Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
T 0 M R I S A L P A Y llerimin kollanmın bağlı olmadığmın bilincindeyim. Ama oynatamıyorum. Bcdenimi biraz sağa, azıcık öne, arkaya kaydırabilsem, yüzüme yaklaşan alevlerden kendimi kurtarabileceğim. Bağırmak istiyorum, scsiın çıkmıyor. Annemi çağırmak istiyorum, "anne, anne". boğazımda bir hırıltı, dilim sanki büyümüş, kurumuş ağ/ımın içindc dönmüyor. O beni duymuyor. Beni ancak annem kurtarabilir. Sıcaklık alevlerin daha da yaklaştığının habercisi, son birçırpınış. Gözlerimi açtığımda buz gibi bir ter beni esir almıştı. Bunun korkulu bir düş olduğunu anlamam annc arayışımı da sona erdirdi. Ay! Anncçiğim, elimc kıymık battı. Anncçiğim, dua et, sınavım iyi geçsin. Anne, köpek geliyor. Senin taş attığını anneme söyleyeceğim. Anne çok hastayım, gcliver. Anne bu akşam yemeğe misafırim var, bir şeyler ha/ırlar mısın? Anne, çocuk hastalandı, bizde kalır mısın? Hangi koşullarda "anne" demeyiz, hiç aklınıza geliyor mu? Annemizi gönülden çağırdığımız anlar yanımızda olacağını biliriz. Ama onu Tann'nın yanına uğurladıktan sonra bile anne dizelerimiz son bulmaz. Sevinçlerimizde yanımızda ve paylaşıyor olmaması hüzünlendirir bizi. Tüm güzellikleri bizler için istcycn annemizin soluğu omuz başımızda olsun istemez miyiz? Sıkıntılarımızın onun varlığı ilc hafifleyeceğine inancımız sonsu/.dur. Çcvremc şöyle bir bakıyorum, cıvıl cıvıl genç anne adaylan ile dop dolu. Nereden, nasıl gözlediğiniz öncmli değil toplum gcnçlerle tomurcııklanmış, yaşadığımı/ bahar günleri gibi.İncecik belli, u/un bacaklı, nıoda deıgılerinden fırlamışçasına bakımli, burunları röluşlu, dudaklar aralanır aralanmaz otuziki parça porselen takımı göriinümünde, bizler bııradayı/ diycn dişleriyle, silikonlu, silikonsıu genç kı/lanmı/.. Mankenler, yalnız gök değil yer hostesi, sunucular, birçok yarışmalar, güzel genç kı/larınıızı görmemek için sürekli uykuda olmanız lâ/ım. Okuyan, çağ atlayan Türkiye'nin bunu gerçekleşlirip gerçekleştirmediğini soruşturan, 2(XX)'li yıllara adıın atmuk ii/ereyken, yirminci baharlarını yaşayan kuşağın karşılaşacağı /orluklarla ırkilen, ekmeğin aslanın pençesinde oldıığu gerçeğini kabullenmiş genç kızlanmı/.. E Altın kumlu kıyılan, mavi denizi kartpostallardan mı anlatmayı planlıyorlar? nim, yeşilim" diye şarkılar söylenmeye başlandı bile. Yaygınlaşmış, gelişmiş okul öncesi eğitim, daha az öğrenci içeren ilkokul dersliklcri, bu yıllardan başlayan spor, müzik eğitimine verilecek önem, özümleme sürecinin uzamasına, sonuçta gençlik sorunlannın çözümlenmesinde kilit nokta oluşturacağı gerçeği ile hangi yılda tanışmayı düşünüyorlar? Bazı annelerin işi daha da ince, uzun yollardan geçiyof. öncelikle kendine ilişkin sorunlan çözümlemeli ki çoçuğunkine eğilsin. Doğum kontrolü eğitimi, yakında bir sağlık ocağı, suyu, elektriği kanalizasyonu yolu olan bir yerleşim birimi. Geleceğin annelerini çcşitli güç "Hani btnim mavim, nerede be Anadolu'nun bağrından, kıraçlanmış topraklarından binbir iimitlerle kopmuş gelmiş, tek göz odasında değişiklik olmamış, suyunu gene çeşmeden taşıyan, ayakyolu evdcn bağımsız bir bölgedc. Sonuç temiz, bol oksijenli köy havasını ciğerlerine dolduramayan genç kı/.lanmız. ' Oyun yaşındayken başı örlülen, uzun kapalı giysilcri yaz, kış farklılık göstcrmeyen, ailesinin onayladığı bir, iki kez gördiiğü erkekle evlenccek genç kızlarımız. Hrkekle aynı platformda oturma çabası veren gelişmiş, kadın imajını yerleştirmek ve kadın haklan için çalışan feminist genç kızlarımızı da unulmamak gerekir. Yirmibirinci Yüzyıl'a girerken annelerin kökleîjik görevlerinde bir değişiklik gözlenıneyecek. Asırlar boyu olduğıı gibi çocuklarını emzirecek, altını değiştirecek, kilusunu denetleyecek, hastalanınca doktora götürea'k, yiiriinıeyi, konu^mayı öğretecek. Onunla beraber büyüyecek. Kendi kendime soruyorum. Bahar çi çekleri gibi açmış kızlarımız, dünyaya getirecekleri çocuklarının soluyacağı havanın kükürt dioksit, kurşun tutarının ne oranda artacağı konusunda kaygılanıyorlar mı? Evlerinin çevresinde çocuklarını oynatacak, biraz yeşil, bira/ oksijenli bol bir parkın kaçınılmazlığını onaylıyorlar mı? Nüt'usumuzdaki artiij, kaygılı Batılı ülkelere kötü düşler esinlerken herkese bir araba, ev sloganlarmı boşa çıkarmanıak Ü7ere kooperatifle dolan içme suyu kaynaklannın, baraj çevrelerinin, kurşunlu bcn/in artıklannın havadaki serbest dolaşımının değişjk bir intihar yöntemi olabileceğini bir an akıllanndan geçiriyorlar mı? Evlerimizde kullanılıp da çöp yığınının içinde hiçbir ayırım uygulanmadan, doğada alınya/ısına terk edilen piller gibi daha nice zehirli artık kapsayan maddelerin çocukların köıpe bedenlerine bir balık etinde mi, bir içme suyunda mı veya o sularda üretilen gıda ürünlerinde döneceği onlan kaygılandırıyor mu? lüklerle dolu yıllara yayılmış bir süreç bekliyor. Bir ay, bir yıl içinde çözümlenecek türden sorunlar olmadıkları için bir an evvel kolları sıvamak gereği bütün çıplaklığıyla ortaya çıkıyor. Bol bol yemek yenerek giyim, kuşam, takı gösterisi yapılan dernek toplantılarıyla bir yere varılabileceğine inanmak istemiyorum. Yeni bir örgütlenmenin gereği kendini açıklıyor. Anneler kollan sıvıyor. Çevrelerindeki gereksinimlere göre sınıflama yapıyorlar. Apartmanda başlayıp mahal)eye yayılan bir sorumluluk zinciri ile işe koyuluyorlar. llgili kuruluşlan, kişileri, medyayı sorunlann içine çekiyorlar, çözümleri elbirliğiyle anyorlar. Toplantılar, konuda deneyimli kişilerin düşünceleri izleniyor, başarılı ülkelerdeki örnekler dikkatle seçiliyor. Zamanla boyutlar mahalleleri aşıyor, anneler şehir sorunlarını tartışır konuma geliyorlar. Antmasız bir kent yaşamına, satın almayarak hayat pahalılığına 'hayır' diybrlar. Yeterli sağlık denetimi olmadan satılan ve çocuklar tarafından çok tükctilen, televizyonda reklâmlarda her gün satış rakamlannı yukarıya doğru yuvarlayan ürünlerin sağlığa uygunluklarının denetlenmesini istiyorlar. Her an patlamaya hazır bir bomba gibi şehir merkezine yerleşmiş çöp dağlarının kaldırılması için savaşıyorlar. Anneler eğildikleri sorunlaıla ulusal bir boyut kazanıyorlar. Anneler isteyince, çocukların yemyeşil parklarda oynamaları, mavi .dcnizde yüzmeleri, temiz havayı soluklamaları, bol spor yapınaları, bir müzik aleti çalmalan, yeşili ve hayvanlan sevmeleri düşlerde kalmayacak. M D E R O İ 9 M A Y I S 1 9 9 3 S A Y I 3 7 2 16 C U M H U R İ Y E T