03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

B AZARIN PENCERESİNDEN Selçuk Erez T ürkiye'de "aile planlaması" konusunda oldukça ileri bir yasanın yıllardır yürürlükte bulunmasına karşın nüfus artış hızının, ziraatın, sanayinin, her türlü ticaretin sağladığı olanakları silip götürmesi engellenememiştir. Bu başarısızlıkta, konuya daha çok bir tıbbi sorun gibi bakılmasının önemli bir yeri vardır. Oysa sorun sadece tıbbi değildir; hukuki, sosyal, ahlaki, ekonomik yönleri algılanmazsa bu konuda başarıya ulaşılmak olanaksızdır. Sorunun özellikle insan haklan açısından, kadın haklan açısından kavranması bugüne kadar ertelediğimiz, ama sorunun tam anlamıyla kavranması için şart olan bir zorunluluktur. Ayrıca, "aile planlaması" konusu ele alınırken kürtajın unutulması, dışlanması da önemli bir eksiklik, büyük bir hatadır. Bugün Üçüncü Dünya ülkelerinde her yıl yaklaşık 200 bin kadının yetersiz koşullarda yapılan kürtajlar sonunda hayatlarını yitirdikleri, binlercesinin de bu tür işlemler sonunda uzun süre hastalandıkları ya da sakat kaldıkları hesaplanmıştır. Gelişmekte olan Ülkelerde her yıl 100 bin canlı doğum başına 500 anne yaşamını yitirmektedir. Anne ölümlerinin yüzde 25'i bu tür düşüklerden kaynaklanmaktadır. Bu ölüm oranlannı düşürmenin yolu, kürtajın her ülkede yasallaşması ve yeterli uzmanlar banndıran, yeterince donatılmış tıp merkezlerinde yapılması, bu tür merkezlerin sayılarının çoğaltılmasıdır. Bu gerçeklere karşın, geride bıraktığımız yıl, Rio de Janeiro'da "Üçüncü Dünya Ülkelerinde Kadın Sağlığı" konulu toplantıda konuşanlar, kürtajların önlenmesi için sadece doğum kontrolü araç ve gereçlerinin yeterli sayılarda dağıtılması gerektiğinden söz etmekle yetinmişlerdir. Bu tutumun ana nedeni, Reagan yönetiminin temsilcilerinin Katolik seçmene hoş görünmek için Mexico Cily'de toplanmış II. Uluslararası Aile Planlaması Konferansı'nda açıklamış oldukları ve halen yürürlükte olan bir ilkedir: ABD hükümeti, artık aile planlamasını konu edinen ve aynı zamanda kürtaj ile ilgili herhangi bir faaliyet gösteren kurumlara yardım etmemektedir. Üçüncü Dünya ülkelerinde aile planlaması konusunda çaba gösterenlerin bu konuda yardım koşulunu göz ardı etmeleri çok güçtür. Şu halde, ulusal sorunlarımızın bellibaşlıları için de geçerli olanların "aile planlaması" sorunumuz için geçerli olduğunu kavramaktayız: Dış çıkarlar burada da bizimkilerle yer yer kesişmekte, çelişmektedir. Kadın haklarından az bildiklerimiz "Yüksek riskli" kürtajlar Dunyanın her bölgesinde istemeden gebe kalan varlıkh kadınlar kürtaj olacak yeterince donanımlı hastane bulabilmektedirler. Ancak fakirfukara veya evlilik dışı gebe kalmış, ne yapacağını bilmeyen, ana ve babalarından korkan kız çocukları, uzun süre aranıp dolandıktan sonra genellikle elverişsiz koşullarda kürtaj olmaktadırlar. lyi beslen memiş, anemik (kansız) kadınlarda ilerlemiş gebeliği ğidermek için yapılan kürtajın riski de fevkalade artmaktadır: Yasal kürtajın gelişmiş ülkelerde 100 binde 2, gelişmekte olan Ulkelerde ise 100 binde 6 oranında, yasadışı kürtajın gelişmiş ülkelerde 100 binde 50, gelişmemişlerdeyse 100 binde 400 gibi yüksek oranlarda ölüme yol açacağı saptanmıştır. Bu gerçeğin anlaşılması aynen gebeliklerde olduğu gibi bir "yüksek riskli" kürtaj olgusunun tanımlanmasına yol açmıştır. Üçuncü Dünya ülkelerinde, bu vakalarda kansızlığın anne ölümlerinde rol oynayan önemli bir faktör olduğu anlaşılmıştır (Alauddin, M; Maternal MortaUty in Rural Bangladesh, Stud. Fam. Plann. 17: 13, 1986) Tıpkı "riskli" sınıfına giren gebeler gibi "riskli" sınıfına giren kürtaj vakalarının da iyi donanımlı ve personelli hastanelerde ameliyat edilmeleri ve izlenmeleri ölüm oranlarını düşürecektir. Her istenmeyen gebelik, aslında gebe kalmış kadının olduğu kadar toplumun yetersizliğinin, başarısızlığının sonucudur. İstenmeyen gebeliklere, böylece riskli kürtaj adaylarının varlığına yol açan, aslında bir toplumda yururlükte olan eksiklikler ve çarpıklıklardır. Bunları düzeltmeden, örneğin kız ve erkek çocuklanna üreme, aile planlaması konusunda yeterli bilgi vermeden, bu konuyu yok sayıp, gebe kalan varlıksız kadının ve genç kızın başvurabileceği kurumları oluştur mayan toplumlar, bir anlamda önce istenmeyen gebeliklere, sonra riskli kürtajlara yol açmaktadırlar. Bugün bu açıdan örgütlenmemiş toplumlarda daha az sayıda çocuk sahibi olmak isteyen milyonlarca kadın, teknolojiden korktuklarından, doğum kontrolü araç ve gereçleri konusunda yeterli bilgilere sahip olmadıklarından, kime, nereye başvurup bu konuda bilgi ve yardım edinebileceklerini bilmediklerinden ya da eşlerinin, ailelerinin olumsuz baskılan nedeniyle çağdaş aile planlaması olanaklarından yararlanamamaktadırlar. Gebe kalındığında utançtan, uğrayacağı aşağılayıcı muameleden, hakaretlerden korkan genç kadın, gebeliği için ne yapacağı konusunda geç karar verebilmekte ve bu karar sıklıkla yanlış olmaktadır. Bu genç kadınlara kötü davranan, onlara çıkış yolları göstermeyen, yardım etmeyen toplum, kötü sonuçların tek sorumlusu olarak isteği dışında, zamansız gebe kalmış kadını suçlamaktadır. Oysa burada başarısızlık, kadın kadar topluma da aittir. meyen zaman ve ilgisinin daha da azalmasına, onlara az gelen ekonomik olanakların büsbütün yok olmasına da yol açabilil. O zaman kürtaja başvurmak, o kadının tartışılmaz hakkıdır. Ayrıca bir kadının şu haklara sahip olduğu konusunda da tereddüte yer yoktur: "İstediği sayıda ve zamanda çocuk sahibi olma hakkı (yani istemediği zaman ve istediğinden çok sayıda gerçekleşen gebeliklere son verdirme hakkı). Bu hak kadının yaşamını, sağlığını kollamasına yol açan bir haktır. Zira gebeliğin sıklığı ve sayısı onun hayatını etkileyen faktörlerdir: Bir araştırmaya göre yaşamları boyunca ortalama 67 çocuk doğuran Afrikalı kadınların gebelikle ilgili bir nedenle hayatlarını yitirmeleri şansı 21'de l'dir. Batı Avrupa'da iki çocuk sahibi kadınlar için ise bu oran 10 binde l'dir" (Herz, B., Measham, A.: The Safe Motherhood Initialive Proposals, for Action. VVashinglon. D C Dünya Bankası, 1987). Kürtaj konusunda eşin ve gelişmekte olan çocuğun haklan ile kadımnkiler çeliştiğinde nasıl davranılması gerektiği tartışma konusudur. Genel kanı, bu durumda kişisel hak ve hukuk açısından kadının öncelik kazandığı merkezindedir: Zira burada kadının bedeni konusunda "self determinasyon" hakkı bahis konusudur. Oluşmakta olan çocuk, kadının vücudunun bir parçasıdır; erkek, genetik malzeme katkısında bulunduğu halde gebelik Urünü, erkeğin değil kadının vücudunda gelişmektedir. Şu halde erkeğin doğması beklenen bir çocuk konusundaki istekleri, kadının bedeni hakkında bağımsız karar verme hakkı ile çelişemez. Kürtaja karşı olanlar, oluşmakta olan çocuğun da bir kişi olduğunu ve bu kişinin yaşam hakkının da göz önünde tutulması gerektiğini ileri sürmcktedirler. Oysa, ana bedeni dışında yaşayamayacak, beyni vb. açısından belirli bir düzeye ulaşmamış gebelik iirününü bir "kişi" sayıp bu "kişi"nin hak ve hukukunu kadının hak ve hukukuyla çeliştiğinde öne almak, kadının beden ve ruh sağlığını bu durumda oluşmakta olan embriyonun hak ve hukuku yolunda harcamak, usla bağdaşmaz. • Ürelme ve cinsellikle ilgili hastalık, sakatlık ve korkulardan uzak kalma hakkı; • Saglıklı çocuklar doğurmak ve yetiştirmek hakkı. Şu halde bir kadına istemediği zaman, elverişsiz koşullarda gebe kalmasının önlenmesi konusunda yardım etmemek, bu koşullarda gebe kaldığında da ona yeterli bir ortamda kürtaj olanağını sağlamamak, temel kadın, temel insan haklarına karşı işlenmiş bir suçtur; hapishanelerde, insanlıkla bağdaşmayan koşullarda yaşatmak, işkence yapmaktan farkı yoktur. Bu konularda yasa çıkaracak, uygulama yapacak kurumların bir an önce etkin önlemler sağlanıası için de bu kurumlarda yeterli sayıda kadın temsilcilerin bulunması gerekir. Bu kurumlarda yeterli sayıda kadının bulunmasının, aile planlaması ve kürtajla ilgili yasa ve uygulamaların kadının çıkarlarına daha yatkın bir şekilde düzenlenmesi olasılığını arttıracağı kesindir. G Kadının gebelik ve cinsellikle ilgili temel haklan Gebelik, daima mutluluk getirmez. Gebelik, bazen bir kadının sağlığını, toplumdaki durumunu, temel haklarını tehdit edebilir. BUtün bunlar geçerli olmasa bile gebelik, bazen, bir kadının hayatta olan çocuklanna yet 12
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle