06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

L S A L A H B I UK R S E L Kültür ocağını yakanlar 17 Kasım 1991 smanlı sarayının son günlerini ırgalayan Başmabeyinci Lütfı Simavi (Scdat Simavi'nin amcası) 1913 yılında yayımladiğı Teşrifat ve Adabımuaşcrct adlı kitabında şöyle yazar: Çocukların iyi yetiştirilmesi için annclcrin iyi terbiye görmelcri gerckir. Büyük bir adam: "iyi annelerden iyi yurtseverler yetişir." demiştir. Bu gerçeğe, yakın zamandan beri, memleketimizde de değer verildiğini mcmnunlukla gözlemlemekteyiz. Gerçekten, bir zamanlar, ülkemizde kadınlar üzerinc, anneler üzerine bir marş bile bestelenmiştir. Birkaç yıl önce, okurlanmdan F. Soysal'ın, "Çocukluğumda, anncm bizc bir marş öğretmişti. Piyanoda geçer, hep birlikte söylerdik. Girişi canlı, söylcmesi kolay, allegro bir parça idi." notuyla gönderdiği bu marşın ikinci dörtlüğü şöyle: Kadın çalışırsa çalışır vatan Çalışmaya gcldik diinyaya scn bcn Kültür oeağını yakan kadındır O ocağı yıkan yine kadındır Marşın nakaratı da kadınlan "evladı vatanın annesi vc dc ninesi" olduğunu bağırıyor ve "Uyan cy kadın, elverir uykun" dizcsine yer veriyordur. Anlaşılan, dört dörtlük aile sorunu tkinci Meşrutiyet'le iyisinden gündcme gelmiştir. Lütfi Simavi, "hanım kızlarımızın", her şeyden öncc, ulusal duygularını pekiştirecek bir eğitimdcn geçmesi üzerindc dc durur. Gelccekteki annelerin, kendilerini her anlamda ev kadını katına yükseltecck bilgilerle donatılmasını ister. Genç kızlar, ahlâk bozucu kitaplann, romanların yanına yaklaşmayacaklardır. Bu gibi kitaplann okunması kesinkes caiz değildir. Lütfi Simavi sözlerini şöyle bağlar: Bu önemli noktaya özen göstermek anaların, babaların en büyük görevidir. Avrupa'da gençkızların okuyabilecekleri kitaplan büyükler seçer. Orada gençkızlar müccvher takmaz, yalnız zaril" ve sade altın bir broş ya da bilcşik, ya da ona benzer hafifşeyler kullanır. Salon Köşelcrinde romanının yazarı Saffeti Ziya da, 1927'de ölümünden iki yıl önce yazdığı Adabımuaşcret adlı kitabında (Hazret o vakitler Dışişleri Bakanlığı Tcşrifat Genelmüdürüdür) aynı konuya değiniyordur: Aklımda kaldığına göre, resimli Fransız dergilerindcn birinde, sanınm Lecture Pour Tous ya da Je Sais Tout, okurlarına "Bir gençkızın kitaplığında hangi yapıtlar bulunmalı?" sorusunu yöneltmiş, en yüksck düşünürler de buna karşılık vcrcrek, bilgece düzenlenmiş O bir "Gençkız Kitaplığı" oluşturmuşlardii Bencc, Türk gençleri için uluslararası bir değeri ve önemi olan başyapıtlar yanı sıra, ulusal duygulan, bağımsızlık ve egemenliğimizlc ilgili toplumsal ihtilalimizin, devrimimizin, ulusal savaşımızın ve de askeri ve insancıl zafcrimizin tarihini saptayan (...) yapıtlar da yaratılmalıdır. Milli Eğitim Bakanlığı'nda yeni kurulan "Talim ve Terbiye" daircsiyle "Güzel Sanatlar" bölümü gençkızlarımızın okuma gereksinimini karşılamak için çalışmakladır. Doğrusunda, o yıllar Atatürk yıllarıdır. Tüm aydınlar, tüm Atatürkçüler, tüm yurtseverler Türkiye'nin ayağa kalkması, kalkınması, Batı uygarlığı içinde yerini alması için kafa yoruyor, çabalıyordur. Sanınm, zamanla, ilk çıkış noktasından çok ıızağa düştük. Şimdiler, sade küçüklerin değil, büyüklerin, pinponlann, kafalarındaki kan dolaşımı bozulmuş tiktiklozların bile kitaplara yaklaşmasını istemeyenler çoğunlukta. Aydınlan, sözde aydınlan sorarsanız, onlar da okumayı sevenlerin değil, sevmeyenlerin canberaberi görünmeyc çalışıyorlar. Ve de, ihihihihihi, gözlerinin akını devirerek, Nışancı Mustafa Çelebi'nin (XVI. Yüzyıl) şu ikiliğini tele vurup çığınyorlar: Nedir ey göniil bu alılı vahlı aşkı açığa vurmak Sana mı kaldı cy gözüm, diinyaya böyle yaş savurmak 19 Kasım 1991 avranış töresini, yaşama bilgisini yığınlara yaymak için yazılan adabımuaşerct kitaplan çokluk, paıababalannın oğullan asfaltlarda otomobil koşturanların, yoğun gösterişe gizli sevda çekenlcrin, adam satınalmanın gürbüz bilim olduğuna inananların, kafalarının içinde ağırlık verecek hiçbir düşünce barındırmayanlann kurumlarını, cakalannı, gölgede büyümüş top fesleğenin süzülüşüne benzetmek için kaleme alınırlar. Hani SafTcti Ziya'nın Adabımuaşcret'i de yel alıp rüzgâr satmaktan başka bir şey yapmaz. Gençkızlann ne okuyacağı, nc giyeccği. sokağa ne biçim çıkacağı konulannın yanısıra toplum içinde kadınlann nasıl davranacağı, kabul günlerinin ne zaman ve hangi saatlerde sivriltilip külaha döndürüleceği, okurlann ağzı sulandmlarak anlatılır. Aralıkta briç çaylan, müsamcrei rakkasiye'ler, balolar da unutulmaz. Akşam yemeği şölenleri (suareler) ise yemektc içilecek çorbalara, yenilecek D balıklara, sebzelere, dondurmalara, ycmişlere değin dile getiriliyordur. Evet, akşam yemeği dcyip geçmemeliyiz. Onun da kendi töresi, kendi polimi vajdır. Bir kez, sofrada hizmet edecek olan kadın ise düz siyah bir kumaştan, yakası kapalı, kolları bileklerine değin uzun, yakası ve kolları düz beyaz organtinden kapaklarla süslü bir urba giyecektir. Dahası, önünde danı'elalı bir önlük, başında yine kısa ve beyaz dantelalı bir hotoz bulunduracaktır. Hizmctçi erkek ise frak'a ya da smokine bürünür. Ellerine ise, lamı cimi yok, beyaz bir cldiven geçirir. Kadın hizmetçinin eldiven giymesine gerek yoktur. Ama o da düz beyaz tire bir eldivene yakınlık gösterebilir. Dikkat, dikkat. Çağrılı kişiler, akşam yemeği verilecek eve birer, ikişer antrelerini yaparken, salona girmeden önce, girişte, bir masa üzerinde, yemek sofrasının küçük çapta bir planı ile karşılaşacaklardır. Herkes oturacağı yeri ordan öğrenebilir. Erkek konuklara ayrıca, sofraya hangi hanımerendiyi götürcceklerini bildiren, üzerinde kendi adları yazılı ufak bir kart hazırlanmıştır. Bu kartlar gümüş bir tepsi üzerine konup, gclcn konuklara hizmetçi tarafından takdim edilir. Böylece, sofraya kimi götüreccğini öğrenen kişi ev sahiplerini selamladıktan sonra, yemeğe giderken kol vercceği hanımefcndinin yanına yaklaşır. Elini öper ve kol verme şerefinin kendisine ayrıldığını bildirir. Bütün konuklar toplandığında da bir hizmetçi, yemek salonunun kapısını ardına değin açar ve Fransızca: "Madame est servie" diye bağırır. Bu, "Yemeğe buyurunuz" demektir. Muştulu haberin ardından ev sahipliği en yüksek gradolu hanımefendiye kolunu sunup, herkesin önünde vc herkesten önce yemek salonuna süzülür. Onun ardından da öbür konuklar kendileri için kestirilcn hanımefendilere yapışırlar. Ev sahibesi ise ise, en sonda, yine en yüksek gradolu erkek konuğun kolunda yemek salonuna dalar. Burada Safleti Ziya okurlannın yüzünü güldürecek bir açıklamada da bulunur: Sofrada, yemek dağıtıldığında, eskiden herkese yemek verilmesini beklcmek ve yalnızca yemeğe başlamamak usuldendi. Şimdiler bu yöntem bırakılmıştır. Yemek dağıtıldığında başkalan ııı beklemedeıı başlamak alışkanlık halinc gelmiştir. Lütfi Simavi'nin Adabımuaşcret'i ise belki, biraz daha değişik konulara değinir. Kimi kadınlarımız, konuşmaların önünü açmak için, "Sizden iyi olmasın", "Şcytan kulağına kurşun", "Taşa ölçeyim", "Söylemesi ayıptır", "Evlere şenlik" gibi tümce başı sözler kullanıyorlarsa bunu adamakıllı eleştirir. Bu deyimlcrin, gcnçkızlarımızın öğrenimlcrini genişletmesiylc artık işitilemeceğini söyler. Hele "Cenabı Haktan bağışlama isterim" anlamına gelen "Estağfurullah" duasının olup olmadık yerde kullanılamayacağını ilan cdcr: Birkaç gün öncc bir toplantıya çağrılı olan Evladı Arap'tan bir hanımefendi, söyleşi sırasında Arap olduğunu açıklayınaı, orada bulunan hanımlar "Estağfurullah" dediklerindc kadıncağız neye uğradığını anlayamamış. Bizdc "Arap" deyincc gözümüziin önüne zenciler geliyor. Dahası Evladı Arab'ı siyahilerden ayırmak için kendi kcndimize "Ak Arap" deyimini uydurmuşuz. "Çiflçi" anlamına gelen "fellah" sözcüğünü de, nc kadar garibse, zcnci ahçı kadınlar için kullanıyoruz. Kimi hanımlarımız da onlara öfkclendiklerindc "Scni gidi kör fcllah" diyorlar. Lütfi Simavi de kitabında, Saffct Ziya örneği, davetlcri, şölenleri, ziyafetleri şapırdatıyor ama, boş kııyuya taş atmadığını belli ctmek için topluluklarda dinden, mezheptcn açılamayacağını da söylüyor. Kadınlar da yaş sözcüğünü ağızlarına alamayacaklardır. Hcle daha önce anlatılmış öykülcr yeniden yenidcn giindeme getirilemeyecektir. Tavsiye mektuplarının nasıl yazılacağını merak edenler için de başvurulacak ycr yine Lütfi Simavi'nin kitabıdır. < C U M H U R İ Y E T D E R O İ 2 0E Y L Ü L 1 9 9 2 S A Y I 3 3 9
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle