Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
M 0 Z BİR BADEM AGACIGİBİ YASAMAK "Etrafta bir sürü kalpsiz insan görüyornm. Sanki yürüyen insanlar değil de, elbiselcr. Kentlerde, bu kentte içimdc kötü hisler uyamyor. Sevgim bitiyor Bu sevgisizlik içinde sevgimi nasıl koruyabilirim? Sevgimi kaybedersem kime faydam dokunabilir? Geldim, ama gidiyorum bu kentten. Fethiye'deki dağ evime dörıüyorum. Yüreğime dönüyorum." ülben Anastasias hep duygularına gore hareket ctti. öyle yaşadı. Duyguları daha sahiciydi, onlara inandı. tlk kocasından ayrılıp Almanya'ya işçi olarak gitmeye karar verdiğfndc aristokrat ailesi şiddetlc karşı çıktı kendisine. Aldırmadı, gitti Siemens fabrıkasına girdi. Almancasını gcliştirdi. Onu biiro işine aldılar. Bir süre sonra sonra büro işi onu boğdu. Bu sırada Viktor (Anastasias) adlı Giiney Amerikalı bir dişçiyle tanıştı. Scvdi onu; bağlandı. Birlikte Türkiyc'ye geldilcr Güzel Sanatlann Seramik Bölümü'ne girdi. 3. sınıfa kadar okudu. Kocasıyla Ege sahillerini dolaşırkcn Bodrum'da Yalıkavak köyüne geldilcr. "lşte burası sahici bir yer" dediler, manzarasına, doğasına hayranlıkla bakarak. Yalıkavak'ta bir ev, ıki değirmen, bira/ tarla alıp burada yaşamaya başjadılar. Burada Gülben'in Viktor adında bir çocuğu daha oldu. Sonra kocası kendi dünyasına, Şili'ye döndü. Gülben, Yalıkavak'ta duygularına görc yaşamayı sürdürdü. Vejetaryendı, vegan oldu. Yani hayvan sütünü, yumurtayı, yoğurdu, tereyağını, scntctik şekeri, deri ayakkabilan kcndinc yasak etti. Köylülerden yufka ekmeği yapmasını öğrcndi. Buğdayın besleyici güciinü keşfetti. Buğdaydan çeşitli yemekler G Oülb*n Hanım Için ynlmıca oıgur bir ruh glbi Masstmak yatarll da^ll, ayıu ı ı n u n d ı özgürc* yasamak da a*r«hlyor yapmasını öğrcndi. Ve güncşin, ayın, börtü böceğin, badem ağacının ritmiyle yaşamayı sevdi. Hcp duygularıyla. Akşamları yaptığı en sahici iş, bütün işlerini bitirip gün batımını seyretm^k oldu. Tıpkı badem ağaçlan gibi. Kenti, didişmeyi, beklemeyi kapattı kendine. Badem ağaçlan gibi hayal kurarak yaşamaya başjadı... Ancak Yalıkavak'ta kaçtığı şeyler peşini bırakmadı: Para, yol, televi/yon, tcknoloji, beton binalar... Yalıkavak 'beyazlar' tarafından işgal edılmişti. O çok sevdiği kö>lüler ocaklannı söndürmüşler, aygaz edinmişlcr. Toprak tencerelerini atıp, emayeler almışlar; el örgüsü halılannı, dokuma halılarla değiştirmişler; dantcl perdelerini çıkanp sentetik perdeler takmışlardı. Artık akşamlan, günbatımlannı değil, televiz yonda "yalan rüzgârlan"nı seyrediyorlardı!.. Gülben Yalıkavak'taki düşünü bitirip Fethiye'deki dağ köyüne göç etti. Bir marangoz arkadaşına 3 metreye, 5 metre baraka yuvasını yaptırdı. Ormana ve denizc kendini konuk ettirdi. Seramik fınnlan yaptı kendine burada. Köylülcrle, çevredeki hayvanlarla, ağaçlarla, börtü böceklc tanıştı. Gökyüzüyle, her çeşit kokuyla... Yıllardır olduğu gibi burada da hep güneş doğrnadan uyandı. Kuşluk vakti, çiçeklerin uyanışıyla birlikte. Kahvaltı yapmadan dışan çıkıyor, ormana, ormanı dcrin duygularla geçip denize ulaşıyor. Kayalıklardan iyileştirici sulara bırakıyor kendini. Yaz kış, her güneş doğarken. Dağlann doruklannda kar varken yüzmekten delice bir zevk alıyor. Tekrar ormana döndüğünde bedenindeki o sağlıklı sıcaklıktan; içindeki kanın delice akışından da. Sonra "Selam, selam" adını verdiği meditasyon hareketleriyle doğan güneşi karşılıyor. Ve gün başlıyor. Gün onun ıçin bizlerde olduğu gibi anlamsız bölümlere aynlmamış. Gün bir akış onun için. Mükemmel bir bütünlük. Yemek öğünlerinc bölünmüş bir telaşlar, sıkıntılar, kopuşlar hali değil. Bir ırmak gibi erinçli bir şey gün onun için... Peki, n& yer, ne içer bu kadın? Herşeyi doğadaki saf olan herşeyı. Köylü kadınlarla yufka ekmeği açar. Biraz zeytinle o yufka ekmeğinin tadına doyulmaz. Sonra çok sevdiği Gomassio vardır yediği. Susam ve deniz tuzu kanşımı bir yemektir bu. Zeytinyağında tampirinç yapar. Meyvenin her çesidi. SebzeDERBI 26 N İ S A N 1 9 9 2 S A Y I 3 1 1 16 CUMHURİYET