Rabid) ve "Ürpertiler" (Shivers). Cronenberg seviyorsanız, mutlaka görün. "Kudurmuşlar" ı izlemiş olabilirsiniz ama, "Ürpertiler"i Türkiye sınırlan dahilinde gören yok. Cronenberg hakkında bir fıkir sahibi olmayanlara ise (biz çok seviyoruz), başka denizlerde yelken açmalannı tavsiye ederiz; ürperebilirsiniz. Andrzej VVajda iki filmiyle, dönüm noktasındaki bir milletin başına gelenleri nakleden, Polonya Okulu'nun başyapıtı "Küller ve Elmaslar" ve Polonya Direniş örgütü'nün Alman Ordusu'na karşı ayaklandığı trajik döneme farklı bir açıdan bakan "Kartal Taçlı Yüzük" ile, haftanın özel bölüme sahip son yönetmeni. Evet, görüldüğü gibi, ustalarbu hafta ağırlıklannı fazlasıyla hissettiriyor. Ama diğerierinin bundan pek fazla etkilendiği söylenemez. Örneğin, daha önce "On Emir"le kendine ait bir bölüme sahip olmuş Kieslowski, Fransız bayrağı üçlemesinin ilk filmi "Mavl" ve "Beyaz"la festivale katılıyor. Bu hafta, Fransız bayrağını oluşturan üç renkten mavınin temsil ettiği özgürlük teması üzerine kurulu "Üç Renk: Mavi"yi izliyoruz. Kieslow$ki hayranlarına onun bir fılmine gitmelerini söylemek kadar abes bir şey olamaz. Onu tanımayanlara ise, söyleyecek bir şey bulamıyoruz zaten. "Sosyal tamalar" yön*tm«nl Kan Loach'tan "Yaftan Taşlaı". Loach'u bİM tanıtan fastlval* t*f«kkQrl«r. "Damts" geçan yılın *n lyl yabancı Oscar adayı (solda). Barnard Qlr*ud«au'nıın llk slnama fllml "Dlgcri" (sagda). nüm noktası oluşturan trajikomik kahramanı (elbette Allen), konusuna pek yakışan Gershwin müziğiyle New York güzellemesi "Manhattan". Her hakiki Allen takipçisinin çoşkuyla beklediğine emin olduğumuz "Stardust Anıları" ise, haftaya pazar gösterilecek. Sinemanın en büyük ustalarından, aristokrat komünist Luchino Visconti ise, kendisine ayrılan bölümün yedi filminden beşi ile izleyicilerin karşısında: "Tutku", "Beyaz Geceler", "Düşman Kardeşler", "Lanetliler" ve "Ludwig". FesC U M H U R İ Y E T D E R G İ 3 N İ S A N tival izleyicilerinin içinde ağırlıklı bir yere sahip olan gençler, onun fılmlerini perdede izlenıe fırsatını kaçırmazlar sanıyoruz. Üstadın ilk filmi "Tutku", "Postacı Kapıyi lki Defa Çalar"ın dört fılm versiyonu içinde en erotik ve belki de (en azından, bizce) en iyi olanı. "Beyaz Geceler", mükemmel bir Dostoyevski uyarlaması. "Düşman Kardeşler" ya da "Rocco ve Kardeşleri", kırsal kesimden büyük kente göçmüş Rosaria (Annie Girardot) ile oğullarının hikâyesi, Visconti'nin fılmlerinde yenigerçekçiliğin son soluğu. Gencecik bir Alain Delon, Rocco'yu oynuyor ama ağabeyi Simone'de Renato Salvatore müthiş. "Lanetliler" ise, Visconti'nin en sevdiği temanın, soylu sınıfın her yönünden çöküşünün bir tablosu. Bavyera'nın talihsiz ve beceriksiz kralı II. Ludwig ise, bu hafta izleyeceğimiz son Visconti filmi "Ludwig"in kahramanı. Yönetmenin filmografısi içinde pek seçkin bir yere sahip olduğu söylenemez ama, kendi hesabıma ben çok merak ediyorum. "Alle Tablosu" ile wMasum"u Fetsefenlıı izfnde Festıvahn, gene özellikle gençlerin (ama, hadi haklarını yemeyelim, mutlaka olgunluk çağını sürenlerden bazılannın da) ilgisini çekeceğinden emin olduğumuz böiümü "Felsefenin lzinde" de, bu hafta üç filmiyle perdeye el koyuyor (Hafta değerlendirmelerinde, ister istemez, Reks'i dışanda tutmak zorunda kalıl • 1 9 9 4 S A Y I 4 1 1 19