Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
PAZARIN PENCERESİNDEN bakıcısının da tam boy resmini katmıştır. (Chronica Mafora, 1255). Ben "Bizim Köyiin" ve Makal'ın "Bizim Köy"ü izleyen bütünleyen yapıtlannın Maksim Gorki'nin bazı eserleriyle karşılaştınlabileceğine inanınm. Bizim gibi bir ayağı Asya'da, bir ayağı Avrupa'da olan, despotik özgeçmişe sahip olan Rusya'nın 19. yy. sonu yazarlannın yazdıklan, bizde 20. yy. ortasında yazılanlan andınrlar. Gorki'nin, yaşamının ilk sekiz yılını (18681876) anlattığı "Çocuklugum" başhklı kitabı Makal'ın 1950'de ya/dıklanna benzer bölümler içerir: Bir yerde Gorki'nin yeni doğan kardeşi, doğduktan kısa bir süre sonra ölür. Sonra büyükbabası, büyükannesini habire döver. Babaannesi, büyükbabasından yaklaşık iki misli daha iridir. Gorki onun yan boyunda bir adamdan nasıl dayak yediğini kavrayamaz. "O senden daha güçlii müdür?" diye sorar. Büyükanne yediği dayağın gerekçesini şöyle açıklar: "Hayır, daha güçlii değildir; ama yaşça büyüktür ve erkektir!" Ruslar da çocuklanna bitten korunma çarelerini anlatırlar: "Daha çok yıkanacak ve kafuru dumanıyla tütsüleneceksiniz. Bitler deri altına sokulmuşlarsa bir kaşık saf kaz yağı alıp içine üç tamla cıva ve azıcık fincan kınğı ezip katıp süreceksini/. Orada da fakirlik ve imkansızhk insanlan, dinde aşınlığa ve hurafelere sürükler. Cinler, pcrilcr, ruhlar gördüklerine inanırlar. Çocuklar sokaklarda aşık atar, köy kamburu Igosayı taşlarlar... Mahmut Makal'ın Bizim Köyü'nden seksen yıl önce, Maksim Gorki'nin "Çocukluğunda da insanların devletten korktuklarını, devletin işine kanşmaktan çekindiklerini okuruz: Biri Fransızlarla niçin harp ettiklerini sorduğunda "Harp çarın bilecegi bir iştir..." diye ccvap verirler, "Bizim aklımız crmez!n 1950'den bu yana kırk küsur sene geçti. Bugün okuilanmızdaki öğrcncilerimizin düzeyi, Makal'ın anlattıklanndan farklı mıdır? Rusya ile aramızdaki seksen yıllık mesafe kapanmış mıdır? Bu iki sorunun ilkinin ccvabı "olumlu", ikincisinin ise eğitim açısından olumsuzdur. Peki, 1993 öğretim yılının başında, yanna güvenle bakabilir miyiz? Bu da köylümüzün demokratikleşmesine, yann devletten korkmadan, çekinmeden eksiğini, isteğini duyurabilecek olgunluk düzeyine hangi oranda ulaşacağına bağhdır. 4 DEROİ 19 EYLUL 1993 SAYI 3 9 1 MAHMUT MAKAL'I ANIMSAMAK u hafta okullar açıldı. Bu nedcnle sokaklara geriien pankartlann ya/arlanndan televizyon spikcrlcrinc kadar birçok kimsenin sadece şoförlere dikkatli olmalannı önerdiğini, Milli Eğitim Bakanrnın üçbeş nasihatını, gazetelerde de okula yeni başjayan çocuklann heyecanlannın nasıl gederilebileceğine dair yazıların yer aldığını gözledik. Okullann açıldıklan gün ulusal eğitimimizin geçmişi. bugün vardığımız noktanın olumluolumsuz yönleri üstünde durmak daha doğru olurdu... Bugün örneğin Mahmut Makal'ı, Türk köyünü, özclliklc köylerimizde okul çağındaki çocukların özclliklerini ilk kez açıkça, tüm çıplaklığıyla anlatarak bir çığır açmış eski bir ögretmenimizi anmak gerckirdi. "Bir Orta Anadolu köyünün acı gerçegi bütiîn çıplaklığıyla ilk defa bu kitapta dile geliyor. (îerçi köylülcrimizin durumuna dair daha öncc de ba/ı şeyler yazılmıştır; ancak buıılar ya iktisadî, içtimâi araştırmalar ya da köye şöyle bir uğramış aydınların müşahcdeleriydi. Halbuki bu kitap dogrudan doğruya köyde doğınuş, köyde yaşayan bir köy çocugunun şvhadctidir." Yaşar Nabi, Mahmut Makal'ın 1950 ocağında ilk baskısı yapılan "Bizinı KöyBir Köy Öğretmcninin Notları" adlı cserini sunan ya/ısında böylc diyordıı. Bir köyliinüıı köyü, ö/clliklc köyiin okul çağındaki çocuklarım çok çarpıcı bir şekilde anhıthgı bu ilk yapıt dcfalarca basılmış, en çok okunmuş kitaplar listesinin başında yer almıştı. Ancak bugün hiçbir ders kitabımı/da Mahmut Makal'a ve bu önemli cserine yer verilmemekte, yazann bu yapıtı ve onu i/lcmiş olan "Kuru Sevda", "17 Nisan" ve "Kalkınma Masalı" vb. eserleri öğrencilerımize tanıtılmamaktadır. Makal'ın okuttuğu alt'abedc "Baba bana bal al" diye ya/ılıdır. Sorar: Elli altı köy çocuğundan sadece bir tanesi bal görmüijtür... Açıklar: "Kış sofrasının csas yemcği olan Itulgur harman kalktıktan sonra fa/Jaca kaynatılır. Ama bahara kadar dayanır. Kkmek bilc bulunma/ o sıralarda çok evdc... Kadın, kız, işi yoksa cocık (: yabani bir ot) toplasın, kaynat kaynat ye! Böyle balı bilnıeyen. cacıkla bcslcncn çocuklar haslalıklurdan kırılırlar: "Onbir çocuk yatmada boğmacadan. Bir ta B nesi doktora götürmüş ve iğne almış; fakat fayda ermeyip çocuk ölmüş. Onun için doktora gitmeyi akıl eden yok. Hem akıl etsen bile götürccek durumda değilsin... Kimsenin benzinde kan namına bir şcy arama.. Köşcde otururken iki çtKuk geldi yanımıza; biri topal, birinin de gözleri trahomlu." Evleri gczerken "Şu yatan çocukları da ölüden say, ölü gaytına geçir Mamıdcfendi" dcrler, "Bunlar gakıp da sana adam mı olacaklarr Makal, çocuk ölümlerini merkeze bildirmekle yükümlüdür: "Sağlık korucusu arkadaşla ölenlerin listesini yazıp gönderdik. Bizim köy yüzotuz cvlidir. Yalnız bu ay içinde otuzdört çocuk yazdık listeye", (l'emmuzda ishalden gidcnler ayn hesap). Köy çocuklarından önemli bir bölümü doğarken ölürler. "Kurusevda" kitabında bunu yansıtan bir bölüm vardır: "FJif köyiin kapıdan yvtmc ebesi, Gülbaharı çağırmaya gitti. Dimi'dcn sı/.an kanlar yolunu bulup ahırın kapısına, aşağı akıyor.." CJülbahar bulun Mahmut Makal 1»SO. maz, evdeki Alime Nine de çocuğu çıkaramaz.. Nihayet ebelerden öğrencileri geri gönderirler." oğretmen "Kel Scnem"i bulurlar. Dimi'nfn kocası yakalannı açınca dirilerle ölülerin karyoktur ortalıkta. Kel Senem, "Kocan da makanşık öylece durduklannı görür. gelmedi" der. Dimi yanıtlar: "Haymana lakirliğin, fukaralığın, imkansızlığın Ovası'nı kalc yaptı kcndine. Altı aydan egemen olduğu yerde şeyhlerden, yaüraltı aya gclip böyle bir baş belası bırakıp lardan, cinlerden medet umulur. girmek nesine yctmiyor. Bundan onaltı "Bizim Köy"ü bugün okuduğumda çocuğum dogdıı, öldü.. Hiçbirinin yiizünü bana en ilginç gelcn, altının çizilmesi gegörmedi o yalanıa hcrif..." reken bölümü köylülerin bunlan yâzdığı için Makal'a kızdıklannı yansıtan saAma yapacak fazla bir şey yoktur... tırlardır: "Kurban olam Mamıdım," der Çünkü erkeğe itiraz edilmez karşi gelinbiri, "Acap hökumetten bir ziyanlık olur mcz, biitiin köy çocuklan, babalannın muki?" analarını "lıiç sebepsiz yere ve en olmaMahmut Makal'ın 1950'lerde yazdıkyacak vesılelcrlc bile dövdüğüne" ^alıit larını dcğerlcndirirken bazı ölçütlere, olurlar (s. 65). kıstaslara ihtiyaamız vardır. Okula giden çocuklann hemen hepsi lngiltere'de il kez fil resmi çizıniş Bebitlidir. Oğretmen bitlileri evlcrine yolnediktin papazı Matthew Paris'de lar. "Analan çocuklan soyup gömlekte, I955'te bu yarattığın boyu posu iyice içlikte, donda görebildiklerini baş parkavransın, karşılaştınlsın diye yanına makları arasında çat çat öldürür, sonra 20 C U M H U R İ Y E T