Katalog

BASKENT M Û Ş E R R E F GÜIUERI H E K İ M O Û L U Sevdiklerimiz olmuyop da'nın eteğinde, Zeytinli'nin ötesinde bir pınarbaşı var. Yeşil ağaçlar arasında çağlayan sular köpürerek şarkı söylüyorlar. O pınarbaşında bir akşam canlanıyor gözümde, dostlarla çay içiyoruz, Sıdıka vc Ruhi Su ören'de değil, Akçay'da Çınar Otel'dc kalıyor o zaman. Onlar Akçay'dan, biz örcn'dcn pınarbaşında buluştuk. Ncvin I içerdeyken Bahriye Soysal bir tencerede Zehra helvası getiriyor, koğuştakiler afıyetle yiyorlar. Koğuşta bir de helva ustasi var, Konya'da bir helva fabrikasının sahibi. Adamın işi helvacılık ama thlami'ye gelen helvanın tadına doyamıyor. Ikide bir, yenge bir heyva yapsın, diyor koğuştakiler. Kaza olmasaydı Bodrum dönüşü de helva yiyecektik Şükrü Koç'larda. Hafta ortasında düşünülen yemek onun dönüşüne ertelendi, giderken helva ısmarladı Zehra Koç'a. Helva boğazımızda kaldı! Tatlı öykülere bir de acısı eklendi. Sofraya de likteyiz. Ben çok mutluyum. Çünkü sevgili edebiyat öğrctmenim Nahit Hanım da var masamızda. Başında oyalı yemcnisi, yine bir dünya güzeli. llhami'yi ilk kez görüyor. Ama eski bir dost gibi selamlıyor. Ben hepinizi izlerirrj köşclerinizdc, diyor. Sonra da o çok güzel gülüşüyle hayli şaşırdığını belirtiyor. ilhami Bey'i o sert, öfkeli yazılarıyla asık suratlı bir kişi diyc düşünüyordum. Güleryüzlü, yakışıklı, şakacı kişiliği güzel bir şaşırtmaca, diyor. İlhami çok hoşlandıbu sözlerden. Benzer sözleri de başka karşılaşmalarda duydum. Yazılan köşeli ama çizgileri yumuşak bir kişi diye şaşırır dostlanm zarif davranışlanna duygulu, saygılı kişiliğine hayranlık duyarlar. Çok konuşmaktan, özellikle duygulannı açıklamaktan hoşlanmaz. Sırası gelmişse en güzel, esprili sözleri seçer. O akşam saatini de güzel değerlendirdi. Nahit Hanım pınar gibi çağlıyor o akşam. Masamıza Orhan Veliler, Melih Cevdetler, Oktay Rıfatlar, Eyüboğulları, Tarancılar, Ahmet Hamdi Tan vc Edip Çelik, Aziz Nesin, Bahriye ve IIhami Soysal, Sudiş ve Bahri Savcı ile bir Bahri Hoca'nın doğum gününü kutlarken. İlhami ile onun objektifine baktık sevgiyle. Şekibe Çelenk'in armağanı makineyle dcneyli bir fotoğrafçı gibi llaşı patlattı. Birkaç gün sonra da yü/ünde güller açarak bir zarf uzattı İlhami. Açtım, Kerem'in çektiği resim. Nc güzel çekmiş, ne güzel bakmış, gülmüşüe, dostluğumuz ne güzel, diye duygulandım. Uçüncü kuşak dedelerc başka bir boyut veriyor. Yaz boyunca dede dostlanmda yaşadım bu gerçeği. Cenaze günü Aybar i|e karşılaşınca o da torunundan söz etli bana. Sorularından, gözlcri parlayarak dünyaya bakışından, her şeyi öğrenmek istemesinden. Uğur Mumcu konuşuyordu. Tıirk solunu birleştirmek için bir toplantı tasarlıyor Aybar. Somut çalışmalar için. Ülke sorunlanna çözüm yolunda önlemler, öneriler için tartışma açmak istiyor. 1960 yılında bir geceyi anımsadım. Sümer Sokak'taki evimize geldi Aybar. Büyükelçi Mahımıt Dikcrdcm, Doğan Avcıoğlu, ilha pınar da geliyor şiirsel bir akşam yaşıyoruz. llhami'nin şiir sevgisini çok derinden hissettim o akşam. Şiir antolojileri bu sevginin ürünü kuşkusuz. Son baskıyı verirken yazdığı sözcükleri de beni çok onurlandıran bir armağan diye düşünüyorum. Okurken zenginleştiğimi hissettim: "Yaşamı bir şiir olarak algılayan, sanatın her türiinü sevmeyi bir tanrıma biçimiiK dönüştümıcyi bilcn ender kişilcrden sevgili vc aziz dostum Müşerref Hekimoğlu'na." Okurken şöylc bir dikildim koltukta, nelerle mutlandığımı hissettim çok derinden. Ruhi Su'nun uzunçalarlanna yazdıklan kalın bir kitaba sığmayacak kadar özlü ve boyutlu gelir bana. Halit Çelenk'in "dostluğun mutluluğıTnu be lirten sözcüklerinde ben de dostluğun mutluluğunu duyanm. Mesleğimin kırC U M H U R İ Y E T D E H O İ 4 E K İ M mi Soysal da var galiba. Kurucu Meclis'i oluşlurma çalışmaları var başkentin gündemindc. Aybar o meclise sol aydınlann da girmesini önereceği bir basın toplantısı yapmaya ha/ırlanıyor ertesi gün. Yazdıklarını okudu bize. Hcpimiz duygulandık, söylenilhaml Soysal m non ro»iml«rlnd«n blrl. Ç«k*n torunu K«r*m. 28 Tammuz 1 0 9 2 ' d * (solda). Kırkıncı mesi gerckenleri söyleyecek, ama yılında Müşarraf Hcklmo^lu'nu çok ••vlndlran llhan S*lçuk'un kırmızı gUIU. basın toplantısından sonra soruşturma da açılabilir. Konuyu tartıştık uğil telefon başına oturduk, Avyalık, 1/,kıncı yılında Mehmct Ali Aybar'ı karzun uzun. Aybar kesin kararlı. Bu dömir, Ankara, bakır teller neler duydu, şımda görünce çocuklar gibi el çırptığınemde böyle bir önerinin tarihscl bir gögece nasıl uzadı! Ege Üniversitesi Tıp mı anımsıyorum. tstanbul'dan biraz önrev olduğunu, sonucu nc olursa olsun, o Fakültesi'ne kocasını görmeye giden ce geldim, sizi kutlamak için, biraz songörevi yapmaktan geri kalmayacağını Bahriye Soysal ölüm haberini aldı kapıra dönüyorum, sözleri hâlâ çınlar kulada. Zehra Koç'un helvası da ilk kez tat söylüyor. Eski dostları hiç şaşırmıyor. ğımda. Hilton salonu çiçek bahçesine Ertesi sabah basın toplantısı, Aybar sız geldi dostlanna. Mesleğimizin yazgı'döndü o akşam. O çiçekler arasında bir yargılandı sonra, Büyükelçi Mahmut sı bu. Olayı baştan sona izledim o gece. kırmızı gülü hatırlanm her zaman. llDikerdem de izledi mahkemcyi, o da bu Acı gerçeği öğrendim, ama inanamahan Selçuk o gülle selamladı beni. Tek davranışı nedeniyle başına bir şey gclir dım. Her zaman yazanm değil mi, sevbir gül, birkaç sözcük, bir selam gerçek diklerimiz ölmüyor. ören'de bir gün on mi diye düşünmedî. Merkezde uzun bir değerlerin simgesi değil mi? Milyonlar, lann balkonundayız, balkonu genişlet sıradan sonra Gana'ya atanmasına da milyarlarla elde edilemez o değerler... aldırmadı. Kuşkusuz parlak bir diplomeyi planlıyorlar. Daha büyük sofralar Şiir Antolojisi'ni Prol'esör Sevda Şemattı, ama panltısı mesleğinden değil kurulacak, dostlar gelincc sığmıyorlar. ner gördü masamda. Ankara'ya dönünkişiliğinden. Belleklere de Banş Derneği dinlcrken hüzünlendim, İlhami genişlik ce ben de alayım, dedi. Ben sana alırım, Başkanı olarak yerleşti değil mi? özlüyor, geniş ufuklar, geniş soluklar didiye sözünü kestim. Sonra llhamiler'e ye düşündüm. Şişli Camii'nde Gülçin gittim. Biraz şımanklık ama Sevda Şetlhami'den söz ederkcn kimler sayfaÇaylıgil ile konustuk bir aralık. Uzun ner'e bir antoloji imzalar mısın, ona semıza geldi. Anılar, çağrışınılar nasıl kayıllar boyunca flhami'yi, Alev'i, Bünin imzanla bir armağan vereceğim, denştı birbirine. Bu yazıyı Kerem Sürlent'i savunan bir avukat, ailenin yakın dim. önce şaşırdı, sonra güldü. Elindeki men'e seslcnerek sona erdiriyorum. Aydostu kara günlerde, elbet tarifsiz keson antolojiyi imzalayıp yeğeni Teoman rıca üçüncü kuşaklara, dergimizin genç derler içinde uzun yıllan güzel özetledi. Yalazan'a verdi. Kitap Ankara'da beni okurlarına. öteki kuşakları da iyi tanıHer zaman zarif, saygılı bir kişi, avuka sınlar. O kuşaklann yaşamı da bir ışık, bekliyor, dönüşte vereceğim. Kuşkusuz tına bakışı, saygısı hiç değişmiyor. Son çok değerli bir armağan olarak saklayauyarı bence. llhami'nin torunu, dedesi konuşmada da takılıyor. Üçüncü kuşa ağlamaktan hoşlanmaz diye gözyaşlancak. ğı savunmaya hazırlan, diyor. Anlamlı nı içine akıtıyor. Bahriye Nine'ye güIrmik helvası sever misiniz? Yerken llbir şaka değil mi? Balkonda konuşurlümsüyor. Giderek daha çok gülümsehami\e bir selam çakın! Tatlıyı çok seken Kcrcm de geliyor, dedesine ilginç soyeceğine inanıyorum. dedesinin kimliğiver. Oren'de bir gece canı tatlı isteyince rularla şaşırtıyor beni. Daha ilginç şeyni daha iyi tanıyacak çünkü. Burhaniye'deki tek tatlıcıyı evinden alıp ler de soruyor, dedi İlhami. Kimi konuşÜçüncü kuşaklara güzel adlar, güzel dükkânı açtırdı, kahkahalarla baklavamalardan algılanarak geçmişe, olayla anılar bırakan, gerçek değerleri hissettilar yedik sonra! Irmik helvasının özelliği ra, kimi kavramlara dönük sorular. Bu ren tüm dedeleri de saygıyla selamlıyoeski CHP'li Aydın Milletvekili Şükrü sayfada yayınladığım resmi de Kerem rum. Sayılan giderek azalıyor ama tüKoç'un cşi Zehra Koç'tan kaynaklanıçekti bir akşam, 26 temmuz akşamı. kenmiyorlar. ^ yor. Zehra Koç usta bir helvacı. İlhami c 1 9 9 2 S A Y I 3 4 1