08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Roskilde Festivali'nin ünlü "Portakalar Renkii Sahne"sinde üç gün üç gece müzik... tıları, yırtık pırtık giysilerıyle ev işgalcisi BZ'ciler, tabii ki punklar, zincirliyü/üklü heavy metalci gençler ve belki inanılmaz gibi gelir; ama en güzel gömlekleri ve pantolonlarıyla kısa saçlı temiz yüzlü çocuklar, kavgasız gürültüsüz biraradaydılar. Roskilde Festivali Kopenhag'a 40 kilometre yakındaki Roskilde kentinin hemen dışındaki dcvasa büyüklükteki bir yeşil alanda yapılıyor. Daha önceden Avrupa'nın lıatta dünyanın dört bir yanından gelen gönüllü gençler, çadırlannı kurabilecekleri bir yer ve bedava yemek karşılığında alanın etrafını tel örgulerle çevirip üç gün boyunca her şeyin organize bir biçimde yürümesini sağlayacak büyük çadırları kurmaya başlıyorlar. Çadır derken, örneğin festivalin ana sahnesi, "Portakal Renkii Sahne", Taksim'deki Sular Idaresi'nin duvarlanndan daha gcniş, 34 katlı bir bınadan daha yüksek demek, abartma olmaz. Yine "Mavi Sahne" adı verilen çadır, sahnenin kendisinin dışında tamı tamına 5 bin izleyiciyi içine alabilecek bUyüklükte. Çadınn bir köşesine yerleştirilen dev ekran, sahneye uzak kaJanların sahnedeki detayları izlemelerini sağlıyor. Festival alanını çevreleyen tel örgU boyunca belli aralıklarla dizilen telsizli nöbetçiler, 400 krona yaklaşan (yaklaşık 110 bin lira) bilet parasını ödemeden içeri girmek isteyenleri engelliyor. Alanın bir bölümü, görevliler ve müzisyenler için aynimış. Sahnelerin bulunduğu büyük bölüm dışında bir de festivalcilerin çadırlannı kurup geceledikleri başka bir bölüm daha var tel örgulerle ayrılan. Sahnelerin bulunduğu bölümdc ise 5 ana sahneden başka neler yok ki: Bir kcre, her çeşit yemeğın satıldığı çadırdükkânlar. Roskilde'ye gelenler Danimarka'mn geleneksel ayakUstüyemeği sosisekmekten, şiş kebaba, dönerden "sağlıklı yemek" satan çadırlardaki vejetaryen yemeklere kadar, her türden yiyecekle karınlarını doyurmak imkânına sahipler. Sağlık çadınndaki belediye görevlilerinin işlevi ise sağlıklı yaşama konusunda festivalcileri bilgilendirmek. Sağlık çadırına uğrayanlar, AIDS, kalp hastalıkları, trafik güvenliği ve sağlıklı beslenme gibi konularda bilgi ve broşür alabiliyorlar. İlk sene AIDS kampanyası dolayısıyla bedava dağıtılan prezervatifler bu yıl Ucretli, ama pahalı değil. tki prezervatifi bir bira fiyatımn üçte biri olan 5 krona almak mümkün. Hem üç gün boyunca kaç prezervatif kullanılabilir ki zaten! Bu sene hava, 'yaramazlık' yapmadı. Festivalciler her ne kadar yağmura hazırlıklı geldilerse de üç gün boyunca g'*neşli bir havada se, re serpe güneşlenip, müzik dinlediler, biralarını içip esrarlarını çektiler. Cuma günü, 30 haziran öğledcn sonra: Festival alamnın yeşil çimleri henüz tertemiz. Tuvaletlerin önünde kuyruk yok. Ortalık idrar da kokmuyor. Alkol komasına gırip kusanlar ya da yarı baygın yerlerde yatanlar da henüz ortalıkta değiller. Akşama doğru ilk konserler başlıyor. Çadırlardan birinde Danimarkalı bir rock grubu ilk konseri veriyor. Sahnedeki erkek şarkıcı, sahne önüne toplanmış ellerinde bira şişeleri bulunan gençlerle sohbet ediyor: "Evet gençler neydi o, unultum, hani bir şey vardı, onun için gelinirdi buraya?" Gençler bakıyorlar. "Neydi hani o ? " Gençlerin, "Kadın!" diye koro şeklindeki bağırmaları çadırı dolduruyor. Konser bittiğinde festival alanı olağan görünümünc kavuşmuş durumda. Ycrlcr plastik bira bardaklanyla kaplı (bira, yerler cam kırıklanyla dolmasın diye şişc yerine plastik bardaklarda satılıyor). Ucuz yoldan kafa yapan elma şaraplarıyla belli bir "cıüzeye" ulaşan festivalciler yerlere şimdiden yayılmış durumda. Roskilde Festivali sadece mu/ik, bira ve seks değil tabii ki. Festival düzenleyicileri, festival alamnın sanatsal düzenlemesini bu yıl kendilerine "Paslanmış Develer" adını takan bir sanat grubuna vcrmişlcr. Grup elcmanları da festival alamnın çesıtli ycrlcrinc ılgınç heykel vc "sanat eserleri" yerleştırmışler. Bunlardan bıri de kısnıen yanmış bir balıkçı teknesi. Bir ucu toprağa gömulen teknenin içine betonla tutturulmuş bavullar var. Bavullar dinlenme yeri işlevi göruyorlar. Festivalciler bavulları alıp kaçmayı deniyorlar, özellikle bunlardan "Bond tipi" bir çanta, çok kişinin ilgisini çekiyor. Aııcak bavulların betonla tutturulmuş olması beğencnlerin hevesini kursaklarında bırakıyor. Balıkçı teknesi, daha ilk gündcn punkçıların denetimine geçmiş. Bu tür sanatın dışında, festivalin ilginç anlarından biri de Uluslararası Af örgülü'nün cuma gecesi gerçekleştirdiği ışıklı şovdu. ölüm cezasına karşı bir kampanya başlatan Af örgütü, Prince müziği eşliğinde lazer ışığıyla gerçekleştirdiği şovda, ölüm cezasımn korkunçluğunu anlatmaya çalışırken, izleyicilerin üzerine gerilmiş tellerden 1988 yılında tüm dünyada idam edilenleri sımgelcyen 1903 maske geçiriyordu. Af örgütü bu sayının resmi açıklamalara dayandırılan sayı olduğunu, gerçek sayının çok daha yuksek olduğunu söylüyor. Şovdan önce örgutün Amerikalı Genel Sekreter Yardımcısı Larry Cox da bir konuşma yaptı. Bu yılki Roskilde Festivali'nin en çok ilgi çeken ismi, kuşkusuz Suzanne Vega oldu. Festivalciler Vega'yı dinleyebılmek için birbirlerinin üzerine çıkarken, lngiliz Joe Cocker de yoğun bir ılgının odağını oluşturdu. Roskilde Festivali'nin belkemiğini rock ağırlıklı müzisyenler oluşturmasına ve festivalin bir "rock festivali" olarak anılınasına rağmen, bu rada her tür müziği dinlemek mümkün. Hatta tiyatro çadırındaki tiyatro gösterileri ve benzer aktiviteleri de saymak lazım. Festival yöneticileri " d o g u " müziği ağırlıklı "egzotik" programlarını paket şeklinde hazır alıyorlar. "Egzotik" program, merkezi Ingiltere'de bulunan WOMAD VVorld of Music Arts and Dance)'a bağlı müzisyenler tarafından olu$turuluyor. Bu senenin programında, Pakıslanlı "Sabri Kardeşler", Mısırlı "Nil Müzisycnleri", Hintli kadın şarkıcı Nasma Ahtar, Fransız, Cezayirlı ve Ispanyol müzisyenlerden olusan "La Mano Negro", Fransa'da yaşayan çeşitli uluslardan müzisycnlcrin kurduğu "I.es Negresses Verles" (Yeşil Zcncı Kadınlar ki grup uyelerı ne zencı ne dc kadın) vc Kubalı "Odqueslıa Reve" gibi isimler göze çarpıyordu. Roskilde Festivali gelecek yıl, 20. yaş gününü kutlayacak ve program belki daha yuklu ve çeşitli olacak... Avrupa'nın değişık köşelcrınden gelen gönullu gençler çadırlarını ve uyku tulumlarını yüklenip günlerce öncesinden festival alanını binlerce kişiye ev sahipliği yapacak şekilde hazırlayacaklar. Vc gelecek yıl yine binlerce kişi normal dünyalarından çıkıp her türlü "günahı" gönül rahatlığı içinde isleyecekleri üç gunluk bir gezıye çıkacaklar. Biz de yine, bu uç günun günahlarını yerindc izleyip sizlere yazacağız. • VVOMAD: Uçüncü Dünyanın 'otantik' müziği peşinde... M Danca),Asya, Afrika, GüneyAmerlkaveaddtoplumlarınınmuziğı.dansıvedeğışikkülturetkınlıklerıni daha genış bir ızleyıcı kesımıne sunmak için çalışıyor VVOMAD' ın 1980 yılındakı kuruluşuerkezi ingıltere'de bulunan Müzik Sanatı ve Dans Kuruluşu VVOMAD (VVorld Of Musıc Arts And na dünyaca unlü Peter Gabrlel öncüluk ettı VVOMAD'ın 1981 'de Ingılterre'de duzenledıği üç gunluk festıvale Burundı , Hındıstan, Çın ve Güney Afrıka'dan muzısyenlerın yanı sıra, Peter Gabrıel, David Byrne, "Echo And The Bunnymen" ve "The Beat" gıbı Batılı müzisyenler de katıldı Ne var kl 1981 yılında düzenlenen bu festival değişık nedenlerden dolayı büyük bir açıkla sonuçlanınca, VVOMAD'ın çalışmaları bir sure ıçın yavaşlatıldı Daha sonra Ingıltere'de düzenlenen ilk festıvalde oldu ğu gibi genış çaplı projeler yerine, daha küçük çaplı festıvaller düzenlemeye başlayan VVOMAD'ın, bugun kendı kurduğu ve Uçüncu Dünya ülkelerınden sanatçılann, müzıklerın yayımlandığı bir plak şırketı bulunuyor 1981 yılında Ingıltere'de düzenlenen VVOMAD Festivali'ne Fas'tan cadde satıcıları bıle davet edilerek mümkün olduğunca "otantik" bir atmosfer yaratılmaya çalışılmıştı. Festivalin zararını Peter Gabrıel kendisı ödemek zorunda kalmıştı. VVOMAD'a Turkıye'den, bıldığımız kadarıyla, yalnızca Selda ıle yurtdışında sıyaşı multecı olarak yaşayan Kurt ozan Slvan üye VVOMAD'ın değişık ülke folklorlarından örneklerle yayımladığı plaklardan bırınde Selda'nın söyledığı bir halk türkusü de bulunuyor "Günaha Son Çagrı" (ılmının müzığını yapan PeterGabriel, muzığın hazırlanışı ve lcrası sırasındabuyukölçudeVVOMADuyesımüzisyenlerdenyararlanmıştı PeterGabrıel'indahasonra"Pa88İon" (Tutku) adıyla plak halıne getırdığı fılm muzığının bir çok parçasında Dogu lolklorunun açıketkılerı du yulabllıyor. Fılm müziğıne katkıda bulunan Turk müzısyenı ise yıllardır Parıs'te yaşayan neyzen Kudsl Ergüneridı ( i 73EŞ .Festrvalde kimler yoktu kl: Derl ceketJller, hlppl kalıntılan, ev işgalcisi BZ'ciler... 19
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle