Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
O*ç«n yaz da&lmanın «f Wnd«n dtfnan MazharFuatözkan blr yıllık çahfmalarını a kaaatt* d«6«rl«ndlrlyor. Bunlardan 'Agannaga/RUf vat Içln MFÖ Um «27 «aat •Mldyoda çalıştı. kisidir bunlar (Mazhar adlarını vcriyor ama özkan araya girip yazmamamızı istiyor). Adamlar para kazanacağım diye çaktırmadan arabeskc kayıyorlar. Yani tam arabeskc benzcmesin ama tüm öğclerini dc taşısın. Bu hesap yok bi/de, her şey açık. Halk bazı dönemlcrdc belirli sanatçılan tutuyor, şimdi Harun Kolçak'ı tuttuğu gibi. Ama arajmanlar ve melodiler hep aynı. Biz bundan kaçmaya çalışıyoruz, hiçbir şeye fazla benzcmcsin Lstiyoruz". Yenı kasetlerine MFÖ yine geleneğini bozmayarak yüzyıllar öncesinden tasavvuf ağırlıklı bir parça koymuş: Bir Ben Vardır Bende. Daha önce de Güllerin İvinden, Buğselik Makamı, Adımız Miskindir Bizim, Uç Oldum, Ateşi Aşka'yla bu çizgıyi sürdüren MFÖ, Eurovision beste yanşmasına Sufl'yle katılırken 'Tarikatçiler Eurovision'a gidiyor' şeklinde tcpkı almıştı. Bu konu hep satiraralannda konuşuldu. "Amerikalı gcçmişinc baktığında kovboylar çıkıyor karşısına. Biz dc eskiye dönünce Osmanlı musikisiyle karşüaşı>onız. İlahi müziği seviyoruz. Alıyoruz, mudern anlayışla seslcndiriyoruz. Her kasclte bir tane. İlahilcrlc ilgili bir kaset yapsak 'olur mu ulan, uçuyorsunu/ derler. Bir tane koyuyorsunuz, dikkat çekiyor. Bu işi sürekli araştınyonız. örneğin Mecburen'in melodisi dc bu cski eserlcrden alınma. tnsanın kulağına hemen yerleşiyor. Bu tür parcaların sözleri de önemli. Genç adam diğer parçalan da scviyor ama mesaj yüreğine girmiyor. Oysa bir GüUerin İçinden, hâlâ her konscrde isteniyor. Işte klasikbu". MFÖ, 8O'lı yıllarda yaptığı mü>ikle Avrupa'da Türk popunun bir ycı ı olabileceği ümidini vermişti. Eurovision'a ıki kez gittiklerinde iyi işler yapmışlardı. özellikle Diday Diday Day uzun süre yabancı radyolarda yayımlandı. Ama arkası gelmcdi.Eurovision'a öylesine katılmışlardı. Ama sonra bu yanşmanın Türkiye için ne kadar önemli olduğunu kısa sürede anlamışlar dı. Tüm ülke onlardan, söz edıyordu. Alışkanlık yaptı Eurovision. Dört atış yaptılar, ikisini vurdular. Kendi deyimleriyle uyanıklık yapıp Naim Süleymanoğlu'nun gözde olduğu dönemde 'Adı Naim'le Eurovision Türkiye elemelerine katıldılar vc baijansız oldular. Bu yenilgiyi unutturacak bomba gibi bir şey yapmalıydılar. Uzun sessizlikten sonera Ali Desidcro patladı. "Arabeskçiler aradılar, abi Ali Desidero'yla çizik attınız piyasaya dedilcr. I iirkiye'de RAP'in ilk örneğini de biz Anında Göriintü'y'c verdik, ondan sonra Vitamincilcr filan geldi. Barış Manço bile söyledi resmen, Ali lKsidero'yu inceliyorum diyc. Barı^ Manço bu, der mi kimseyc tar/.ına bakıyorum diye". MFÖ Avrupa'dan ümidini kesmiş, eskisi kadar Edirneötesini düşünmüyor. Yurtdışına ancak hiç denenmemiş, oralarda bilc hıç yapılmamış bir tür bulunarak gitmek gerektığini anlatıyorlar. Burada satan müziği koltuğunun altına alıp Avrupa'ya gitmek maceradan başka bir şey değil. Türkiye'de kısa dönemde böyle olağandışı işler yapılacağma pek inanmıyorlar. "Türkiye'de her şey karambol üzerine kurulu. Karambol olmazsa bazıları nasıl para kazanacak ki? Artık piyasadan çok şeyler beklemckten bıktık, olağanüstü olaylar da talep etmiyoru/, kimin ne yapabileceğini iyi biliyoru/. Ya bazen düşünüyoruz da, bu müzikle burada ekmck ycmek mudze hani. 'Yarım yamalak bir dram içinde' müzik yapmak da mucizc". < C U M H U R İ Y E T DER0İ21 HAZİRAN 1992 SAYI 326