08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

BAŞKENT G Ü N L E R İ Müşerref Hekimoğlu Mavi söyleşiler, mavi kadınlar ve eşi, tatillerini her zamanki gibi Kuşadası'nda geçirdiler. Kupenhag büyükelçimiz Onur Öymen ve eşi Bodrum'da. Aktur, başkentten bir uzantı Ege'nin maviliklcrine. Yalnız diplomatlar değil, birçok başkentli orada buluşuyor tatil döneminde. Bodrum koyları bir yandan başkentleşiyor, öte yandan taşkcntleşiyor denebilir. Her koyda bir kooperatif ve beton yığınları. Mavi söyleşilerde turizm, doğa sorunlarıyla taşlamalar da eksik değil. Roma büyükelcimiz Necdet Tezel, Prag büyükelçimiz Cenap keskin de tatillerini Bodrum'da geçiriyorlar artık. Başka bir grup, Marmaris'te bir koyda, Cumhurbaşkanı Evren'in komşusu olacak. Dışişleri'nin yeni sözcüsü Murat Sungar, Pakislan büyükelçimiz Baki Ilkin, tatillerinin birkaç gününü yeni evlerini seyrederek geçirdiler. Belki de düş kırıklığına uğradılar. O yaz evinin arsasını aldıkları zuman seyredilen kıyıları hayli değişmiş ve de çirkinleşmiş buldular sanırım. Diplomatlar arasında Kıbrıs'a uzananlar da var. öncüsü Rahmi Giimriikçiioglu. Londra Büyükelçisi iken satın aldığı ev güzel bir dinlence köşesi, "Bir yazlık saray" diye anlatılıyor. Paris büyükelçimiz tller Türkmen ve tşı de ' Yeşilada' da dinleniyor artık. Mina Türkmen Paris'ten Istanbul'a geldi; ama yakın dostlarından başka duyan yok. Bir sefirenin, yoğun yaşamından sonra Istanbul'un trafiğine girerek tatil yapması düşünülemez. Kıbrıs'taki evi yerleştirip dinlenmeye hazırlanıyor Türkmen çifti. Belki de emeklilik dönemine bir hazırlık. mavi yolculuğu yabancı elçiler çok scvdi. Avusturya elçisinin hayran sözlerini, Devlel Bakanı Sermet Pasin ile biılikte dinledik. Sermet Pasin bir tepeyi gösterdi, Avusturyalı diploınatı kıskandırdı. Burası benim, ileride bir ev yapıp yerleşecegim. üatça'nın Belediye Ba^kanlıgı'na aday olacagım. Ulusu Hiikümeli'nin Devlet Bakanı, eski diplomat, o güzel köyde bir ev yaptırdı mı bilmem, görevi sona erince bir süre tstanbul'da oturdu, sonra da Floransa'ya ycrleşti galiba. Çirkinleşen Istanbul'a tepki mi acaba? Floransa, güzelliğini koruyan bir kent. Vaktiylc benim çok sevdiğim bir güzel kadın, değerli mimar Sedal Hakkı Eldem'in eşi Falıire Kldcm ile konuşuyorduk. Dünyada ii( kentte yaşumak islcrim, dedi; lstanbul, Paris, Kloransa. Fahire Eldem ile konuşurken tstanbul güzelliklerini yitirmemişti henüz. O güzel kadın bu yitikliği görmeden uyrıldı dünyamızdan. Onun öhiııui ile tstanbul da bir güzelliğini yitirdi denebilir. Kadife gibi yumuşak, çok hoş bir kadındı. Sermet Pasin Floransa'ya yerleşmiş, ama Arno Nehri'nde Ege'nin, Akdeniz'in mavisi var mı? "Mavi Yolculuk'Marı çok özlüyor sanırım. Belki de teknelerimiz karşılaşır bir gün... "Mavi Yolculuk'Marda çok ilginç rastlantılar oluyor. Geçen yaz Marmaris'te Allınyunus'un önünde demirleyince Başbakan Özal ve cşiyle karşılaştık. Semra Özal'ı, Artemis'e bir kahveye çağırdık, çok ilginç söyleşiler yaptık. Biz Göcek'e doğru yollandık sonra. Felhiye Körfezi'nin güzel koylarında dolaştık, bir gecemizi de Sdma Simavi'nin cennetınde, Domuz Adası'nda geçirdik. Bir kadın cliyle üretilen bir uygarlık köşesi Domuz Adası. Ancak öteki adalar. Çiğdem Simavi de "mavi" bir kadın. Fethiye Körfezi'nin koylarında. Simavi ve Hekimoğlu; arka planda, ttomuz Adası. koylar, denizin saydam maviliği ile her yer bir mavi cennet. Kimi başkentliler, uzun ayları bir "Mavi Yolculuk" özlemi ile boşuna yaşamıyorlar! Doğrusu ben de... Bir tekncnin ucunda mavi bir uykuya dalmayı, yaralı bercli yanlarımaC' mavi bir merhem sarmayı çok özlüyorum. "Halikarnas Balıkçısı Bodrum'da yatıyor. Profesör Seha Meray Marmaris'te. Mavi bir kadın olan Nimet Arzık'ı aile"mezarlığında toprağa verdik; ama.yattığı yerde Bodrum'daki değirmeni ve Ege'nin mavi şarkılannı dinliyor saııırını. Nimct Arzık da bir deniz kızı, Bodrum'a yerleşen öncü başkentlilerden. Yaz sonları esmerleşerek döner Ankara'ya, mavi gözlerinde şimşekler çakar. Son kitabı nedeniyle mavi günleri kısa sürdü bu yaz. Yıllar boyu aynı kentte yaşadık, ama azgördük birbirimizi. Rastlayınca daha çok görüşmekten söz cttik, sözümuzü tutamadık hiç. Son kez benimle bir röportaj yapacağını söyledi. Kadınca dergisi için. Ben böyle şcylerden hoşlanmam; ancak Nimct Arzık a "hayır" diyemezdim. lyi ki evet detnişim. Ama bir koşulum var; ben de onu yazacağım bir gün. Nimet Arzık'ı kestaneye benzetirdim ben. Dış kabuğu dikenli, içi sert, ama özü yumuşak bir kişi. O yumuşaklığa ulaşınca guzel diyaloglar oluşabiiir. Mavi gözlerinde şimşekler çakmaz, yıldızlar parlayabilir. En azından ben o parıltıyı da gördum. S ıcak günlerde başkent söyleşileri mavileşiyor. Kısa ya da uzun tatillerde deniz özlemini dindirenler mavi öyküler anlatıyorlar. Çeşme, Bodrum, Kuşadası, Marmaris, Datça, Side, Alanya öyküleri birbirine karışıyor. Bu öykulerde diplomatların da adı çok gcçiyor. özellikle yurtdışmda görcvli büyükelçilerin... Çoğu tatil için Türkiye'yc geliyor. Başka dcnizlerin mavisini sevmiyorlar galiba! Lahcy'dcn dönen Buyükelçi tsmcl Birscl, Kültürel llişkiler Daircsi'nden önce Çcşme'dc, Dalyan köydcki evinde dinlendi. O evin terasıııcla Ege'nin maviliklerini kucaklarken başka bir mavi düşünülcmez gerçckten. tsmet Birsel ressam diplomatlarımızdan. Lahey'de çok başarılı sergileri var. Tahran doneminin resimlerinden sonra Hollanda izlenimlcrini de meıakla bekliyor resinıseverlcr. Bonn Büyükelçimiz Reşal Anm ve eşi de Çeşmc'de kısa bir tatil yaptılar. Bavyera Başbakam'nı selamlamak için Istanbul'a döndüler sonra. Helsinki'den Amman'a atanan Büyukelçi Oktay Aksoy ve eşi de Çeşme'yi çok sever, ama bu kcz tatile vakit bulamadılar. Ankara'da iki gıın kalıp Amman'a uçtular. Denizc Akabe'de giretler artık. Cezayir'den Stockholm'e atanan Büyukelçi Lrdll Akay ve ;şı de Kuzcy Denizi'nde... Şu Stockholtn elçiliği de kime niyct kime kısnyt! Dışişleri'nde sorunlar çözümlenirken daha da düğümleniyor kimi /.aman. Her neyse, UNFSCO'dan merkeze dönen BüyUkcIçi Yalçın Kıırtbay mavi bir yolculukla emekliliğc meydan okuyor. Yılları geride bırakmış gibi. Yalçın Kurtbay ve eşi daha önce Helsinki'de bulundular, oğulları Sinan da mimarlık öğrenimini Helsinki'de yaptı ve kolunda güzel bir Fin kızıyla döndU lstanbul'a. Ipek gibi bir gelin, bir bilgisayar u/manı... Liiksemburg büyükelçimiz Erdogan Sanalan tlter Türkmen anılarım da yazacak nıı bakalım? Her zarrTan söylerim, mutlaka yazmalı, yazılanların çoğundan ilginç ve renkli olabilir. Bakanlığı döneminde Dışişleri konusunda (o zaman başbakan o konuta el koymamıştı) verdiği yemeklerde ne güzel konuşmalar yapardı. Bir öykü, bir espri ile diplomatik dilin usta bir sözcüsü tlter Türkmen. Bir akşam, galiba Kissinger ve eşi onuruna verilen yemekte ne güzel iğnclcr batırdı konuğuna! Kissinger'ın anıları yayımlanmıştı o aralık. tlter Türkmen çok zarif biçimde o uzun anılarda Kıbrıs sorununa ayrılun satırları bulmakta güçluk çektiğini söylüyor, güzel Ingilizcesi ile Kissinger'ı şasırtıyor. "Barış Güvercini"nin tngilizcesi, hâlâ kulağa batıyor biraz. tlter Türkmen'in anılarında mavi bir bölüm de olur sanırım. 12 Eylül doneminin ilk yıtıııda Dalça'ya bir yolculuğumuz var. Bir uçak dolusıı yerli ve yabancı diplomat. Esenboga'da bindiğimi/ uçaktan acele indik. Bomba var diye uyardılar, uçak değiştirdik. Dalaman'a havalandık. Oradan iki otobüs ile Datça Tatil Koyü'ne gittik. Keskin virajları dönerken kalbimiz çarpıyor, sonra güzel bir soluk alıyoruz. Her virajda Ege'nin başka bir güzelliği ile karşılaşıyoruz. Yabancı elçiler şaşkın, seyrediyor. Şimdi Lükscmburg'da olan Avusturya Büyükelçisi Ziegler ve eşi, o zaman Ankaıa'ya yeni gelmişler; her virajda "Fantastik" sözunü tekrarlıyorlar. Şimdi Washington'da olan Yunan Büyükelçisi de bizim otobüste. Elimizle tutacak kadar yakın Yunan adalarına bakarken tlter Türkmen güzel esprilerle meslektaşına diplomatik iğneler batırıyor. ABD Büyükelçisi Strausz Hupe de grupta. Yanında gorılleri var. Datça'da denize girerken önde ve arkada goriller, ortada yaşlı elçi ve çikolata renkli genç eşi ilginç bir tablo oluşturuyorlar. Datça'dan kuzeye, kısa bir Mavi söyleşilerle nerelere vardık bakın! Anılardan, acılardan soyutlanamıyor insan. Mavi söyleşiler de mavi gözlere takılıyor birden. Nimet Arzık nasıl ölür diyoruz! O bir "yediveren gülii"ydü. Duımadan güller açar kaleminde. Kimi çok dikenli; ama belli bir tepkinin, duyarlığın ürünü. Kırk bir kitap yazıyor, kırk ikiıı'ciye çalışırken ölüyor, belki de yorgunluktan. Ama Ureterek ölmek oııurlu bir olay değil mi?D Datça kıyılarında bir Mavi Yolculuk: Eski devlet bakanlarından Sermet Pasin, Müşerrel Hekimofllu ve Aı/usturya'nın eski Ankara Büyükelçisi Ziegler: Sermet Pasin, Datça'ya yerleşecejini anlatarak Avusturyalı diplomatı "kıskandınyor"...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle