Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
* Fn çok hasretini çektiği şey; yaman bir yönctmcnin, onu istediği kalıba sokup, yoğurması, tanınmayacak hale getirnıesi. Kendini en acımasızca eleştirdiğı yönü, tiyatroda kendisi olduğu. .Onıın yerine, kendini silmeyi başarabilmcyı istiyor Devlet Tiyatrolan ve özcl tiyatrolarda çalışmanın, oyunculuk açısından hiç farkı yok Yenersu'ya göre. Birinde en iyi koşullarda çalışılabilirken, diğerinde acıtıcı sorunlarla uğraşıp.yaşama savaşı veriliyor. DT'nda yıllarca oto Ama bunlarla savaşmak zorundayız. Bütün dünyada yeni yazarlar çıkıp patlamalı artık. Tiyatro ölmez. Neden? Birgün bilgisayann karşısına geçip çocuklâr, Dustin HofTman'la Merly Streep'i Hamlet'te oynatıp, tiyatro ya da sinema gibi izleyecekler. Ama 30 kişilik salonda da olsa, müzeye gider gibi Dustin Hoffman'ı canlı görmek isteyenler, onunla aynı zamanı,aynı soluğu paylaşmak isteyenler olacak". Sinemaya ilgi duyduğunda önce kamera arkasını öğrenmek istiyor ve bu kançlıkla sanlıyorum"demişti Işık Yenersu. Son derece dinamik, karmaştk, gürültülü sanat yaşamında kesinliklc yalnızlık gerekiyor. Hem meslcğınden hem de kişilığınden kaynaklanan bir özellik yalnızlığı sevmck. Oysa yalnı/ dcğil, sekiz yıldır yaşamını paylaştığı birı var. Onunla kendini bütün hissettiği ıçin , yalnızlığı bozulmuyor. Sevdiğiyle 1985 yılında tanışıyor. Her yıl,yann bıtecek gibi düşünüyor birlikteliğini. "Artık bu yıl tatile ayn ayrı gıderiz" diye konuşup.yine birlikte tatili yor karken, "ölsem de çıkmasam, yine rezil ohıcagım" endi^esi vüıefini kaplıyor. heyecanını Yımuıyı ıı^ı w>uııa çı Kendini silmeyi nasarabilmek "Sahnede rol mü beni yönetir, ben mi rolü? Bunun yanıtını tam olarak ben de bilmiyorum. Ba/an onun beni yönettiğıne lanık oluyorum. Ona geçmişi ve geleccğı arasında bir ?aman parçası ayırınm. Seyircinin karşısma çıkan yalnızca bu zaman parçasıdır iştc. Benim rol hakkında bıldıklerımın belkı de yüzde bın. Onun ıçın rastlantıya asla yer vcrmemeye çalışınm oyunculuğunıda. Oynamak ile yaşamak arasındakı çelişkıyi bu iki kutup arasınd;ıki vıvny her gece yeniden yaşıyorum." C U M H U R İ Y E T D E R O İ 1 7 M A Y I S 1 9 9 2 sansür uygulanırken, özel tiyatrolar, dilediklen oyunu oynayıp, kahramanca direniyor."F.nıınim kı "diyor Yeneısu, "Ölüm ve Kı/ iki yıl önce Devlet Tıyatrosu'nda asla oynannıa/dı.r. Çünkü DT'nın yönetimle bütünlcşmiş bir havası vardı. Şimdi Kültür Bakanı bi/i özerk kılacak Gerçektcn çok büyük olay olacak. Sadece DT adına değil, Türk kültürü adına da çok farklı şeyler gelişecek". Ya seyirci? Eski ilgi nasıl canlanacak? "Seyirci evindc oturup televizyon izlemeyi yeğliyorsa, bunun suçunu kendimde arannı Hangi müthiş prodüksiyonlan, oyunlan yapıyoruz? Teknoloji bu cağın insanını bireyselleştiriyor. S A Y I 3 2 2 yüzden 1964'te Metin Erksan'ın, 1971 'de Yılma/ Güney'in asislanlıklannı üstlcniyor. Ama o kadarla kalıyor. Şimdi sürekli fılm teklifleri alıyor. Ama "her şeyiyle en iyisi olsun "titizliği... öyle bir senaryo ile karşılaşmamış ama umutla bekliyor, bir gün karşısına çıkaciik. 0 varolsun yeter En sevinçli olduğu anlarda bile "hüzünlü". Bu belki de küçücük «^cuklarıyla genç yaşında tcrkedılıp,yaşamı boyunca bir pencerenin kenannda eşini beİcleyen "yüreği yaralı" annesinden kalma. Onun hüznünü taşıyor çocukluğundan bu yana. Yıllar önce, "yalnızlığıma biraz kıs yeğlıyorlar, "ah,ne hoş" diyerek. Onu yitirmek kaygısı...Artık öyle bir korkusu yok Işık Yenersu'nun."O benimle değil de bir baş.kasıyla birlikte olabilir, yaşamına başkası gircbılır, mutlu olabilir.Yetcr ki ben onu kaybetmıyeyim, o varolsun ycryüzünde. Çünkü böyle bir insanı lanıdığım için çok sevinçli hissediyorum kendimi. Hep varolmasını istiyorum. Belki de sevmek bu gerçekte". Yaşamından ve vardığı noktadan memnun kısacası ama geleceğe yönelik planlarında bir yavaşlama yok, "Yapmam gereken yığınla şey var. Ben çoğunu yapamadım bile tiyatroculuk adına" duygusu peşini hiç bırakmıyor. ^ 13