Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
TELEUİZYOIM C U M H U R C A N B A Z O Ğ L U de seyircilerin, 'Beş olur abi beş\ klasiTelevizyonculuk bu olmamalı en azından. Milyarlarca lira harcanarak gerçekleştirilen yayınlar böyle harcanmamalı. Bir örnek daha: Genç spiker milli maçtan sonra söyleşisinde bir spor yazarına hitap ederken 'sayın' lafıyla söze giriyor. W( milyonu temsil e den takımın kaptanı Oğuz'a döndüğünde 'sen'li konuşuyor. Bunun adı samimiyet değil, cn hafıfiyle saygısızlık. Görüntü toplama konusunda TRT ile yarışa Do«anYıid« mayacağını bilen ö/cl TV'ler, başka yollar dcncmeye başladılar. Örneğin tartışmalı pozisyonlar üzerine gidip polemik yaratarak seyirci toplandı. Hakem kararları defalarca ekrana gctirilerek tansiyon yükseltildi, kararların ardında değişik niyetler arandı. Haberciliğin böyle yapılacağı iddia edildi. Ardından görüntü .handikabını gidermek amacıyla yorum programlarına ağırlık verildi. Ancak yine kısır döngüye düşüldü. Giivenç Kurtar, Fatih Terim, Şifo Mehmet, Vedat Okyar gibi isimler her hafta başka kanala konuk oldular. Hepsinin futbol hakkında neler düşündüğünü harfıyen ezberledik. Aynı sorular bir geccde o kanaldan bu kanala aktı durdu. Bu olay da esprisini vitirmeye başlayınca Ali Sami Alkış, Omcr Çavuşoğlu, Yılmaz Vural gibi polemik gücü yüksek isimler kanallan dolaşmaya başladı. Spordan, centilmenlikten çok, polemik prim yapınca programlar yanlış adreslere yöneldi. Şu anda dikkat edilnıe llkarYaaln si gereken nokta, bazı kanallann seyirci çekme uğruna, 'belden aşağı' edebiyatla tiraj arayan spor gazetelcrinin tarzına bile yaklaşmalan. Türk sporu, uluslararası arenada yerini ararken böyle düzeysiz girişimlerin genç sporseveri nasıl etkileyeceği tekrar tekrar göz önüne ahnmalı. TV kendi çıkan uğruna sporu ayaklar altına alma Laf cok, görüntü yok T ürkiye, özel televizyon olayına çok hazırlıksız yakalandı. Teknik açıdan araçgereç sağlansa bile, insan unsurundaki eksiklik kısa sürede programların kalitesine yansıdı. özel kanallann lelevizyon dünyasına canlılık getirdiği bir gerçek; ancak içeriklerinin ne kadar boş olduğu TRT'nin öne çıkmasıyla anlaşılıyor. TV piyasasında büyük bir karnıaşa yaşanmakta. Başrole yükselmc savaşında bütün kanallar spor silahmı kullanıyorlar. Her kanalda mutlaka birkaç spor programı var. Naklen maç yayınlannı da katarsanız haftada 55 ila 60 spor programı yayına giriyor. Aynca hepsi birbirinc benziyor. Dolayısıyla bu yayınlar cskisi kadar tutulmuyor. Olanakları fazla olan TRT daha iyi spor programlan hazırladığından kaybettiği seyircisini geri topluyor. O TRT ki, çok iyi anımsayacaksınız, reklam uğruna maç yayınlarına geç başlar, paTRT. Böylece futboldan başka birçok spor dalına cğilme olanağını yakalıyor. Telcvizyoneuluk zor iş; zamanla yarısılıyor. Bu nedenle devlet kanalıyla başedemeyen özel TV'ler hangi spor popülerse onun üzerine gidiyor. Futbol tabii ki birinci sırada, basketbolda da hayat var. Bir de reklam potansiyeli yüksek olan otomobil sporunu zorlarsanız olur biter. Eletnan yetiştirmeye vakit olmadığından, özel kanallar TRT'den transfer yoluyla kadrolannı koruyorlar. Ancak bu da yeterlı olmayınca yazılı basından ünlüünsüz birçok isinı alıyorlar. Televizyon gibi çok dinamik ve popüler bir olayda seyirci deneyimsizlik ve hata afTetmiyor ama. Artık alışılmış sorulara ekranda yer yok. Soru: 'Maç ne olur?' Yanit: 'İnşaallah yeneceğiz' ya da 'İyi oynayan kazansııT. Bir başka soru: 'Golü anlatır nıısın?" ya da 'Naim halteri nasıl kaldırdın?' gibi. Bir Sonra da taraf olduğu için övünüyor Oysa o saate kadar birçok kanalda defalarca seyrettiğimiz takımları onun nasıl izlediğini öğrenmek istiyoruz biz Bu yorumcuların arasına Sanlı Sanalioğlu ve Ziya Şengül'ü katmıyorum. Sunuculardan da en çok Levent Ozçelik'i beğeniyorum." Berk Kaplan (21): "ATV'de Mustafa Denizli'nin programını kaçırmıyorum. Gielen konukların samimiyeti, birbirlerine takılmaları, Hıncal Uluç'un ilginç yorumları dikkatimi çekiyor. Biraz daha iyi teknik yorum yapılabilse seyircinin bilgisinin artabileceğini düşünüyorum. Bir de InterStar'da cumartesi sabahları Talay Erker'in konuk olduğu programı beğeniyorum. Tahminler insanı heyecana sürüklüyor." zar gecesı spor programını gecenın geç saatine atarak sporseverlere 'eziyet' edcrdi. Şimdi, aynı TRT, maçları en erken verebilmck için bütün olanaklarını sefcrber ediyor; 2. Lig Dosyası hazırlıyor; maç içine reklam almamakla övünüyor. Ayrıca üçüncü kanalını hızla 'spor kanalı'na dönüştürmeye hazırlanıyor Spor programları uzun süpüyor TV izleyicisi de spor programlarından yanadertli. önwr Kocadağ (43): "Çok bariz hakem hatalannın televızyonda tartışılmasına taraftarım; ama hakem kararlarının bu kadar çok konuşulması futbola zarar veriyor. Ayrıca bütün programın futbolla geçmesini de doğru bulmuyorum. Bir spor programının adı 'Futbolig' olmamalı. Sporda ileri gitmek istiyorsak gençleri TV aracılığıyla çeşitli spor branşlarına teşvik edelim. Baska spor dallarını da izlemek istediğimden TRT'ye geri dönüyorum. Bir de Kanal 6'da yayınlanan Stadyum programını izliyorum. özellikle Doğan Yıldız, sorularıyla gerçek bir spor sunucusu olduğunu kanıtlıyor." ve maç özetleri dışında pek spor programı izlemiyorum. Çünkü çok uzun sürüyorlar, evde tek televizyon olduğundan eşimle s o runlar çıkıyor. Programın uzun sürmesinde en önemli neden yorumcuların fazla konuşmaları. Biz maçla ilgili yorum beklerken çıkıp açık açık tuttuğu takımı övüyor, ya da kızmışsa yerin dibine sokuyor. Mehmot ÇaMıran (38): "Canlı yayınlar malı. <k 14 C U M H U R İ Y E T OERGİ 5 A R A L . I K 1 9 9 3 S A Y I 402