Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
lama bu yüzden kendisine 'AmerikalT lya da 'Amerikancı' denmesinden hiç Ihoşlanmıyor, "Ben tstanbulluyum" dilyor. Müzikle ABD'de high school'da Itanınmış. "Hair" müzikaliyle bir de jVirginia turnesine çıkmış bu süreçte. lOkul rockbandlannda rock söylemiş. İTürkiye'ye döndükten sonra fılolojide okurken operaya korist olarak girmiş. Filoloji dedik, Edibe hâlâ haftada iki gün Batı Dilleri Enstitüsü'nde tngiüzce dersleri vermeyi de sdrdürüyor. Sekiz sene önce de Aydemir Mete Orkestrası'nda profesyonel olarak caz söyleme1 ye başlamış. Bugün pıtrak gibi açılan rock[ cafelere benzer, üç dört yıl öncesine kadar da bir cazbar furyası vardı. Hoş buralarda sadece caz söylenmezdi cazdan 'svting'e, 'blues'a, 'ragtime'a, 'soul'a, 'pop caz'a geniş bir yelpa/e söylenirdi. Belki 'saloon bar' demek daha doğru olurdu, ama hepsine yekunen caz demeye aiıştık, blırda da kuralı bozmayalım. Bir moda olarak birden artan caz talebinin şimdi niye düştüğünü soruyorum Edibe'ye; katılmıyor "özellikle 2025 yaş arası gençler çok dinliyorlar. Bu tarz miiziğc özlem duyuyorlar. Bu gençlcre öğretmek lazım. Söylemek gibi dinlemek de öğrenilir çünkü. Gençler arasında bu müziği yapmak isteyen de çok var. Bu yüzden caz okulları açılması gerekiyor. IMesela Erol Pekcan, NeşetNükhetNilüfer Ruacan hepsi ders vcrebilir. Ben de kadın şarkıcı adaylarına vcrcbilirim." Şarkı söylemek, şarkıcılığı her şeyin önünde Edibe için, birlikteliklerinden, hatta çok sevdiği biricik kızı Bige'den bile. Bir şarkicının ancak otuzlu yaşlarda, sesiyle, tekniğiyle, duygusuyla olgunlaşmaya başlayıp gerçekten şarkı söyleyebileceğine inanıyor. Çok değişken bir sesi var "Alto da mezzo da, soprano da söyleyebiliyorum'' diyor. Seyirciyle kontağı çok güçlü, frekansın conversationıyla hergün değişebiliyor, "Çcvrcdcn gelen frekansla moodum değişiyor, ona göre söylüyorum" diyor. Çocukluğunda Beatles hayranıymış, bugün de Paul McCartney'in bazı şarkılannı caz olarak söylemeyi istiyor. Şimdi sıkı bir Ella Fitzgerald hayranı, ama taklit etmekten yana değil, onun için esas önemlisi Edibe gibi söylemek. Şarkıcılığı hakkında "Biraz bluesumsuyum galiba" diyor; "Kendime has olaylarım var. Bir şarkıyı bir oktav ajağı, bir oktav yukarı söylemek. Dcğişik tckniklcrle söylemek. Boğaz, gırtlak, beyne vurup ağızdan çıkarmak, bunına vurup burun ağız bcraber çıkarmak, burun kapalı ağız, diafram, bu en mühimi. Bir sürii var." Konsantrasyonun çok önemli olduğuC U M H U R İ Y E T OERGİ 28 Ş U B A T nu bclirtiyor. "Bütün varlığımı şarkının içinde hisscdiyorum" diye ekliyor. Diizenli olarak ses, nefes cimnastiklerinin yanı sıra ABD'de öğrendiği vücutla yapılan cimnastikleri de sürdürüyor. Peki kendine kalsa en çok ne söylemek ister? Caz? Svving? Blues? "Seçjm yapmıyorum, şarkı söylemeyi seviyorum. Bütün söylediklerimi çok seviyonım. Ama illa bir şcy söylemek gerekirse müzikal tarzını çok seviyorum, zaten biraz klasik tarafım var, büyük bir zevk benim için müzikal söylemek" Altan lrtel'in "Bedava" ismindeki çok güzel bir Türkçe ca/ şarkısını zaman zaman sah nede söyleyen Edibe'nin en büyük isteği Türkçe sözlü bir caz kasedi yapmak. Böylece cazın çok daha gcniş bir kitleye ulaşabileceğine inanıyor. Rahatça klasik şan tekniklerinden, kirli seslere geçen, ülkemizin en çarpıcı caz şarkıcılanndan Edibe Yörükoğlu on yıl kadar önce Erol Pekcan'ı arayıp birlikte çalışmak istemiş. Tanışmışlar, ama Pekcan Edibe'yi bir daha aramamış. Bir yerde karşılaştıklannda 'Niye beni denemedin, çok iyi söylüyorum" demiş Edibe, Pekcan da "Ben ukala insanlardan hoşlanmam" demiş. Kavga etmişler. Nihayet bir buçuk yıl kadar önce birlikte ça lışmaya başlamışlar. Başlayış o başlayış. Edibe'yi bir de ömrünün otuz bir yılını caza veren caz babamız Erol Pekcan'dan dinleyelim. "Ingili/.ccyi iyi bilmesi benim için çok önemli faktör. Bizim şarkıcılarımızın hepsi tngilizce söyler de... Bir tanesi vardı; 'nıoon' (ay) derken yeri gösterirdi. Sesini iyi kontrol etmesi, çok iyi kulağı olması, detone olmaması, şarkıyı çabuk öğrcnmcsi iyi vasıfları. Scsini nasıl kullanacağını biliyor. Sesini çok iyi kullanabiliyor. Sesiyle cambazlık yapmayı seviyor Edibe. Şu an Türkiye'nin en iyi sarkıcılarından biri, onunla çalışmaktan çok mcınnunum." < 1993 SAYI 362 19