Katalog

ıvnmlı bir yol, asfalttan aynlıp, to/ dumun içinde, ağaçlıkiann arasına daldığında insanın canı sıkılabilir. Giineş tepede hınzır hınzır sırıtmaktadır ve amaç serinlemektir, hedef deniz kıyısıdır. Termoslarda soğuk sular doludur, karpuzlar bagajda tıngır mıngır yuvarlanmaktaM dır, mayolann üzerine "Tişortlar giyilmiştir, kasetler kasetçalarlann içinde eriyerek arabanın düz durmasını beklemektedir ve giineş yanığına aç beyaz tenler şimdilik gölgeye tahammül etmektcdir. Bu durumda, tozlu bir yol insanı heyecanlannın ve umutlannın çok gerisine sürükler. O zaman suratlar asılır. Birkaç kilometrelik tıngırtı iyidir de yol hâlâ kıvnlmakta, zangırdamakta, tozlar püskürtmektedir. tşte hikâycnin tam burasında bazı otomobillerin sürücüleri, "Boşvcr yahu! Nc işimiz var bu berbat yolda?.. Deniz kıyısı mı kalmadı?" deyip geri döndüklerinden, Olimpos Beydağları Milli Parkı'nın pek görkemli bir köşesinde, güneyi Musa Dağı, kuzeyi Tahtalı Dağ'a bakan pek sevimli bir koyda Çıralı denen cennet parçası bugüne kadar misler gibi geldi. Tannlar, görkemli Olimpos dağından aşağı baktıklannda, herhalde yüzyıllar öncenin görüntüsünden pek farklı birşeyler görmüyorlar, bugün bile, Şeker ve Kurban bayramlanmız olmasa, üstelik bu bayramlar deniz mevsimine rastlamasa, belki de kimse tarihin hangi noktasında durakladığım farkctmeyecek. Belki ateş tanrısı Heptaistos, Yanartaş'ın tepcsinde kara suratlı taşlann arasından alevli soluğunu Akdeniz'in mavi göğüne püskürttüğünde, hâlâ Çıralı deresinin ağzına sığınmaya çalışan korsanlara yol gösteriyor da, biz farkında değiliz. Türkiye'nin güney kıyılannda, Kemer'e 30 kilometre uzaklıkta bir köşe Çıralı. Hani var ya, hele bu mevsimlerde, sık sık sö/ü edilen, "tarihi ve turistik" yerler... Onlardan biri gibi sanki. Neyse ki çok tarihi, ama çok turistik deKurbanlar kesilmiş. çocuklar haziran sonuna kadar okula gidecekleri için ipten kazıktan kurtulmuş gibi tatil beklemekte, insanlar gri kışlann bastırdığı kcntlcrde tepeleme "sitircz" dolmuşlar ve mayıs sonunda dokuz günlük tatil Hızır gibi imdada yetişmiş. Otobüsler, trenler, uçaklar haftalar önccden doluvermiş, Ege ve Akdeniz kıyılan soluk bcnizli kentlilerin ozon filan dinlemeyip, şööle bir kumsala serilmeleri, havuzlarda tepinmeleri, deni/ bisikleti, kano vc de ne "bulurlarsa üstüne binip 14 ALEVLERİN ETEĞİNDE BİR CENNET, CIRALI K Ollmpoa B«ydağları, günayl Muıa Dağı, kuzayl Tahta Dağ'a bakan, p«k •avlmll bir koyda Çıralı d«n*n C*nn*t parçası (Ustta). Çıralı'da taştan atof çıkıyor(altta). ' Fotoğraflar. FARUK AKBAŞ Akdeniz ve Ege de at koşturmalah, mavi yolculuk teknelerinin boy boy koylarda gezinip naylon, pet şişe, teneke kutu atmalan için bağırlannı açmış, bekleşiyorlar. Kıyılara inen tüm yollar boyunca soğuk biralar, buzlar ve bilumum meşrubat iki günde tüketilmiş, kazalar olmuş...vc derken her yer tıklım tıklım dolmuş. Ohü Tatil başladı. Işte bu sırada Çıralı kendi çapında tatile hazırlanıyor. En kabası yirmi yataklı pansiyonlarda mevsimin ilk çarşafları serilmiş, yoğun yağmurlann ardından Akdenizli anlar deli gibi çalışıp portakal çiçcklerini döllüyorlar, an kuşlan hâlâ bıcır bıcır dolaşıyor, naylonları yırtarcasına gelişmiş seralann kimilcri soyunup dökünüyor, Akdeniz'in gaddar fırtınalanndan birinin altüst ettiğı kumsala mevsimlik lokantalar kurulup sınırlarına, sakız makız ne bulunursa, rengârenk sardunyalar sıralanıyor. Her zaman bir olan bakkal sayısı ansızın dörde beşe çıkıvermiş, gedikli bakkal Necip Bey, önceliği alabilmek için Kumluca'ya gazete siparişleri vermiş. Çıralı'nın "Hilton"u Olympos Lodge'dan Kemer'e pastalar ısmarlanmış. Sizin anlayacağınız, köyü bir heyecandır almış. Çırah'nın delikanlıları kumsalda ateşler yakıp kafayı çekmek için hazırlıkları tamamlamışlar; rakılar koli koli yedi kilometrelik toprak yoldan aşağı indirilmiş, biralar gazlıdan elektrikliye çevrilme buzdolaplannda buğulanmaya başlamış. Banş Pansiyon'un her zaman açık duran mutfağından biralar aşınlıp, kumsaldaki ilk sathoşluk arefe gecesi yaşanmış bile. Banş Pansiyon'un sahibi Şaban, karısı /^eynep'e kaçtır söylüyor "Murfagı geceleri kilitli bırak!" diye, ama Zeynep'in eli alışkın değil kilit vurC U M H U R İ Y E T maya "Üç dört $işc bira ne ki? Eğlensin çocuklar!" Ama necip bayram misafirleri işi azıtıp biralan kasalanyla kumsala taşımaya başlayınca, çarnaçar kilitliyor Zeynep mutfağın kapısını. Derlcr ki, Khimaira üç başlı, keçi gövdeli, yılan kuyruklu, ağzından ateşler fışkıran bir canavardır. Yeraltı yaratıkları Typhon'la Ekhidna'nın birleşmesinden doğmuş ve o lanetli haline bakmayıp evli bir kadına musallat olmuş, Korinthos kral ailesinden ve ünlü Sisyphos'un torunu Bdlcrophontes de bu edepsizliği aflctmeyıp peşine takılmıştır. Bakın Hesiodos nasıl anlatıyor bu mitolojik maccrayı: DEHOİ 27 H A Z İ R A N 1 9 9 3 S A Y I 379