Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
0 S M A N MEKTUPLARDAN S E N E M O G L U FAKİR BAYKUKTTAN NEDRET GÜRCAN'A Hafik. 8.H.1957 Faklr Baykurt Köy ve kasaba romanlarıyla başlayan toplumsal gerçekçılık akımının önculerınden sayılan Fakır Baykurt (1929), ılk ve ortaokullarda öğretmenlık yaptığı yıllarda Anadolu'nun çeşıtlı yorelerınde dolaşmış, şıırle başladığı yazınsal çalışmalarını roman ve oyku türlerınde sürdurur. Yunus Nadı Roman Ödülü'nü de kazanan Yılanların öcü'nde (1959) yazar, doğum yeri olan Burdur'un bir köyünde yaşayan yoksul bır aılenın yaşamını "halkçı ve devrimci" bir açıdan betımlemeyı amaçlar. F. Baykurt'un amacı, "toplumun en ağır hizmetlerıni ve üretim işini yapan bu insanların (köylülerin) bilıncindekı ve bilinçaltındaki istekleri, tepkileri ve belli başlı çelişkıleri, sanatın gereklerini de göz önünde tutarak" yazmaktır. 1979'da Almanya'da eğitim uzmanı olarak çalışmaya başlayan yazar, son dönem yapıtlarında da bu ulkedekı Turk ışçılerınin sorunlarını ele almıştır (Gece Vardlyası, [1982]; Koca Ren, [1985]; Duisburg Trenl, [1986]). Şükran Kurdakul'un değerlendırmesiyle: "Anadolu'nun küçük kasabasında (Dinar) yayımlandığı halde dönemın şıır gelışmelerını yakından ızleyerek sayfalarına yansıtmayı başaran" Şairler Yaprağı dergısıni 19541957 yılları arasında kendı olanaklarıyla çıkartan ozan Nedret Gurcan (1931) arşıvınden yolladığı bu belgelere Âşık Veysel'ın de hıçbır yerde yayımlanmadığını düşunduğu, mektupta Fakır Baykurt'un sozunu ettığı bır şıırını eklemİŞ A NednBtGurcan Nedret Kardeş, Küçük fakat güzel dergini alıp duruyorum. Biriken teşekkürlerimi hep birden ne zaman ödeyeceğimi kestiremiyorum. Bu sefer de bir bahane olmasa belki bu mektupçuğu da yazamazdım. Onulmaz bir tembellik içinde gunler geçip duruyor. Şahsen ben birçok kendimce değerli olan işlerimi hep gelecek günlere bırakarak avunuyorum, ama kişiyi bu da avutmuyor. Gelecekteki günlerimizi de kimbilir ne türlü bahanelerle tüketeceğiz! Veysel iki gün önce buradaydı. Sık sık kulağını çınlattık. Senden pek memnun kalmış. Anıp anıp duruyor. Yeni şiirlerinden ikisiyle, sana daha önce yolladığı "Mehmet" adlı şiiri bıraktı bana; sana yollanmak üzere. Bu arada bu "Mehmet" şiirinin dergide çıkmayış sebebini sordu. "Eline mi geçmedi, yoksa onca bir sebep mi var benim bilmediğim?" diyor. Kendisi buradan Adana, Diyarbakır taraflarına doğru gitti. Diyarbakır'da asker oğlunun yanına uğrayacakmış. Adresini yazdıramadı bu yüzden. Küçük Veysel'in de, onun da çok çok selamları var. Geçen seneden beri aklımdan bir fikir geçer durur. Ben 78 sene süre emek çektim. Bir köşede kalıp gitmesine gönlümün razı olmadığı 3040 şiirim var. Şimdilerde de yazmıyorum. Şairler Yaprağı güzel kitaplar basıyor. Senin de elinden resim geliyor. Şöyle bir buçuk yıl sonra filan, yani kâğıt bollaştığı zaman, onları sen resimlesen de bassak nasıl olur ki? Bahara asker olacağım. Belki daha erken olabilir ama derip çatmak zor. Hem bir hikâye kitabı daha çıkarıp da bassak şiirleri... diye düşünüyorum. Sen de düşünceni bir yaz bakalım bana, zahmet olmazsa... Nasıl olsa beleşçiliğe alıştırdın, bir tane de özdemir'in kitabından yolla. Bir gün gelir ödeşiriz. Sağa sola borç takmadan yaşadığımız yok zaten. Bir parça da sana olsun, ne yapalım... Evliliğin nasıl geçiyor? Mutluluk içinde olmanı, olmamzı dilerim. Bu işler zamanımızda pek düzenli yürümüyor ya, senin kabiliyetlerin sayesinde daha iyi yürür umuyorum. Kısa oldu, kusura bakma. Gözlerinden özlemle öperim kardeş. (Yolcunmolcun, bir şeylerin yok mu?) tf| Fakir Baykurt MEHMET Vakıt temam oldu çıleler doldu Uyan bu gafletten uyuma Mehmet Relaha manıdır elsane sözler Hızmet ıle olur buyume Mehmet Adım at ılerı mazıye bakma Inanı ımanı elden bırakma Alevı sunnılık sonradan takma Turkuz Turk demışler soyuma Mehmet Sıze bır mu|dem var duyun sevının Ufuktan parladı doğuyor gunun ilım deryasında yıkanın yunun Işıklar saçacak köyüme Mehmet Çalışanın hakkı bol bol rahmet Gun gelıp bır vekıl olacak Ahmet Çok gerıde kaldı ışkence zahmet Mudahale yoktur oyuma Mehmet Ana yavru yapar okul kaymakam Onlara açıktır serbes her makam Hasan valı olur vekıl Ibraham Bu vatan bızımdır daıma Mehmet Gençlığe emanet oldu bu vatan Atamızdan mıras kaldı bu vatan Şan ve şöhret ıle doldu bu vatan Yukseldı baksana boyuma Mehmet Bu vatan bızımdır eller bızımdır Olup bıten ışler yollar bızımdır Bulanıp çağlayan seller bızımdır Deryalar muhtaçtır suyuma Mehmet Veysel sözlerını bıtır burada Uzadı kolların bırı Kore'de Mılletlerarası her kongrede Kursude söz duştu payıma Mehmet 14 Kasım 1956 1 9 9 1 SAYI 2 7 0 22 C U M H U R İ Y E T D E R G İ 12 M A Y I S