30 Nisan 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

T EN A N CİZGİLER 0 R A L Her meslekten p çizenler sergisi an Çizenler! Adı gibi kcndi de ilginç bir sergi, bir karikatür sergisi. Otuzun uzerinde, kendi alanında başarılı olan insandan derlenmiş çizgilerden oluşuyor. Başka bir işi iyi yaptıkları için sonunda karikaturden yan çizmişler. Başka bir işi kıvıramayan karikaturcu olur, demiştim bir gun Behiç Ak'a. O da eklediydi, hatta karikaturü bile becerememesi gerek diye. Gerçekten de sergide çızgileri yer alan Fatih Sultan Mehmet, lstanbul'u almayı başaramasaydı karikatürümüz çok değerli bir imza kazanmış olacaktı. Sergide onun da çizgileri var. Ne var ki o fatihliktc başarılı olunca bu kez karikaturculukte yan çiziyordu. Sergide başka kimler vardı? Abdi Ipekçi'den Ayhan Işık'a, Cihat Arman'dan Fikret Mualla'ya, Lale Belkıs'dan Nejat Uygur'a, Üzeyir Garih'ten Vedal Dalokay'a ve Yılmaı Buyükerşen'den Zehra Bilir'e kadar kimler yoktu ki? Gazeteciler, yazarlar, sinemacılar, futbolcular, büyükelçiler, savcılar, kasaplar, profesörler, sanayiciler, rektörler, turkucüler vb. tüm başarılı Yan Çizenler! Serginin 19 martta Basın Miizesi'ndeki açılışında "Karikatür Ncden Çizilir" sorusu çevresinde bir de sohbet toplantısı düzenlenmişti. Sohbete katılan konuşmacılar, serginin adında odaklanan felsefesini doğrusu pek güzel ortaya koydular. Psikolog Dr. Mahpeyker Koçgündüz, Vasfi Rıza Zobu ve Nedret Selçuker konuşmalarında yukarıdaki sorunun yanıtını Y aradılar. Nedrel Selçuker, yaşamını sesi ile kazanıyor, o bilinen Davudi sesi ile karikaturün de sesi vardır, diyor, bu sese dikkat etmeli. Önceleri karikatür çizermiş o da. Henüz sesinin yayılmadığı ve yan çizmeye başlamadığı zamanlarda bir gun Cemal Nadir ona, "Çizdiklerinin ses getirmesini istiyorsan, önce şunu iyi ögren, karikatür bir evliliktir. Evliligin de sesi vardır. Yani resim damattır, edebiyat bilgisi ve günün olayları da birer gelin. Bunların evliliğinden karikatür dogar!" demiş. Selçuker'in sesi mikrofonlarda başarıyla yankılanmaya başlayınca da artık ona bugün yan çizmek ve sergide bu sıfatla yer almak duşüyor. Dr. Mahpeyker Koçgündüz'ün, Freuddan Adler'e yelpazelenen aydınlık konuşması, çizerliği ve yan çizerliği açıkça yerlerine oturtuyordu. lnsanların bastırılan istekleri, zamanla yuceltilerek yeniden ortaya "çizgi olarak" çıkıyordu. Çizerı etkileyen, rahatsız eden şeyler, onun tarafından parçalanıyor ve "çi/.gilenerek" yeniden birleştiriliyordu. Boylece çizer, rahatsız olduğu şeylerden kurtulmuş ve bir anlamda da kendini korumuş oluyordu. Bu durum çizerin.ruhsal dengesini sağladığı gibi daha da ilginç olanı, o çizgilerı izleyenlerde de katarsis (catharsis) meydana getiriyordu. Yani izleyicilerin, baskı altına alınmış duşünceleri bilince çıkıyor ve sorunlar çözüme kavuşuyordu. Bir boşalımdı bu, bir rahatlamaydı. Çizerler, genellikle sakin görünen insanlardır diyordu Dr. Koçgündüz, bir kaptaki su gibi. Ama o kaba bir delik açmaya kalkarsanız, diye de ekliyordu, kuvvetli bir fışkırmayla ıslanırsınız! t s t e k l e r i ni meslekleri durumuna getirenlere gelince; onlara da bu sergiyi oluşturmak yani yan çizmek kaİıyordu. Kıaa bir «Ur* önet yltlrdlğlmlz Dalokay da yan çiz*nl*rd*ndl. Sargida, Ayhan Isık' ın d*s«nlerl ve Hürrlyat* In kurucusu Sodat Slmavi' nln karlkatürlarl da yer alıyor... Fatlh Sultm M«hm*f yıllanndaki çlzgllmiı Çoouklu^ıında da r*am« maraklı hnif Fatlh» C U M H U R İ Y E T D I I H İ 3 1 MART 1 9 9 1 SAYI 1 1 4 Sergide yan çizmeyen birinin Cemal Nadir Güler'in de yayımlanmamış renkli bir çahşması vardı. Mehtapta bir sandal sefası! Vasfi Rıza Zobu, kendi arşivinden çıkarıp sergiye verdiği işte bu karikatürün ilginç öyküsünü de anlattı: "Istanbul'un 900 bin nüfuslu, Bogazın tenha oldugu yıllarda Yeniköy'de bir yalı tutmuştum. Cemal Reşit ve Ekrem Reşit Rey kardeşlerin yalısına bitişik. Çok ciddi insanlardı onlar, ama şakaya hem dayanıklı hem de şakayı kışkırtan bir yatıları da vardı. Yaz, havaiyatla geçiyordu. Bir gün onlara gelin bir mehtap sefası yapalım, dedim, yemekler kayınvalideden, sazendelere, hanendelere de rica ederiz.Ben de hanendeyim ya zaten. Gazetelere ilan verdik. Şu tarihte lstinye'den bir 'saz sandalı' kalkacak, Beykoz'a gidecek diye mezesini, içkisini, sandalını tedarik eden mehtap sefasına katılabilir. Derken günü geldi, saati geldi, sandal hazır, sazendeler hazır, ama bizden başka gelen giden yok! Yola koyulduk. Akıntı ile gidi yoruz. Kürek çekmek yok, ses yok, öksürük yok. Bir nağra attım derken, Beykoz'a dognı 500 sandal olduk. Bu kez yalnız kürek hışırtılan duyuluyor. Orada bizi elektrikli donanmalarla karşıladılar sazlar, sarkılar, Safiye Ayla'nın sesi mehtaba yukseliyor! Çok, çok güzeldi. İnşallah bu güzel girişim tutar dedik. Sonra dağıldık, ama tutmadı. İşte Ustat Cemal Nadir'in sergide yer alan renkli karikaturü, bizim dillere dUşen bu mehtap sefamızı konu ediyordur." Sandalda Hazım Körmükçü, t. Galip Arcan, Mesut Cemil, Cemal Resit Rey, Fanık Nafiz Çamlıbel, Çallı Ibrahim ve Vasfi Rıza Zobu var. Cemal Nadir bu boğaz sefasına katılmamış olmalı. Katılsaydı sanırım bu karikatürU çizmeyebilirdi. Belki de mehtap gezisinden yan çiziyordu Cemal Nadir de. Basın Müzesi'nde izleyebileceğiniz bu ilginç sergi Selma Selçuker'in girişimi ve çabalarıyla Nişantaşı Lioness Kulübü'nün de yardımları ile gerçekleşmişti. ^
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle