Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Ç.K yaklaşık bır yıldır graffitıyle uflraşıyor Lise öğrencısı olan Ç K New York'ta çekılmış graffıtı fotoğraflarını gördukten sonra bu işe merak salmış. Graffıtılennde daha çok metal gruplarının şarkı adlarına, bazı deyımlere, kısaca metal sloganlara yer verıyor Bu uğraşın kendisını deşarj ettığını vurgulayan Ç K graffitının kendısı ıçın vazgeçilmez bır dunya olduğunu söylüyor (ustte ve yanda) "Ben, B.Ç. adında dığer bır graffitici arkadaşla geceleri çalışıyorum. Ben graffiti yaparken o etrafı gözluyor, o çahşırken ıse, ben. Iki kişilik ekıp halindc çalışmak, hem verimlilik hem de güvenlik açısından en iyisı." Graffitiyle ugraşırken başımza hiç ilginç bir olay geldi mi? "Evet, geldi tabii, anlatayım. üeçen yaz, bızım B.Ç.'yle birlikte, Buyük Çekmece'yi boyamaya karar verdik. Oece yarısı işe koyulduk. Ben, üstü açık bir tuvaleti boyarken B.Ç. de dışarıda gözcülük yapıyordu. Tam o sırada, 'Çık oradan canım, boyayla ananı s " diye bır ses duydum. B.Ç. bu sese, "Ne var, ne istiyorsun" diyerek cevap verdi. Ben boyayı elimden fırlatıp sifon telinin de yardımıyla, iki buçuk metrelik tuvaletten atlayarak kaçmaya başladım. Bu arada bileğimin Uzerine düşüp bileğimi de kırdım. Bu esnada, B.Ç., anlattığına göre, polis tarafından yakalanmış. Bizim metal ağırlıklı graffitiler, polis tarafıdan ilk önce politik propaganda sanılmış ve B.Ç. ekip arabasına çekilmiş; biraz nasihat ettikten sonra bizimkini serbest bırakmışlar. Fakat saat sabahın üçü olduğu için, B.Ç. kampa gircmemiş ve parkıa sabahlamış. Bir diğer olay ise, B.Ç.'nin fikri olan Yıldız Üniversitesi ve civardaki duvarları boyarken başımıza geldi: Gece tam duvarları boyamaya başlamışken, düdük seslerı ışıttık. Hemen boyaları kapıp kaçmaya başladık. Bekçi bızi Beşiktaş'a kadar kovaladı. Ortadan kaybolabilmek için, çevirdığımiz taksiyIe, yanımuda yeterli para olmadığından, ancak Ortaköy'c kadar gidebildik. Buradan B.Ç.'nin Rumelihisarı'ndaki evine, yanımızda hiç para bulunmadığından yaya olarak saat sabahın Uçunde varabildik. Graffiti yuzunden başınız bu kadar derde girmiş, daha da girebilir. Neden graffiti? "Graffiti benim için vazgeçilmez, sihirli bir dUnya. Bana içimdeki gizli tutkuları ortaya çıkartmamı; isteklerimi, sevgilerimi, heyecanlarımı, tanımadığım binlerce kişiyle paylaşmamı sağlıyor. Bence graffitinin sihri ve beni çekmesinin sebebi budur." Meraklısına, bol graffitili günler!... D