Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
M B U R Ü A Z İ E L D M 35 YILDIR BİTMEYEN SARKI ürkiye lıcr ş,eyiyle "kcndine özgü" bir ülkc. Yöntemlerimiz, tarzımı/, ilkclcrimizlc eşine bcnzcrine pek rastlannıayan, toplutnlardan binyi/. Son olarak da, "medyayla sanatçıların biro bir ilişkileri" olgusuna gctirdiğimi/ yepyeni yorıınılarla tarihe gcçcccğe bcnziyorıı/. Geçen hafta AKM'de yapıhın ve Show TV tarafından canlı yayımlanan "Türk Pop'ıınun 35 Yılı" gecesinde, garip sonııçlarla karşı karşıya kaldık. Kimı sanatçılar, kcndilerinin üne kavuşturduğu (ve kendilerini üne kavuşturan) parçaları seslendiremediler; çünkü baş,ka TV kuruluşjarıyla sözlcşmc imzalamışlardı ve bu sö/leşme gereğince diğer kanallarda görünemezlerdi! Sözgelimi TRT "sö/leşmcli sanatçısı" Nükhct Duru'nuıı geceye katılmasına ı/in verınc/ken, Kanal 6 sanatçılarına bu hakkı bahşctmişti. POPSAV ile RAKSAV'm ortak organizasyonu olarak AKM'de dü/enlenen ö/el gecc, bu lür gariplikler bir yana, Türkiye'de bir pop mü/iğin var olduğunu anımsatnıası açısından ilgi çekicı bir etkinlikli. "35 Yılın Elestcleri" olarak seeilenlcr ve onları seslcndirenler, doğaldır ki daha bir siire devam edecek lartış,maları gündeme getirdı. Scçimleri kim ve ncye göre yapmışlı? ölçü şu 35 yıllık döncmin her dılımındc "bestscllcr" olınak mıydı, yoksa ^arkıların Türk pop nıü/igi larihinde birer dönüm noktası oluijlurmaları mı gerekiyordu? Pop mü/ık "p»»püler olan" mı demekti, yoksa bugün mü/ik dünyasında kullanılan evrcnsel aıılamıyla mı dcğcrlendirilmı^ti? Bu ve ben/eri sorular isler islenıe/ akıllarda şöyle bir ge/indi. Ancak şu "«tU7 IH^> yıl" sınırlamasını bir yana bıraki|i."'l'ürkiyo'dc pop mü/.iğin bugiinc kadarki scriiveni"ni !>öyle bir gö/lerimi/ın öııiinılen gevirseydik lıangi şarkılar ve lıaııgı ısımler gelırdi aklımi/a? Öncelıkle bu iılkcdcki pop mü/ik geçmi!}inı ve geleceğini kabaca belirlenmiş çi/gilerle t'arklı /aman dılımlcrine ayırınak geıekiyor. 5()"li yıllarııı sonlarına dek ıı/anan \e yabancı pop mü/ik parçalarının geee kulüplerinde şarkı söyle T TÜRK POPU 35 YASINDA nenlerce yorumlanmasından ibaret olan ilk dilim, Türkiye'de bugün pop müzik yapan insanların yetiştiği bir dönem. Onun ardından, Fecri Ebcioğlu ve Sezcn Cumhur önal'ın öncülüğüyle başlayan ve uzun süre "aranjman" olarak adlandırılan şarkılann yorumlandığı bir ara dönem geliyor. Batı'da tutulan pop parçjılara Türkçe söz yazılarak o döncmin gençlerine pop müziği sevdirme çabalan, hem çok sayıda "star" yaralması hem de hit parçaları anında Türkiyc'ye ulaşürmasi açısından önemli bir işlev gördü o yıllarda. Türk pop müziğine yaratıcılık açısından pck bir şey kazandırmamakla birlikte hareketli bir ortam sağlayan "aranjman döncmi"ne şöyle bir baktığımı/.da, altmışlı yıllar gençliğini hcmen yakalayan cpey hit parçaya rastlıyoruz. Hatta bunlar o dcnli popüler oluyor ve benimseniyor ki yabancı orijinli olduğu bilc unutulup sanki bizden bircr besteymiş gibi seviliyorlar. Ajda Pekkan'ın unutulma/ l'rank Sinatra şarkısı "Strangcrs In The Nighf'ı yorumladığı "tki Yabancı"; Aytcn Alpman'ın neredeyse "milli şarkı"mi7 halinc gelen "Memlekctim"i; Tanju Okan'ın "Le Meteque" adlı Georgc Moustaki şarkısına Türkçe yorum gelirdiği parçası "Hasret"; Ertan Anapa'nııı "Histoire De L'amour"u l'üıkçcleştirdiğl "Bcııim Biitün Dualarım Scninle" bunlardan yalnızca birkaÇi C*m Karaca R*simd*kl Otfzya^ları'yla doftdu, Nsmus Balaaı'yla bUyUdU. NllUfer sürafcll «n lylyl aradı. Kayahan'la ortak çalifmalardan aonra zlrvad* yalnız kaldı. "Aranjman" dönemi yeni ve yerli bir şey yaratmaktansa Batı'da "hazır" bu" lunanı te/ elden Tiirkçeleştirmek ilkesini tar/ olarak benimsemiş olsa da bir "ara aşama" gibi değerlendirildiğinde gördüğii isjevi anımsamak haksı/lık olur. Kn azından, o "aranjman"ları dınleyerek büyüyen bir kuşak, yetmişli yıllanıı başındaki pop nıüzik patlamasını sağladı. Dinleye dinleye pop miiziğe alışan ve bu doğrultuda verileni almaya ha/ır bir kille yaraltı. Bu atmosferin yoğunlaşmasıyla, 60'ların ikinci yarısında tümüyle "yerli üretim"e dayalı pop mü/.ik anlayı^ı hı/ ka/anıyor. Bugün görülen "tek şarkıcı" yaygınlı Banf Manço tartışmasu Türk pop mUzHMnln an bUyüklarin blrl. Her baataal hit oluyor. C U M H U R İ Y E T DEROİ 9 M A Y I S 4 9 9 3 S A Y I 17 1