Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET DERGİ DERGIDEN Merhaba, Refah Partili Belediye Istanbul 'da yerel seçimleri kazanınca ilkaklımıza gelen, kültür merkezleri olmuştu. Dünydnın helli başlı kültür kentlehnden hiri olan Istanbul'u ve l.stanbulluyu kuşkusuz kötü sürprizler beklivordu. Tiyatrolarda sergilenen oyunlar nasıl seçilecekti? Konferans salonlarmda düzenlenen söyleşilerin, açıkoturumlann konulan nasıl saptanacaktı? Ya konserler, sergiler, sinemalar?.. Yüzde 20 oyla inanılmaz bir saçmalıkla Belediyeyi devralan zihniyet neler yapacaktı ? llk günlerin ürpertisi zamanla, alışkanlığın dayamlmaz hafıfliğine bıraktı yerini. Nevizade Sokak 'ta patlak veren içkili lokantalar kavgasının ardından ortalık sanki duruldu. Ama korkulan değişim, kendini çeşitli alanlarda hissettirmeye başladı. îstanbul 'dayasayanlar, sanki, "Neyapahm biraz da bizim kabahatimiz, sineye çekeceğiz " havasma girdi. Aydın Gün 'ün istifası kendi deyişiyle yeniden bir "S.O.S. " veriyor bizlere. Vergilerini ödediğimiz kent, çoğunluğun kültür zevkine ve anlayışına uygun olmayan bir noktaya doğru ağır adımlarla yürüyor. Ama hu bizim şehrimiz. Yaralannı, berelerini onarmazsak, S. O.S. leri de duymazhktan gelirsek Marmara 'nın kirli sulannda batıp gideceğiz. Cumhuriyet Dergi bu haftaki kapak konusunu, S. O.S. veren Aydın Gün 'e ayırdı. Sanatın Aydın Gün 'ünü sizlere tanıtmak istedik. Abidin Dino 'larla, Ruhi Su 'larla aynı sıralarda başlamış bir sanatyasamı onunki, Bu arada hatırlatalım, Aydın Gün için yürütülen birde imza kampanyası var. tyipazarlar diliyoruz... Rumeli'den Adana'ya muhacir gelen bir ailenin çocuğu olan Aydın Gün, 57 yıldır Türkiye'nin müzik yaşamında hem sanatçı hem de yönetici olarak yer aldı. "İstifamla S.O.S. verdim" I. savfatlan rievaıu dircnen Aydın Ciün, "Bu bır talimattır" yönündcki siyasi baskılar karşısında aklının ve yüreğinin sesinc uyup "Öyleyse bu da bir istifadır" diyerek Genel Sanat YönetmenligTne noktayı koydu. Dergimizle yaptığı görüşmede de şöyle dedi: "tstiramla bir S.O.S. verdim."O, gerek kuruluşunu yaptığı Ankara ve tstanbul Devlet Operalan'nda gcrek tstanbul Kültür ve Sanat Vaklı'nda gerekse Cemal Rcşit Rey Konser Salonu'nda yöncticilik yaparken lek bir şeye önem verdi; "Herkesin arşınına göre bez satmamak." Onun dokudu^u ve sattıgı bcz, her arşına uymadı. (,'ünkü halkın talebine değil, gereksiniminc güre bez dokudu. Resrru sıfatı bürokrat olsa da Aydın üün öncelikle bir sanatçı, sanat yünetmeniydı. Talimatlar, emirler sanat vc sanatçı için geçorlı olamazdı. (,'ünkü sanat, güdümlülüğü kaldırma/.dı. Ama "dünün, bugünü yönetmesinde ısrar eden RP' 1 i yerel iktidar" bunu bileme/.di. Öğrenecekti, öğrendide... (ihangir'de yeni taşındığı denize nazır dairesınde "Içimde 20 yaşında bır gencin enerjisi ve heyaeanı var"diyen Aydın Gün için, arşivindeki birbirinden değerli CD'lerden mü/ik dinleyerekemekliliğintadıruçıkarmaksözkonusu bile olamazdı. Şimdidcn planlar programlar yapıyor, "mutlaka bir şey hatta birkaç şcy yapacağım. Evde oturursam inarun kudururum" diyor Reinlıardt ekolünün Türkiye'deki temsilcisi. Şimdiden ilerisi için yakın planlar yapıyor. Ömeğin, özel bir müzik akademisi ya da özel bir konservatuvar var düşlerinde. Tabii maddi koşullar yaratılabilirse. Yerinde duramıyor adeta. Nasıl dursun ki, 1935 yılında Adana I lalkevi'nde sanat için çarpmaya başlayan yüreği 5 7 yıl geçmesine karşın hâlâ aynı heyecanla atıyor. Olimpos'a yakın Alasonya adlı küçük bir kasabada yaşama "merhaba" diyen Rumelili Aydın Gün'ün ailesiyle birlikte Adana'ya muhacir olarak gelmesi, hem kendisi hem de Türk operası için bir dönüm noktası. Aydın Gün'un sanat yaşamının başlangıcı Adana Ualkevi'ne dayanıyor Adana Halkevi, ileride uluslararası üne sahip olacak iki sanatçı adayını barındırdığından bıhaberdir o tarihtc. Hu ikı sanatçı adayından biri, resim bölümündesessi/. sedasızçalışan Abidin Dino'dur. Müzik bolümünde scsli sedalı çalışan kara kuru genç ise Türk opera sanatının devlerinden Aydın Gün. 1937 yılında Ankara'da Devlet Konservatuvan'nın kurulması ise Aydın (îun'ün yaşamında ikinci dönüm noktasıdır. Adolf Hitler'in Almanya'da nasyonal sosyalist ıktidarı kurması ve aydınlar, sanatçılar üzerinde terör estirmesı de Aydın Gün ile dönem arkadaşlarının yaşamında bir buşka dönüm noktası oluşturacaktır. Hitler'in zulmünden kaçan devrinin en büyük sanatçıları, hocaları ve bilginleri Türkiye'yesığınmışlı Aydın Ciünvekonservatuvarınotarihteki öğrencılerıCarl l'.bert, l'aul Hındemith gibı Reinhardt ekolünün büyük ustalarından ders almaları kaderin garip bir cilvesi Hitler sayesınde gerçekleşir. Aydın Gün o döneme ilişkinşunları söylüyor: tpekÇalışlar CUMHURİYET DERGİ İMTİYAZ SAHİBİ BERİN NADİ • BASANVEYAYAN.YENİGÜNHABERAJANSI BASINVEYAYINCILIKA.Ş.BGENELYAYIN YÖNETMENhORHANERlNÇBGENELYAYIN KOORDİNATÖRU:HİKMETÇETİNKAYA «YAZI İŞLERİMUDÜRLERİ.DİNÇTAYANÇ.İBRAHİM YILDIZ(SORUMLU)BYAYINYÖNETMENİ:İPEK ÇALIŞLARBGORSELYÖNETMENiAYNURÇOLAK • REKIAM.REHAIŞITMAN KAPAK FOTOĞRAFI: GARBİS ÖZATAY Abidin Dino'lu yıilar "Sanat yaşamıtnın çekirdefi halkevinde > tılmıştır. Abidin Dino da benımle aynı y ıllarıLı Adana Halkevi'nde resim çalışıyordu Ben hem müzik hem de tıyatro bölümündeydım Türkıye ('umhurıyetı tarıhine şöyle bır donüp baktı^ımda ikı kurumun varlığını korumasını isterdim. Bunlardan bıri halkevleri, dığeri de Köy Hnstitüleridir. Türkiye bu halkevleri olgusunu gelıştırip yaşatabılseydi ve Köy Enstı