Katalog

K Ü L T UR E R O E M K I R B A Ç Yaratıcılık tekerrüPden ibarettir Postmodernizmdi, antropophagizmdi Jılan derken popüler kültür kendi kuyruğunu yemeyi sürdürüyor. ünyanın ve tabii Türkiye'nin son "gelişme" rüzgıırları ilc birliktc inanılmaz bir özgürlük ve dolayısıyla yaratıcılık dönemi yaşadığını düşüncn okumuş, çoğunluktansanız si/.i bir ke/ daha dii^ımmeye davet ediyoru/. Sizi hiç yonnadan hcmen güncel örncklerlc tczimizi "kanıtlama" ya geçelim. llk örneğimiz de sinemadan olsun. Tıpkı Japonya, fngiltcrc veya Cezayir gibi Türkiye'deki seyirci de çılgınlar gibi bir filmi görmcye gidiyor: "Cape Fear" (Korku Burnu). Bu 6O'lı yıllardan aynı adlı filmin yeniden çevrimi. Bizden bir örnck vcrelim. Bu kez televizyondan olsun. Ünlii yönetmenimiz Atıf Yılmaz TV için bir di/i çekerken aklına ilk gelen çok yıllar öncc çektiği "Güllü Geliyor (Jüllü"yü ekrana uyarlamak oluyor. Gülriz Sururi tam 30 yıl sonra "Sokak Kızı Irma" yı sahneliyor. Gelin isterseniz radyomuzun en çok dinlenen programına bir kulak verclim. Karşınızda Sezen C'umhur ö nal. Gün 21 Nisan Salı 1992 (rastgele seçilmiştir). Çaldığı parçalar mı? Nat King Cole'den Smilc, Bing C'rosby ve (îracc Kelly'den Trııe Ii(>vc, Ray Charlcs'dan Unchain Myheart, tabii Tom Jones... Ardından yenı dü/enlenıeleri.Sö/. mü/iktcn açılmışken bi/ım popcuların da Vilgınca taklit etıneye çahijtıkları Madoana'yı atlamayalım. Bu rock müzik sevmeycnlcrin bile bir göz atıp kulak vermekten kcndilerini alamadıkları Madonna'nın kendisi geçmişin bileşimi olmaya çalışan bir taklit. Ingiliz gazetcci Madonna'yı tarihsel perspektifi içincle doğru okuyabilmek için ^u ipuçlarını veriyor: De lA'nıpica'nın tabloları, Brassai'nin fotoğrafiarı ve tabii I lolyvvood'un bombalarını, Marilyn Monroe, Marlcnc Ditlridı, Jeah Harlo», Carolc I^ombard, kanşlırın. Elılc ettiğini/ hiç bir özgünlüğü olmayan kanijimın adı Madonna oluyor. Yeniden dcvreyc sokmak yani recycling son yıllann ınodasıydı vc 9O'lı yıllarda daha da artacak gibi görünüyor. Kimbilir belki de ifade edilmeyi bekleyen bir yeni llkir kalmadı artık. Ya da birden bütün takvimler sıfır yılını göstcrecek ve yaratıcı olmak çabaları sil ba^tan basjlayacak. Acaba bu özgün bir şey yaratamamanın nedeni iletişimdeki modern yönteınlerin büyük bir hızla ürenıesı mi? Fcci halde istim üzerinde bulunan global köyümüz özgün ve yiiratıcı görüşlerle doldurmaya vaktimiz olmayacak kadar çok sayıda televizyon kanalı, sayfa, perde veya frekansla mı dolu? Galiba burada bir cevap var. Bir kanalı aç ın"Çarkıfe|ck"i, ötekinde "Kutu KutuMyu, birinde Aziz (Jstel'i, birinde Cem özer'i ötekinde Rüstcm Batum'u izleyin. Gazetelerin birbirinin tıpkısı olan eklerinden ek beğenin. Yorumculardan yorumcu seçmek size kalmış. Bekaret zan veya cinsel fantazileri kapak yapan bir dergiyi kaçırdınız mı? Ü/.ülmcyin bir aya kalmaz öteki dergi onu kapak yapar. Keşfedilmiş Amerika'yı bir daha keşfetmenin anlamı var mı? Hem dc 1990'larda. ^ D Cumhuriyat DIROİ'd* bu •ayfamn baflı^ına uygun otarak Pator Kcmtard'm bu fetomonUı|mı kullanmayı uygun buMu C U M H U R İ Y E T DER8I 2 6NİSAN 1992 SAYI S1I