Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SINIRDA YAŞAYANLAR Kişilik sorununun adı: Sınırda Olmak (Borderline). Bu tanım 70'li yılların ortasında bulundu. Ülkemizde ise çok kısa bir süredir gündeme geldi ve psikiyatrik çevrelerde hararetle tartışılıyor. evroz değillcr ve zaman zaman psikoz denilen 'realitenin dışına' düşmeyi yaşıyorlar. Uçurumu giyiniyorlar. Benliklerinin ritmi paramparça, ruhlan dağ başlarında rüzgarda kalmış gibi. Durumlannı biliyorlar. Psikiyatristler 70'li yıllann ortasında adına Borderlinc (Sınırda olan insan) adını koydular bu kiijilik problemine. Dr. Gundcrson, "BordiTİine Kişilik Bo/.ukluğu", Dr. Kernbcrg ise "Borderlinv Kişilik Organizasyonu" dcdi Frcudian yönteme bağlı kalarak. Ülkemi/deki psikiyatrik çevrelerde ise üçbe^ yıldır gundcmdc bu 'gizemli' insanlık hali. Sınırda yaşıyan, birçok luhaf, çelişkili anlaşılmaz davranışı ve kişilik N özelliğini banndıran bu insanlar "tanımlann güvencesi"nde yaşayan uzmanları zorluyor. Yanlış bir tanım konduğu zaman hem 'sınırdaki', hem doktor günlerce boşuna bir çabayla kendilerine bir sahil arıyorlar. Yollar giderek içinden çıkılmaz bir hal alıyor... Dinamikçi görüşe sahip olanlar sorunu o doyulmaz hasrete, anneyle ilişkiye kadar götürüyorlar. Anneyle, onun o sevgi ve doyum pınarı memesiyle, sütüylc ilişkide çocuğun yaşayabilcceği sarsıntıları sorguluyorlar. lyi meme, kötü meme... Doyum sağlamamak, sağlayamamak... Kişilik denen sınn büyüsü burada. Sonra anne, çocuk, ba ba ilişkisine geçiliyor. Bu döncmde de kişiliğe yeni ilieklcr atılıyor. Ama dinamikçilere göre anne sevgisi bir kader gibi. Varsa, dünya pınl pınl ayaklar altına serilebilir, yoksa paramparça, kanlar içinde vc bıçak sırtında bir kaosun kapılarından içeri gıriyorsunuz demektir. Sınırdakiler işte bu paramparça ve kaotik dünyayı yaşıyorlar. Onlara göre dünya iyi ve kötü diye iki düşman kutba aynlmış. Bu arada hiçbir imkân yok. Dr. Kernberg bu savunma sistemine yanlma (splitten) adını veriyor. Kendini bu alt düzeydeki savunma sistemiylc koruyor smırdaki. Nevrotiklcrdeki gibi sorunlannı bastıramıyor. Sınırdaki insan kendini ve karşındakilerini neH olarak değcrlendiremiyor. Ya, çok yakında; ama birden sonsuz uzaklaşıyor. Çok değer verdiğine, gönülden bağlandığına, kısa bir süre sonra nefret duyuyor; onu yerin dibine batınyor. Sürekli bir kopuş halinde. Inkâr ediyor, sonra idealize ediyor; karşısındakinin bir özelliğini, bir anda sevmeye, bağlanmaya tek değer olarak görüyor. Sonra içindeki bir kopuşla beraber o "ideal insanı" bir "cam kınğı"na dönüştürüyor. Dünya onunla birlikte değersizleşiyor. Bağlandığı, sanldığı şey elınde, içinde kınlıyor. Sürekli bir kimlik bunalımı, sürekli bütünleşme zorluğu yaşıyor. Beyhude bir kıyı arama çabası... Elinde umutsuz bir fener, bağlanacak birini arama yolculuğunda. Hep bir başkası Hep bir başkası... Ve en iyiden, en kötüye bir adımda geçiş. (Yoksa çoğumuz sınırdayız da farkında değil miyiz?!) Sınırdaki lnsanın içindeki birçok ididişme ona muazzam bir boşluk duygusu olarak yansır. Dayanılmaz bir boşluk. Kendilerine tahammül edemezler, o kanlı, o bıçak sırtı yalnızlığa. Hep birilerini ararlar. Bir insan yeter ki o an DEROİ 31 M A Y I S 1992 SAYI 3 2 4 Kıyı arama çabası C U M H U R İ Y E T