Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
H AFTANIN KONUĞU 'Cinselliğe hep 'sorun' olarak yaklaşıldı' Batı'da cinselliğin Doğu dinlerindekinden çok daha farklı bir biçimde ele alındığını belirten İlhan Güngören, bugün artık epey gerilerde kalan "cinsel devrimin de cinselliğe "bir sorun" olarak yaklaşılması anlayışını pek değiştirmediğini söylüyor. Nlhal Ûn rotizm, hümanizmdir" sloganıyla, 60'h yıllarda büyuk umutlar yaratan cinsel devrimden günümüze kalan yalnızca bir düş kırıklığı mı? GUndelik yaşamın tekdüzeliğini, yeni duyumlar, coşku ve heyecanlar, yeni dorukların keşfiyle aşmanın mUmkUn olduğu biçimindeki düşünce ne kadar geçerli? Modern toplum insanı, 'büyülü seks Ulkesinin' kapılarını aralayan 'aşk'a şans tanıyor mıl? AIDS olgusu ile birlikte cinsel tutuculuğa geri dönülmüştür diyebilir miyiz? Zihnimizi meşgul eden bu soruları, Batıda cinsel devrim ile birlikte ilgi uyandıran, U/akdoğu dinleri ve gi/emciliği konusunda uzman, ilhan Güngören'e yöneltiyoruz. Zen Budizm ve Taoculuk üzerine çalışmalarıyla tanınan İlhan Güngören: E • Sayın tlhan Güngören, öncelikle 'cinsel devrim' ile Uzakdoğu dinleri arasında nasıl bir bağlantı var? Cinsel devrimin sözcülüğünü yapan Beat kuşağı ve hippilerin gizemciliğe yönelişini nasıl açıklıyorsunuz? • tlginçtir, benim Doğu felsefelerindeki yeni boyutları keşfetmem de Batı'yla birlikte olmuştur. Hıristiyan kültüründe aşağılanmış olan cinsellik, Doğu dinlerinde tanrısal yaratıcılık gücünün, bireydeki dışavurumu olarak ele alınıyordu. Batı'da çok yeni olan bu arayışlar Tantrizm'de olsun, Taoculuk'ta olsun çağımıza kadar gizliliğini sürdürmüş binlerce yıllık geçmişi olan bir öğretiydi. Bu öğretinin açıklık kazanması, olayın 'işportaya düşmesi' yenidir. Beat kuşağının önde gelen temsilcisi Jack Kerouac, "Zen Kaçıklan" adlı romanında Doğu usulü seks ayinlerinin San Fransiscolu beatniklerin dunyasma uyarlanmış biçimlerini anlatır. Aldous Huxley de "Ada" adlı romanında aynı konuyu işlemiştir. • Peki, "Herkes herkesle yattı, birçok olumsuzluklar yaşandı. Cinsel devrim insanlığa beklediği mutluluğu da getirmedi" deniliyor. Siz bu görüşe katılıyor musunuz? • Bu daha çok kadınların savunduğu bir görüş... Evet, AIDS'ten sonra cinsel devrimin bittiği kanısı yaygınlaştı. Bence cinsellik çok önemli bir konu. Cinsellikten vazgeçmek mümkün değil. Birçok dinde cinselliğin olumsuz yönlerini fark etmişler. Ama Budizm'de Katoliklikte olduğu gibi cinsellikten büsbütün vazgeçilmemiş. Cinsel enerji, fiziksel ve ruhsal enerjiye dönuştürülerek kullanılmış. tnsanın kendi kabuğunu kırması, bir başkasıyla bütünleşmesi, bu olağanüstü macerayı karşı cinsle birlikte yaşaması kadar guzel olan bir başka şey yok. Cinsellik insan yaşamının bir boyutu değil, bUtUnlüğünün içinde var. Cinsel potansiyelin ortaya çıkanlması için insanlığın birçok denemeye girmesi gerek. Cin Uzakdti* 1123 ytattlcM alaa , ftztHM* i» Zan Budizm vt Taoculıık komısunda yaptatı çevlriler, Inceleme ve kltaplanyta tanınan ilhan Güngören, Ankara Hakak Fakllteti HMnmı »lan BAııgomı, hrtMitol'da 1 U 7 yriına kadar uzunca Mr sira avukatiık yaptı. Yol Yaynlan'm A Z«n Budlza w D.T. Snrekl'dtn "Uçm Taalar" adlı kltakıyla 1980 TDK ÇtvM ödfllflnA aldı. bilir, çok eşlilik de. BUtUn mesele, insanın cinselliğe farklı yaklaşması. tnsanın kendisini, cinsel potansiyelini karşı cinsle tam bir uyum içinde ortaya çıkarabilmesi şart. Bu potansiyel açığa çıktıktan sonra insan bunu en olumlu, en verimli bir biçimde kullanabilir. bu potansiyeli ortaya çıkarmaya çahşabilir. Hangi yol en iyisi, burîa ben karar veremem. Her birey kendisi için en doğru olanı bulmalı. Yalnız, burada şunu belirtmeden geçemeyeceğim, dünyanın en güzel kadın ya da erkeğiyle yatağa girebilirsiniz de üzerinizdeki gerginlik ve stresi atamamış, kendini kanıtlama çabası içerisindeyseniz başarısız olmaya mahkumsunuz demektir. Gelip geçici, yüzeysel ilişkilerde, başarılı bir cinsel birleşme olabileceğine pek inanmıyorum. tnsan, en az on kez cinsel birleşmeye girdiğinde eşini tanımaya başbyor. Taocu scvlşme, sevişmeden haz almayı, multiorgazm yoluyla hazzı sel devrim gerçekten beklediğimizi getirmemişse bile bize yaşamda yeni duyumlar, coşku ve heyecanlar olduğunu göstermiştir. • AIDS'le birlikte cinsel tutuculuğa geri dönüş olduğundan söz edilebilir mi? • Cinselliğe Batı'da her zarnan bir 'sorun' olarak yaklaşıldı. Cinsel devrimle birlikte bu sorun çözümlenecek sanıldı. Bu yaklaşım bütünüyle yanlış. "Çok eşlilik mi, tek eşlilik mi daha lyi?" Mesele bu değil. Tek eşlilik de ola • Cinsel potansiyelin gelip geçici ilişkilerden çok, tek eşle paylaşılan yoğun bir cinsel yaşantıyla ortaya çıkanlması daha olası değil mi? • tnsanın yeni arayışlara, birçok eşe de ihtiyacı olabilir, tek eşle ya da grup seksle de 6