Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
BASKENT GUNLERI M Ü Ş E R R E F H E K İ M O Ğ L U dirdiler. Güzel bir söyleşi de bir sanat ürünü kimi zaman. Nasıl dallanıyor, boyutlanıyor. Başkentliler ünlü Fransız sanatçı Yves Montant'a benzetiyor Metin Serezli'yi. Yves Montand da güzel tenis oynuyor mu acaba? Metin Sere/li'nin güzel bir raketi var, başkent oyunları boyunca her sabah tenis kulübünde. Sonbaharı yaşamayacağa benziyor. Ama oyundaki rolünü güzel yorumluyor çok insancıl çizgilerle. Sahnenin şıklığıyla salonun şıklığı birbirine karıştı Çılgın Sonbahar'da, Nevra Serezli de çok şık elbiseler giyiyor. Hele siyah elbisenin sürprizi çok hoş. Çılgın çizgileri var, dansına yaraşır çizgiler. Aslında güç bir dans ama Nevra Serezli sınırını aşmadan oynuyor, küçük ayrıntılara dek ölçüsünü kaçırmıyor, güzel bir denge kuruyor. tlk oyunun seyircileri arasında tanınmış işadamı Yüksel Erimtan ve eşi de vardı. Oyunu kahkahalarla izledi. Yakın dostlarıyla birlikte doğum gününü kutlarken hissettim Yüksel Erimtan sonbaharı da güzel yaşıyor. BlZ'de düzenlenen doğum partisi de neşeli şarkılarla çınladı. Birazda BİZ'den söz etmek istiyorum. Başkentli dört kadın, Nurdan Erimtan, Ayşe Azer, Şen Okray ve Hatice Köprülü ortak başarılarıyla övünebilirler. BÎZ Restoran evimiz gibi biz bize yemek yiyoruz, mum ışığı, şöminenin alevleriyle sıcak bir sofrada buluşuyoruz soğuk kış gecelerinde, bahar gelince bahçede kuruluyor masalar. Pembe mumlar, pembe güllerle donanıyor günah işler gibi yemek yiyor masadakiler. Kimin ressamlığı ağır basıyor bilmem, ama kimi tabaklar resim gibi. önce gözü, sonra damağı okşuyor. Yüksel Erimtan1 ın doğum partisinde her şey çok şıktı gerçekten. BtZ dörtlüsü sevgiyle, özenle üretmiş her şeyi. Bir de müzik üçlüsü var, küçük bir Mozart konseri, sonra şarkılar. Kanada Büyükelçisi ve Yüksel Erimtanın aryalarıyla uzadı saatler. Piyano çaldığını biliyordum, ama şan dersi aldığını o gece öğrendim. Şarkı söylemek çok hoş. Her kuşaktan, her daldan oluşan bir kalabalığın ortak şarkısında ortak bir özlem de var. BİZ'i de bir özlem diye görüyorum ben. Başkent bulvarlanndaki lahmacun, hamburger salgınına karşın güzel bir mutfak özlemini, güzel sofraların da bir kültür birikimiyle kurulabildiğini kanıtlıyor kadınlar. Onlardan biri de genç kuşağın güzel ve şık kadmlarından Serra Dural, günün birçok saatini Tiıtti's'de geçirerek Atakule'nin çağdaş çizgilerine eşdüzeyde bir restoran yönetiyor. Bahar yazımı Ayaş yollarına saparak sona erdiriyorum. Yeni Golf Kulübü hafta sonlarında büyük ilgi görüyor. Mimar Şevki Vanlı da nostaljik çabalarla değişik beklentileri yanıtlamaya çahşıyor. Güzel bir doğa parçasında tenis, golf, yüzme sporları, sanatsal etkinlikler bir arada yaşanacak. Güzel konserler dinlenecek. Her şey çağdaş bir başkent özleminden kaynaklanıyor bence. Çirkinliklere karşı güzellikler üretmek isteğinden.4 DERGİ 1 2MAYIS 1 9 9 1 S A Y I 2 7 0 Ankatfnın bahar esintileri "Çılgın Sonbahar" oyunu, başkentte de yediveren giilü gibi açtıkça renkleniyor. İstanbul'da seyrettim ama başkent galasını da kutladım. Güzel ve şık bir gala... S ovyet Büyükelçisi Çernişev'in yemeğinde Moskova Senfoni Orkeslrası'nın yöneticisine sordular: "Mahler'i niçin çalmadınız?" "CSO salonunda Mahler çalamazdık" dedi Svellanov. Müzikseverlerden bir soru daha: "Konser verdiğiniz salonlardan en kötüsii hangi iilkede?" Yanıt çok zarif: "Ben en iyi salonları anımsanm her zaman." Ne dersiniz yorum yapalım mı ya da CSO'nun yeni salonuna bir an önce kavuşmasını mı dileyelim? Yine de çok güzel konserler dinliyoruz o salonda. Her kuşaktan başkentliler ilgiyle izliyor, yalnız festival konserlmerini değil, Verda Erman'ın konserini de. Değerli piyanistimizi özlemle, sevgiyle kucakladı müzikseverler. Usta parmaklarıyla Liszt'in konçertosuııa güzellikler kattı. Ancak kimi konserlerde göze çarpan bir boşluk var salonda. Bu boşluk eleştirilere, tartışmalara da uğruyor. CSO'nun cuma ya da cumarıesi konserlmerinde salondan taşan kalabalık, özellikle genç dinleyiciler festival konserlerinde ncrede diyc soruyorlar. Boş koltukları, konservaluvar ya da Bilkent Müzik Fakültesi öğrencileri dolduramazmıdiyorlar. SevdaCenap And Mü/ik Vakfı yoneticilerinin çok iyi niyetlerine karşm festivalde başka bir yöntem gerektiği one surüluyor. Bu gereği Sayın Sevgi ve Melımel Başman da duyuyor sanırım. Vakıf Danışma Kurulu Başkanlığı'na Gürer Aykal'ın seçilmesini olumlu bir aşama diye düşünüyor, iyi gelişmeler bekliyorlar. Festival sorununa, CSO'nun salon sorununa, tüm başkentlilerin ilgi göstermesi gerekir doğrusu. SevdaCenap And Vakfı'nın parasal olanakları çok sınırlı. Anakent Başkanı Murat Kanıyalçın Teodorakis'in gecelcrini de onun desteğiyle yaşadı başkentliler. Selim Sırrı Tarcan Spor SaloıııTnda ya da hipodıomda unutulmaz saatler yaşadılar. Zorba Balesi Ankara Belediyesi ile Kxirnbank'ın ortak armağanı başkemlilcrc. Öteki konserler dc başka kuruluşlardan, kişilerden artnağanlar. Çağclaş bir başkent olmak için tüm başkenılilerin katkı.sı gerekiyor daha önemlisi bir festival fonu oluşması kaçınılmaz gorüluyor. Zoıba'yı yaratan sanatçılar Türk mutfağını da Belediye Evi'nde tanıdılar. Yunan Büyükelçisi Makris ve eşi Yunan sanatçıyı Belediye Evi'ndetanıltı başkentlilere.Kimi konuklcr hayli nostaljik anlar yaşadı o toplantıda. Belki eski Golf Kulübii'nü anıınsadılar, belki de TürkYunan dostluğundaki bahar yıllarını... Ankara Festivali'nde yer alan konserler ya da baleler kultürel ilişkiler doğrul Metin ve Nevra Serezli bafkentt* olmaktan mamnunlar. tusunda yabancı elçiliklerin de katkısıyla gerçekleşiyor. Kimi ülkeler biraz yaya kalıyor doğrusu. örneğin Fransa'nın katkısı hayli azalıyor. ABD'den de iyi bir sanat gösterisi olmadı şimdiye dek. Kimi ulkeler Türkiye'yi yeteri kadar tanımıyor ga liba. Başkent baharında tiyatro dalında da bir yeşerme var. îstanbul sahneleri pcrdelerini kentimizde açıyorlar bir bahar dalında açan çiçekler gibi. Sanatseverlcr de özlemle kucaklıyor sevdiği sanatçıları. Nisa Serezli ve Tolga Aşkıner, Dormenciler ve Genco Erkal'ı seyretmenin başka bir mutluluğu var. Bahar yağmurları gibi aydınlatıyorlar başkent göklerini. Yorgun bir kıştan, siyasal gerilimlerden, bunalımlardan sonra bir tiyatro terapisi!.. lstanbullu sanatçıları güzel anılarla selamlıyorum ben de. Kırk yıllık dostlukların birikimiyle. Yıllar boyunca sahnelenen oyunlar, kuliste yaşanan olaylar, bir doğum sancısıyla açılan perde! Bir gala sonrası yaşananlar. Kimi zaman tomurcuk çiçeklenir, kimi zaman açmadan solar! Çılgın Sonbahar da yediveren gülü gibi açtıkça renkleniyor. İstanbul'da seyrettim ama başkent galasını da kutladım. Güzel ve şık bir gala. Her kuşaktan, her kesimden başkentliler kahkahalarla seyretti. Kimi erkekler biraz alıngan, kimi kadınlar daha önce seyrettiği bir filmi yeniden gorür gibi. Kadınerkek çok kişinin yaşamında bu tür sonbahar esintileri var galiba. Baharı geride bırakmaktan kim hoşlanır! Doğada da bir direniş yok mu sonbaharda? Oyundan sonra Demet Dural, başkentin yeni modası Zorbar'a götürdü Dormencileri. Gencay Giirün başkente yeni bir çıkarma yapmanın sevincini kutluyor, Nevra ve Metin Serezli başkentli scyircilere kavuşmaktan mutlu görünüyorlar. Haldun Uormen ile geçmişten bugürie geldik anılarla. Tiyatro, TV, başka çalışmalar, ama yorgun görünmüyor hiç. Torununu anlatıyor, TV'de yapacağı gösterileri, hızını, soluğunu güzel süıdüruyor, şıklığını da... Onu dinlerken düşünüyorum, Haldun Dormen yeni bir okulun kurucusu tiyatromuzda. Kimler geldi kimler geçti, ne güzel oyunlar oynadılar. Ne güzel tırmandılar, parladılar, hızlarını, coşkularını yitirmeyenler kuyruklu yıldız gibi parlıyor hâlâ. İyi bir oyuncu, rolüne güzel çizgiler katıyor her zaman. Bir bulvar oyunu da başka bir boyut kazanıyor iyi oyuncularla. Konuyu hatırlamıyor, oyunu unutamıyorsunuz: Haldun Dormen Ankara'da bir gün kaldı ancak, ama Nevra ve Metin Serezli başkentli dostlarıyla güzel günler geçiriyorlar. Onurlarına yemekler veriliyor, ilginç söyleşilerle uzuyor geceler. O sofralardan biri de arkeolog karıkoca llknur ve Engin özgen'in evinde kuruldu. Değişik kcsitlerden konuklarla bir başkent mozaiği ve tiyatrocu karıkoca... Tiyatronun ötesinde kişilikleri, kultür birikimleriyle geceyi çok renklen C U M H U R I Y E T