Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
T U R İ ZM M luşları bekleyen diğer sorumluluk da, doğanın binbir çeşit güzelliğinin yanısıra o güzelliklere paralel gelişecek tehlikelere karşı alınacak önlemler. Örneğin dağlara çıkış yaparken göze ilişen yılanlar, zirvelerde otururken taşlann arasından fırlayan akrepler, orman içerisinden sesleri gelen domuzlar, öteki vahşi hayvanlar hep doğanın bir parçası. Bu tür canlılan gördüğünde onlan hemen öldüren, saldıran kişiler tehlikeyi gideremeyecekler. Çünkü zirvede otururken taşlann içinde yuva yapmış akrebi öldürmek çözüm değil. Etrafta başkalan da olabilir, ve kişiler belki de karanlık bir akrepler topluluğunun ortasında bulunduklanndan habersizdirler. O halde çözüm dikkatli olmak, kayaların altına gelişigüzel el sokmamak ve yanımızda ilkyardım malzemesi taşımaktan geçiyor. Son söz çöpler ve orman yangınlan üzerine. Her yıl ülkevy mizde yemek pişir^ mek amacıyla yakıo lan ateşlerin unutulması, ya da kontrolS den çıkmasıyla yan^ gına neden olun5 makta. Ormanlarda •g> çöplerin manzarayı J bozması da işin cabasıdır. Hiçbir kimse, kendinden önce başkalannın orman alanlannda bıraktığı çöpleri seyretmek, yaktığı ateşlerin dumanını veya küllerini ciğerlerine çekmek zorunda değil. Henüz sahillerde veya sahile yakın düşük irtifalı dağlık alanlarda rastlanan bu kötü durum yann yüksek dağlarda ve yaylalarda da görülecek. Biz dağcılar ve doğaseverler, zirvelerde yemek molası verdikten sonra tüm çöplerimizi naylon torbalarda aşağı indirip dağlan temiz terk ederken bilinçsiz insanlann oralan da kirletmelerini istemiyoru/. Yakın gclccekte 10002000 metreler arasında doğal orman halinde bulunan sedir, ardıç, göknar, ladin ağaçlarının da yangınlarda kül olup gitmelerinı, çevrelerinin çöp dağlan ile çevrilmesını ıstemiyorsak çok köklü önlemleri derhal almak zorundayı/. Doğa, hobilerimız için gcniş, hırsımız için dardır. < DAĞ TURİZMİNE GECERKEN nadolu, dünyanm en duğlık alanlan arasında parmakla gösteriliyor. Anadolu'da bulunan dağlan parçalayıp dÜ7 satıhlanna serebilseydik ülkemiz denizden 100 metre yükseklikte bır yayla olacaktı. Bu durum, Türkiye'nin dağ açısından ne kadar /cngin olduğunun cn belirgin kanıtı. Anadolu dağlık, ama üç yanı denizlerle çcvrili yarımada da. İriti ufaklı koyları, denizlere doğru uzanan burunlan, büyük körfezleri deni/ turizminin gelişmesiyle hemcn dikkatleri çekti, sonuçta Ege ve Akdeniz sahilleri başta olmak üzerc birçok kıyımız turistik otellerin, tatil sitelerinin akınına uğradı. Bugün yurdumu/un pek çok sahilinde ıssı/. koya, kumsala rastlamak neredeyse mucizc. Kısaca kıyılanmı/ doyma noktasında binalarla dolmuş ve artık alternatif turi/m anlayışları gündeme geldı. Işte bunlardan bıri de "Dağ Turizmi"dir. Son zamanlarda Avrupa'dan gelen turistlcrin azımsanmayacak bir bölümü tatil bcldelerinde günlerce dinlenmek yerine Anadolu'yu tanıma, dağ vc ormanlannda geziler düzenleme, ye A rel halkıyla kaynaşma eğilimi içerisine girmiş. Bu da bir dizi sorun doğurdu. Sorunların başında ba/ı kişi ve kuruluşlann hemen dağ turizmine soyunmak istemeleri gelmekte. Sözgelimi ömürlerinde dağ sporu ile uzaktan yakından ilgisi olmamış ba/ı şahıslar "Dağ nedir bilmeden", ya da ycni yeni öğrenirken biriki çıkışa katılmakla kendilerini dağ sporcusu sanmakta, yerli veya yabancı dağcılan dağlara götürmek için mihmandarlık yapacak düzeyde olduklannı zannetmekte. Nitekim bu tür kişilerin hazırlayıp bir oldubitti karmaşasında Turizm Bakanlığı'nın onayına sunacakları "Dağ Turizmi Yönctmeliği", ül ce yapılacak binalar zinciri tehlikesiyle karşı karşıya olmalan. Nitekim Erciyes'e giderseniz orada görecekleriniz sizleri çok rahatsız edecek. Uzaktan bakıldığında hastane veya resmi daire görünümünden farksız binalar "konaklama tesisleri" adı altında faaliyet göstermekte. Bu binalan kim yapmışsa "dağevleri nasıl yapılır" bilgisine sahip olmadığı bellidir. Dağ ile bütünleşmeyen dağevi, otel veya kooperatif evi inşa etmek doğayı katletmek demek. Doğaya insan götürecek kişi ve kuru kemizde gerçek anlamda dağ sporu yapan veya yaptıran federasyon, kulüplcr ve üniversitclerin çabalanyla son anda engellenmış. Bu sorunun çözümünde, ha/ırlanacak yönetmelikler için dağsporculannın gorüşlerinin alınmasi, amaçları maddi çıkar sağlamak olan kişılere dikkat edilmesi gerekmektedir. ikinci sorun, bakir, tcmiz ve betonlaşmadan u/ak dağlanmı/ın (Bakırdağları'ndaki) Saklıkent vc Sakarpınar ile LJludağ ve Erciyes dağlan hariv) bılinçsiz C U M H U R İ Y E T DEROİ 19 E Y L U L 1 9 9 3 S A Y I 391 11