29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

C EPECEV R E Ortaköy'ün mutlu hüznü yok artık ağaclarda... C E Z M E R S 0 Z rtık o çokça yaşadığımız sürgünlük, o acı vc boşluk duygusu peşinıi/i hiç bırakmayacak. Çünkü kaçıp kaçıp sığındığımız, orada olmaktan, o çok eski bir yakınlık tadı aldığımız mckunlar, kıyı scmtlcrimi/.in kaderini başkalarına teslim eltik. Hayatlannın tck amacı kısa ve kolay yoldan para kazanmak olan yeni kuşak esnafa, modcrnist kilıklı ve tacir mimara, hcr türlü duyarlılıktan yoksun göz boyamacı yercl yöneticilere bıraktık soluklandığımız köşeleri... Işte yakın zamanda Ortaköy, bu şehirdcki doğal yaşama alanını parasal ranta döııüştürmck isteyenlcrin eliııde hacanıp gitti. Ikliminden kopardılar Orlaköy'ü. Işığını değiştirdiler, scsini dııygusımu bo/dular. Bizlersc, hiç karışmadık olaniara, sustuk. Karşı koymadık, ısrar etmedik. ölümüne katılmış olduk böylecc. Bir sabah Ortaköy'c gcldiğimizdc, iskelenin çevresindeki vc çoeuk parkının içindcki birçok ağaeın ycrindc olmadığını göcdük. Çocuk parkı isc zaten yeni düzen içinde gereksiz görülüp kaldınlmıştı. Ağaçlar ortadan kalmca, Ortaköy'ün o mutlu hüznü, o hıızurlu gizemi, yeşilin uçarı çağrısı artık yoktu. Büyü bozulmuştu. Ortaya çıkan katı ve biçimsiz boşluğun küstah gcnişliği, zaten zayıflamış olan içinıizi biraz daha hırpalıyordu sanki. Parkın, iskelenin, duvar diplerinin bütün gizli ve sürprizli köijeleri silinip gitmişti. Bu sürpriz köşeler, yıllardır birçok tecrübenin, isteğin ruh halinin sonucu olarak biçimlenmiş A Aftaçlarm olması fl*r«k«n y«r kamyon kaaası mı? ti. Şurada âşıklar buluşur. Burada gizlice bira içilir. Orada şarapçılar olurup dertleşir. Beride öpüşülür. Şurada özel bir konu konuşulurdu. Şimdiyse yok artık bu köşelerin hiçbiri. Betondan boşluğun acımasız taarruzu var üzerimizde yalnızca. Bcşiktaş Bclediyesi'nin görevlileri, ağaçlann çevresine bcton döşemek için göz göre göre sebep oldular ağaçların devrilmesinc. Toprakları kazılıp etraf lanna dayanaklar koyulmayınca, gece esen bir rüzgar sonucu en azından altı çınar ve sekiz, dokuz kavak ağacı, ayakta ölemeden, yerlere kapaklanmışlar. Bu durumu görcn Ortaköy'ün cmektar bir çaycısı müdahele etmek istemiş. Görevliler onu dinlememiijler. O da rüzgâra teslim cdilen ve kimse görmesin diye kamyonlara yüklenip götürülen ağaçların halini gazetecilere bildirmek istcmiij ama sabahın 5'inde kimseleri buluma mış. O telaş arasında görevliler döşen ağaçların yerde kalan köklerini de birer birer kesmişler. O ağaclarda Orlaköy'ün rııhu gizliydi. Masallan, lutkuları, ihanetleri, gizli düşlcri. Şimdi yok o ağaçlar. Bir "rüzgar"esti ve hepsi yıkıldılar. Aslında o "rüzgar" kıyıda barları, restoranları olan esnalın ve modemist kılıklı tacir mimarların içinde esiyor. Bar ve restoran sahipleri, belcdiye görcvlilerine, "müştcrilerimiz denizi göremiyor, kesin gitsin şu ağaçlan " demişlerdi. Para hırsının yaşamın hiçbir güzel anlamına var olma hakkı tanımayan acımasız "rüzgân esti, esiyor Ortaköy'de. Günümü/ün yeni yetme diişünceleriyle epey prim toplayan bir gazctçcisi ise, Ortaköy'deki her yerin adeta cetvelle çizilmiş gibi düzenlenmesindcn çok hoşnut olmuş, öve öve bitiremiyorsöz konusu düzenlemeyi. Cetvelle çiziilmiş gibi: Onca yasanınıi} anının, düşlerin, o nihilist bohem duygusunun üzerindcn cetvelle geçtiler evet, doğru. Ehlileştirirken, ruhsuzlaştırdılar Ortaköy'ü. Evet, Ortaköy'ün mutlu hüznü yok artık. Ağaçlann sürpriz köselcrinde ve gizemli gölgelerindeki resimler uçtu gitti. Parasal rantın soğuk sulan altında kaldı hatıralarımız. Madem ki karşı çıkmadık bütün bu olanlara, öylcyse bu sürgünlük, bu acı ve boşluk duygusu peşimizi hiç bırakmayacak. M Asırı tüketim ve nüfus artısı rens Charles basını yanına yaklaştırmamayı başardığı Türkiyc gczisine çıkmadan önce, kendi ülkesindc yaplığı bir konuşmayla gözleri bir kez daha Haziran ayında Rio'da yapılacak olan Çevre Zirvesi'ne çevirdi. Hrundtland Komisyonu'nda niifus planlaması hakkında yapacağı konuşnıada, babasının, yoksul ülke halklarının çok çtKuk yapmamaları gerektiği türünden görü^lerini tekrarlayacağı sanılırken, Charles, olaya başka bir boyut katarak, nül'us ve tüketim artışını aynı bağlamda ele alarak, Çevre Zirvesi'nin bu iki konuya da gerckli şekildc eğilme P sinin şart olduğunu, aksi takdirde global bir felaketç doğru ilerlediğimizi vurguladı. Cierçekten de hazırlık toplantılarından anlaşılan o ki, Çevre Zirvesi zengin ülkclerin nüfus artışını, yoksul ülkelcrin ise tüketimdeki aşınlığı vurguladıkları iki kampın karşılaşınası seklinde geçecek. Batılı ülkclerin, yaşam standartlarını değiijtirnıelerinin gereği, kendileri dışında herkes laratından kabııl cdilen bir gerçek. Özellikle Bush yönetimindeki ABD'nin bu konuda hiç taviz vermeye niyeti yok. Tüketim düzeyi ile paralellik gösteren refah düzeyi konusunda 3 2 2 tarihsel bir oran vermek gerckirse, 1890 yılında Avrupa, Çin ve Hindistan'ın iki katı bir refah içindeydi. Bu oran I94()'ta 4()'a çıktı, bugün ise Avrupa bu iki ülkeden tam 70 kat daha zengin. Bunıın yarattığı a^ın tüketim ise dünyanın karşılaijtığı çevre sorunlannın temel nedenlerinden birini oluşturuyor. Grup 77 diye tanımlanan üçüncü dünya ülkeleri temsilcileri de, Çevre Zirvesi'nin hazırlık toplantılakında, vargüçleriyle dikkatleri bu konu üzcrine çekip. geliijmi^ ülkelerin çevrenin temi/.lenmcsinde daha fazla sorumluluk almalarını istedi. öte yandan, bir başka gerçek de su anda 5.4 milyar olan toplam dünya nülusunun, radikal bir değişiklik olmadığı takdirde önümüzdeki yüzyıl içinde 914 milyar arasında olacağı ki, çevreyi en az kirlcten teknolojler bile kullanılsa, kısıtlı kaynaklar söz konusu olduğunda, gerçek bir felaket demek. Batılı ülkclerin grup 77 karşısında ısrarlı olduğu nokta da bu. Nüfus artışı konusunda kadın grupları da kesin bir tavır koydular Nevv York'taki hazırlık toplantılarında BM'e verdikleri raporlarında şu ifadeye yer verdiler: "Çevre kirliliğini oluşturan temel etkenlerin altında doğaya ve insana saygı duymayan ekonomik sistemlerin varolduğunu biliyoruz. Hal böyleyken, kadınların doğurganlık oranlarının (nüfus baskıları seklinde ifade ediliyor) suçlanması karşısında tepki duyuyoruz". Rio'daki zirvcnin beklendiği kadar çok şeye çözüm olmayacağı yavaş yavaş ortaya çıktı. Ama en azından bir şeylerin başlangıcı olması, bu tartışmaların gidişatına bağlı olacak. + C U M H U R İ Y E T O E R G İ 1 7M A Y I S 1 9 9 2 S A Y I 17
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle